Taş üzerine nem düşürmek!
Taş üzerine yazılar yazılır. Tarihin derinliklerinden gelen namelerle Şiir ve dizeler dizilir ardın sıra. Taşı tutan el bazen katil bazen yiğiddir. Hangi seferden gelirse gelsin taş taştır işte.
Önemli olan onu tutan eldir.
Habil’in o masum tenini parçalayan, mütecaviz/ katil kabil’dendir taş.
Taş odur ki Davud’un sapanından düşer tağutlaşmış Calut’a.
Pişmiş taştır ebabil kuşlarının gagalarını, ellerini yakmayan. Fil ordusunu hallaç pamuğuna çeviren..
Balçık taştır; azgın, taşkın ponpen’i yerle bir eden.
Masumdur taş ve kayalar.
Önemli olan; onu tutan el, sığınılan mekân, tavında dövülen demir, kılıç ve kalem.
Zalimin zulmünden hicret edersiniz Sevr olur size.
Ehli kehf gibi sığınırsınız, uykuyla geçer üçyüz yıl. Dirilişe örnektir nesilden nesile.
Sığınırsınız âlemlerin Rabbine. Cebeli nur olur, hira olur uzlette çekilen mütefekkirlere.
Zulümden kaçarsınız mağaranın üç yiğid ehli gibi. Üzerinize kaya kapanır. Kapanır ışık ve gölge. Hayır, hasenat adına ne varsa sizde dillendirirsiniz edep ve hürmetle. İstiğfar eder, tevbe dilenirsiniz Tevvab olandan.
Kaya açılır, ışık olur, gölge düşer toprağa. Sizden ve sizin bedeninizden. Kir ve pas adına ne varsa arınırsınız havf ve rec’a arasında.
Mermer gibi cilalıdır kalp. Hacerul esveddir gökten düşen pak ve temiz.
Hey hat! Kul odur ki; eller/diller ve gözlerle kirletir kalbi cilalı taşını. Kararır kalp, körelen göz, kirlenen ruhlar.
Unutma! Gözünden nem düşen, düşkün biçare; mermeri delip saydam yapan damla değil, damlacıkların istikrarlı düşüşü.
Kapkara taş kesilmiş kalbi seherlerin ılık yelinde ara. İstikrar ve istikametle göz pınarlarındaki tuzlu yaşlarla erit o mermeri. Erit ki rahmet bulasın, mağfiret olunasın, muteber kullarla ziyafette olasın.
Üşenme!, üşüme!
Kalk! ve doğrul! Selam ve dua ile.
Taş üzerine yazılar yazılır. Tarihin derinliklerinden gelen namelerle Şiir ve dizeler dizilir ardın sıra. Taşı tutan el bazen katil bazen yiğiddir. Hangi seferden gelirse gelsin taş taştır işte.
Önemli olan onu tutan eldir.
Habil’in o masum tenini parçalayan, mütecaviz/ katil kabil’dendir taş.
Taş odur ki Davud’un sapanından düşer tağutlaşmış Calut’a.
Pişmiş taştır ebabil kuşlarının gagalarını, ellerini yakmayan. Fil ordusunu hallaç pamuğuna çeviren..
Balçık taştır; azgın, taşkın ponpen’i yerle bir eden.
Masumdur taş ve kayalar.
Önemli olan; onu tutan el, sığınılan mekân, tavında dövülen demir, kılıç ve kalem.
Zalimin zulmünden hicret edersiniz Sevr olur size.
Ehli kehf gibi sığınırsınız, uykuyla geçer üçyüz yıl. Dirilişe örnektir nesilden nesile.
Sığınırsınız âlemlerin Rabbine. Cebeli nur olur, hira olur uzlette çekilen mütefekkirlere.
Zulümden kaçarsınız mağaranın üç yiğid ehli gibi. Üzerinize kaya kapanır. Kapanır ışık ve gölge. Hayır, hasenat adına ne varsa sizde dillendirirsiniz edep ve hürmetle. İstiğfar eder, tevbe dilenirsiniz Tevvab olandan.
Kaya açılır, ışık olur, gölge düşer toprağa. Sizden ve sizin bedeninizden. Kir ve pas adına ne varsa arınırsınız havf ve rec’a arasında.
Mermer gibi cilalıdır kalp. Hacerul esveddir gökten düşen pak ve temiz.
Hey hat! Kul odur ki; eller/diller ve gözlerle kirletir kalbi cilalı taşını. Kararır kalp, körelen göz, kirlenen ruhlar.
Unutma! Gözünden nem düşen, düşkün biçare; mermeri delip saydam yapan damla değil, damlacıkların istikrarlı düşüşü.
Kapkara taş kesilmiş kalbi seherlerin ılık yelinde ara. İstikrar ve istikametle göz pınarlarındaki tuzlu yaşlarla erit o mermeri. Erit ki rahmet bulasın, mağfiret olunasın, muteber kullarla ziyafette olasın.
Üşenme!, üşüme!
Kalk! ve doğrul! Selam ve dua ile.