Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Tefekkür ibadettir. (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan نعىمة
- Başlangıç tarihi
aleyküm selam, size teşekkür ederim
İslam aklı selime önem vermiş, aklın nakli rehber kabul etmek suretiyle tefekkür etmesini emretmiştir. Ve yine nefsin tehlikesini haber vermiş, her an gözetim altında tutulmasını istemiştir. Murakabenin bir anlamı da "Allahü Tealanın seni gördüğünü ,murakabe ettiğini hissetmendir" Diğer bir ifade ile ihsandir.
Tefekkür nasıl olur ? tefekkür aynı zamanda zikirdir, murakabedir, muhasebedir. İhsandır.
Kuran ayetlerini okuyarak, Peygamberimizin (sav) hadislerini okuyarak, kendini hesaba çekmektir. İbret almaktır. Allahın emirlerini yerine getirmeye çalışmaktır. Allaha ve Peygambere muhalefet edenlere muhalefet etmektir. Allah için sevmek ve Onun için buğzetmektir.
Kuran ayetlerini okuyarak, Peygamberimizin (sav) hadislerini okuyarak, kendini hesaba çekmektir. İbret almaktır. Allahın emirlerini yerine getirmeye çalışmaktır. Allaha ve Peygambere muhalefet edenlere muhalefet etmektir. Allah için sevmek ve Onun için buğzetmektir.
Selamün Aleyküm değerli kardeşim
Emeğinize sağlık..Allah c.c razı olsun inşallah..Tefekkür, birçok ibadetten daha efdaldir..Hakkıyla yapılan bir tefekkür, namazdan bile daha fazla sevap kazandırabiliyor..İman, kalpte ve akılda başlıyor..Aklın vahye teslim olması için, aklı tefekkürün malı yapmak elzemdir..Aklın, ''izm''lerin kölesi olmaması ve istikametinden kaymaması için olsa gerek, tefekkürün önemi de, sevabı da çok çok büyük..
Tefekkürümüzü hakkıyla yapmak duası ile inşallah..Cumanız mübarek olsun kardeşim..Rabbimize emanet olunuz..Selam ve dua ile..
Emeğinize sağlık..Allah c.c razı olsun inşallah..Tefekkür, birçok ibadetten daha efdaldir..Hakkıyla yapılan bir tefekkür, namazdan bile daha fazla sevap kazandırabiliyor..İman, kalpte ve akılda başlıyor..Aklın vahye teslim olması için, aklı tefekkürün malı yapmak elzemdir..Aklın, ''izm''lerin kölesi olmaması ve istikametinden kaymaması için olsa gerek, tefekkürün önemi de, sevabı da çok çok büyük..
Tefekkürümüzü hakkıyla yapmak duası ile inşallah..Cumanız mübarek olsun kardeşim..Rabbimize emanet olunuz..Selam ve dua ile..
Allah CC. Razı Olsun...
Allah CC. Razı Olsun...
“Bir saat tefekkür, bir yıllık nafile ibadetten hayırlıdır” Hadis-i Şerif
Selam ve DUA ile...
Allah CC. Razı Olsun...
“Bir saat tefekkür, bir yıllık nafile ibadetten hayırlıdır” Hadis-i Şerif
Selam ve DUA ile...
###
Hz. Aişe (r.anha) validemizin naklettiği
ve sabah Hz. Bilal gelinceye kadar ağlayıp ibadet
eden sevgili Efendimiz’in durumunu anlatan hadisin
sonunda Hz. Peygamber, “Bu ayetleri (Âl-i İmran,
3/190-194) okuyup uzun uzun tefekkür etmeyenin
vay haline.” şeklinde buyurmaktadır. Hz. Peygamber’in bu ifadeleri ve o gece nazil olan ayetlerden, gecenin sessizliği içinde tefekküre dalmanın her mü’min için bir gereklilik olduğunu anlamak mümkündür. Muhasebeyi de tefekkürden ayırmak mümkün değildir.
