Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

***-Takva’ya Ulaştıran Büyük Sır... (1 Kullanıcı)

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51

Çıkış yolumuz, Allah’ın Kitabına ve Peygamberimiz (asm)'ın sünnetine sımsıkı sarılmaktır, asla bırakmamaktır. O'nun tebliği kıyamete dek geçerlidir. O'nun tebliği bizim de tebliğimiz, O’nun tevhit mücadelesi bizim de tevhit mücadelemizdir.

Peygamberimiz (asm)’ın sünneti, onun gibi Kuran’ı yaşamak, ona itaat etmektir. Onun gibi yaşamak, O’nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile Kuran'ı dünyaya yaymaya çalışmak, ahlâk olarak gücümüzün yettiğinin en fazlasıyla O’na benzemek için gayret etmektir.

Resûlullah (asm), “Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Suresi, 21) ayetiyle bildirildiği üzere bizim için en güzel örnektir.

Peygamberimiz (asm), devlet yönetiminden ticarete, eğitimden sosyal dayanışmaya kadar birçok konuda bizi bilgilendirir. O'nun sünnetinin en belirgin özelliği, kolaylığıdır. "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" (Buhari) buyurarak bu gerçeği ifade eder.

Peki, kolay olduğu halde neden zor görüyoruz? O’nun sünnetini gereği gibi yaşadığımızı söyleyebilir miyiz?

"Kim sünnetimi ihya ederse, beni ihya etmiş olur. Kim beni ihya ederse Cennette benimle beraberdir" buyurur Peygamberimiz(asm) ve sonsuza kadar O’nunla birlikte olma müjdesi verir. Peki, bizler, sünnetini gereği gibi ihya edebiliyor muyuz?

Resûlullah (asm), Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına uymayacağının kararlılığı içindedir. Bu kararlılıkla hak dini, en güzel ve en doğru şekliyle insanlara bildirir. Bizler ise zaaflara, hırslara, tutku dolu isteklere sahibiz. Dini kabul etmemize rağmen bu zayıflıklarımıza zaman zaman yeniliyoruz. Zaaf ve tutkularımızı terk edeceğimiz yerde dinin hükümlerini terk ediyoruz.

Eşimizin-dostumuzun, akrabalarımızın nasıl karşılayacağından emin olamadığımızdan, dinin bazı hükümlerini yerine getirmekten çekiniyoruz. Dine uygun olmayan kimi alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz.

O, Kur'an'ın ifadesiyle, ... 'Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi, 50) buyururken, bizler birçok sorumluluğumuzu görmezden geliyoruz.

Allah'ın buyruğu olan yardımseverliği hayatımızın her anında sergileyebiliyor muyuz? Esirlere, yolda kalmışlara, zorluk içindeki yoksullara, yetimlere ne kadar yardım ediyoruz? İhtiyacımızdan artakalanını infak etmemiz gerekirken, bu sorumluluğumuzu gereği gibi yerine getiriyor muyuz? Peygamberimiz (asm), "infak et, arşın Rabbi eksiltir diye korkma" buyururken biz vicdanımızı devreye sokarak gerçekten ihtiyacımız olanı mı ayırıyoruz, yoksa eksileceğinden korkarak yığıp biriktiriyor muyuz?

Peygamber Efendimiz (asm), "…Şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin." (Kalem Suresi 4) ayetinde de belirtildiği üzere çok güzel ahlaklı, şefkatli, anlayışlı bir insandı. Müminlerin sorunları ile ilgilenir, imanlarını artırmaları yönünde onlara hatırlatmalar yapardı. Onların sıkıntıya düşmesi gücüne giderdi. "Ve müminlerden, sana tabi olanlara (koruyucu) kanatlarını ger." (Şuara Suresi, 215) ayeti gereği şefkat dolu ve esirgeyiciydi.

Bizler ise onun güzel ahlakını tanımak, ona benzemek, ahirette O’nunla yakın olabilmek için ne kadar çaba gösteriyoruz? En güzel örnek yanı başımızda iken bizler kendimize başkalarını örnek alıyor, onların davranışlarına, konuşmalarına, giyim tarzlarına özeniyor, onlar gibi yaşamaya çalışıyoruz. İnsanları doğru olana, en güzel ahlâk ve tavra özendirmek önemli bir sorumluluğumuz iken kendimiz bu güzel ahlâkı yaşamak için ne kadar çaba içindeyiz?

Rabbimiz, "Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır” (Haşr Suresi, 9) buyurarak Ensar’ı övüyor ve bize örnek gösteriyor.

Bizler ise din kardeşlerimiz için ne kadar fedakârlıkta bulunuyoruz?
Peygamber Efendimiz (asm), "Merhamet edin, merhamet olunasınız. Af edin, af olunasınız. Yazık laf ebesi olanlara. Yazık günahlarına bilerek devam edip, istiğfar etmeyenlere" ve "merhamet etmeyene merhamet edilmez" (G. Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis) buyuruyor. Peki, bizler şefkatli ve merhametli olmayı ne kadar önemsiyoruz?

"Allah refikdir (merhametli ve şefkatli), rıfkı sever ve rıfka mükabil verdiğini başka hiçbir şeyle vermez.” (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi) sözleriyle bizi uyarırken Resûlullah, biz O'nun şefkatli ve merhametli kişiliğini ne kadar örnek alıyoruz? Allah'ın rızasını kazanıp, aramızdaki kardeşlik bağlarının artmasına ve güçlü bir birlik olmamıza vesile olacak olan bu duyguları ne kadar yoğun yaşıyoruz?
Bediüzzaman, Muhammed(asm)’ı şöyle anlatır; "Nasıl kâinat insan için yaratılmış ve kâinattan maksud ve müntehab insandır; öyle de, insandan dahi en büyük maksud ve en kıymettar müntehap ve en parlak ayine-i Ehad ve Samed, elbette Ahmed-i Muhammed'dir."

