Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

tasavvufi nese (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Tasavvufi neşeden bahsedelim bu yazıda. Sahi tasavvuf kendisi ile yeniden doğmakta olan insana neşe verir mi? Mesela bir derviş her ne kadar dışından belli etmese de aslında neşelidir. Çünkü dünyanın kederinden, bağından kurtulmuştur. Sema edenleri, coşkuyla dönenleri görmez misiniz?
Hazreti Mevlana “Gel, gel ne olursan ol yine gel” demekle aslında içindeki neşeyi dışa vurmuştur. “Burası ümitsizlik dergahı değil”, yani, burada sonsuz bir ümit var. Dışarıdan bakanların belki hemen fark edemeyeceği bir neşe var.
Nasıl olmasın ki; insan tasavvufla kendi öz varlığı ile, belki yokluğu ile buluşmaktadır. Kendinden başlayıp yine kendine varmaktadır. Kendindeki nefha–i ilahiyi müşahade etmektedir. Allah güzeldir, mutlak güzeldir. Bu nedenle O’nun, çamur kalıba üflediği ruhun aslı da güzeldir. Siz şimdi bu ruhu tanımaya başlamışsınız, hani “ruh zenginliği” denir. Ruhun size verebileceklerini artık istemeye başlamışsınız. Dahası, alabileceğiniz umudu var. Nasıl neşeli olmazsınız? Belki dünya hayatınızda sorunlarınız var. Hastasınız, dertlisiniz, işler umduğunuz gibi gitmiyor. Fakat ruhunuz özgürlüğünü, kendisiyle buluşmanın neşesini yaşıyor. Eh daha ne istiyorsunuz?
Tasavvufi neşe tasavvufi hüzün ile beraberdir. Bu ikisi kardeş gibidirler. Sazlıklardan seçilip koparılmış olan ney kendisini üfleyene nasıl hüzünlü bir ezgi sunarsa Bezm–Elest’ten kopup gelmiş olan ruhumuz, dervişin ruhu da bir garip ayrılığın yanık türküsünü okumaktadır. Böyle yüce bir derde sahip olmak herkesin kalbine ya da aklına gelebilecek bir hal değildir. İnsan bazan neden hüzünlendiğini bile kendisine açıklayamaz ki... Ama ayrılık, ah yaman ayrılık öyle bir hüzün hediye eder ki insanın gönlüne, ariflerden okuyanlar bilir ancak hüznün nedenini. Peki arifler nereden bilir? Eh arif olmuşlar ya.... Hakk’a ayna olmuşlar ya, onlar bilmezse kim bilecek?
Bu dünyada arif olmak var, bir de arifleri tanıyıp sevmek var. Bizler onlar kadar anlayışlı olamasak da onları seviyoruz bu nedenle onlarla beraberiz.
Tasavvufi neşe ve hüzün tadılması gereken duygulardır, gerçekten yaşadıklarımıza bir mana vermek istiyorsak...
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
sa.tasavvuf tek tir tevhidtir tasavvufta neşe ve hüzün olmaz.birisi varsa öbürü olmaz.bu her olay için gecerlidir.la ilahe illallah.a.e.o
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt