Nevin_1982
Kayıtlı Kullanıcı
'Az' konusan fakat 'öz' konusan büyükler vardir. Babam da bunlardan biridir. Çok sik bir arada olamadigimiz için benim için bu 'öz' konusmalar daha kisa olur. Birkaç yil önce öyle bir laf söyledi ki sustum kaldim. Uzun süre kafamin içinde dolandi söyledigi cümle.
'Strese girenin imanindan süphe ederim!' demisti babam.
Stresle ilgili kitaplar okuyan, zaman zaman 'stresle mücadele' konusunda seminerler veren biri olarak, cümleyi çok agir bulmus olsam bile, kafamin içinde cümle dönüp durdu uzun zaman. Yasadigimiz yüzyilin en önemli problemlerinden biri olan stres hakkinda bu kadar kesin ve keskin bir ifade duymamistim.
Geçen yil memlekette bir arkadasla otururken hayatin sikintilari ve zorluklari konusulmaya baslaninca bende kendisine stres ve stresle mücadele hakkinda bildiklerimi anlatmaya basladim. Arkadasim da benimle birikimlerini paylasiyordu. Bir ara babamin söyledigi 'Strese girenin imanindan süphe ederim!' lafini attim ortaya. Arkadasim 'dogru bir cümle' dedi. 'Hatta bir insan stres yüzünden hasta olursa Allah o insana bunun hesabini bile sorar' dedi.
'Strese girenin imanindan süphe ederim!' demisti babam.
Stresle ilgili kitaplar okuyan, zaman zaman 'stresle mücadele' konusunda seminerler veren biri olarak, cümleyi çok agir bulmus olsam bile, kafamin içinde cümle dönüp durdu uzun zaman. Yasadigimiz yüzyilin en önemli problemlerinden biri olan stres hakkinda bu kadar kesin ve keskin bir ifade duymamistim.
Geçen yil memlekette bir arkadasla otururken hayatin sikintilari ve zorluklari konusulmaya baslaninca bende kendisine stres ve stresle mücadele hakkinda bildiklerimi anlatmaya basladim. Arkadasim da benimle birikimlerini paylasiyordu. Bir ara babamin söyledigi 'Strese girenin imanindan süphe ederim!' lafini attim ortaya. Arkadasim 'dogru bir cümle' dedi. 'Hatta bir insan stres yüzünden hasta olursa Allah o insana bunun hesabini bile sorar' dedi.
* * * * * * * * *
Stres, halkin bildigi ve kullandigi anlamiyla, sikintilari kafaya takmak demektir. Sikintilar insani mutsuz ediyor. Mutsuzluk insani hasta ediyor.
Kimisi hastaliklarla mücadele etmekten yoruluyor. Mutsuz ve hasta oluyor.
Kimisi ailesiyle problemler yasamaktan bunaliyor.
Kimisi çocuklariyla bas edememenin sikintisini yasiyor.
Kimisi maddi sikintilarla bogusuyor.
Kimisi çevresindekilerin kendisini anlamadigindan dert yaniyor.
Kimisi bir sevdigini topraga verince hayata küsüyor.
Hayatta insani strese sokan o kadar çok sey var ki. Herkes kendisine dert edecek bir sikinti bulabilir.
Stresle iman a rasinda bir baglanti var mi dersiniz?
Sikintilarla dolu bir hayat denilince benim aklima hep Peygamberler geliyor. Allah Peygamberlerin kissalarini ayrintilariyla bize niçin aktariyor dersiniz? Okuyup, ibret almamiz için degil mi?
Peygamberlerin hayatlarindan yola çikarak bazi sorular sormak istiyorum.
Hz. Eyyüb'ü hastalikla imtihan eden Allah, bizi de ayni imtihana tabi tutma hakkina sahip degil mi?
Hastaligi kafaya takip bunalima giren insan 'Allah'im beni niçin hastalikla imtihan ediyorsunuz ki?' demis olmuyor mu?
Hz. Nuh'u ogluyla imtihan eden Allah, sizi evlatlarinizla imtihan edemez mi?
Hz.İbrahim'i babasiyla imtihan eden Allah, sizi öz babanizla imtihan edemez mi?
Hz. Lut'u esiyle imtihan eden Allah'a, 'Beni niçin esimle imtihan ediyorsun ki?' deme hakkina sahip oldugunuzu mu düsünüyorsunuz?
Hz. Yusuf'u kardesiyle imtihan eden Allah, belki sizi de kardeslerinizle imtihan ediyordur!
Tüm peyg amberlerin hayatlari sikinti (imtihan) dolu olduguna göre, bizim hayatimizda da bazi sikintilarin olmasi hayatin bir parçasi degil mi?
Anne veya babasini kaybedince bunalima giren bir insan Allah'a 'Benim annemi / babami niye aliyorsun ki?' deme hakkina sahip oldugunu mu saniyor?
'En büyük aci evlat acisidir!' denir. Bu aciyi yasayan anne babalar 'Allah kimseye yasatmasin!' derler.
Alemlere rahmet olarak yaratilan Hz. Muhammed Mustafa'ya bile torpil yapmayan Yaraticinin, bize torpil yapmasini beklemeye hakkimizin olmadigini hiç düsündünüz mü? Bes defa evlat acisiyla imtihan edilmis bir Peygamberin ümmeti oldugumuzu bilmek zorundayiz.
'Kardesim onlar Peygamber, biz insaniz' diye kimse itiraz etmesin. Peygamberler de bizler gibi üzülen, aglayan, Allah'a siginan insanlardi. Allah tarafindan özel seçilmis olduklari gerçegi 'insani' acilara tepkisiz kalacaklari anlamina gelmez. Bize düsen hayati dogru anlamaktir. Unutmamaliyiz ki, Peygamberlerine torpil yapmayan Allah, bize de torpil yapmaz.
Kimisi hastaliklarla mücadele etmekten yoruluyor. Mutsuz ve hasta oluyor.
Kimisi ailesiyle problemler yasamaktan bunaliyor.
Kimisi çocuklariyla bas edememenin sikintisini yasiyor.
Kimisi maddi sikintilarla bogusuyor.
Kimisi çevresindekilerin kendisini anlamadigindan dert yaniyor.
Kimisi bir sevdigini topraga verince hayata küsüyor.
Hayatta insani strese sokan o kadar çok sey var ki. Herkes kendisine dert edecek bir sikinti bulabilir.
Stresle iman a rasinda bir baglanti var mi dersiniz?
Sikintilarla dolu bir hayat denilince benim aklima hep Peygamberler geliyor. Allah Peygamberlerin kissalarini ayrintilariyla bize niçin aktariyor dersiniz? Okuyup, ibret almamiz için degil mi?
Peygamberlerin hayatlarindan yola çikarak bazi sorular sormak istiyorum.
Hz. Eyyüb'ü hastalikla imtihan eden Allah, bizi de ayni imtihana tabi tutma hakkina sahip degil mi?
Hastaligi kafaya takip bunalima giren insan 'Allah'im beni niçin hastalikla imtihan ediyorsunuz ki?' demis olmuyor mu?
Hz. Nuh'u ogluyla imtihan eden Allah, sizi evlatlarinizla imtihan edemez mi?
Hz.İbrahim'i babasiyla imtihan eden Allah, sizi öz babanizla imtihan edemez mi?
Hz. Lut'u esiyle imtihan eden Allah'a, 'Beni niçin esimle imtihan ediyorsun ki?' deme hakkina sahip oldugunuzu mu düsünüyorsunuz?
Hz. Yusuf'u kardesiyle imtihan eden Allah, belki sizi de kardeslerinizle imtihan ediyordur!
Tüm peyg amberlerin hayatlari sikinti (imtihan) dolu olduguna göre, bizim hayatimizda da bazi sikintilarin olmasi hayatin bir parçasi degil mi?
Anne veya babasini kaybedince bunalima giren bir insan Allah'a 'Benim annemi / babami niye aliyorsun ki?' deme hakkina sahip oldugunu mu saniyor?
'En büyük aci evlat acisidir!' denir. Bu aciyi yasayan anne babalar 'Allah kimseye yasatmasin!' derler.
Alemlere rahmet olarak yaratilan Hz. Muhammed Mustafa'ya bile torpil yapmayan Yaraticinin, bize torpil yapmasini beklemeye hakkimizin olmadigini hiç düsündünüz mü? Bes defa evlat acisiyla imtihan edilmis bir Peygamberin ümmeti oldugumuzu bilmek zorundayiz.
'Kardesim onlar Peygamber, biz insaniz' diye kimse itiraz etmesin. Peygamberler de bizler gibi üzülen, aglayan, Allah'a siginan insanlardi. Allah tarafindan özel seçilmis olduklari gerçegi 'insani' acilara tepkisiz kalacaklari anlamina gelmez. Bize düsen hayati dogru anlamaktir. Unutmamaliyiz ki, Peygamberlerine torpil yapmayan Allah, bize de torpil yapmaz.
* * * * * * * *
Stres ile iman arasindaki iliski kafamin içinde uzun zamandir dolaniyordu. Bir okuyucum bana öyle bir söz gönderdi ki, o sözü okuyunca kafamin içinde dolanan cümleler köse yazisina dönüstü. Bu yaziyi da o güzel sözle bitirmek istiyorum.
Çok sikildiginiz zaman bu cümleyi hatirlayin. Hatta bana kalsa pano haline getirilip ev veya isyerinin duvarlarina asilmasi gereken bir söz.
Çok sikildiginiz zaman bu cümleyi hatirlayin. Hatta bana kalsa pano haline getirilip ev veya isyerinin duvarlarina asilmasi gereken bir söz.
Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp,
'BENİM BÜYÜK BİR DERDİM VAR!' deme,
derdine donup,
'BENİM BÜYÜK BİR RABBİM VAR!' de.
'BENİM BÜYÜK BİR DERDİM VAR!' deme,
derdine donup,
'BENİM BÜYÜK BİR RABBİM VAR!' de.