Hepimiz aynı peygamberin ümmeti olma bilinci ile ona layık birer mümin olmaya çalışırsak, yeryüzünde barışın ve esenliğin kaynağı olabiliriz. Bu yüzden çıkış yolumuz, Allah’ın Kitabına ve Peygamberimiz (asm)'ın sünnetine sımsıkı sarılmaktır, asla bırakmamaktır. O'nun tebliği kıyamete dek geçerlidir. O'nun tebliği bizim de tebliğimiz, O’nun tevhid mücadelesi bizim de tevhid mücadelemizdir.

Hz. Ebu Bekir(ra) şöyle der: "Yüce Allah, Muhammed aleyhisselama dinini ayakta durduracak, buyruğunu açıklayıp hakim kılacak, tebliğ görevini yerine getirecek ve Allah yolunda savaşacak kadar ömür yaşattıktan sonra, O'nu vefat ettirdi."

... Ancak O, hâlâ diridir. Bize düşen O'nun gibi, örtümüzden sıyrılmak, dirilmek, kalkıp uyarmaktır.


Makale Kaynağı: Fuat Türker



kucuk yazi okuyamadigimdan boylesi daha kolay okununuyor, malum yas ilerledi, gozler yakini gormuyor
Rabbim ondan mi seni goremiyorum? uzak olunca icim yanar, yakina gelince simarmaktan, kiymet bilmez olurum
ondan mi uzaklara atip durursun?
 

yakais

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2012
Mesajlar
3,363
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
67
Teşekkürler...
Ancak burada bazı yaşanılan olayların, Allah C.C. nun kararı doğrultusunda yürüdüğü bilincinde olmak lazım...
Gayret çok güzel olur,ancak ;takdir Allah C.C. na aittir...
O Halde her türlü faaliyetimizde takdir yetkisinin ''Onda ''olduğunu bilip ; İNŞALLAH ile süslenip, benliği bırakmalıyız...
Ben girdimi...Kibir ve böbürlenme başlar...
Allah'ım sen bizi BEN likten koru...
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Teşekkürler...
Ancak burada bazı yaşanılan olayların, Allah C.C. nun kararı doğrultusunda yürüdüğü bilincinde olmak lazım...
Gayret çok güzel olur,ancak ;takdir Allah C.C. na aittir...
O Halde her türlü faaliyetimizde takdir yetkisinin ''Onda ''olduğunu bilip ; İNŞALLAH ile süslenip, benliği bırakmalıyız...
Ben girdimi...Kibir ve böbürlenme başlar...
Allah'ım sen bizi BEN likten koru...

Allah razi olsun, yanitlariniz için

Bazen sevinc girerse oda mi yanlis? kendimi hep azarlarim ben ama yine de nefs simarir
Bu yaziya gore sunnete uymak, Rabbe uymak evet ne olursa olsun hakki savunmak
Evet sabirsizim birseyler olsun isterim, hani Yunus gibi oldum, olamadim diye hep uzulur dururum
Birde Rabbim yoluna aldi diye sevinir dururum, hep hayirlari yoluma cikarir diye sevinirim , o an sanki beni sever diye gurur gelirse??
gunahin cok diye azarlanmak gerekir sanirim...
Yok Can en cok canimi yakanlar hocayiz diyenler beni uzdu... bu zamanda Yunus olunmaz diye???
Niye???
Kardeslerim olmaz diye birsey yokmus, Rabbim yola cikana yardim eder , yeter ki isteyelim
Sahi sadakat ne? arastiriyorum hala, askinda sadakat hep onu tercih etmek sanirim, biraz anlamaya basladim
Rabbim sana verdigimiz sozde duranlardan eyle

Gul berra tesekkurler sana tefekkure sebep oluyorsun, paylasimlarin yurege hitap ediyor ama yorum icin zaman ver, begenmedim sanma...
 

yakais

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2012
Mesajlar
3,363
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
67
Allah C.C. izni ile doğru yol ,doğru iz ...Haydi hayırlısı...Yolunuz açık olsun...
 

yağmur sıla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 May 2012
Mesajlar
33
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
34
amin Allah ragzı olsun emeğiniz için sağolun...........
 

merve_talat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2006
Mesajlar
211
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
çok güzel ama bunca korku ile nasıl yaşayacaksınız...hep korku üzere kalmak size bir şey kazandırmaz...
Aşk lazım esas insana ...
Aşk lazım inanın insana ...
Allah c.c. Aşkı olmadan, hiç bir şekilde layığı ile korkamaz sınız...
Sevmeden olur mu ? ...
Sevdiğin zaman ,sevdiğin seni sevmezse işte o zaman esas korkuyu yakalarsınız ...
Yoksa elinde sopa olan korkusu ile korkuyorsanız veya korkacaksanız ...
Ne kadar korkarsanız korkun hiç bir işe yaramaz...
Aşk yoktur...sevmek yoktur...sevilmek yoktur...
Yani sen yoksun ortada o zaman korkmak niye...
Biz korkmuyor seviyoruz... Işte o sevmezse diye ....
Korkuyoruz....

allah razı olsun çok güzel
 

leyla-1

Altın Üye
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
39,451
Tepki puanı
5,757
Puanları
163
Yaş
51
Allah razı olsun kardeşim Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun bilerek ve idrak edenlerden olmak bu dünyada ve ahirette Allah'ın sevdiği razı olduğu kullar olmak Peygamber Efendimizin Şefaatine nail olmak Peygamber efendimizin Şefaatine nail olmak nasip etsin Rabbim.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt