mektubat
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 4 Eki 2006
- Mesajlar
- 2,308
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 43
- Konum
- İstanbul
- Web Sitesi
- www.caglarnetwork.com
Sevgiliyi sevenler, her zaman sevilir. Sevgilinin düşmanları, sevenin de düşmanları olur.
Bundan dolayı, görünen ve görünmeyen bütün iyilikler, bütün üstünlükler, ancak o yüce Peygamberi sevmekle ele geçebilir. Yükselebilmenin, ilerlemenin ölçüsü, bu sevgidir. Allahü teâlâ, sevgili Peygamberini, insanların en güzeli, en iyisi, en sevimlisi olarak yarattı. Her iyiliği, her güzelliği, her üstünlüğü Onda topladı. Eshab-ı kiramın hepsi, Ona âşık idiler. Hepsinin kalbi, Onun sevgisi ile yanıyordu. Onun ay yüzünü, nur saçan cemâlini görmeleri, lezzetlerin en tatlısı idi. Onun sevgisi uğruna canlarını, mallarını feda ettiler. Onu canlarından, mallarından, kısaca, her sevilenden daha çok sevdiler. Onu aşırı sevdikleri için, Onu sevenleri de sevdiler. Bunun için birbirlerini de çok sevdiler. Onun üstünlüğünü anlayamayıp, Onun güzelliğini göremeyip, Onu sevmek saadetine kavuşamayanlara düşman oldular. Çünkü, taatlerin, iyiliklerin başı, dostları sevmek ve düşmanları sevmemektir. Allah’ı seviyorum diyenlerin, Eshab-ı kiram gibi olmaları lazımdır. Seven bir kimse, sevdiğinin sevdiklerini de sever. Sevdiğinin düşmanlarına düşman olur. Bu sevmek ve düşmanlık, bu kimsenin elinde değildir. Kendiliğinden hasıl olur. Bu kimse, sevmesinde ve düşmanlığında deli gibidir.
Bunun içindir ki Peygamber efendimiz;
(Kendisine deli denilmeyen kimsenin imanı tamam olmaz) buyurmuştur.
Kendisinde bu delilik bulunmayanlar, sevmekten mahrumdurlar.
Düşmanlık etmeyince, dostluk olmaz! Seviyorum diyebilmek için,
sevgilinin düşmanlarına düşman olmak lazımdır.”
Hasan-ı Basri hazretleri, ilim ve faziletlerinden istifade ettiği Eshab-ı kiram
ile kendi içinde bulunduğu nesli kıyas ederek; "Siz onları görseydiniz mecnun,
deli zannederdiniz. Onlar sizin iyilerinizi görseler; "Bunlar iyilik ve hayırdan nasipsiz kimselerdir", kötülerinizi görseler; "Bunlar da Müslüman mı?" derlerdi" buyurdu.
HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
Hakiki sevgi, iyilik gördüğünde artmayan,
kötülük gördüğünde de eksilmeyendir.
Bundan dolayı, görünen ve görünmeyen bütün iyilikler, bütün üstünlükler, ancak o yüce Peygamberi sevmekle ele geçebilir. Yükselebilmenin, ilerlemenin ölçüsü, bu sevgidir. Allahü teâlâ, sevgili Peygamberini, insanların en güzeli, en iyisi, en sevimlisi olarak yarattı. Her iyiliği, her güzelliği, her üstünlüğü Onda topladı. Eshab-ı kiramın hepsi, Ona âşık idiler. Hepsinin kalbi, Onun sevgisi ile yanıyordu. Onun ay yüzünü, nur saçan cemâlini görmeleri, lezzetlerin en tatlısı idi. Onun sevgisi uğruna canlarını, mallarını feda ettiler. Onu canlarından, mallarından, kısaca, her sevilenden daha çok sevdiler. Onu aşırı sevdikleri için, Onu sevenleri de sevdiler. Bunun için birbirlerini de çok sevdiler. Onun üstünlüğünü anlayamayıp, Onun güzelliğini göremeyip, Onu sevmek saadetine kavuşamayanlara düşman oldular. Çünkü, taatlerin, iyiliklerin başı, dostları sevmek ve düşmanları sevmemektir. Allah’ı seviyorum diyenlerin, Eshab-ı kiram gibi olmaları lazımdır. Seven bir kimse, sevdiğinin sevdiklerini de sever. Sevdiğinin düşmanlarına düşman olur. Bu sevmek ve düşmanlık, bu kimsenin elinde değildir. Kendiliğinden hasıl olur. Bu kimse, sevmesinde ve düşmanlığında deli gibidir.
Bunun içindir ki Peygamber efendimiz;
(Kendisine deli denilmeyen kimsenin imanı tamam olmaz) buyurmuştur.
Kendisinde bu delilik bulunmayanlar, sevmekten mahrumdurlar.
Düşmanlık etmeyince, dostluk olmaz! Seviyorum diyebilmek için,
sevgilinin düşmanlarına düşman olmak lazımdır.”
Hasan-ı Basri hazretleri, ilim ve faziletlerinden istifade ettiği Eshab-ı kiram
ile kendi içinde bulunduğu nesli kıyas ederek; "Siz onları görseydiniz mecnun,
deli zannederdiniz. Onlar sizin iyilerinizi görseler; "Bunlar iyilik ve hayırdan nasipsiz kimselerdir", kötülerinizi görseler; "Bunlar da Müslüman mı?" derlerdi" buyurdu.
HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
Hakiki sevgi, iyilik gördüğünde artmayan,
kötülük gördüğünde de eksilmeyendir.