emsal-i nur
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Tem 2009
- Mesajlar
- 359
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
TAKVA ABİDESİ
HZ. YUSUF (AS) ‘UN KISSASI ( Bu Kıssayı Dikkatli ve Düşünerek okumanız önerilir)
32- Kadın dedi ki: "Beni hakkında kınadığınız işte budur. And olsun onun nefsinden
ben murad istedim, o ise, kendini korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi
yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve mutlaka küçük düşürülenlerden
olacak."(27)
27. Kadının, ihtirasını ilan edip, gayri ahlaki niyetlerini rahatça açığa vurması
Mısır yüksek sosyete sınıfının ahlaken en aşağı dereceye düştüğünü gösterir.
Besbelli ki kadının davet ettiği bayanlar da sosyetenin üst mevkilerine mensup
olmalıdır. Aşkına mübtela olduğu kimsenin ne kadar genç ve yakışıklı olduğunu
göstermek amacıyla sevgilisini hiç çekinmeden misafirlerinin huzuruna çıkarması bu
gösteride iştirak edilmeyen hiçbir şeyin olmadığını gösterir. Hoş, davetli bayanlar
kadını takdir etmemişlerdir; fakat öyle görünüyor ki kadının yerine kendileri de
olsa aynı şeyi yapacaklarmış. Hepsinden öte ev sahibesinin açıkça
"Kuşkusuz onu kendime ram etmek istedim ama o benden kurtulmayı başardı. Fakat ondan vazgeçecek
değilim. Eğer istediğim şeyi yapmazsa onu zindana atacağım ve küçük düşenlerden
olacak"
sözlerinin hayasızlık ifade ettiğini hissetmemişlerdi bile. Ayrıca bu,
modern Batı toplumunun ve onun batılılaşmış doğulu takipçilerinin kadına "özgürlük"
vermekle övünmelerini de haksız çıkarmaktadır. Çünkü bu "ilerleme" yeni bir hadise
değildir. Çünkü bu moda bundan binlerce yıl önce Mısır'da tüm haşmetiyle
yürürlükteydi.
33- (Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden
daha sevimlidir. Onların kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara eğilim
gösterir, (böylece) cahillerden olurum."(28)
28. Hz. Yusuf'un (a.s) bu duasının anlamını kavrayabilmek için içinde yaşadığı
dönemin şartlarını veren bir tablo çizmemiz gerekecektir. Bu pasajın ışığında
tablonun şöyle bir şey olması gerekiyor: Çiçeği burnunda, yirmi yaşında yakışıklı
bir genç var. Zorla köleleştirilip sürülmek suretiyle Mısır'a getirilmiş. Çöl
hayatının kendisine kazandırdığı sağlık ve dinçlikle mücehhez... Talih kendisini,
döneminde dünyanın en medeni ülkesinin başkentinde üst tabakadan bir bürokratın
evine yerleştiriyor. Gece gündüz içinde yaşamak zorunda olduğu evin hanımı kendisine
aşık oluyor ve onu tahrik edip baştan çıkarmaya çalışıyor. Yakışıklılığı kentte
dillere destan oluyor ve kentin diğer kadınları da kendisine meylediyorlar. Şimdi,
can alıcı durum işte tam buradadır. Her tarafı kendisini ansızın kıskaca alıp
yakalayacak yüzlerce cazip tuzakla çevrilidir. İnsanî duygularını galeyana getirip,
cezbedecek tüm vasıtalar devreye sokulmuştur. Her gittiği yerde tüm cazibe ve
büyüsüyle bir pusu ve pusunun altında yatan günahla karşı karşıyadır. Tüm pusular
onu gaflete düşürüp kendi içlerine çekmek için fırsat kollamaktadırlar. Şartlar onu
günaha teşvik etmektedir. Fakat bu muttaki genç adam başarıyla bu imtihandan geçer,
kuvvetli bir nefs murakabesiyle Şeytan'ın iğvasından kurtulur. Fakat daha önemli bir
durum vardır ki, böylesi kışkırtıcı şartlar altında gösterebildiği takva örneği onda
hiçbir gurur hissi uyandırmaz. Diğer taraftan Rabbine kendisini günah tuzaklarından
koruması için tam bir teslimiyetle yakarır. Çünkü insanoğlunun bu konudaki ortak
zaafını bilmektedir: "Rabbim ben zayıfım, sonunda bu tahriklerin dayanma gücümü
aşmasından korkarım. Beni tuzağına çeken bu tür bir günahı işlemektense zindana
girmeyi tercih ederim."
Aslında bu, Hz. Yusuf'un (a.s) eğitimi için oldukça kritik ve önemli bir dönemdi; bu
sıkı imtihan o zamana dek kendisinin bile farkında olmadığı bilkuvve halindeki
erdemleri bilfiil hale getirmişti. Bütün bunlardan sonra anladı ki, Allah kendisine
tevazuun, sadakatın, takvanın, izzetin, adaletin, murakabenin ve ruhi dengenin en
mükemmel niteliklerini bahşetmiştir ve o da bu niteliklerini Mısır'da iktidarı ele
geçirdiğinde tam tekmil kullanmıştır.
34- Böylece Rabbi, onun duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden
uzaklaştırdı.(29) Çünkü O, işitendir, bilendir.
29. Allah, kendisine pusu kuran tüm vasıtaları etkisiz hale getirmek suretiyle Hz.
Yusuf'u (a.s) onların tuzaklarından uzaklaştırdı. Bu ayetin ihtiva ettiği bir şey
daha vardır: Allah onların tuzak ve tahriklerinden Hz. Yusuf'u (a.s) korumak için
ona zindan kapılarını açtı.
Mevdudi Yusuf Suresi 32,33 ve 34. Ayeti Kerimelerin Tefsiri
HZ. YUSUF (AS) ‘UN KISSASI ( Bu Kıssayı Dikkatli ve Düşünerek okumanız önerilir)
32- Kadın dedi ki: "Beni hakkında kınadığınız işte budur. And olsun onun nefsinden
ben murad istedim, o ise, kendini korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi
yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve mutlaka küçük düşürülenlerden
olacak."(27)
27. Kadının, ihtirasını ilan edip, gayri ahlaki niyetlerini rahatça açığa vurması
Mısır yüksek sosyete sınıfının ahlaken en aşağı dereceye düştüğünü gösterir.
Besbelli ki kadının davet ettiği bayanlar da sosyetenin üst mevkilerine mensup
olmalıdır. Aşkına mübtela olduğu kimsenin ne kadar genç ve yakışıklı olduğunu
göstermek amacıyla sevgilisini hiç çekinmeden misafirlerinin huzuruna çıkarması bu
gösteride iştirak edilmeyen hiçbir şeyin olmadığını gösterir. Hoş, davetli bayanlar
kadını takdir etmemişlerdir; fakat öyle görünüyor ki kadının yerine kendileri de
olsa aynı şeyi yapacaklarmış. Hepsinden öte ev sahibesinin açıkça
"Kuşkusuz onu kendime ram etmek istedim ama o benden kurtulmayı başardı. Fakat ondan vazgeçecek
değilim. Eğer istediğim şeyi yapmazsa onu zindana atacağım ve küçük düşenlerden
olacak"
sözlerinin hayasızlık ifade ettiğini hissetmemişlerdi bile. Ayrıca bu,
modern Batı toplumunun ve onun batılılaşmış doğulu takipçilerinin kadına "özgürlük"
vermekle övünmelerini de haksız çıkarmaktadır. Çünkü bu "ilerleme" yeni bir hadise
değildir. Çünkü bu moda bundan binlerce yıl önce Mısır'da tüm haşmetiyle
yürürlükteydi.
33- (Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden
daha sevimlidir. Onların kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara eğilim
gösterir, (böylece) cahillerden olurum."(28)
28. Hz. Yusuf'un (a.s) bu duasının anlamını kavrayabilmek için içinde yaşadığı
dönemin şartlarını veren bir tablo çizmemiz gerekecektir. Bu pasajın ışığında
tablonun şöyle bir şey olması gerekiyor: Çiçeği burnunda, yirmi yaşında yakışıklı
bir genç var. Zorla köleleştirilip sürülmek suretiyle Mısır'a getirilmiş. Çöl
hayatının kendisine kazandırdığı sağlık ve dinçlikle mücehhez... Talih kendisini,
döneminde dünyanın en medeni ülkesinin başkentinde üst tabakadan bir bürokratın
evine yerleştiriyor. Gece gündüz içinde yaşamak zorunda olduğu evin hanımı kendisine
aşık oluyor ve onu tahrik edip baştan çıkarmaya çalışıyor. Yakışıklılığı kentte
dillere destan oluyor ve kentin diğer kadınları da kendisine meylediyorlar. Şimdi,
can alıcı durum işte tam buradadır. Her tarafı kendisini ansızın kıskaca alıp
yakalayacak yüzlerce cazip tuzakla çevrilidir. İnsanî duygularını galeyana getirip,
cezbedecek tüm vasıtalar devreye sokulmuştur. Her gittiği yerde tüm cazibe ve
büyüsüyle bir pusu ve pusunun altında yatan günahla karşı karşıyadır. Tüm pusular
onu gaflete düşürüp kendi içlerine çekmek için fırsat kollamaktadırlar. Şartlar onu
günaha teşvik etmektedir. Fakat bu muttaki genç adam başarıyla bu imtihandan geçer,
kuvvetli bir nefs murakabesiyle Şeytan'ın iğvasından kurtulur. Fakat daha önemli bir
durum vardır ki, böylesi kışkırtıcı şartlar altında gösterebildiği takva örneği onda
hiçbir gurur hissi uyandırmaz. Diğer taraftan Rabbine kendisini günah tuzaklarından
koruması için tam bir teslimiyetle yakarır. Çünkü insanoğlunun bu konudaki ortak
zaafını bilmektedir: "Rabbim ben zayıfım, sonunda bu tahriklerin dayanma gücümü
aşmasından korkarım. Beni tuzağına çeken bu tür bir günahı işlemektense zindana
girmeyi tercih ederim."
Aslında bu, Hz. Yusuf'un (a.s) eğitimi için oldukça kritik ve önemli bir dönemdi; bu
sıkı imtihan o zamana dek kendisinin bile farkında olmadığı bilkuvve halindeki
erdemleri bilfiil hale getirmişti. Bütün bunlardan sonra anladı ki, Allah kendisine
tevazuun, sadakatın, takvanın, izzetin, adaletin, murakabenin ve ruhi dengenin en
mükemmel niteliklerini bahşetmiştir ve o da bu niteliklerini Mısır'da iktidarı ele
geçirdiğinde tam tekmil kullanmıştır.
34- Böylece Rabbi, onun duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden
uzaklaştırdı.(29) Çünkü O, işitendir, bilendir.
29. Allah, kendisine pusu kuran tüm vasıtaları etkisiz hale getirmek suretiyle Hz.
Yusuf'u (a.s) onların tuzaklarından uzaklaştırdı. Bu ayetin ihtiva ettiği bir şey
daha vardır: Allah onların tuzak ve tahriklerinden Hz. Yusuf'u (a.s) korumak için
ona zindan kapılarını açtı.
Mevdudi Yusuf Suresi 32,33 ve 34. Ayeti Kerimelerin Tefsiri