Kalb-i selim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Ağu 2006
- Mesajlar
- 822
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Tasavvuf'ta 4 Kapı Vardır(Mevlana)

1- Şeriat Kapısı
2- Tarikat Kapısı
3- Marifet Kapısı
4- Hakikat Kapısı
Öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.
************
Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş;
"Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum.
Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?"
"Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve
hepsi rahlelerine eğilmiş.
Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana
anlatayım."
****
Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş.
Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli
bir tokatla Mevlana'nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş,
geri dönecek ama hocasına itaat var.
Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa
kalkıp elini kaldırmış.
Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam
etmiş.
Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına
devam etmiş.
Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana; "İşte sana istediğin örnekler....
- Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi.
Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını
sana iade etti.
- İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam
tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına
geldi.
"Sana kötülük yapana bile iyilik yap".
Onun için döndü, oturdu.
- Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir.
İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır.
Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir
dönüp baktı.
- Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir.
İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir.
Onun için dönüp bakmadı bile...
Mevlana (Alıntıdır!..)
Tasavvuf
Arapça, yün giymek anlamında bir kelime. Kul ile Allah arasında ihsan olayının gerçekleşmesi veya kulun ihsan vasfını kazanmasının yollarını gösteren bir ilim. Batıni fıkıh. Tasavufun binden fazla tarifi yapılmıştr. Her sufi, içinde bulunduğu hale göre, tasavvufu tarif etmiştir. Halveti şeyhi, Ömer Ruşenî Dede'nin manzumesi, çeşitli tasavvuf tanımlarını içermesi açısındn önem arz eder:
Tasavvuf, terk-i da'vadır, demişler
Dahi, ketman-ı manadır demişler
Tasavvuf, terk-i kil ü kale derler
Hemen vecd ü sema u hale derler
Tasavvuf, hıfz-ı evkat demişler
Tasavvuf terk-i tamate demişler
Tasavvuf,babıdır bezl ü atanın
Tasavvuf, beytidir mihr ü vefanın
Tasavvuf, bir hidayettir Hüda'dan
Bunu söylemedim bil hevadan
Tasavvuf, terk-i evtandır demişler
Tasavvuf, hicr-i ihvandır demişler
Tasavvufdaim olmaktır murakıb
Olub irte gice halin muhasib
Tasavvuf, etmemekliktir tasarruf
Hakk'ın emrine itmeyüb tasallut
Tasavvuf, kalbi Hakk'a bağlamaktır
Yüreğin aşk odiyle dağlamaktır
Tasavvuf, hüsn ü hulk ile edebdir
Veli, hüsn ü edeb ita-yı Hak'dır
Tasavvuf, biledir atvar-ı kalbi
Eridüb koymıya kalbinde kal(ı)bı
Tasavvuf, yar olub bar olmamaktır
Gül-i gülzar olub har olmamaktır.
Cihanın şahı Abdullah Ensar(î)
Demiş yar ol veli bar olma zinhar
Düşüben aşk odına bi tekellüf
Yanıp külli kül olmakdır Tasavvuf
Yanar bir şem'idir Hakk'ın tasavvuf
Dememektir iyiye yavuza tüf
İradettir demiş ba'zı, Tasavvuf
Demeyüb şeyhine üstadına yuf
Demiş bir uğrayan feth ü fütuha
Tasavvuf bezl-i nefse, bezl-i ruha
Kerabet satmamaktır tasavvuf
Hakk'ın işinde itmeyüb tasarruf
Vefa göstermedir manend-i Yusuf
Ganimet bilmedir vakti tasavvuf
Geçen ömür için edüb teessüf
Cefa eden kesan içün telattuf
Demiş zünnün-ı Mısrî kim Tasavvuf
Kabul-i şer'dir, terk-i tekellüf
Demiş Ma'ruf-ı Kerî kim Tasavvuf
Temellüktür, tehalluktur, telattuf
Ebu Bekr ü Ömer der kim tasavvuf
Ta'arruftur, Ta'arruftur, ta'arruf
Denilmiştir tasavvuf masebaktan
Sükun-i kalbdir maduna Hakk'dan
Demişdir bu sözü Hamdun Kasar
Mürid-i Bu Türab şeyh-i ebrar
Tasavvuf oldur olub şeçm-i tayyar
Ola ahval-i kalbi ayn-ı seyyar
Dmişler bu sözü sahib icabet
Nedir dense Tasavvuf? De: inabet
Olar kim şeyhlik temkine derler
Tasavvuf tevbe vü telkine derler
Ebu Osman Mekki'nin sözüdür
Tasavvuf sühd ü takvanın özüdür
Demiştir kim tasavvuf, Bişr Hafî
Eridüb etmedir gönlünü safi
Tasavvufdur diyen İbrahim Edhem
Tarikatta Hakkın durmağı muhkem
Tasavvufdur denilmiş üns ü kurbet
Arayerden sürünüb havf ü heybet
Tasavvuf buğz-ı dünya-yı denîdir
Bu sözü söyleyen bil Ruşenidir
Kitabında demiş sahib-i tasavvuf
Semi on(10)dur erkan-ı tasavvuf
Tasavvuftur denilmiş safvet-i kalb
Hüda'dan gayriden kalbin idüb kalp
Tasavvuf hakdan kaçmağa derler
Öziyün Hakk'a yol açmağa derler
Keramet satmamaklıktır keramet
Keramettir denilmiş terk-i adet
Muhib mahbubla ey sahib-i saadet
Görüb söyleşmedir keşf ü keramet
Tasavvufu yine aynı şekilde manzum biçimde anlatma çabası Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendi'de de görülür:
Bidayette tasavvuf, sufi bi-can olmaya derler
Nihayette, gönül tahtında sultan olmaya derler
Tarikatde, ibaretdir tasavvuf mahv-ı suretden
Hakikatde, sara-yı sırda mihman olmaya derler
Bu ab u kil libasından tasavvuf, ari olmakdır
Tasavvuf cism-i safi nur-i Yezdan olmaya derler
Tasavvuf, lem'ayı envar-ı Mutlak'dan uyarmakdır
Tasavvuf, ateş-i aşk ile suzan olmaya derler
Tasavvufda şerait name-i hestiyi dürmekdir
Tasavvuf, ehl-i şer'ü ehl-i iman olmaya derler
Tasavvuf ari olmaktır hakimen adetullaha
Tasavvuf, cümle ehl-i derde derman olmaya derler
Tasavvuf ten tılsımın ism miftahıyla açmaktır
Tasavvuf, bu imaret külli viran olmaya derler
Tasavvuf, kali hale tebdil eylemekdir bil
Dahi her söz ki söyler ab-ı hayvan olmaya derler
Tasavvuf ilm-i tabirat u te'vilatı bilmektir
Tasavvuf can evinde sırr-ı Sübhan olmaya derler
Tasavvufhayret-i kübrada mest ü valeh olmakdır
Tasavvuf Hakk'ın esrarındahayran olmaya derler
Tasavvuf kalb evinden mavivallahı gidermektir
Tasavvuf kalb-i mü'min arş-ı Rahman olmaya derler
Tasavvuf her nefesde şarka vü garba erişmekdir
Tasavvuf bu kamu halka nigehban olmaya derler
Tasavvuf cümle zerrat-ı cihanda Hakk'ı görmekdir
Tasavvuf kün gibi kevne nümayan olmaya derler
Tasavvuf anlamakdır yetmiş iki milltin dilin
Tasavvufalem-i akla Süleyman olmaya derler
Tasavvufurvetu'l vüska yükün can ile çekmekdir
Tasavvuf mahzar-ı ayat-ı gfran olmaya derler
Tasavvufizm-i a'zamla tasarrufdur bugün kevne
Tasavvuf cami-i ahkam-ı Kur'an olmaya derler
Tasavvuf her nazarda zat-ı hakk'a nazır olmaktır
Tasavvuf sufiye her müşkil asan olmaya derler
Tasavvuf ilm-i Hakk'a sinesini mahzen etmekdir
Tasavvufsufi bir katreyken umman olmaya derler
Tasavvuf külli yakmakdır vücudun nar-ı la ile
Tasavvuf nur-i illa ile ihsan olmaya derler
Tasavvuf on sekiz bin aleme dopdolu olmaktır
Tasavvuf nuh felek emrine ferman olmaya derler
Tasavvuf "Kul kefa billah" ile da'vet dürür halkı
Tasavvuf "irci'î" lafzıyla mestan olmaya derler
Tasavvuf günde bin kere ölüp yine dirilmekdir
Tasavvuf cümle alem cismine can olmaya derler
Tasavvufzat-ı insan zat-ı hakk'da fani olmakdır
Tasavvu can-ı canan can-ı canın olmaya derler
Tasavvuf bende olmakdır hakikat hak ey İbrahim
Tasavvuf şer'-i Ahmed dilde bürhan olmaya derler
Biz de şöyle tanımlarız: "Tasavvuf, Kur'an-ı Kerim'i Hz. Rasulullah (s.a.v.) gibi yaşamaya çalışmak."
Bir hazinedür tasavvuf malik olmaz her hasis
Bulmağa anı dü alemde beğüm sultan gerek
Niyazî-i Mısrî
________________________________________________________________________________________
Manzumeleri çok dikkatli yazmaya çalıştım umarım noktalama, imla ve eksik bir yer yoktur.
Allahaısmarladık... B)