Müminin her gün, her saat, iyi-kötü, yanlış-doğru, günah-sevap yaptığı şeyleri gözden geçirip, hayırları, güzellikleri şükürle karşılaması; inhirafları, günahları istiğfarla gidermeye çalışması; yanlışları ve kötülükleri de tevbe ve nedametle düzeltmeye gayret etmesi adına önemli bir cehd ve insanın kendini isbat etmesi adına da ciddi bir teşebbüs sayılan muhasebe, adeta içe dönük ve biraz da pratik neticeleri olan bir tür tefekkür sayılabilir
###
Hz. Aişe (r.anha) validemizin naklettiği
ve sabah Hz. Bilal gelinceye kadar ağlayıp ibadet
eden sevgili Efendimiz’in durumunu anlatan hadisin
sonunda Hz. Peygamber, “Bu ayetleri (Âl-i İmran,
3/190-194) okuyup uzun uzun tefekkür etmeyenin
vay haline.” şeklinde buyurmaktadır. Hz. Peygamber’in bu ifadeleri ve o gece nazil olan ayetlerden, gecenin sessizliği içinde tefekküre dalmanın her mü’min için bir gereklilik olduğunu anlamak mümkündür. Muhasebeyi de tefekkürden ayırmak mümkün değildir.
Müminin her gün, her saat, iyi-kötü, yanlış-doğru, günah-sevap yaptığı şeyleri gözden geçirip, hayırları, güzellikleri şükürle karşılaması; inhirafları, günahları istiğfarla gidermeye çalışması; yanlışları ve kötülükleri de tevbe ve nedametle düzeltmeye gayret etmesi adına önemli bir cehd ve insanın kendini isbat etmesi adına da ciddi bir teşebbüs sayılan muhasebe, adeta içe dönük ve biraz da pratik neticeleri olan bir tür tefekkür sayılabilir
###
Hz. Ebu Bekir (ra) tefekkür ederdi
Hz. Ebu Bekir, geceleri, yatsı namazından sonra bir-iki saat kadar ev halkıyla sohbet ederdi. Onlar yattıktan sonra kalkar, abdestini tazeler, iki rekât namaz kılıp seccadesi üzerinde oturarak, huşû içinde tefekküre dalardı. Geceleyin kalkar, on rekât teheccüd ve üç rekât vitr kılar ve ev halkını da uyandırırdı. Arkasından sabah sünnetini kılıp camiye giderdi.
Lokman Hekim: Tefekkür Cennete ulaştırır
Lokman Hekim, tek başına ve uzun uzun düşünürdü. Dostları kendisine uğrar ve “Yalnız niye oturuyorsun, toplum arasına karışıp onlarla kaynaşsan daha iyi olmaz mı?” deyince, Lokman; “Yalnızlık, tefekkür için daha uygundur. Tefekkür insanı Cennet yoluna ulaştırır.” cevabını verirdi.
Geceleri yattığımda; Kur’an’ı düşünürüm
Mutarrif’in şu sözleri bize tefekkürü ne güzel anlatır: “Geceleri sırt üstü yatağıma uzanır, Kur’ân’ı düşünür ve amelimi Cennet ehlinin ameliyle kıyaslarım. Onların, altından kalkamayacağım şekilde amel yaptığını görürüm. Çünkü onları Kur’ân şöyle anlatıyor: “Geceleri pek az uyurlardı. Seherlerde istiğfar ederlerdi.” (Zariyat, 51/17) “Onlar ki, gecelerini Rabb’lerine secde ederek (O’nun huzurunda ayakta) durarak geçirirler.” (Furkan, 25/64) “Yoksa o, gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan ve Rabb’inin rahmetini uman gibi midir? De ki, “Bilenle bilmeyenler bir olur mu?” Doğrusu ancak akl-ı selim sahibi olanlar öğüt alır.” (Zümer, 39/9)
Hz. Ebu Bekir, geceleri, yatsı namazından sonra bir-iki saat kadar ev halkıyla sohbet ederdi. Onlar yattıktan sonra kalkar, abdestini tazeler, iki rekât namaz kılıp seccadesi üzerinde oturarak, huşû içinde tefekküre dalardı. Geceleyin kalkar, on rekât teheccüd ve üç rekât vitr kılar ve ev halkını da uyandırırdı. Arkasından sabah sünnetini kılıp camiye giderdi.
Lokman Hekim: Tefekkür Cennete ulaştırır
Lokman Hekim, tek başına ve uzun uzun düşünürdü. Dostları kendisine uğrar ve “Yalnız niye oturuyorsun, toplum arasına karışıp onlarla kaynaşsan daha iyi olmaz mı?” deyince, Lokman; “Yalnızlık, tefekkür için daha uygundur. Tefekkür insanı Cennet yoluna ulaştırır.” cevabını verirdi.
Geceleri yattığımda; Kur’an’ı düşünürüm
Mutarrif’in şu sözleri bize tefekkürü ne güzel anlatır: “Geceleri sırt üstü yatağıma uzanır, Kur’ân’ı düşünür ve amelimi Cennet ehlinin ameliyle kıyaslarım. Onların, altından kalkamayacağım şekilde amel yaptığını görürüm. Çünkü onları Kur’ân şöyle anlatıyor: “Geceleri pek az uyurlardı. Seherlerde istiğfar ederlerdi.” (Zariyat, 51/17) “Onlar ki, gecelerini Rabb’lerine secde ederek (O’nun huzurunda ayakta) durarak geçirirler.” (Furkan, 25/64) “Yoksa o, gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan ve Rabb’inin rahmetini uman gibi midir? De ki, “Bilenle bilmeyenler bir olur mu?” Doğrusu ancak akl-ı selim sahibi olanlar öğüt alır.” (Zümer, 39/9)
###
Hz. Ali: “Tefekkürü olmayan bir susma, unutkanlık ve dalgınlıktır.”
Hasan el-Basri: “Bir saat tefekkür, bir gece ibadetin*den hayırlıdır.”
Zünnun el-Mısrî: “İbadetin anahtarı tefekkür, isa*betli yolda olmanın alâmeti heva, heves ve nefse muhalefettir.”
Mumşad ed-Dineverî: “Hakimler hikmeti, te*fekkür ve sükût ile elde etmişlerdir.”
Ebu Süleyman ed-Dâranî: “Gözünüzle ağlamayı ve kalbinizle düşünmeyi âdet haline getirin.”
Mansur b. Ali: “Hikmet, ariflerin kalbinde sıdk diliyle, zahidlerin kalbinde tafdil diliyle, abidlerin kalbinde tevfik diliyle, müridlerin kalbinde tefekkür diliyle, alimlerin kalbinde ise tezek*kür diliyle konuşur.”
Ömer b. Abdülaziz: “Allah’ın nimetleri üzerinde düşünmek en makbul ibadetlerdendir.”
###
Hz. Ali: “Tefekkürü olmayan bir susma, unutkanlık ve dalgınlıktır.”
Hasan el-Basri: “Bir saat tefekkür, bir gece ibadetin*den hayırlıdır.”
Zünnun el-Mısrî: “İbadetin anahtarı tefekkür, isa*betli yolda olmanın alâmeti heva, heves ve nefse muhalefettir.”
Mumşad ed-Dineverî: “Hakimler hikmeti, te*fekkür ve sükût ile elde etmişlerdir.”
Ebu Süleyman ed-Dâranî: “Gözünüzle ağlamayı ve kalbinizle düşünmeyi âdet haline getirin.”
Mansur b. Ali: “Hikmet, ariflerin kalbinde sıdk diliyle, zahidlerin kalbinde tafdil diliyle, abidlerin kalbinde tevfik diliyle, müridlerin kalbinde tefekkür diliyle, alimlerin kalbinde ise tezek*kür diliyle konuşur.”
Ömer b. Abdülaziz: “Allah’ın nimetleri üzerinde düşünmek en makbul ibadetlerdendir.”
###
Allahın Kitabı Kuranı ve Peygamberimizin Sünnetini ölçü alarak teffekür ederek doğruyu -yanlışı anlar insan..daha doğrusu ancak bu şekilde doğru yolu bulabilir , Kuran Allahtan korkanlar için rehberdir, yol göstericidir..
"İlimsiz yapılan ibadette, anlayış vermeyen ilimde, tefekküre götürmeyen Kuranı Kerim okumakta hayır yoktur."
Hz. Aliyyül Mürteza (ra)
.
"İlimsiz yapılan ibadette, anlayış vermeyen ilimde, tefekküre götürmeyen Kuranı Kerim okumakta hayır yoktur."
Hz. Aliyyül Mürteza (ra)
.
Katkılarınız için çok teşekkür ederim
Allah razı olsun
Tefekkür ibadetin özüdür, aynı zamanda murakabedir ,muhasebedir ,ihsandır..
İslamda körlük yoktur..
Aleyküm selam, sizden de Allah razı olsun, teşekkür ederim.
tefekkür zikrin sonucudur, ruhun diri halidir. Tefekkür edenlerin namazı bir başka olur.
çünkü "Alimin uykusu cahilin sabaha kadar ibadetten hayırlıdır"
(Alim de Allahtan korkandır, korkmayanlar ise "kitab yüklü binektir" )
Âişe -radıyallâhu anhâ-, Rasûlullâh
- sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kalbî rikkatine dâir bir manzarayı şöyle sergiler:
“Bir gece Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana:
«–Ey Âişe! İzin verirsen, geceyi Rabbime ibâdet ederek geçireyim.» dedi. Ben de:
«–Vallâhi seninle berâber olmayı çok severim, ancak seni sevindiren şeyi daha çok severim.» dedim.
Sonra kalktı, güzelce abdest aldı ve namaza durdu. Ağlıyordu… O kadar ağladı ki, elbisesi, mübârek sakalları, hattâ secde ettiği yer sırılsıklam ıslandı. O, bu hâldeyken Bilâl namaza çağırmaya geldi. Ağladığını görünce:
«–Yâ Rasûlallâh! Allâh Teâlâ sizin geçmiş ve gelecek günahlarınızı bağışladığı hâlde niçin ağlıyorsunuz?» dedi.
Bunun üzerine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
«– Allâh’a çok şükreden bir kul olmayayım mı? Vallâhi bu gece bana öyle âyetler indirildi ki, onu okuyup da üzerinde tefekkür etmeyenlere yazıklar olsun!» dedi ve şu âyetleri okudu:
«Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akl-ı selîm sahipleri için (Allâh’ın birliğini gösteren) kesin deliller vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her an) Allâh’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve: Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Seni tesbîh ederiz; bizi cehennem azâbından koru! (derler).» (Âl-i İmran, 190-191)” (İbn-i Hibbân, II, 386)
- sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kalbî rikkatine dâir bir manzarayı şöyle sergiler:
“Bir gece Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana:
«–Ey Âişe! İzin verirsen, geceyi Rabbime ibâdet ederek geçireyim.» dedi. Ben de:
«–Vallâhi seninle berâber olmayı çok severim, ancak seni sevindiren şeyi daha çok severim.» dedim.
Sonra kalktı, güzelce abdest aldı ve namaza durdu. Ağlıyordu… O kadar ağladı ki, elbisesi, mübârek sakalları, hattâ secde ettiği yer sırılsıklam ıslandı. O, bu hâldeyken Bilâl namaza çağırmaya geldi. Ağladığını görünce:
«–Yâ Rasûlallâh! Allâh Teâlâ sizin geçmiş ve gelecek günahlarınızı bağışladığı hâlde niçin ağlıyorsunuz?» dedi.
Bunun üzerine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
«– Allâh’a çok şükreden bir kul olmayayım mı? Vallâhi bu gece bana öyle âyetler indirildi ki, onu okuyup da üzerinde tefekkür etmeyenlere yazıklar olsun!» dedi ve şu âyetleri okudu:
«Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akl-ı selîm sahipleri için (Allâh’ın birliğini gösteren) kesin deliller vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her an) Allâh’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve: Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Seni tesbîh ederiz; bizi cehennem azâbından koru! (derler).» (Âl-i İmran, 190-191)” (İbn-i Hibbân, II, 386)
_____selamün aleykün
naime kardeşim emeklerinize saglık
rabbim razı olsun
selam ve dua ile_____-
naime kardeşim emeklerinize saglık
rabbim razı olsun
selam ve dua ile_____-