Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tesettürü bekleyen tuzak : Ruhunu kaybetmek (1 Kullanıcı)

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
Selamun Aleyküm,

Umran Dergisinde, Serdar Demirel imzasıyla yayınlanan bir yazıyı önemine binaen aynen aktarıyorum...

Takva - Örtü İlişkisi

Tesettürü tesettür yapan, onu giymiş bedenin taşıdığı ruhun kalitesidir, takvasıdır, vakarıdır. Bütün ibâdet ve davranışlarda olduğu gibi tesettürün ruhu da budur. Tesettürü podyumlarda mankenler de giyiyor; ancak, dikkat ettiyseniz tesettür o bedenleri örtmüyor, birkaç metre kumaştan başka bir şey ifade etmiyor. Manken tesettürü, “lütfen bana bak” etiketi gibi durmaktadır. Kadının kişiliğini değil dişiliğini öne çıkarmakta ve maalesef kadını cinsel bir obje olarak sunmaktan geri durmamaktadır.

Modernitenin kadına kurduğu en büyük tuzak, sözümona “özgürlük” kurmacasında onu soyup erkeğin cinsel objesi kılmasıdır. Modernitenin, koyduğu ölçülere göre, güzel olmayan ve cinsel obje olmaktan çıkmış yaşlı kadınlara tahammülsüzlüğünün sebebi de burada yatmaktadır. Bunun farkında olan Batı kadını ilerleyen yaşına rağmen genç ve güzel kalabilmek için estetik ameliyatlara, güzellik salonlarına servetler harcamaktadır. Zira, yine Batı’da ortaya çıkmış aydınlanma paradigması olan “düşünüyorum o halde varım”ın yerini “soyunuyorum, tüketiliyorum, o halde varım” almıştır. Ben varım diyen kadının varlığını özellikle bedeni üzerinden ispatlaması gerekmektedir. Sanatçı kişiliğinden daha fazla seksi özellikleriyle öne çıkmış güya sanatçılar ideal modeller olarak toplumun önüne konmuştur.

Genç nesillere Madonna’yı sorsak bilmeyen çıkar mı acaba? Yada artist, şarkıcı vb. taifeden isim sorulsa kaç isim bir çırpıda sayılabilir? Peki, akıl kalitesiyle, insanlığın yararına ürettikleriyle “ben varım” demiş hanım ismi sorulsa acaba aynı insanlar isim verebilirler mi? Neden keyfiyet sahibi hanımlar model olarak sunulmaz? Neden; estetik, cazibeli, soyunan kadın genç dimağlara model olarak sunulur? Bir Hz. Meryem, bir Hz. Aişe, acaba ne kadar modeldir? Bu pörsümüş zihniyetin şimdilerde tesettüre el atmasının aceb sebebi ne ola? Bu soruları çoğaltarak kendimize sormalı değil miyiz?

Örtülüyken Çıplak Olmak

Örtülüyken çıplak olmak mümkün müdür? İlginçtir, bu soru İslâm’ın ilk dönemlerinden beri tartışılır olmuştur. Böyle bir vakıa olduğundan değil elbette. Peygamber Efendimizin(s.) bir hadislerinde fitne tezahürlerinden olan; “örtülüyken çıplak kadınlar” zümresini zikrettiğinden, hadis şârihleri de bu konuyu vuzûha kavuşturmaya çalışmış; ‘hem örtülü hem de çıplak’ haberini ümmete bir uyarı olması sebebiyle de tartışmışlardır.

Öncelikle bu garabeti haber veren hadisi şerifi zikredelim:

Ebû Hureyre(r.a) Peygamber Efendimiz’in(s.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cehennem halkından iki sınıf var ki ben onları görmedim: 1) Yanlarında bulunan, sığır kuyruğu gibi kırbaç(cop)larla insanları döven bir topluluk, 2) Başları (saçları) deve hörgücü gibi olan, zarif ve cazibeli, giyinik oldukları halde çıplak kadınlar. Ki bunlar cennete giremeyecekleri gibi onun kokusunu bile alamayacaklardır. Oysa cennetin kokusu nice uzak mesafelerden alınır."

Hadis şârihlerinin bu hadisi anlamlandırmada zorluk çekmeleri hadisi anlamlandıramadıkları manasına gelmez. Ancak, bu garabetin yani örtünme ve çıplaklığın aynı anda birarada olması, tezatların birarada olması manasına geldiğinden şerhte zorlandıkları âşikârdır. Eğer Hadis şârihleri bizim gördüklerimizi görselerdi: “Ya Rab! Habibine bahşettiğin bir mucize herkese âşikâr oldu. Giyinik ama çıplak kadınlar zümresi bu asırda olduğu kadar başka hiçbir asırda tezahür etmedi!” derlerdi.

Söz hadis şârihlerinden açılmışken, onların mezkur hadis üzerine söylediklerinden bir nebze de olsa zikretmek sanırım yararlı olur:

Örtülüyken açık olma hali genel olarak; bedeni yahut bedenin tenini hissettirecek tarzda şeffaf giysilerle örtünmek, yahut kokular sürerek topluma çıkmak, kırıtarak yürümek, haramlara meyletmek vb. fitne tezahürleri tarzında anlaşılmıştır.

Bu yorumlara, örtüyü bedene yapışacak, beden hatlarını belli edecek tarzda dar ya da pantolon giyinme, tesettürü; bedeni teşhir eden, zararlı okları -yabancı bakışı- celbeden bir araç kılma halleri de katılabilir. Benim öncelikle bu hadisten anladığım, “Hicab’ı hicapsızlaştırmak” alarmıdır.

Kendisiyle röportaj yapan gazeteye, nargile içerken ve burnundan duman çıkarırken poz veren, toplum içinde elinde sigarayla tafra atan, Tarkan’ın konserine gidip en ön safta: “Tarkan! Senin için çıldırıyorum!” çığırtkanlığı yapan tesettürlü acaba ne kadar kendinde? Ve ne kadar tesettürünün bilincinde? Bu tür görüntüler tesettürün, metafizik alemle ilişkisini nasıl koparacağının alametidir; sekülerleşmesidir.

Son Söz

Takvâ, Allah Teala karşısında ruhun tüm samimiyetiyle saygı duruşudur. Amele yansıması da O’nun buyruklarını sevgi ve korku dengesinde eda etmektir.

Kur'ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:
“Allahü Teala o takvâ sâhiplerini sever.”(Âl-i İmrân: 76)

Zira, Allah’a itaatin ve butün güzel davranışların temelidir takvâ. Takvâsız tesettür vakarsızdır; işte bu nokta, tesettür özelinde ibâdet ve geleneğin ayrıştığı noktadır.

Tesettürden takvâ çalınmak isteniyor; yani tesettürün ruhu isteniyor; sözün özü, tesettür katledilmek isteniyor. Bu cinâyete dur diyelim. Suskunluğumuzla, tepkisizliğimizle bu cinâyete ortak olmayalım.

Tesettürü, üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştıramaz. Tesettürü ancak bizim duyarsızlığımız ruhsuzlaştırır, ahlâksızlaştırır. O zaman üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştırılmış tesettüre geçit verir. Şu bilinmelidir ki, yasak ‘birkaç metrelik kumaş parçasına’ değildir, yasak o kumaştaki ruhadır; ahlâkadır; özedir.

Davetkâr bir bakış İslâm’da nasıl reddedilmişse, davetkâr bir tesettürün de reddedileceği izahtan varestedir. Tesettür herşeyden önce ruhsal bir edeptir; bu onun bedensel bir edep olduğunun inkarı değil bilakis gerekçesidir.

Nûr Suresi’ne iman etmiş bir tesettür bu edebi en güzel şekilde temsil edecektir!
 

kalemgenç

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
499
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
s.a. değerli abimiz bu güzel paylaşımınız için ALLAH razı olsun.hele de günümüzde bu gibi örtü çok moda olmuşken isabet olmuş.
selam ve dua ile.....
 

melek4545

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
3,460
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
32
Konum
İstanbul
allah razı olsun kardeşim cok güzel bi paylaşım :T
 

edam005

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
982
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Tesettürden takvâ çalınmak isteniyor; yani tesettürün ruhu isteniyor; sözün özü, tesettür katledilmek isteniyor. Bu cinâyete dur diyelim. Suskunluğumuzla, tepkisizliğimizle bu cinâyete ortak olmayalım.

Tesettürü, üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştıramaz. Tesettürü ancak bizim duyarsızlığımız ruhsuzlaştırır, ahlâksızlaştırır. O zaman üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştırılmış tesettüre geçit verir. Şu bilinmelidir ki, yasak ‘birkaç metrelik kumaş parçasına’ değildir, yasak o kumaştaki ruhadır; ahlâkadır; özedir.

Davetkâr bir bakış İslâm’da nasıl reddedilmişse, davetkâr bir tesettürün de reddedileceği izahtan varestedir. Tesettür herşeyden önce ruhsal bir edeptir; bu onun bedensel bir edep olduğunun inkarı değil bilakis gerekçesidir.



selamün aleyküm..öncelikle hoşgeldiniz cemal ağabey..
bir kaç gündür inanamayacaksınız ama yazının içeriğiyle aynı düşünceleri beynimde paylaşıp kendi kendime söylenip duruyordum..
bazı nedenlerden ötürü..
evet hakikaten yazı bizi yani tesettür denilen çok önemli bir meselemizi aşikar ortaya dökmüştür..sağolasınız paylaştığınız için..
Rabbim biz ve müslüman genç kızlarımızı hakkıyla örtünenlerden..örtüsüne sımsıkı sarılanlardan kıymetini bilenlerden eylesin..
Allaha emanet olunuz..
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
Selamun Aleyküm,

s.a. değerli abimiz bu güzel paylaşımınız için ALLAH razı olsun.hele de günümüzde bu gibi örtü çok moda olmuşken isabet olmuş.
selam ve dua ile.....

Hepimizden Allah razı olsun... Rabbim her birimizi takvada yarışanlardan eylesin inşaallah...

Allah'a emanet olun...

allah razı olsun kardeşim cok güzel bi paylaşım :T

Allah hepimizden razı olsun, inşaallah gençlerimize, inanç ve takva konusunda bir ölçü belirlemeleri için bir uyarı olur...

Allah'a emanet olun...

Tesettürden takvâ çalınmak isteniyor; yani tesettürün ruhu isteniyor; sözün özü, tesettür katledilmek isteniyor. Bu cinâyete dur diyelim. Suskunluğumuzla, tepkisizliğimizle bu cinâyete ortak olmayalım.

Tesettürü, üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştıramaz. Tesettürü ancak bizim duyarsızlığımız ruhsuzlaştırır, ahlâksızlaştırır. O zaman üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştırılmış tesettüre geçit verir. Şu bilinmelidir ki, yasak ‘birkaç metrelik kumaş parçasına’ değildir, yasak o kumaştaki ruhadır; ahlâkadır; özedir.

Davetkâr bir bakış İslâm’da nasıl reddedilmişse, davetkâr bir tesettürün de reddedileceği izahtan varestedir. Tesettür herşeyden önce ruhsal bir edeptir; bu onun bedensel bir edep olduğunun inkarı değil bilakis gerekçesidir.



selamün aleyküm..öncelikle hoşgeldiniz cemal ağabey..
bir kaç gündür inanamayacaksınız ama yazının içeriğiyle aynı düşünceleri beynimde paylaşıp kendi kendime söylenip duruyordum..
bazı nedenlerden ötürü..
evet hakikaten yazı bizi yani tesettür denilen çok önemli bir meselemizi aşikar ortaya dökmüştür..sağolasınız paylaştığınız için..
Rabbim biz ve müslüman genç kızlarımızı hakkıyla örtünenlerden..örtüsüne sımsıkı sarılanlardan kıymetini bilenlerden eylesin..
Allaha emanet olunuz..

Allah razı olsun kardeşim, hışbulduk...
Eminim ki, yazının içeriği hepimizin sıkıntısı ile paralel... Hepimiz aynı konularda rahatsız oluyoruz... Bunları ısrarla gündemde tutup bir sonuca ulaşabilmek sanırım hepimizin ortak dileği...
Allah hepimizin gönlüne göre versin, Allah'a emanet olun...

Nûr Suresi’ne iman etmiş bir tesettür bu edebi en güzel şekilde temsil edecektir!
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Tesettürü, üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştıramaz. Tesettürü ancak bizim duyarsızlığımız ruhsuzlaştırır, ahlâksızlaştırır. O zaman üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştırılmış tesettüre geçit verir. Şu bilinmelidir ki, yasak ‘birkaç metrelik kumaş parçasına’ değildir, yasak o kumaştaki ruhadır; ahlâkadır; özedir.
Allahcc hakkı hak bilip ittiba edenlerden eylesin..
Düşürmesin nefsin pususuna..
Allahcc razı olsun.
Gönlünüze bereket...
BESMELE...SELAM...DUA..
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Selamun aleyküm değerli abim, hayırlı bir hafta dilerim inşallah.

Tesettür konusunu ben de eda kardeşim gibi daha dün konuşmuştum. Dün hadis-i şerifleri babaanneme okurken ''kendisinin okuması yok'' takva ile ilgili bir hadisten sonra ''her hadisi şerife bir yorum yapıyor,sohbet ediyoruz'' şöyle dedi;

''anam,bacım Allah'dan korkmazda nasıl örtünmezsiniz? Ateşte yanacaklar bilmiyorlar mı? Bunlarda hiç akıl yok, olsa çıplak gezerler mi?

Bu cümleyi kuran kişi 98 yaşında , okumuşluğu yazmışlığı yok. Aklıda zaman zaman gidip gelmekte. Üstelik okur yazarlığı olmadığı içinde kendisini cahil görüp, okur yazarlara hep özenir. ''Okumayı bilsem daha çok şey öğrenirdim der''

Bugün kadınlığının tüm cazibesini ortaya döküp, gözümüzün önünde salınan reziller ise, genç, dinamik, aklı başı yerinde üstelik okumuş ve yazarlar... En vahim olanı ise başlarına ''başörtüsü adı altında'' bir bez parçasını bağlıyorlar ve ''ben tesettürlüyüm'' diyorlar. Yazık, yazık ki ne yazık...

Allah cc hidayet versin, ne diyebiliriz ki başka?

Selametle..
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
37
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
selamun aleyküm...


tesettür çok boyutlu ve itina isteyen bir meseledir..takva elbisesini giymek onu taşımak o bedene takva ruhunu yapıştırmak çok kolay degil beşer hayatta..bunu başaran ruh inşa-ALLAH tesettür emrinin hakkını vermiş olur...

meseleyi genişletirsek neler çıkacaktır neler...en basit olarak yakın çevremizin fikirlerini bile burada söylersek durumun vahimiyeti ortaya cıkar...

bilinçli bi toplum,emir ve yasakları çocuklarına aşılayan,ALLAH celle celalüh un varlıgını birligini peygamberimizi yavrularına anlatabilceke kapatisedeki bilinçli anne ve babalara ihtiyaç var...
eger şu anda tesettür bu kadar sorun teşkil ediyorsa(haşa),bunda anne ve babaların baş rol oynadıgını söylemek kaçınılmaz bir gerçek...

bu yazıdada belirtildiği gibi her 3 tesetürlü bayandan nerdeyse 1 'kapalı ama açık' konumunda malesef...buda 'tesettürün' tam anlamı ile ne manaya geldiğini 'tesettür' emrinin neyi ifade ettigini bilemeyişimizden kaynaklanıyor...

umarım ki tesettür bilinçi en başta ailelerimize daha sonra tüm topluma yerleşir..ve artık bu huzur bu nur sorun teşkil etmekten çıkar...bu mutlulugu,bu hazzı tüm mümine kardeşlerimiz hakkını vererek tadar...

yazıyı paylaştıgınız için teşekkür ederim..

selam ve dua ile..


 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
Selamun Aleyküm,

Tesettürü, üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştıramaz. Tesettürü ancak bizim duyarsızlığımız ruhsuzlaştırır, ahlâksızlaştırır. O zaman üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştırılmış tesettüre geçit verir. Şu bilinmelidir ki, yasak ‘birkaç metrelik kumaş parçasına’ değildir, yasak o kumaştaki ruhadır; ahlâkadır; özedir.
Allahcc hakkı hak bilip ittiba edenlerden eylesin..
Düşürmesin nefsin pususuna..
Allahcc razı olsun.
Gönlünüze bereket...
BESMELE...SELAM...DUA..

Amin, Amin, Amin... Allah razı olsun mürmüdük kardeşim... Allah dualarını kabul etsin, tüm müslümanların hakkıyla iman ve ibadetini nasip etsin...

Allah'a emanet ol...

Selamun aleyküm değerli abim, hayırlı bir hafta dilerim inşallah.

Tesettür konusunu ben de eda kardeşim gibi daha dün konuşmuştum. Dün hadis-i şerifleri babaanneme okurken ''kendisinin okuması yok'' takva ile ilgili bir hadisten sonra ''her hadisi şerife bir yorum yapıyor,sohbet ediyoruz'' şöyle dedi;

''anam,bacım Allah'dan korkmazda nasıl örtünmezsiniz? Ateşte yanacaklar bilmiyorlar mı? Bunlarda hiç akıl yok, olsa çıplak gezerler mi?

Bu cümleyi kuran kişi 98 yaşında , okumuşluğu yazmışlığı yok. Aklıda zaman zaman gidip gelmekte. Üstelik okur yazarlığı olmadığı içinde kendisini cahil görüp, okur yazarlara hep özenir. ''Okumayı bilsem daha çok şey öğrenirdim der''

Bugün kadınlığının tüm cazibesini ortaya döküp, gözümüzün önünde salınan reziller ise, genç, dinamik, aklı başı yerinde üstelik okumuş ve yazarlar... En vahim olanı ise başlarına ''başörtüsü adı altında'' bir bez parçasını bağlıyorlar ve ''ben tesettürlüyüm'' diyorlar. Yazık, yazık ki ne yazık...

Allah cc hidayet versin, ne diyebiliriz ki başka?

Selametle..

Allah razı olsun hasgül kardeş, inşallah babaannenizdeki iman, inanç ve bilinç nice okumuşlara da nasip olur... Keşke o da okuyabilseydi...

Allah'a emanet olun...
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
selamun aleyküm...


tesettür çok boyutlu ve itina isteyen bir meseledir..takva elbisesini giymek onu taşımak o bedene takva ruhunu yapıştırmak çok kolay degil beşer hayatta..bunu başaran ruh inşa-ALLAH tesettür emrinin hakkını vermiş olur...

meseleyi genişletirsek neler çıkacaktır neler...en basit olarak yakın çevremizin fikirlerini bile burada söylersek durumun vahimiyeti ortaya cıkar...

bilinçli bi toplum,emir ve yasakları çocuklarına aşılayan,ALLAH celle celalüh un varlıgını birligini peygamberimizi yavrularına anlatabilceke kapatisedeki bilinçli anne ve babalara ihtiyaç var...
eger şu anda tesettür bu kadar sorun teşkil ediyorsa(haşa),bunda anne ve babaların baş rol oynadıgını söylemek kaçınılmaz bir gerçek...

bu yazıdada belirtildiği gibi her 3 tesetürlü bayandan nerdeyse 1 'kapalı ama açık' konumunda malesef...buda 'tesettürün' tam anlamı ile ne manaya geldiğini 'tesettür' emrinin neyi ifade ettigini bilemeyişimizden kaynaklanıyor...

umarım ki tesettür bilinçi en başta ailelerimize daha sonra tüm topluma yerleşir..ve artık bu huzur bu nur sorun teşkil etmekten çıkar...bu mutlulugu,bu hazzı tüm mümine kardeşlerimiz hakkını vererek tadar...

yazıyı paylaştıgınız için teşekkür ederim..

selam ve dua ile..



Selamun Aleyküm,

Yazıyı detaylarıyla ele almanız çok olumlu olmuş >AYLİN< kardeş...
Allah razı olsun...
Benim de amacım konunun üzerinde detaylı mülahazaların yapılabilmesi için gündem ve ortam oluşturmaktı zaten...

Belirttiğiniz gibi konu çok boyutlu ve dış etkenlerin fazlaca müdahil olabildiği bir konu... Anna-Baba bilinci ile beraber çevre (Mahalle) baskısı, kızlarımızın özenti ve moda merakı, devletin erkânının yanlış politikaları, bilgi eksikliği ve daha bir çok etkili sebep sonucunda mevcut sıkıntılar ortaya çıkıyor...
Bu sebeplerin hepsi ile birden mücadele ise maalesef çok kolay olmuyor...

O zaman bizler hepimiz bu ifadelerin muhatabı olan kızlarımızı uzaktan kınamak yerine onlar için neler yapabileceğimizi düşünmek zorundayız...
Gerek aile içinde, gerekse sivil örgütler (vakıf, dernek v.s.) aracılığı ya da daha başka yöntemler geliştirmek suretiyle bu sorunlara bizlerin çözüm üretmesi gerekiyor...

Kısacası düşüncesizliği düşünceye, bilinçsizliği bilince ve eylemsizliği eyleme dönüştürmek zorundayız...

Aksi takdirde sadece o kınadığımız hanım kardeşlerimiz değil hepimiz vebal altında olacağız...

Allah hepimize bir çıkış yolu ve kolaylıklar ihsan etsin inşaallah...

Allah'a emanet olunuz...
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,044
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatuhu


" TESETTÜR DERİMİZ GİBİDİR......."

başka bir konumuzda geçen yazımdan biraz alıntı yapacağım izninizle...

