Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sondan Bir Önceki An!... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
images


Karanlıklar içindeyken birden bire bir şimşek çakıp ortalığın aydınlanması, her şeyin görünür olması gibi, ansızın gelen felaketler karşısında insanın aslında ne kadarda aciz, muhtaç, çaresiz olduğu gün gibi ortaya çıkıyor…
Ansızın gelen, programlayamadığımız dehşetinin ayırdına ancak yaşarken vakıf olacağımız, sonun sonu olan o esrarengiz andan bahsediyorum… Aslında bir anlamda bizim kimliğimizin belgesi olan an…
Hiç beklenmedik bir an da adres sormadan gelen bir kurşunun beyninizi dağıtmadan bir önce ki an, siz bir sürü plan projenin temposu içindeyken hesapsız, birden vuran depremin şokunu atmadan, bir dizi felakete maruz kalacağınızdan habersiz, gaflet perdeleri sarmalı içindeyken, birden film kopuyor…
İşte o an insanın en masum, en hazin en perişan olduğu an… Zalim bile olsa biraz sonra ölecek olan insanın yüzüne bakın, en masum olduğu andır… İnsanın, Rahman’ın korumasına ve şefkatine en muhtaç olduğu an…
“- Yüzler vardır o gün asıktır… Anlar ki, kendisine bel kemiklerini kırarak çok belalı bir şey yapacak…
Artık gözünüzü açın, ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır… Çare olacak kimdir? Denir…
Ve ayrılık vaktinin geldiğini anlar…
Bacak bacağa dolaşır!..
O gün sevk edilecek yer sadece Rabbinin huzurudur…” Sure-i Kıyame 24-30
O ayrılık vaktinin geldiği an, hakikati gördüğünde insan yapayalnızdır… Kalabalıklar içerisinde de olsa tek başınadır. Karşı konulmaz, geri dönülmez bir yoldadır…
Nerden bakarsanız bakın hazin, çok hazin bir tecellidir o… İnsan, nihayet korumasız, savunmasız ne kadar etkisiz bir eleman olduğunun bilincine varır… Gerçekle baş başadır artık… Kendi gerçeği ile… Bütün kutsal metinler, insanı kâmiller, bize o anı işaret etmiştir ama bizim hep ötelediğimiz, hiç temenni etmediğimiz, çok uzak zannettiğimiz o an gelmiştir…
“Sonum varmış, onu öğrensem asıl” dizesini o şiirde hep okuyup, hızlı geçip ama bir türlü hazırlanmadığı o son ile insan, ansızın karşılaşır…
“Ve ayrılık vaktinin geldiğini anlar…
Bacak bacağa dolaşır!..”
İnsanın serencamını, yalnızlığını ve çaresizliğini bu kadar yalın ve net anlatan başka bir ifade olamaz…
“ O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail'e "hoş geldin !" diyebilmekte hüner...”

Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm;

Gözümde son marifet, Azrail’e tebessüm...

Azrail’e hoş geldin diyebilmek, onu tebessüm ile karşılayabilmek ya da o anı düğün- bayram bilmek, her babayiğidin kârı değil gerçekten…

İki küçük kız hatırlıyorum, sıcak bir yaz mevsiminde, daha hayatlarının ilkbaharında,

serin ve sakin oluyor diye, Kur-an ezberlerini mahallenin caminin üst katında çalışırken, arada nasıl ölmek istediklerini birbirine soran iki küçük, talebe kız…

Biri Kur-an okurken ölmeyi hayâl ediyordu… Tıpkı Hz. Osman gibi… Kur-an okurken başım Mushaf’ın üzerine düşse, öylece kalsam diyordu…

Diğeri de, derin bir iç çekip, gözleri ufka dalıp, ben secde de ruhumu teslim etmek isterim… “Vescudu ves tarik…” “Secde et ve yaklaş”… Zaten en yakın olduğum an… Diyordu… Secdeye varıp, bir daha doğrulamamayı diliyordu…

Sonu mutlu bir başlangıç olanlara selam olsun…
images

Handan Özduygu
 
G

Goldenrose

Emeğinize sağlık. Allah razı olsun mürmüdük abimiz...
Allahcc Azrail'e hoşgeldin diyebileceklerden eylesin bizi...
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Peygamber Efendimiz;
“Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” buyuruyor...
Yâni gönüller, yaşarken en çok ne ile meşgul olmuş ise, ölürken de ekseriyetle onunla meşgul olur...Bu meşgûliyeti de âhiretteki durumuna dâir ipucu verir...
Dünya tarlasına İyilik veya kötülük tohumunu ekerken hasad zamanının da
geleceğini unutmamak lazımdır...İşimiz meşguliyetimiz hayr olursa, akibetimizin de hayr olması muhakkaktır...
Allah isteyene istediği şekilde bir kavuşma nasip etsin...AMİN!
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Azrail’e hoş geldin diyebilmek, onu tebessüm ile karşılayabilmek ya da o anı düğün- bayram bilmek, her babayiğidin kârı değil gerçekten…

ALLAH RAZI OLSUN ÇOK DEĞERLİ PAYLAŞIMLAR......
RABBİM SON NEFESİMİZE KADAR YOLUNDAN AYIRMASIN.
SELAMETLE KALIN.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Allah razı olsun takipteyiz.
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
55
Konum
Beylerbeyi
Sadece ALLAH a verilecek hesabım var ALLAH ın izniyle onu verebilirim...


Azrail hoşgeldin sefa getirdin beni sevgilime götürmeyemi geldin vakit tamammı


Şükür ALLAH ım sana geliyorum..

MÜRMÜDÜK kardeş harika bir paylaşım olmuş ALLAH razı olsun..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt