Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
Sizin çağdaşlığınızla geri kaldık, sıra bizim çağdaşlığımıza geldi
Cumhuriyetin ilk günleri...
Mustafa Kemal’in etrafında toplananlar, Müslüman oluşumuzu Avrupalılaşmaya engel olarak görüyorlardı. Kiliseleşirsek hemen kalkınacakmışız!
Mahmut Esat Bozkurt, geri kalmışlığımızın suçunu İslâmiyet’e yükleyenlerden birisi. Ya diğerleri?..
Onlar da aynı.
Şimdi de bütün bir İslâm alemi, aynı zihniyetin attığı tohumlar tarafından insafsızca suçlanmaktadır.
Öyle ya, Pakistan neden geri kalmış?
Afganistan, Irak, Filistin neden işgal altında?
Bu ülkelerin modern silahları, teknolojileri neden yok?
Daha dün, 1947’lerde Pakistan’la Hindistan birbirlerinden ayrılarak bağımsızlıklarını ilan eden iki aynı ülke oldukları halde, Budist Hindistan makineler üretiyor, dünyaya açılmış, ama Müslüman Pakistan ise geri kalmış.
Türkiye ile Yunanistan da aynı.
Yunanistan’da kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar, Türkiye’de 5 bin dolar.
Kuzey Kıbrıs geri kalmış, Güney Kıbrıs kalkınmış.
Suriye ile Avusturya mukayese edilmeyecek kadar farklı.
Hani bir Türk bütün dünyaya bedeldi, şimdi beş Türkiye neden bir Yunanistan etmez?
Aynen öyledir de, gerçeği dürüstçe söylemiyorlar, ah bir söyleseler...
Bir de Şah devrildikten sonra teknolojisini ileri ülkeler seviyesine çıkartarak emperyalist devletlere kafa tutan İran’ı ne hikmetse hesaba katmazlar!
Kıtalar üzerinde 600 yıl altın devir yaşayan Osmanlı İmparatorluğu ile Selçuklu devletini de unuttular.
Bilmezler mi, Avrupa kadınlara cin, şeytan gözü ile bakarken Arabistan çöllerindeki kadınlar içtihat yapıyordu, savaşa iştirak ediyorlardı...
Osmanlı’nın anaları Fatih, Yavuz, Kanuni gibilerini doğuruyordu...
Kur’an-ı Kerim dünyanın güneş etrafında döndüğünü söyledikten tam 600 yıl sonra ortaya çıkan Galileo ismindeki gökbilimcisi dünyanın döndüğünün farkına vardığında kilise tarafından aforozlanmıştı, bunu da mı bilmezler?
Ama neler olduysa?!.
II. Mahmut sonrasında bir fese, ya da bir şapkaya adam asmış bir ülkeyiz biz.
Bir gecede alfabesi değiştirilerek tarih kültüründen yoksun bırakılan ikinci bir mazlum ülke dünyada var mıdır?
Çanı susturulan, kilisesi horlanan bir Hıristiyan alemi söyleyin.
Yok.
Vatikan bir dünya devleti...
Kiliseler Avrupa’nın en dokunulmaz kurumları. Kiliselerin okulları, kreşleri, yaşlılık yurtları bütün Avrupa’yı baştan başa kuşatmıştır. Kilise aktif, etkin...
Bizde ise ilk yapılan, emperyalistlerin isteği doğrultusunda İslâmî eğitimi baltalamak oldu. Diyanet Teşkilatı’nı bir bakanın emrinde din memurları yönetiyor...
Ah o İttihatçılar...
Onların hangi marifetlerini sayalım.
65 bin askerini dağlarda dondurtarak ölüme terk eden başka bir ülke biliyor musunuz? Hangi büyük devlet kendi aydınının ihanetine uğradı, bölündü, parçalandı?
Dünyada bizdeki kadar haini bol olan başka bir ülke var mıdır?
Ortadoğu Projesi İttihatçılar sayesinde zindedir... Sevr’i hatırlayın... Lozan’da attıkları imzaların altından hiçbir millet kolayına kalkamaz.
En önemlisi, Ortadoğu’nun karnı petrol kaynayınca, ülkemiz de dahil, AB nazarında bu coğrafya stratejik bir konuma sahiptir...
Onun için yumurtayı yere atıp kırmak yerine, haşlayıp parçalara bölerek yemek en akıllıcası. Batı, Ortadoğu’yu yeniden parçalara bölerek sömürmek telaşında.
Kürtçülük, Türkçülük onun için vardır. O yüzden, terör bu topraklardan hiç gitmez.
Mezhepçilik kaçınılmaz... İslâm düşmanlığı birinci kademedir.
Ezanın düşmanları gittikçe çoğalıyor...
Biliyor musunuz, Türkiye’nin yanı sıra diğer İslâm ülkeleri de kalkınsa, Batı, Ortadoğu’yu sömüremez... Birlik olsak yine aynı... Bu kadarını anlayamayan sözde aydın geçinen ahmaklar, İttihatçı dedelerini yargılayacakları yerde İslâmiyet gibi yüce bir davaya saldırıyorlar. Halkımız horlanıyor, küçük görülüyor...
Onun için diyoruz ki sizin çağdaşlığınız bir asırdır işe yaramadı, şimdi sıra bizde...
“Kim demiş Avrupa insanı medeni, ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni, eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni, desenize hayvanlar bizden daha medeni...” Mustiest
Cumhuriyetin ilk günleri...
Mustafa Kemal’in etrafında toplananlar, Müslüman oluşumuzu Avrupalılaşmaya engel olarak görüyorlardı. Kiliseleşirsek hemen kalkınacakmışız!
Mahmut Esat Bozkurt, geri kalmışlığımızın suçunu İslâmiyet’e yükleyenlerden birisi. Ya diğerleri?..
Onlar da aynı.
Şimdi de bütün bir İslâm alemi, aynı zihniyetin attığı tohumlar tarafından insafsızca suçlanmaktadır.
Öyle ya, Pakistan neden geri kalmış?
Afganistan, Irak, Filistin neden işgal altında?
Bu ülkelerin modern silahları, teknolojileri neden yok?
Daha dün, 1947’lerde Pakistan’la Hindistan birbirlerinden ayrılarak bağımsızlıklarını ilan eden iki aynı ülke oldukları halde, Budist Hindistan makineler üretiyor, dünyaya açılmış, ama Müslüman Pakistan ise geri kalmış.
Türkiye ile Yunanistan da aynı.
Yunanistan’da kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar, Türkiye’de 5 bin dolar.
Kuzey Kıbrıs geri kalmış, Güney Kıbrıs kalkınmış.
Suriye ile Avusturya mukayese edilmeyecek kadar farklı.
Hani bir Türk bütün dünyaya bedeldi, şimdi beş Türkiye neden bir Yunanistan etmez?
Aynen öyledir de, gerçeği dürüstçe söylemiyorlar, ah bir söyleseler...
Bir de Şah devrildikten sonra teknolojisini ileri ülkeler seviyesine çıkartarak emperyalist devletlere kafa tutan İran’ı ne hikmetse hesaba katmazlar!
Kıtalar üzerinde 600 yıl altın devir yaşayan Osmanlı İmparatorluğu ile Selçuklu devletini de unuttular.
Bilmezler mi, Avrupa kadınlara cin, şeytan gözü ile bakarken Arabistan çöllerindeki kadınlar içtihat yapıyordu, savaşa iştirak ediyorlardı...
Osmanlı’nın anaları Fatih, Yavuz, Kanuni gibilerini doğuruyordu...
Kur’an-ı Kerim dünyanın güneş etrafında döndüğünü söyledikten tam 600 yıl sonra ortaya çıkan Galileo ismindeki gökbilimcisi dünyanın döndüğünün farkına vardığında kilise tarafından aforozlanmıştı, bunu da mı bilmezler?
Ama neler olduysa?!.
II. Mahmut sonrasında bir fese, ya da bir şapkaya adam asmış bir ülkeyiz biz.
Bir gecede alfabesi değiştirilerek tarih kültüründen yoksun bırakılan ikinci bir mazlum ülke dünyada var mıdır?
Çanı susturulan, kilisesi horlanan bir Hıristiyan alemi söyleyin.
Yok.
Vatikan bir dünya devleti...
Kiliseler Avrupa’nın en dokunulmaz kurumları. Kiliselerin okulları, kreşleri, yaşlılık yurtları bütün Avrupa’yı baştan başa kuşatmıştır. Kilise aktif, etkin...
Bizde ise ilk yapılan, emperyalistlerin isteği doğrultusunda İslâmî eğitimi baltalamak oldu. Diyanet Teşkilatı’nı bir bakanın emrinde din memurları yönetiyor...
Ah o İttihatçılar...
Onların hangi marifetlerini sayalım.
65 bin askerini dağlarda dondurtarak ölüme terk eden başka bir ülke biliyor musunuz? Hangi büyük devlet kendi aydınının ihanetine uğradı, bölündü, parçalandı?
Dünyada bizdeki kadar haini bol olan başka bir ülke var mıdır?
Ortadoğu Projesi İttihatçılar sayesinde zindedir... Sevr’i hatırlayın... Lozan’da attıkları imzaların altından hiçbir millet kolayına kalkamaz.
En önemlisi, Ortadoğu’nun karnı petrol kaynayınca, ülkemiz de dahil, AB nazarında bu coğrafya stratejik bir konuma sahiptir...
Onun için yumurtayı yere atıp kırmak yerine, haşlayıp parçalara bölerek yemek en akıllıcası. Batı, Ortadoğu’yu yeniden parçalara bölerek sömürmek telaşında.
Kürtçülük, Türkçülük onun için vardır. O yüzden, terör bu topraklardan hiç gitmez.
Mezhepçilik kaçınılmaz... İslâm düşmanlığı birinci kademedir.
Ezanın düşmanları gittikçe çoğalıyor...
Biliyor musunuz, Türkiye’nin yanı sıra diğer İslâm ülkeleri de kalkınsa, Batı, Ortadoğu’yu sömüremez... Birlik olsak yine aynı... Bu kadarını anlayamayan sözde aydın geçinen ahmaklar, İttihatçı dedelerini yargılayacakları yerde İslâmiyet gibi yüce bir davaya saldırıyorlar. Halkımız horlanıyor, küçük görülüyor...
Onun için diyoruz ki sizin çağdaşlığınız bir asırdır işe yaramadı, şimdi sıra bizde...
“Kim demiş Avrupa insanı medeni, ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni, eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni, desenize hayvanlar bizden daha medeni...” Mustiest