"korkun değerli kardeşim korkun...
ama memur olamamaktan değil
insan olamamaktan korkun
Hak'kın verdiği görevleri layıkıyla yapamamaktan korkun

açık yerlerinize şehvetle bakan diğer insanların içinden geçenlerden korkun
kabre girdiğimizde sorulacaklardan korkun
tekrar Sur'a üfürüldüğümüzde nasıl haşrolacağız ondan korkun
ALLAH c.c. 'ın karşısında nasıl hesap vereceğiz ondan korkun

korkun değerli kardeşim

bu dünyanın bitmez nefsinden korkun

ve aramıza katılın
ALLAH c.c. rızası ve Hz.Muhammed Mustafa(s.a.v.)'in şefaati için
Okuduğunuz Kur'an-ı Kerim'in Hakkı için

Düşünün bir kez daha DÜNYADAKİ ŞEHVET HAYATI mı?

Yoksa kazanılmış AHİRET hayatımı???

ALLAH c.c. rızası için bir kez kapandınız mı hangi gönül onu açabilir ki????

Bir kez daha düşünün kardeşim

ve korkun

GEÇ KALMAKTAN.....



tesettür kalp ile başlar....
Allah'a c.c. tam tevekkül ile devam eder...
Hakkıyla verebilmek için gönül gözümüzü açmalı ve tüm nefsi duygulardan kendimizi arındırmalıyız....
Arzu duyduğumuz markalı -renkli-göstermelik için takınan örtüler ahirette yanınızda olacak mıdır acaba...Ya Rabbim onlara KONUŞ dediğinde ne olacak....

Bir düşünün....
ahiret düşünüldüğü gibi hiç uzak değil...
hele ölüm....ondan da yakın...

Gökkuşağının tüm renklerini kalbinize gömün...
Her bir karakterinizde bir renginiz açsın....
eşarbınızda yada kısa eteğinizde değil...
gönül gözünüzle sevin renkleri....
yüzünüze sürdüğünüz boyalarda değil...


Rabbim HAK için Yaşayıp HAK için ölenlerden eyleisn bizleri inşallah

Esselamün Aleyküm
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatuhu


" TESETTÜR DERİMİZ GİBİDİR......."

başka bir konumuzda geçen yazımdan biraz alıntı yapacağım izninizle...

"korkun değerli kardeşim korkun...
ama memur olamamaktan değil
insan olamamaktan korkun
Hak'kın verdiği görevleri layıkıyla yapamamaktan korkun

açık yerlerinize şehvetle bakan diğer insanların içinden geçenlerden korkun
kabre girdiğimizde sorulacaklardan korkun
tekrar Sur'a üfürüldüğümüzde nasıl haşrolacağız ondan korkun
ALLAH c.c. 'ın karşısında nasıl hesap vereceğiz ondan korkun

korkun değerli kardeşim

bu dünyanın bitmez nefsinden korkun

ve aramıza katılın
ALLAH c.c. rızası ve Hz.Muhammed Mustafa(s.a.v.)'in şefaati için
Okuduğunuz Kur'an-ı Kerim'in Hakkı için

Düşünün bir kez daha DÜNYADAKİ ŞEHVET HAYATI mı?

Yoksa kazanılmış AHİRET hayatımı???

ALLAH c.c. rızası için bir kez kapandınız mı hangi gönül onu açabilir ki????

Bir kez daha düşünün kardeşim

ve korkun

GEÇ KALMAKTAN.....



tesettür kalp ile başlar....
Allah'a c.c. tam tevekkül ile devam eder...
Hakkıyla verebilmek için gönül gözümüzü açmalı ve tüm nefsi duygulardan kendimizi arındırmalıyız....
Arzu duyduğumuz markalı -renkli-göstermelik için takınan örtüler ahirette yanınızda olacak mıdır acaba...Ya Rabbim onlara KONUŞ dediğinde ne olacak....

Bir düşünün....
ahiret düşünüldüğü gibi hiç uzak değil...
hele ölüm....ondan da yakın...

Gökkuşağının tüm renklerini kalbinize gömün...
Her bir karakterinizde bir renginiz açsın....
eşarbınızda yada kısa eteğinizde değil...
gönül gözünüzle sevin renkleri....
yüzünüze sürdüğünüz boyalarda değil...


Rabbim HAK için Yaşayıp HAK için ölenlerden eyleisn bizleri inşallah

Esselamün Aleyküm

Selamun Aleyküm,

Konuya katkılarınızdan dolayı Allah razı olsun berat05 kardeş...
Görülen o ki, konu ciddi anlamda kardeşlerimizin gündeminde... Gelen yorumlar bunu gösteriyor...

İnşaallah sadece söylemden ibaret kalmaz da çözüm üretmek için de gayret içerisinde olur her bir kardeşimiz... Çünkü şikayetçi olduğumuz her kızımız, her hanım kardeşimiz gene bizim kızımız, bizim eşimiz ya da kardeşimiz... Bu kardeşlerimize EDEB YA HÛ anlayışını öğretmek de bizim görevimiz elbette...

Allah hepimize iman kuvveti versin, yanlışlarımızdan uzaklaşıp hak ve doğru üzerinde yürümeyi nasip etsin inşaallah...

Allah'a emanet olun...
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
37
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
Selamun Aleyküm,

Yazıyı detaylarıyla ele almanız çok olumlu olmuş >AYLİN< kardeş...
Allah razı olsun...
Benim de amacım konunun üzerinde detaylı mülahazaların yapılabilmesi için gündem ve ortam oluşturmaktı zaten...

Belirttiğiniz gibi konu çok boyutlu ve dış etkenlerin fazlaca müdahil olabildiği bir konu... Anna-Baba bilinci ile beraber çevre (Mahalle) baskısı, kızlarımızın özenti ve moda merakı, devletin erkânının yanlış politikaları, bilgi eksikliği ve daha bir çok etkili sebep sonucunda mevcut sıkıntılar ortaya çıkıyor...
Bu sebeplerin hepsi ile birden mücadele ise maalesef çok kolay olmuyor...

O zaman bizler hepimiz bu ifadelerin muhatabı olan kızlarımızı uzaktan kınamak yerine onlar için neler yapabileceğimizi düşünmek zorundayız...
Gerek aile içinde, gerekse sivil örgütler (vakıf, dernek v.s.) aracılığı ya da daha başka yöntemler geliştirmek suretiyle bu sorunlara bizlerin çözüm üretmesi gerekiyor...

Kısacası düşüncesizliği düşünceye, bilinçsizliği bilince ve eylemsizliği eyleme dönüştürmek zorundayız...

Aksi takdirde sadece o kınadığımız hanım kardeşlerimiz değil hepimiz vebal altında olacağız...

Allah hepimize bir çıkış yolu ve kolaylıklar ihsan etsin inşaallah...

Allah'a emanet olunuz...

aleyküm selam kıymetli büyüğüm...

namaz kılmak oruç tutmak hacca gitmek zekat vermek ve kelime-i şehadet getirmek ne kadar farzsa kapanmakta o kadar farz..niye bu anlaşılmıyor? niye bir farz görevi bu kadar irdeleniyor? bu kadar yargılanıyor.??
bilmiyorlar mı ayet ile sabittir.? bilmiyorlar mı cehennem azabını arttırıcıdır.??

açmak açılmak bu kadar önemlimidir??
teşhir etmek,edilmek neden bayanların hoşuna gider???


madem bizim düşünce özgürlügümüz var neden yasalar açık,kızlı erkekli okumayı uygun görüyor... eğer ki kapalı ve tc vatandaşlıgının kanıtı olan pembe kimlik kartına sahib ise bir bayan o da devletin okulunda -ÖZGÜRLÜK- kavramında başını kapatıp haramdan uzak bir şekilde okuyabilmeli..kızlarımız bu karmaşa içinde tereddüte düşüyor ve çogu fazr görevini yarım bırakıyor..
vebalini kim ödeyecek? devlet erkanı mı , anne , baba , komşu , kardeş , arkaba...???

hangimiz bıçak üstüne yatırırız sevdigimizi yada hangimiz atarız ateşe canımızı kanımızı....

nereye bu gidiş bu sözler kime bu yargılar kime bu anlamsız kargaşa neye????

bilmezmmiyiz ölüm var bu da bir gerçek

bilmezmiyiz ki azap var cennet var....

ahir zamanın tecelli ettigi bu girdapdan hakkı ile çıkmayı nasip etsin mevlam....

sözler kifayetsiz....

RAHMAN RAZI OLSUN BU DAVAYA YÜREKLERİNİ KOYANLARDAN....


 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
Selamun Aleyküm,

Esnaflık yapan bir kardeşimizin müslüman hanım kardeşlerimize hitaben yazmış olduğu oldukça uzun bir mektubun yalnızca bir bölümünü aktarmak istiyorum...

"Muhterem Başörtülü Kardeşlerim,

Şimdi sizlere bu mektubu yazma sebebim olan noktalara değinmeye geçebilirim. Burada bazı hanım kardeşlerimizin özellikle yaz aylarında düştükleri örtünme ve giyinme yanlışlarını madde madde sayarak sizleri uyarmak istiyorum:

A- SOKAKTA GİYİLEN ELBİSEDE YAPILAN YANLIŞLIKLAR:

1- İçi gösteren astarsız ve ince gömlek, elbise, özellikle etek (şifon ve organze türü):
Bazı kardeşlerimiz sokakta dış elbise olarak, güneş ışığı veya dükkanların ışıkları vurduğu zaman ve hatta ışık vurmadan bile içini gösteren ince elbise veya ceket altı etek giyiyorlar. Bu da çok vahim sonuçlara neden oluyor ve maalesef bazen içiniz görünüyor. Kardeşlerimiz bu tavırlarıyla yukarıda saydığımız 2, 3, 4 ve 5. hadislere aykırı davranıyorlar. Lütfen bu hataya düşmeyiniz.

2- Dar ve vücuda yapışan elbise, tişört ve gömlek:
Sokakta dış elbise olarak bu tür şeyler giyilince vücut hatları belli oluyor ve erkeklerin dikkatini çeker bir hale geliyor. Bu tür giyinişler de örtünme emrinin genel amaçları ile yukarıdaki 3. ve 4. hadislerin emirlerine aykırı. Lütfen sokakta ve yabancı erkeklerin yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri giymeyin.

3- İçi göstermese ve dar olmasa bile kumaşının türü sebebiyle vücuda yapışan ve vücut hatlarını belli eden elbise ve etek. (Buzy, ipekli türü vb.):
Bir üst maddedeki mahzurlar bu tür giyinişte de mevcut. Lütfen sokakta ve yabancı erkeklerin yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri giymeyin.

4- Pantolon:
Bazı başörtülü hanım kardeşlerimiz dış giysi olarak beline kadar bir üst elbise veya ceket giydiği halde belden aşağısı açıkta kalacak şekilde altına pantolon, hatta bazen dar pantolon ve hatta ne kadar acıdır ki bazen de bulucin giyiyorlar. Bu da vücut hatlarını belli ediyor. Üstelik başörtülü bir hanımın böyle giyinmesi daha çok dikkat çekiyor ve İslâm`la alakası olmayan insanların bile "Şuna bak bir de başörtüsü takıyor!" demesine neden oluyor. Onların öyle demesi bir yana bu tür giyinişler örtünme emrinin genel amaçları ile çelişki halinde. Bir de bu tür bir giyiniş yukarıdaki 7. hadiste geçen Peygamber Efendimizin, kadınların erkeklere benzemesini yasaklayan emrinin sınırlarını zorluyor. Lütfen bu tür olumsuzluklara sebep ve bir erkek giysisi olan pantolonu burada belittiğimiz şekliyle sokakta giymeyiniz.

5- Kısa kollu elbise:
Hayret edilecek bir şekilde son zamanlarda bu tür giyinişlere de rastlıyoruz. Özellikle bazı genç hanım kardeşlerimiz de yaz aylarında üstlerine delikli, dantelli veya saydam bir üst giyisisi alıyor ve kısa kollu giyisisi bunun altından görülüyor. Oysa örtünme emrinin gerçekleşmesi için kolların kapalı olması gerekiyor. Yukarıdaki 2. hadiste Peygamberimiz, hanımların yabancı erkeklere karşı yalnızca yüz ve ellerinin açık kalacabileceğini söylüyor. Lütfen bu noktaya dikkat edin ve bu tür yanlışlara düşmekten kaçının.

6- Yırtmaçlı etek:
Anlaşılması çok güç ama bazı kardeşlerimiz de dış elbise olarak altlarına yırtmaçlı etek giyiyorlar. Gene anlaşılması çok güçtür ki bu yırtmaç bazen diz kapaklarına kadar bile çıkabiliyor.
Kardeşlerim! Böyle örtünme olur mu? Yanlış yapıyorsunuz! Yoksa son zamanlardaki tesettür tartışmaları, televizyon ve tesettür defileleri vs. bizlere temel bazı şeyleri, bazı değerleri unutturdu mu? Kardeşlerim bu tarzda bir giyinmeyle ayete de hadise de, örtünme emrinin amaçlarına da muhalefet ediyorsunuz. Tesettürlü bir hanımınefendinin böyle bir giyiniş tarzı olamaz. Lütfen bu hataya düşmeyiniz.

7- Manto ve pardesü türlerinden: a-)İçini gösterecek kadar ince, b-)Vücut hatlarını belli edecek kadar dar veya ince, c-)Çok aşırı süslü, d-)Çok dikkat çekici renkli (mesela kırmızı), e-)Uzun yırtmaçlı, f-)Parlak deri, g-)Bele doğru daralan (Rus modeli):
Bu tür pardesü ve mantolar da dikkatleri üzerinize çekmenize veya bazen vücut hatlarınızın belli olmasına sebep oluyor. Oysa örtünme emrinin amaçları arasında bunları önlemek var. Lütfen pardesü ve mantonuzun böyle olmamasına özen gösterin.


B- BAŞÖRTÜSÜ YANLIŞLARI:

1- İçini gösteren ince türde baş örtüsü:
Yine arkadan ışık vurunca ve hatta bazen vurmadan bile içini gösteren başörtüler takılıyor. Bu durum da yukarıda 5. maddede Hz. Aişe`nin söylediği gibi dinin bu emrine açık bir muhalefet oluyor. Lütfen sokakta takacağınız başörtünüzü seçerken ve takarken içini göstermeyecek kalınlık ve kalitede olmasına dikkat edin.

2- Boynu örtmeyen baş örtüsü:
Bu yanlış uygulamaya da oldukça çok rastlanıyor. Yalnızca çene altında veya ensede bir düğüm atılınca boyun açık kalıyor ve yukarıdaki 1. ayette geçen "Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar" emri gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzün ucunu boynunuzu da kapatacak şekilde yakanızın üzerine sarkıtın.

3- Saçı tam örtmeyen, saçtan arkaya kayan ve saçın önünü dışarı çıkaran baş örtüsü:
Bu yanlışa bir üst 2. maddedeki gibi başını bağlayan kardeşlerimiz düşüyor ve örtünme emri tam olarak gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzü güzel ve sağlam bağlayarak veya altına tülbent takarak kaymamasını ve saçınızın hiçbir tarafının görünmemesini sağlayınız.

4- Aşırı süslü, dikkat çekici renkte (mesela kırmızı) ve yaldızlı başörtüsü:
Bu tür başörtüsü de dikkatleri ve bakışları üzerinize çekiyor. Oysa ki bu sonuç örtünme emrinin hedeflerinden değil. Lütfen sade veya aşırı süslü olmayan başörtülerini tercih edin.

5- Sarkan kısımları pardesü veya elbisenin içinde bırakılmak ve boyun veya ense üzerinde düğümlenmek suretiyle iyice sıktırılan, böylece başın veya saçın şeklini tamamen ortaya çıkaran başörtüsü:
Yukarıda saydıklarım kadar tehlikeli olmasa da bu uygulama özellikle genç hanım kardeşlerimiz arasında oldukça yaygın. Hele bazı kardeşlerimiz başörtülerini böyle bağlamakla birlikte bir de saçlarını topuz yapıyor veya yukarıya doğru topluyorlar. Bu durumda başları 3. hadiste geçen tabirle "deve hörgücü"ne benziyor. Takdir edersiniz ki bu da çok dikkat çekici oluyor. Bu kardeşinizi dinlerseniz lütfen sokakta başörtünüzün alt kısmını elbise ve mantonuzun içinde bırakmayıp ayette emredildiği gibi yakanızın üzerine koyarak sarkıtın derim.


C-AKSESUAR VE AYRINTI YANLIŞLARI:

Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Bazı genç hanım kardeşlerimin kullandıkları;
-Özellikle nakışlı eşarp altı alın süsleri,
-Dış elbisenin üzerine giyilen çok süslü ve dikkat çekici delikli, dantelli, saydam veya çok parlak deriden ceketler,
-Cafcaflı ve parlak çantalar,
-Aşırı süslü, dikkat çekici, uzun topuklu veya çok yüksek tabanlı ayakkabılar,
-Tıbbî zorunluluğu olmayan ve gösteriş niyetiyle takılan güneş gözlükleri,
-Aşırı tarzda parfüm sürünme ve makyaj.


Çok Değerli Genç Hanımefendi Kardeşlerim!

Gençlik çağında olmanız sebebiyle güzel görünmek ve beğenilmek istediğinizi biliyorum. Ancak inanın ki siz kardeşlerimin güzel olmak ve beğenilmek için bu süslü şeylerin hiçbirine ihtiyacınız yok. Çünkü sizin yüzünüzde Allah`ın verdiği bir nur var, sizin yüzünüzde Peygamberimizin "İmandandır" dediği "Hayâ"nın yani utanmanın güzelliği, berraklığı, temizliği var.
Bu güzelliği ve nuru siz göremeseniz de biz görüyoruz; siz bilemeseniz de biz biliyoruz. Hatta öyle ki bu nurunuz bazı karanlık odakları ve yarasaları da rahatsız ediyor... Bu güzelliğiniz, bu nurunuz yıkılmak, yok edilmek isteniyor...

Kardeşlerim, tabii ki temiz, uyumlu ve size yakışanı giyeceksiniz, tabii ki paspal olmayacaksınız. Temizlik ve düzen zaten bizim dinimizin emirleri arasında. Ama bir müslümanın çoğu işinde olması gerektiği gibi orta yolu kaybetmeyeceğiz. Bahsettiğim türlerde yanlış giyinerek dikkat çekme sınırına geçmeyeceğiz.
Ve genç kardeşlerim şunu da bilin ki eğer evleneceğiniz erkek, sizi sadece görünüşünüzden ve güzelliğinizden dolayı beğenecekse bu durumun ileride sizin için bir felaket olma ihtimali vardır. Çünkü güzellik birgün gidebilir veya birgün sizden daha güzel bir insan çıkabilir; eğer o kişi sırf güzelliğinize bakıp da sizi tercih etmişse böyle bir durumda sizden uzaklaşması ihtimali de yüksektir. Buna karşılık beğenilmenizi ve tercih edilmenizi sağlayan sizin temizliğiniz, sadeliğiniz, iç güzelliğiniz, hayânız, terbiyeniz ve ahlâkınız olursa -Allah`ın izniyle- ömür boyu hiç bitmeyecek güzellikler başlar.
Eğer imanlı ve dindar beyler istiyorsanız bu niyette olmanızı tavsiye ederim. Çünkü sizi arayacak olan müslüman ve dindar erkekler de Peygamber Efendimizin şu hitabıyla karşı karşıyadır ve ona göre hareket edeceklerdir: "Kadın dört şeyi için nikâhlanır: Malı, güzelliği, soyu ve dini için. Sen dindar olanını tercih et..."

Kardeşlerim, bendeniz buna inandım, böyle yaşadım, böyle dua ettim, böyle aradım ve Allah da bana tam istediğim gibi bir hanım verdi...Umarım size de salih beyler nasib eder.

Değerli Başörtülü Hanım Kardeşlerim,

Bu söylediklerimi lütfen "İyi dost acı söyler." sözü çerçevesinde, sizleri seven bir kardeşinizin uyarısı olarak alın. Benim kimseye bir kastım veya ithamım yok. Allah ve Resulunu tasdik eden herkes müslümandır. Ancak Allah`ın bir emrini yerine getirirken bunu doğru uygulamak lazım; yoksa bilmeden zararlı çıkılabilir veya hedeflenen fayda elde edilmez. Dediğim gibi sizler bizim için çok değerlisiniz. Onun için bu kadar şey söyledim. Değerli olmasanız "hadi canım banane" der geçerim. Ama bunu yapamıyorum, çünkü sizler bizim umudumuzsunuz.

Son olarak sizlerden iki ricam var;
Birincisi, lütfen kitap okuyarak veya alim insanların katıldığı hanım toplantılarına katılarak, İslâmî radyoların programlarını dinleyerek bilginizi artırın ve dinimizi doğru öğrenin, doğru öğrenilmesini sağlayın. Dünya hayatınız ile ilgili bilgilerin yanında ahiret hayatınız için de bilgiler öğrenin.
Benim burada anlattıklarım bazı yanlışlara dikkat çekmektedir, sizin başörtüsü ve diğer meseleler ile ilgili bilmediğiniz bir konu varsa ayrıntılı bilgi için güvenilir ilmihal kitaplarına başvurun ve bilgiyi tam kaynağından öğrenin.

İkincisi ve en önemlisi; lütfen burada yaptığım uyarıları tanıdığınız başörtülü arkadaşlarınıza da ulaştırın ve bunların mümkün olduğu kadar çok insana ulaşmasını sağlayın ki bu yanlış uygulamalar sona ersin.

Mektubuma burada son verirken hepinize en içten saygılarımı sunuyor ve sizleri Allah`a emanet ediyorum. Umarım siz de bana dua eder ve: "Allah`ım bu kardeşimize ilim yolunu nasib et, onun ilmini artır ve onu sâlih kullarından eyle." dersiniz."

Yorum kardeşlerime ait olacaktır...

Allah'a emanet olunuz...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt