FATMA-ZEHRA
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 28 Ağu 2007
- Mesajlar
- 486
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
İslam üç fıkıh üzere bina edilmiştir. Fıkh-ı zahiri ilmi-hal ; fıkh-ı ekberi Akaid ve fıkh-ı batını da tasavvuftur. Adına ister tasavvuf deyin ister irfan mektebi isterse hikmet okulu ; sonuçta tasavvufun öğretilerine muhtaçsınız.
Bugün İslam Dünyasında modernizm ekseninde hareket edip ; İslam'ı yaşanabilir kıldığını iddia edenlere baktığınızda mesajlarının tasavvufi temelde oturduğunu görmek gerçekten de acı verici.
Özel de İslam Dünyasının ; genel de ise insanlığın en büyük eksikliği tasavvufin nefis terbiyesi ; ahlak tezhibi ve kalp tasfiyesinden yoksun olması.
Bugün gerek toplumsal yozlaşmanın ; gerekse ahlaki çöküntünün getirdiği tüm sıkıntıların çözümünde işte yukarıdaki üçlünün yeninden ikamesi gerekli. İnsanlığın yaşadığı acılara ancak böyle bir çözüm sonuç getirebilir. Sağlam bir Ehl-i Sünnet Akidesinin ikamesinin ardından ; öğrenilen ilm-i hal bilgisi ; kamil bir mürşidin önünde diz çöktükten sonra mümkün olabilir.
Nefis Terbiyesi olmadan kişilerin hased ve kin gibi duygularının önüne geçilmesi mümkün değil. Ahlak Tezhibi olmadan yardımlaşma ve merhamet duygularının oturması mümkün değil. Kalp tasfiyesi olmadan da riya ve ucub (kendini beğenmişlik) gibi hayvani hislerin sökülüp atılması mümkün değildir.
İbadetin lezzeti ; taat-u itaatin ve takvanın tadı ancak ahlak güzelleşip ; nefis terbiye edilip, kalp tasfiye edildikten sonra mümkündür.
O yüzden irfani yönü olmayan ; hele hele irfani yönü kamil olmayan her hareket akim kalmaya mahrumdur. Sırf irfani yönü olup sağlam Akaidi yönü olmayan veya şer-i şerif hudutlarında kalmayan her harekette akim kalmaya mahkumdur.
Bugün İslam Dünyasında modernizm ekseninde hareket edip ; İslam'ı yaşanabilir kıldığını iddia edenlere baktığınızda mesajlarının tasavvufi temelde oturduğunu görmek gerçekten de acı verici.
Özel de İslam Dünyasının ; genel de ise insanlığın en büyük eksikliği tasavvufin nefis terbiyesi ; ahlak tezhibi ve kalp tasfiyesinden yoksun olması.
Bugün gerek toplumsal yozlaşmanın ; gerekse ahlaki çöküntünün getirdiği tüm sıkıntıların çözümünde işte yukarıdaki üçlünün yeninden ikamesi gerekli. İnsanlığın yaşadığı acılara ancak böyle bir çözüm sonuç getirebilir. Sağlam bir Ehl-i Sünnet Akidesinin ikamesinin ardından ; öğrenilen ilm-i hal bilgisi ; kamil bir mürşidin önünde diz çöktükten sonra mümkün olabilir.
Nefis Terbiyesi olmadan kişilerin hased ve kin gibi duygularının önüne geçilmesi mümkün değil. Ahlak Tezhibi olmadan yardımlaşma ve merhamet duygularının oturması mümkün değil. Kalp tasfiyesi olmadan da riya ve ucub (kendini beğenmişlik) gibi hayvani hislerin sökülüp atılması mümkün değildir.
İbadetin lezzeti ; taat-u itaatin ve takvanın tadı ancak ahlak güzelleşip ; nefis terbiye edilip, kalp tasfiye edildikten sonra mümkündür.
O yüzden irfani yönü olmayan ; hele hele irfani yönü kamil olmayan her hareket akim kalmaya mahrumdur. Sırf irfani yönü olup sağlam Akaidi yönü olmayan veya şer-i şerif hudutlarında kalmayan her harekette akim kalmaya mahkumdur.