Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sonbahar (1 Kullanıcı)

iyi bir insan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2007
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Konum
istanbul
Bu sonbahar manzaraları o kadar güzelki beni sonbaharın hüzünlü serinliğine götürdü.Her yaşın güzelliği gibi her mevsiminde ayrı güzellikleri vardır.Bunları değerlendirebilmek önemlidir.Bence insanın sevdiği yanında olunca her şey güzeldir.Paylaşımın için teşekkürler.

Hoşçakal Sevgiyle kal.....Allaha emanet ol değerli arkadaşım....
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
276822mediumhq4.jpg


Yine son bahar geldi dayandi kapımıza
Bak işte bir yaprak daha düşdü dalından
Döne döne usulca toprağın üzerine
Tabiat uykuya hazırlanıyor sanki
Seher vakdi kuşlar da ötmez oldu
Sonbahar biraz hüzünlü biraz da son gibi...

teşekkürler leyl...


 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
Bu sonbahar manzaraları o kadar güzelki beni sonbaharın hüzünlü serinliğine götürdü.Her yaşın güzelliği gibi her mevsiminde ayrı güzellikleri vardır.Bunları değerlendirebilmek önemlidir.Bence insanın sevdiği yanında olunca her şey güzeldir.Paylaşımın için teşekkürler.

Hoşçakal Sevgiyle kal.....Allaha emanet ol değerli arkadaşım....

teşekkürler,
insanın sevdiği yanında olunca heryer bir başka güzel olur.RABBİM sevdiklerimizden ayırmasın.
ALLAH a emanet olunuz.


 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
Gittin!!!
Şimdi sen yarın sabah gelene kadar,
Umudun mevsimi SONBAHAR.
Gözlerinde her daim kara bir bulut,
Sözlerinde kırık bir hasret var,
Sevda, prangalarda mahkûm gün doğana dek.
Orta çağ işkencesidir artık her saniye,
Gece gibi çöker her anı sevdanın üzerine.
Karabasandır artık, bitmek bilmeyen tüm gece.
Her şey sana odaklanmış,
Mistik bir coğrafyada hayal kurar gibi,
Adına bağlanmış tüm ihtimaller.
Gün gözlerinden doğduğunda,
Ben adınla var olacağım.
Hasretinle yok olduğum gibi.


 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
selamün aleyküm sibelcim.emeğine sağlık.duygularımızın yoğunlaştığı mevsim sonbahar.özelikle bu manzara müthiş güzel.Rahmana emanetsin canım sibelim.selam ve dua ile .........

aleykümselam canımm,duygularımızı sende yoğunlaştırdın ;)
şurayada gidelim diyorum ben nasıl olur ;)


 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
92602942kg3.jpg



O yaprakları topluyan benim :D
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
4291415bm8.jpg



Sonbahar biten bir gençliktir..
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
EylÜl İŞte.....nam-i DİĞer HÜzÜn Ayi...

Eylül... Fersude sonbaharların giriş kapısı... İlk yaz rüzgârından alınmış bir hızla savrulan düşüncelerin,hayallerin ve avare zamanların yorgunluğu, kırgınlığı, pejmürdeliği içinde yeniden derlenip toparlanması gereken hayatın rengi... Ve yeniden başlamanın yorgun ritmini hatırlatan yağmurlar... Bölük pörçük hatıralar, kırık dökük sevinçler... Şiir kılığında gelen acı...

Eylül işte; nâm–ı diğer, hüzün...

Eylül... Her şair için ayrı bir Leyla; kurşunî gelinlikler giyinip de gelen... Dilemmaların çıldırtıcı sükunu bir yanda; ve bir yanda sislerin ve buğuların ardından sökün edip yürümüş sancıların ilhamı... Katar katar uzaklaşan kuşların kanatlarına yüklenen son arzular kadar umutsuz ve beklenesi...

Eylül işte; nâm–ı diğer, pişmanlık...

Bilmiyorum, siz bu yazıyı okurken yağmur yağıyor olacak mı?.. Belki yapraklar savruluyordur şimdi bulunduğunuz şehirde; belki sular kararıyordur yavaş yavaş... Altın kızılı bir gurubun soyunmuş dalında çifte kumruları seyrediyorsunuz belki de... Bir sanatoryum bahçesinde gezinen uzun saçlı, zayıf ve genç iki kaderdaştır belki ikindiler ve yağmurlar... Belki sizin kentin huzurludur akşamları, belki de alaca düşmüş gecenin bir yüzünde siyah tırnaklarını ruhunuza geçirmeye çalışan ifritler dolaşır...

Eylül işte; nâm–ı diğer melal...

Tenha yollar, aşınmış günler, hayata dar gelen arzular ve kanadı kırık kuşlar... Tabiatın birden uyanıp gerçeği gören yüzü... Kıymeti bilinmeyen lezzetin çamurlara bulaşmış sarı bir acılık tarafından istilasına karşı şaşkınlık... Acıların beyhude, sevinçlerin zavallı, mutlulukların fanî olduğunu anlamanın dehşeti...

Eylül işte; nâm–ı diğer, ölümün rengi...

Eylül... Yaşanmamış mevsimlerin en gerçeği... Uçuk benizli koşuşturmacalar, yeniden kurulan defter–kitap pazarı... Eski okul çantasına kalem yerine ancak gözyaşını koyarak okula giden minik adımlar... Yoksul mahallelerde gitgide çamurlanacak karanlık sokaklar... Camlara mıhlanıp 70 yıllık muhteşem bir sükût ile yolları seyreden kırçıl hatıralar... Ciğer paresini okula eksik kitapla gönderen annenin yüreğindeki çizik... Para etse canını da verir ama...

Eylül işte; nâm–ı diğer, acının mührü...

İskender PALA
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt