climax
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Ara 2009
- Mesajlar
- 3
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
TASAVVUFUN DÖRT KAPISI
1. Şeriat Kapısı
2. Tarikat Kapısı
3. Marifet Kapısı
4. Hakikat Kapısı
Hakikate ulaşmak, bu kapıların birer birer geçilmesiyle mümkündür.
Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş:
- Bu dört kapı meselesini ben pek anlayamıyorum... deyince Mevlana:
- Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi de rahlelerine eğilmiş okuyorlar. Sen git bunların hepsinin ensesine sırayla bir şamar at. Sonra gel sana anlatayım.
Öğrenci gitmiş birincinin ensesine tokadını atmış.
Tokadı yiyen "talebe" derhal ayağa kalkmış ve daha güçlü bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış.
Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasının verdiği görevi var.
Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat atmış.
O da derhal ayağa kalkmış elini kaldırmış, tam tokadı atacak, vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü ise , tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana :
- İşte sana alman gereken dersler demiş ve devam etmiş :
Birinci, henüz şeriat kapısını geçememişti. Kısasa kısas şeriatte olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
İkinci, ise tarikat kapısındaydı. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, oturdu.
Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmişti. İyinin ve kötünün bir tek Yaradan’dan geldiğini bilir ve inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir........
1. Şeriat Kapısı
2. Tarikat Kapısı
3. Marifet Kapısı
4. Hakikat Kapısı
Hakikate ulaşmak, bu kapıların birer birer geçilmesiyle mümkündür.
Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş:
- Bu dört kapı meselesini ben pek anlayamıyorum... deyince Mevlana:
- Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi de rahlelerine eğilmiş okuyorlar. Sen git bunların hepsinin ensesine sırayla bir şamar at. Sonra gel sana anlatayım.
Öğrenci gitmiş birincinin ensesine tokadını atmış.
Tokadı yiyen "talebe" derhal ayağa kalkmış ve daha güçlü bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış.
Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasının verdiği görevi var.
Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat atmış.
O da derhal ayağa kalkmış elini kaldırmış, tam tokadı atacak, vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü ise , tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana :
- İşte sana alman gereken dersler demiş ve devam etmiş :
Birinci, henüz şeriat kapısını geçememişti. Kısasa kısas şeriatte olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
İkinci, ise tarikat kapısındaydı. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, oturdu.
Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmişti. İyinin ve kötünün bir tek Yaradan’dan geldiğini bilir ve inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir........