yani affedersiniz hata yapmak istemiyorum da;
saat 04.01 demiş ben şimdi hatay antakya dayım.aslında ezan 1saat sonra okunuyor ama ben 04 te kılsam olur? çok affedersiniz bilemediğimden soruyorum.allah razı olsun .
Esselâmu aleyküm ve Rahmetullâhi ve berekâtühû
Muhterem Kardeşimiz;
Sabah namazını camide cemaatle kılındığı vakte kadar geciktirmek uygun olmaz. Müstehab olan vakitler, cemaat ile kılmak için, mescide gitmek içindir. Yalnız iken, her namazı vakti girer girmez kılmaya gayret etmelidir;(Yani 04:01 ise -04:01 'den sonra) çünkü namaz ne kadar geç kılınırsa sevabı o kadar azalır. İkindi ve yatsı namazlarında İmam-ı a’zamın kavline uymaya çalışmalıdır.
Sabah namazını cemaat ile ortalık aydınlanınca kılmak müstehabdır. Evinde yalnız kılan, her namazı vakti girer girmez kılmalıdır. Hadis-i şerifte, (İbadetlerin en kıymetlisi, vakti girer girmez kılınan namazdır) buyuruldu. (Tirmizi)
Mukaddimet-üs-salât, Tefsir-i Mazheri ve Halebi-yi kebirdeki hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cebrail aleyhisselam, bana imam oldu. Fecr doğarken sabah namazını, güneş tepeden ayrılırken öğleyi, her şeyin gölgesi kendi boyu uzayınca ikindiyi, güneş batar batmaz akşamı ve şafak kararınca yatsıyı kıldık. İkinci günü, sabahı, hava aydınlanınca; öğleyi, her şeyin gölgesi kendi boyunun iki katı uzayınca; ikindiyi, bundan hemen sonra, akşamı, oruç bozulduğu zaman, yatsıyı gecenin üçte biri olunca kıldık. Sonra, “Ya Resulallah, namaz vakitleri budur. Ümmetin, beş vaktin namazını, bu kıldığımız iki vaktin arasında kılsınlar” dedi.) [Ebu Davud]
Bir başka hadis-i şerif meali de şöyle:
(Namaz vakitlerinin ilki ve sonu vardır. Sabah namazının vakti, fecr doğunca başlar, güneş doğunca sona erer.) [Tirmizi]
Bu ikinci hadis-i şerifte sabah namazının sonu pek açık olarak bildirilmektedir. Sabah namazını cemaatle kılarken, ortalığın iyice aydınlanmasını beklemek efdaldir. Hadis-i şerifte, (Sabah namazını, hava aydınlanınca kılmanın sevabı daha büyüktür) buyuruldu. (Tirmizi)
Namazı kılmadan vakti çıkarsa, adam öldürmüş gibi büyük günah olur. Kaza etmekle, bu günah affolmaz. Yalnız borç ödenir. Bu günahı affettirmek için, tevbe-i nasuh yapmak veya hacc-ı mebrur yapmak lazımdır. (İbni Âbidin)