aşkavuslat
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 31 Ağu 2008
- Mesajlar
- 61
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
çok güzel Allah razı olsun...
Selamünaleyküm kardeşim...emeğine sağlık ALLAH razı olsun
Çok güzel bir paylaşımdı...
ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...
Allah Hepinizden Razi Olsun Böyle Bir Kissayi Bizlere Bahşettiğiniz Için Umarim Cenabihak Bu Güzellikleri Herkeze Yaşatsin Umarim Bizlerde Gerçek Sevenlerden Oluruz
Medine'nin kadınları hem güleryüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç teklif ederler.Hifa Hatun'un methi hızla yayılır ve çoook uzaklara gider.
Bırakın hekimleri, tüccarları; vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatoru bile reddeder sadece ve sadece Allah'ın rızasını diler. Ama taliplerin ardı arkası kesilmez. Kimi ayaklarına halılar serer... Kimi eşiğine cevahirler döker... Yüz kızıl tüylü deveyi getirip kapısına bağlayanları mı sorarsınız, yoksa saray anahtarlarını önüne atanları mı? Hifa Hatun bütün bunlara dönüp bakmaz bile, Efendimizin huzuruna çıkıp
"Ey Allah'ın Resûlü" der, "bana cennete gotürecek bir şeyler öğretsene." Doğrusu o, Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) 'gündüzleri oruç tut' ya da 'geceleri namaz kıl' gibi bir tavsiyede bulunacağını sanır ama Server-i Kâinat "Önce evlenmen lâzım" buyururlar "zira bununla dininin yarısını emniyete alırsın!" Hifa, büyük bir teslimiyetle boynunu büker ve "siz kimi münasip görürseniz ben ona razıyım" der.
Mâlum, o sıradan bir hanım değildir ve onu nikahına alacak erkeğin de "özel" olması gerekir. Lâkin Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne kimseye ümid verir, ne de kimsenin ümidini kırar. Her zamanki gibi basit ve pratik bir çare bulur "yarın sabah mescide ilk gelenle evlen" buyururlar. Bu teklifi herkesin hoşuna gider, talipler erken kalkmak için tedbirler düşünür, kendilerince hazırlık yaparlar. Bu haberi elbette Hazret-i Suheyb de duyar ama dikkate almaz. Zira o fakir ve kimsesiz biridir. Evi yurdu yoktur ve karnını zor doyurur. Kah ağaç altlarına uzanır, kâh mescid gölgelerine kıvrılır. Uzun boyuna rağmen o kadar zayıftır ki, rüzgar sert esse ayaklarını yerden kaldırır. Ama bakın şu işe ki o gece Allahü teâlâ bütün sahabelere derin bir uyku verir, Hifa Hatun'un talipleri gözlerine çöken ağırlığa yenilirler.
Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zamanki gibi imsak sökerken mescide gelir ve büyük bir merakla talihli sahabeyi bekler. Nitekim mescidin eşiğinde bir gölge uzar ve Süheyb içeri girer. Resulullah Efendimiz namazdan sonra Hifa Hatunu çağırtıp neticeyi bildirir. Hazret-i Hifa büyük bir teslimiyetle kabul eder.Efendimiz güzel bir hutbe okur ve nikah akidlerini yaparlar. Sonra şanslı sahabeye döner "Ey Süheyb" buyururlar, "şimdi hanımına bir hediye al ve tut elinden evine gotür."Suheyb Radıyallahu anh ellerini çaresizlikle iki yana açar. "İyi ama" diye mırıldanır, "benim ne bir dirhem gümüşüm, ne de sığınacak evim var." Hifa Hatun kocasının boynunu büktürmez, ona içinde on bin dirhem gümüş olan süslü bir heybe gönderir ve "filanca yerdeki köşkümü sana hediye ettim" der. Alemlerin Efendisi çok hislenir onlara hayır dualar ederler. süheyb, o gün Medine sokaklarında dolanır durur, akşama doğru utana sıkıla konağa sokulur. Kendisi için hazırlanan muhteşem sofradan ya bir, ya iki hurma alır ve
"Ya Hifa" der, "biliyorum sen benim için bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin için sadece mihnetim. Ben şükretsem gerek, sen sabretsen gerek. İster misin şu geceyi taat ve ibadetle geçirelim zira Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) "Cennette yüksek bir çardak vardır. Orada yalnız şükredenlerle sabredenler otururlar." buyurdular. Ve öyle de yaparlar. Seccadelerini gözyaşları ile ıslatır, kalplerini zikr ile aydınlatırlar. Cebrail Aleyhisselam olup biteni Resulullah Efendimize anlatır ve onları Allahü teâlânın cenneti ve cemaliyle müjdeler. Ertesi sabah, namazdan sonra Efendimiz Suheyb'i yanlarına oturtur "Ey Süheyb" buyururlar "geceki halini sen mi anlatırsın ben mi anlatayım?" Süheyb gözlerini kucağına indirir, zor duyulan bir sesle "Allahın Resulü en iyisini bilir" cevabını verir.
Efendimiz onlara "ne mutlu size" gibilerinden bakar, "İkiniz de cennetliksiniz" buyururlar, "... ve Allahü teâlâyı göreceksiniz!"
Süheyb derhal secdeye kapanır ve "Ya Rabbi!" diye yalvarır, "o ki beni mağfiret ettin, günahlara bulaşmadan canımı al!" Allahü teâlâ bu yanık duayı kabul eder, Suheyb, secdede kalakalır. Mescidde bulunanlar ağlamaklı olurlar. Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) "Size daha şaşılacak bir şey söyliyeyim mi? Şu anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti" buyururlar. Namazlarını, yüzü suyu hürmetine yaratıldığımız o yüce Server kıldırır. İkisini yanyana toprağa bırakırlar. Baş uçlarına küçük bir tahta çakar.
Birine "şükredenlerden Suheyb" yazarlar, öbürüne "sabredenlerden Hifa!"
çok güzel Allah razı olsun...
Selamün Aleyküm wa Rahmetullah wa Berakatuh!
Ya bukadar güzel olurmu söylenecek birşey bulamıyorum ne mutlu o insanlara Allah Rahmet Etsin.
Allahım bizlere de böylesiye güçlü İman,Şükretme ve Sabır Ver, ve bizlere Senin rızanı almayı nasıp Eyle.Amin Amin Amin!
selamun aleykum güzel kardeşim ..
bunu her okumanda her duymamada ilk okuyor gibi etkileniyorum .. ne büyük bir teslimiyet degilmi.. çok çok güzeldi kardeşim her zamanki gibi güzel bir paylaşım
emegine yüregine saglık olsun ..
rabbimize emanet olunuz nuresmacım
selam ve dua ile
Es-selamün aleyküm
ALLAH razi olsun cok güzel bir paylasim bu paylasiminizdan cok ders cikartmamiz gerekli heleki bu zamanda :a03::a03:
Selam Sevgi Ve DUA ile
İnşallah bizlerde hem şükredenlerden hem de sabredenlerden oluruz.Çok etkileyici bir paylaşım olmuş Allah razı olsun..
ALLAH razi olsun sizden,cok guzel bir paylasimdi.
ALLAH yar ve yardimciniz olsun insallah..