Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

şirk kanalları ve tasavvuf (4 Kullanıcı)

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
"ŞİRK KANALLARI"
Gerçek bilimden mahrum cahillikle, şeytani felsefelerle zehirlenmiş "antik felsefeler"in etkisiyle, İblis'in, "aldatıcı-hayali" rüya ve vizyonlarıyla, İslam'ın içine nasıl "şirk kanalları" açıldığını; "Allah'a yaklaşmak" maskesi altında ne şeytanca iftiralar atıldığını; akla-ilme aykırı, Kur'an'ın reddettiği sayfalarca ne hezeyanlar kusulduğunu ifade etmek, Sonsuz Yüce Allah'ın bir kölesi olarak üzerimize farzdır.
İslam'a açılan "şirk kanalları"yla ihdas edilen bir "felsefe"nin, "gerçek İslam" diye geniş topluluklara yutturulması; bu yolla İslam'ın, "kabalacı-küreselci çağdaş New Age'ci felsefe"yle uzlaştırılması ve kurulacak "yeni dünya düzeni"nin çimentosu yapılması, kimin planıdır dersiniz? "Tasavvuf felsefesi"nin geldiği noktaya bakarsanız, asırlardır yürütülen bu "mistik-felsefi propaganda"nın amacına ulaşmış olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. İşte "tasavvuf felsefesi"nden akla ziyan zırvalar:
Aslen Farisi olan Ma'ruf el-Kerhi, Harun er-Reşid devrinde ve kendisine nisbet edilen Bağdat'ın Kerh mahallesinde yaşayan ilk mutasavvıflardandır. Onun öğrencisi süfi Seri es-Sakati, hocası Maruf'u, bakın şeytani bir rüyayla nasıl göklere çıkarır:

''Rüyamda Ma'ruf el-Kerhi'yi Arş'ın altında gördüm. Allah, meleklerine; 'Bu kimdir?' diye soruyordu. Melekler; 'Sen daha iyi bilirsin, Ya Rabb'i!' diye cevap verdiler. Allah; 'Bu, muhabbetimden sarhoş olan ve ancak bana kavuşmakla ayılan Ma'ruf el-Kerhi'dir' dedi."
Bunlar, Kur'an dışı, şeytan işi akla ziyan zırvalar. Mürit öğrenci, şeyhini göklere çıkarır da, şeyhi, onun ödülünü vermez mi?
Ma'ruf birgün müridi Seri es-Sakati'ye şöyle der: "Allah'tan bir şey istediğin zaman, O'ndan benim adımla iste."
• Unutmayalım ki Mekkeli müşrikler de "ilahlar"ını, Allah'tan yardım istemek için aracı kılmaktaydılar.

Allah, Kitabı'nda bakın ne diyor:
• Allah'ın dışında onlara fayda da, zarar da veremeyecek olan kimselere köle oluyorlar. Ve diyorlar ki: "Bunlar bize, Allah'ın indinde şefaat edeceklerdir." De ki: "Göklerde ve Arz'da, Allah'ın bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? O, şirk koştukları şeylerden yüksektir, münezzehtir(yücedir)."
[YUNUS(10)/18]
• Yardım görürler umuduyla, Allah'tan başka ilahlar edindiler.
Onların (ilah edindikleri), onlara yardım edemezler. Aksine, kendileri, onların hazır askerleridir.
[YASİN(36)/74-75]
• Dikkat et! Halis din Allah'ındır. O Allah'ın dışında dostlar edinenler (dediler ki): "Biz, onlara, bizi Allah'a bir yakınlıkla yaklaştıracaklar diye köle oluyoruz." Muhakkak Allah, onların arasında, o ihtilaf ettikleri konularda hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, o hakkı örten yalancı kimseyi, hidayete erdirmez.
[ZÜMER(39)/3]
Bayezid ve Ebu Said el-Harraz dışındaki 3.yy. sufileri, "fena doktrini"ni arka planda tuttular ve "vahdeti vücut" dilini seyrek olarak kullandılar. Ayrıca "tasavvuf"u, İslam'la uzlaştırmak için bir hayli gayret gösterdiler.
Bestam'lı Bayezid el-Bestami, gerçekte Farisi kökenli olup İran tasavvufunun en önde gelen mutasavvıflarından birisidir. İşte şeytanla yatıp kalkanların bozulmuş ruh halleri.. Aşağıdaki zırvaların sahiplerinin İslam'la, Kur'an'la ne ilişkisi olabilir?
• "Ben, Hak'tan Hakk'a çıktım. Ey ben olan Sen! Fena fillah makamını gerçekleştirdim. Ben şimdi önceden olduğum kişi değilim. Çünkü Ben ve Hak demek, Hakk'ın birliğinin inkarıdır.. Hayır! Ben diyorum ki, Allah benim aynamdır. Çünkü O, benim dilimde konuşur ve ben ise yok oldum. İnsan için bir şeysiz, zühdsüz, ilimsiz ve amelsiz olmasından daha faziletli bir şey yoktur. Zira o, hiçbir şeysiz olursa, her şey onun olur."
Bestami efendi demek istiyor ki; ben yokum Allah var ve ben de O'ndayım. Ben yokum demekle yok mu oluyorsun, sonra da haşa Allah'la beraber mi oluyorsun! Bu derece kafayı yemiş, İblis'e yular kaptırmış bir insanın ruh sağlığının normal olduğu söylenebilir mi? İblis'in içirdiği şarap o derece sarhoş etmiş ki bakın ne diyor:
• "Yılanın kabuğundan soyulduğu gibi ben de Beyazıt'lığımdan çıktım. Sonra baktım; gördüm ki, aşık, maşuk ve aşk birdir. Çünkü tevhid aleminde hepsi birdir. (Haşa) Ben Allah'ım(!) Benden başka ilah yoktur(!) O halde bana ibadet edin(!) Kendimi tesbih ederim(!) Şanım ne yücedir(!)"
Gerçekte, Allah diye İblis'le "aşk fenası"na kapılan bu kafayı yemiş adamın şeytani hezeyanları bitmiyor ve devam ediyor:

"Arş nedir? diye sorulmuş. 'Ben oyum' demiş. 'Kürsi nedir?' denmiş. 'Ben oyum' demiş. 'Levh ve kalem nedir?' denilmiş yine 'Ben onlarım' demiş"
Bunları İblis'in kendisi söyleyemez. Söylemez çünkü gerçeği biliyor. Amacı böyle "kibrinden aklı gitmiş ademoğlu"na, yular takmak ve onlara söyletmektir. Yukarıdaki Kur'an dışı, akıl dışı sözlerin sahibi olan meczubun, İslam'la, izanla, ilimle ve velayetle ne ilgisi olabilir?
Hayır yanıldınız "velayet"le bir ilgileri vardır elbette... Ancak bu velayet, hiç şüpheniz olmasın "İblis'in velayeti"dir.
Bunların bütün hayali düşüncelerinin kaynağı, "şeytani rüyalar" ve "vizyonlar"dır. Oradan beslenir ve nemalanırlar. Aslında bugün de tüm kibirli-tekil hasta liderler, benzer vizyonlardan beslenirler. Bu rüyaların-vizyonların arkasında kimler vardır dersiniz? Hiç şüpheniz olmasın İblis'in adamları.. İşte mutasavvıf Bestami efendinin çocukluğunda gördüğü bir vizyon:

"Çocukluğumda bir gece Bestam'dan çıktım. Ay doğmuştu ve her şey sakindi. Bir mertebe gördüm ki, on sekiz bin alem onun yanında zerre gibi kalıyordu. Titredim ve beni büyük bir dehşet kapladı. 'Ya Rabb'i!' diye bağırdım. Bu azamete rağmen boş saha, bu celale rağmen ürkütücü mülk!' Gaipten bir ses duydum: 'Sahanın boşluğu kimsenin gelmediğinden değil, bizim istemediğimizden dolayıdır. Zira yüzünü toprağa sürten herkes buraya girmeye ehil değildir' der."
Zavallı insanlar, güya ellerinde Kur'an var, ancak bir üst boyutta bulunan; her türlü vizyonlar gösteren, ancak kendileri görünmeyen şeytancıkların nasıl da oyuncağı olmuşlar!.. Sanki Sonsuz Yüce Rabb'imiz bu son kitabında, şeytanları bize hiç anlatmamış.. Sanki akıl buharlaşmış, gerçek vahyin yerini iblislerin vahyi almış...Yazıklar olsun!
Abdulkerim el-Cili'de, aynı "şeytani vahdeti vücut felsefesi"ni fütursuzca savunuyor, tüm süfli putperestliği Hak olarak görüyor. Ve putperestleri, ateşperestleri, hakkı örtenleri, Teslis'i takdis ediyor ve tüm sapkınlıkları-akılsızlıkları nasılda temize çıkarıyor:
• "Allah, bütün inançların özü ve hakikatidir. Putperestler, alemin her parçasına nüfuz eden varlığa ibadet etmektedirler. Düalistler, yaratıcı ve yaratılanın birliğine tapmaktadırlar. Ateşperestler ise, ateşin bütün tabiatları yok ettiği gibi, bütün isim ve sıfatların kendisinde fani olduğu bir zata ibadet etmektedirler. Allah'ın varlığını inkar edenler, gerçekte hüviyeti veya fiili olarak değil, potansiyel olarak yaratıcı olması itibariyle ona ibadet etmektedirler. Sonuçta bütün insanlar kurtulmuşlardır. İslam'ın, tevhid anlayışına en yakın Hıristiyanlık'tır. Hıristiyanlar'ın hatası, "İlahi tecelli"yi İsa ile sınırlandırıp, tüm insanlara teşmil etmemeleridir. Hakk'ı insanda müşahede edenlerin ibadeti, ibadetlerin en mükemmelidir."
İblis'in şerbetini içerek sarhoş olan-"fena"laşanlardan birisi ve oldukça açık sözlü olan Hallac ise sadece Firavun'u değil, özellikle İblis'in isyanını da kutsayarak; "tevhid"in en üst örneği olarak gösteriyor ve İblis ağzıyla şöyle konuşuyor:
• "Eğer Allah'ı tanımıyorsanız, en azından eserlerini tanıyın. İşte ben bir eseriyim ve ben Hakk'ım. Zira ben Hak'la Hak olarak ebediyen devam edeceğim. Hocam ve arkadaşım İblis ve Firavun'dur. İblis, cehennemle tehdit edildi; yine de vazgeçmedi. Firavun suda boğuldu; yine de vazgeçmedi. Çünkü o, kendisi ile Allah arasındaki hiçbir vasıtayı kabul edemezdi. Ben de öldürülsem veya elim-ayağım doğransa da vazgeçmeyeceğim."
Bu sözlerinin sahibinin kimin ajanı olduğu, kimden vahiy aldığı, hocasının kim olduğu; Allah'ın ekmeğini yiyip, kimin kılıcını salladığı ve kimin velisi olduğu ne kadar da açık......İşte bu adamlar hakkında Kur'an'ın hükmü:
• Bir fırka, hidayet üzeredir ve bir fırkanın üzerine de, dalalet(sapkınlık) hak olmuştur. Şüphesiz onlar(sapkınlar), Allah'ın dışında şeytanları dostlar edinmişlerdir ve kendilerini doğru yolda sanmaktadırlar.
[ARAF(7)/30]
İbni Arabi(1165-1240), döneminin Yahudi filozoflarından ve "kabala felsefesi"nden oldukça etkilenmiştir. Aynı devirde yaşayan kabalacı Moşe Şem Tov'un
"adam kadmon"uyla, "vahdeti vücut"cu Arabi'nin "insan-ı kâmil"i aynıdır. İkisi de Aramice yazan aynı kaynaktan beslenen Kurtuba'lı iki filozof.. Kabalanın "adam kadmon"u da, "vahdeti vücut" da bir madalyonun iki yüzü...
Arabi, Yahudiler'le dostluk kurdu ve Yahudiler'den "kabala"yı öğrendi ve böylece "vahdeti vücut" şeytani felsefesini geliştirdi.
Arabi'nin en çok ilham aldığı kaynaklardan birisi olan "kabala felsefesi"inin özü şudur:
"Bütün ruhlar, İlahi Ruh'la birlikte sadece ve sadece bir bütün oluşturur. Tanrı aynı anda birçok ve tektir, o büründüğü sayısız şekle rağmen emsalsiz bir varlıktır, parça bütünün yerine geçebilir. Yaratıcı, aynı anda hem bilgi hem bilen ve bilinendir, onunla birleşmemiş ve onun kendi özünde bulmadığı hiçbir şey var olmaz, var olan her şey O'dur ve her şey O'nda en saf ve kusursuz biçimlerinde bulunmaktadır.
İsmin üstatları diye adlandırılan seviyeye ulaşmış mistikler, bu noktaya geldiklerinde Tanrı'dan farklı değillerdir(!):
Arabi'nin "vahdeti vücut" felsefesiyle, "kabala felsefesi" arasında hiç bir fark olmadığını yukarıdaki ifadeler açıkça göstermektedir. İbni Arabi, kökleri İblis'e dayanan "antik felsefeler" ve "kabala"dan esinlenerek "vahdeti vücut" felsefesini bir "şirk kanalı" olarak geliştirmiştir. Bu "şeytani felsefe"nin amacı; bizzat var olan, her şeyi yoktan var eden ve yarattığı hiçbir şeye benzemeyen Sonsuz Yüce Allah'la, yarattığı her şey arasında bir "bütün-parça" ilişkisi kurmaktır.
Bilimsel bir metodolojiden mahrum, Kur'an'i kavramları, ayetleri, istediği yönlere çekebilen; dini kendi hevasına uydurmaya çalışan bir alim!.. Çağının bilimsel cehaleti bir yana, "tutarlı ve ilmi bir tevil"den yoksun bir adamın zırvaları, neden bu kadar rağbet görür acaba? işte Afifi bakışıyla, İbni Arabi'nin, İblis kökenli akla ziyan zırvaları:
• "Ona göre, tek tanrıcılıkla çok tanrıcılık arasındaki fark; 'Bir'le 'çok' arasındaki mantıki fark gibidir. İbni Arabi, diyor ki; 'gerçekte Allah'ın şeriki(ortağı) yoktur', çünkü Allah, şerik(ortak) denilenler de dâhil, her şeyin aynıdır. İbadet edilen her şey(putlar-varlıklar), Allah'ın bir sureti ve görüntüsüdür. Gerçekte putlara ve yaratılmış varlıklara ibadet edenler, Allah'a ibadet ediyor.. 'Bütün putların en büyüğü Allah'tır.
• . İblis'in velisi olan bu zat ; Allah'a, şirk koşmak isteseniz de koşamazsınız. Çünkü yaratılmış her şey zaten Allah'ın kendisidir. demektedir
Bütün bu akla ziyan zırvalar, Kur'an'ı yok saymadan ileri sürülemez. Bu azim şirk olan görüşlerin, Kur'an'ın tamamını örtmeden ileri sürülmesi mümkün değildir.
Arabi'nin, şeytani hayallerine ve "vahdeti vücutcu felsefesi"ne dayanan iddialarının bir kısmı, aşağıda özet olarak verilmiştir:
1) İbni Arabi'nin felsefesinde, ahiretin ve "ahiret azabı"nın yeri yoktur. Çünkü Allah'ın sürekli tecellisi olan "alemler", ebedi ve ezelidir. İbni Arabi, bunu bütün açıklığıyla "El-Fütuhatü'l-Mekkiyye" isimli eserinde ortaya koyar. Bu Newton'un da beslendiği "şeytani kabala felsefesi"nin ürünü bir görüştür. Her şey ezeli ve ebediyse, her şey, Tanrı olmak zorundadır. Halbuki ezeli ve ebedi olan sadece Allah'tır. Alemlerin(evrenlerin) sonlu olduğu bilimsel olarak bir gerçektir. Newton ve Arabi, bugünün astrofiziği tarafından yalanlanıyor.
2) İbni Arabi, bu sebepledir ki "cehennemi" yok sayar. Cehennemliklerin de nimetleneceğini iddia eder.
3) Hıristiyanlar'ı, neden sadece İsa için Allah'tır diyorlar diye kafir sayar. Sadece İsa'yı değil de herkesi, hatta herşeyi Allah veya onun bir sureti saysalardı kafir olmazlardı der. Bugün İblis ve hizbi, aynı hikayeleri, "New Age'ci karanlık işçileri"ne ve ahmaklara her gün tekrarlıyor.
4) Arabi, Firavun'un imanını geçerli sayar, onun ahiret'te azaba uğramıyacağını söyler ve şöyle der: "Firavun, Musa'ya sadece surette isyan etmiştir, hatta onun isyanı, itaatin ta kendisidir."
Kur'an ise Firavun'u, cehennem azabıyla tehdit eder ve dünyada da sabah-akşam ateşe arzedildiğini bildirir:
Sabah ve akşam, (Firavun ve çevresi) o ateşe sunulurlar. Ve o gün Saat(Kıyamet) vuku bulduğunda da; Firavun ve çevresini, azabın şiddetlisine(cehenneme) sokun (denir).
[MÜMİN(40)/46]
5) İbni Arabi, kendisine, Peygamber tarafından vahyedildiğini iddia eder. Güya Peygamber, gördüğü bir rüyasında kendisine yazdırmıştır. Bunların bütün işleri rüyalara dayanır. İblis ve adamları, kendilerini, Peygamber, O'nun sahabeleri ve melekler olarak rüyada göstererek, bu zevata bol bol "şeytani felsefe"yi üflemişlerdir.
6) Sufilerin çoğunluğu, istedikleri zaman rüya görebileceklerini söylerler. İbni Arabi de kendisinin, dilediği herhangi bir zamanda rüyada veya uyanıkken, "pirler"ini görebildiğini iddia etmektedir. İbni Arabi'nin iradesine göre bu "pirler", onun önünde ortaya çıkarak, kendisiyle dilediği şeyleri konuşurlarmış.
Arabi'nin "pirler" iddiasına tamamen katılıyoruz, aksi olsaydı şaşardık. Evet bu zevatın tamamı, şeytanlar tarafından acayip kandırılmıştır. Bütün işleri, şeytani rüya ve vizyonlar yoluyla şeytanlarla muhabbet etmektir.
Tasavvufta "veliler"in, görünmez hiyerarşilerinden söz edilir ve güya dünyanın düzenini sağlarlar.
En yüksek mertebede bulunana "kutup"veya gavs, onun altında bulunanlara sırasıyla; nükeba, evtad, ebrar, abdallar denir. Arabi ise kendisini, kutup olarak görmenin daha da ötesinde; "velilerin mührü" olarak görür. Kendisi için "Haşimi ve İsevi mirasın mührüyüm" der. H. 1202 yılında Mekke'de gördüğü bir rüyasında; bu "velilik mührü"nü kendisine verirler. İşte Arabi'nin isteğe bağlı şeytani rüyası yahut vizyonu:
"Rüya gibi bir durumda sanki Kabe'nin altın ve gümüş tuğlalardan yapılmış olduğunu gördüm. Bina, eksik olan iki tuğla dışında tamamdı; bunlardan biri altın, diğeri ise gümüştü. Nefsimin kendisini bu iki tuğla yerine yerleştirdiğini gördüm ve anladım ki, ben onların ta kendileri idim. İşte o zaman bina tamamlandı. Uyanıp Allah'a şükrettim ve kendi kendime, 'benim gibileri takip edenler arasında ben, Peygamberler arasındaki Allah'ın Resulü (Muhammed) gibiyim" yani "velilerin mührü'yüm."
Ne diyebiliriz! Ellerinde Sonsuz Yüce'nin Kur'an'ı olduğu halde; O'nu arkalarına atanlar utansın!
• Onlar Kur'an'ı tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa onların kalpleri kilitli midir?
Muhakkak o kimseler ki, kendilerine hidayet ortaya çıktıktan sonra gerisin geri dönerler. Şeytan onları sürüklemiştir ve onları uzun emellere kaptırmıştır.
[MUHAMMED(47)/24-25]
• "Yazıklar olsun bana, keşke ben filanı dost edinmeseydim."
"Bana geldikten sonra beni zikirden(Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır."
Ve elçi dedi ki: "Ey Rabb'im, muhakkak benim kavmim, şu Kur'an'ı terk etti."
[FURKAN(25)/28-30]
H. 5. asrın yazarlarından İran'lı bir sufi bile, kendi zamanındaki benzer hezeyanlara karşı şöyle isyan etmiştir:
"Bazı sufiler, şehvetlerini, şeriat; uydurma vehimlerini, ilahi ilim; nefsi arzu ve isteklerini, ilahi sevgi; zındıklıklarını, fakr; şüphelerini, safa; dinin inkarını, nefsin fenası; şeraitin ihmalini, tasavvuf yolu olarak görmektedirler.''
• Sonuç olarak diyebiliriz ki; kabala tasavvufu, Taoculuk, Budizm, Hint Veda öğretileri, Uzak Doğu'nun mistik dinleri, Hint-İran kaynaklı ilkel Mitras gizemleri ve Yeni Eflatunculuk felsefesi ile "tasavvuf felsefesi" arasındaki "felsefi-kavramsal örtüşme, paralellik ve özde birlik" açık, kesin ve anlamlıdır.
Özetle ifade edebiliriz ki; "tasavvuf felsefesi"nin, İslam'a dayandırılması; İslam'ın "derin bir algılama"sı olarak takdim edilmesi, tam anlamıyla bir aldanma ve aldatmadan ibaretttir.
"Deccal Dünyası"nı inşa etmek için İblis'in yaptığı "kadim plan"ın bir parçasıdır.
SONUÇ
Bugün dünyada; milyonlarca insan, bu "melek olma, Tanrı olma yalanı" peşinde koşmaktadır. Vah zavallı kibirli aldanmışlar vah!...Taktik aynı taktik... İblis, Adem'e kurduğu tuzağı, onun çocuklarına da aynen kuruyor ve işletiyor. Heyhat nerde ders, nerde ibret! İşte Kur'an'ın uyarısı:
Örtülü olan edep yerlerini açığa çıkarmak için şeytan, o ikisine vesvese verdi. (Şeytan) dedi ki: "Rabb'iniz, şu ağaçtan sizi yasaklamıyor, ancak iki melek olursunuz yahut ebedi (cennette) kalıcı olursunuz diye yasaklıyor."
[ARAF(7)/20]
Bu "tasavvufcular"ın tamamının işleri "rüyalar"ladır. Şeytanlarla dostlukta mertebeleri arttıkça, "vizyonlar" da görürler. İslam'a göre "vahiy" kesilmiştir, "rüya" hiçbir şekilde "delil" olamaz. "Vizyon", cin işi, şeytan işi ve Kur'an dışı bir "hayal"dir. O halde, kim, kimden vahiy alıyor, kim rüyaları; özellikle şeytani rüyaları delil sayıyor? Kim kime "vizyon" gösteriyor? Bunların İslam'da bir yeri, değeri yoktur.
Bunlar gerçeğe ulaşmak için hiçbir zaman bir "yol-yöntem" olamaz. Kim olabilir diyorsa; kusura bakmasın, o ya cahildir, ya da kötü niyetli şeytan dostudur. İblis ve adamları, dün de, bugün de dostlarını "rüya ve vizyonlar"la yönetmektedirler ve yönetmeye de devam edeceklerdir. Sonsuz Yüce Allah, Kur'an'a şaşı bakan, gerçek vahiy yerine; kendi heva, kibir ve rüyalarıyla hareket edenlere "şeytanları dost ederiz ve şeytanlar dostlarına vahyederler" diye bize bildirmektedir:
Kim Rahman'ın zikrine(Kur'an'a) şaşı bakarsa, Biz ona, şeytanı sararız. O şeytan, ona arkadaş olur.
Muhakkak onlar(şeytanlar), onları yoldan engellerler ve onlar kendilerinin hidayet üzere olduğunu zannederler.
Bize geldiği zaman (o kimse) der ki: "Keşke benimle senin aranda, iki doğu uzaklığı olsaydı. Sen ne kötü arkadaşsın."
[ZUHRUF(43)/36-38]
Hiçbir mümin-veli, Allah'ın lütfu olan güzel hallerini bir reklama dönüştürmez. Ancak hem mutasavvıf şeyh efendilerin kibirleri, dillerinden taşıyor ve hem de müritler, şeyhlerini uçuruyor. Şeyh uçmaz, mürit uçurur. Böylece masallar, efsaneler yayılıp şeytani efsunlarla beraber bir "kutuplar edebiyatı"na dönüşüyor.
Kur'an'da kimin mümin, kimin ''Allah'ın velisi'', kimin ''şeytanların velisi'' olduğu açıktır. Kendilerini Allah'ın velileri olarak gösterip, Sonsuz Yüce Allah'a iftiralar edenlerin, şeytani felsefelerle beslenenlerin, evreni-alemleri Allah'a ortak koşanların, velayet mertebeleri oluşturarak; Sonsuz Yüce Allah'ın hükümranlığında kendilerine pay ayıranların; evrende-dünyada düzeni sağladıklarını ve rızık dağıttıklarını iddia edenlerin, İslam'da bir yeri olabilir mi? Hayır, asla!
İnsanlardan o kimse ki, Allah hakkında bilgisi olmaksızın mücadele eder ve her azgın-küstah şeytana tabi olur.(Böyle olan) o kimseye yazılmıştır ki: "Kim onu(şeytanı) veli edinirse, muhakkak o(şeytan), o kimseyi saptırır ve onu alçaltıcı azaba sevkeder.
[HAC(22)/3-4]
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Rasul Size Ne Verdiyse Alın.Size Neyi Yasak Etiyse Ondan Sakının Allah'tan Korkun. Çünkü Allah'ın Azabı Çetindir. (Haşr:7)

(Ey Muhammed) De ki: "Eğer Allah'ı Seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin,günahlarınızı bağışlasın.Allah Gafur'dur,Rahim'dir." ( Al-i İmran 31)
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Beyhaki İbn Mübarek'den nakletti ki: Abdululah bin Mübarek şöyle dedi

Ebu Hanife (r.a) işittim diyordu ki:

Rasûlullah(s.a.s)'den herhangi birşey ğeldiği zaman bunun başımın gözümün üstünde yeri vardır.

Rasûlullah(s.a.s)'in Ashabından (r.a) herhangi birşey ğelirse onların sözünü seçeriz. Taabin den herhangi birşey ğelirse, bizde onlar gibi görüşler öne süreriz.
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
52
Boşver, şirk diye kafaya takma yeter
Putun ne senin???
Kim demiş ? Şems ne yemiş??
Onları Rabbimden ayrı gören halt yemiş!
(Edep yahu) Ama Şems bak neler der?
Güneşimsin Şems ! Onlardan dünyalık bekleyen , dilek dileyen yolundan çevrilen
Onları Resul sevgisinden ayrı sayan, ey aklına uyan
Azıcık , azıcık kalbini açsan, bak sevgileri Rabbime hızla götürür bir inansan
Bari bırak, uğraşma !
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
33
şahiner yine deli deli konuşuyorsun bu kadar insan şirkte mi senin maruf-u kerhi radiyallahu teala anh kadar ilmin var mı kopyala yapıştır yapıosun kaldı ki yazdıklarını..
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Boşver, şirk diye kafaya takma yeter
Putun ne senin???
Kim demiş ? Şems ne yemiş??
Onları Rabbimden ayrı gören halt yemiş!
(Edep yahu) Ama Şems bak neler der?
Güneşimsin Şems ! Onlardan dünyalık bekleyen , dilek dileyen yolundan çevrilen
Onları Resul sevgisinden ayrı sayan, ey aklına uyan
Azıcık , azıcık kalbini açsan, bak sevgileri Rabbime hızla götürür bir inansan
Bari bırak, uğraşma !

atalar her zaman doğru söylemez, nebi as. ise hep doğruyu söyledi.....
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
şahiner yine deli deli konuşuyorsun bu kadar insan şirkte mi senin maruf-u kerhi radiyallahu teala anh kadar ilmin var mı kopyala yapıştır yapıosun kaldı ki yazdıklarını..

estağfirullah... bilmeden bir takım hatalar yapanlar mazur görülebilir? (sanırım..?) tasavvufu dini ince yaşamanın ötesine götürüp, bir felsefe haline getirir ve sünnetten koparırsak söylediğiniz tehlike o zaman başlıyor...neuzubillah..

marufu kerhi kadar ilmim var mı? ilim olarak bilmemiz gereken lailahe illallah' tan bir zerre bile uzaklaşmamak.. ibrahime as. nuha as. şuayba as. hep aynı şeyi söylemediler mi? kardeşim kimin sözünü neye karşı söylüyorsun.. yazık değil mi sana , emeklerine... niye bir an olsun akletmiyorsun... mürşidin ne verir sana Allah tan izinsiz.ç. Allah bir şey vereceği zaman sana birine mi sorar veriyim mi diye? haşa... nasıl bu kadar aldanabiliyorsun.. seni kimler aldattı böyle.. gel kurana ve sünnete sarıl kurtuluş, resulün amellerinde itikadında.. yazık etme kendine... yarın çok geç olacak.... düşünsene ya haklıysam.. halin nice olur o zaman.. zannetme kendimi kurtulmuş görüyorum.. son nefesi vermeden kurtuuluş yok ki...
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
33
estağfirullah... bilmeden bir takım hatalar yapanlar mazur görülebilir? (sanırım..?) tasavvufu dini ince yaşamanın ötesine götürüp, bir felsefe haline getirir ve sünnetten koparırsak söylediğiniz tehlike o zaman başlıyor...neuzubillah..

marufu kerhi kadar ilmim var mı? ilim olarak bilmemiz gereken lailahe illallah' tan bir zerre bile uzaklaşmamak.. ibrahime as. nuha as. şuayba as. hep aynı şeyi söylemediler mi? kardeşim kimin sözünü neye karşı söylüyorsun.. yazık değil mi sana , emeklerine... niye bir an olsun akletmiyorsun... mürşidin ne verir sana Allah tan izinsiz.ç. Allah bir şey vereceği zaman sana birine mi sorar veriyim mi diye? haşa... nasıl bu kadar aldanabiliyorsun.. seni kimler aldattı böyle.. gel kurana ve sünnete sarıl kurtuluş, resulün amellerinde itikadında.. yazık etme kendine... yarın çok geç olacak.... düşünsene ya haklıysam.. halin nice olur o zaman.. zannetme kendimi kurtulmuş görüyorum.. son nefesi vermeden kurtuuluş yok ki...

Kardeş güzel söylüyorsun da biz zaten sünnet üzere gidiyoruz çok şükür..bu yol ilk vahyin inmesi ile başladı denilir tefsir kitaplarında.asıl sen tasavvufu inkar etmekten kaçın bu kadar insan batılda olamaz degil mi sen bi tefekkür et bunu asıl ama felsefeye kaçmadan ;)
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kardeş güzel söylüyorsun da biz zaten sünnet üzere gidiyoruz çok şükür..bu yol ilk vahyin inmesi ile başladı denilir tefsir kitaplarında.asıl sen tasavvufu inkar etmekten kaçın bu kadar insan batılda olamaz degil mi sen bi tefekkür et bunu asıl ama felsefeye kaçmadan ;)

benim yıllarım bunu tefekkürle geçti kardeş .. inan sizin gibi iyi niyetli iman kurtarma derdindeki kardşlerin bu hale getirilmesi beni kahrediyor... hesapta önderlerini rabbimize şikayet edip yarabbi bunlar bizi sptırdı , azabın iki katını bunlara ver diyen insanları bir düşün.. rabbim hepimizi korusun bu hale düşmekten..
mesele tasavvufu kabul-inkar meselesine indirgenirse içinden çıkılmaz bir hal alır... mesele rabbimizin resulüne as. ne ölçüde uyduğumuz, zikriyle, namazıyla, komşuluk ilişkileri ile kısaca a dan z ye sünnetin bizi şekillendirmesi. isimlere takılma..
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Boşver, şirk diye kafaya takma yeter
Putun ne senin???
Kim demiş ? Şems ne yemiş??
Onları Rabbimden ayrı gören halt yemiş!
(Edep yahu) Ama Şems bak neler der?
Güneşimsin Şems ! Onlardan dünyalık bekleyen , dilek dileyen yolundan çevrilen
Onları Resul sevgisinden ayrı sayan, ey aklına uyan
Azıcık , azıcık kalbini açsan, bak sevgileri Rabbime hızla götürür bir inansan
Bari bırak, uğraşma !

hocanız arabiye göre mi cevap istersin dine göre mi?
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
33
benim yıllarım bunu tefekkürle geçti kardeş .. inan sizin gibi iyi niyetli iman kurtarma derdindeki kardşlerin bu hale getirilmesi beni kahrediyor... hesapta önderlerini rabbimize şikayet edip yarabbi bunlar bizi sptırdı , azabın iki katını bunlara ver diyen insanları bir düşün.. rabbim hepimizi korusun bu hale düşmekten..
mesele tasavvufu kabul-inkar meselesine indirgenirse içinden çıkılmaz bir hal alır... mesele rabbimizin resulüne as. ne ölçüde uyduğumuz, zikriyle, namazıyla, komşuluk ilişkileri ile kısaca a dan z ye sünnetin bizi şekillendirmesi. isimlere takılma..

kardeş seninde hakka batıl demen beni kahrediyor inan ki,sana kimse tarikata gir demiyor ama girenin aklını bulandırma belki cahil olur kişi inanır dediğine sonra sebeb olmaktan çok büyük günaha girersin..ya da ille tarikata laf edecem arkadaş ben duramıyorum diyorsan git batıl tarikatlara sardır ne bileyim şu iskender evrenesoglunun tarikatı olabilir,yada bektaşilerinki olabilir..ama 12 hak tarikatla uğraşma çarpar sadatlar..
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
kardeş seninde hakka batıl demen beni kahrediyor inan ki,sana kimse tarikata gir demiyor ama girenin aklını bulandırma belki cahil olur kişi inanır dediğine sonra sebeb olmaktan çok büyük günaha girersin..ya da ille tarikata laf edecem arkadaş ben duramıyorum diyorsan git batıl tarikatlara sardır ne bileyim şu iskender evrenesoglunun tarikatı olabilir,yada bektaşilerinki olabilir..ama 12 hak tarikatla uğraşma çarpar sadatlar..

cahilin tarikatta ne işi var sizin üstadlardan biri sanırım şahı nakşibend ilimsiz tarikat adamı zındık yapar demiyormu,

sadatlar çarpar mı? nasıl? efendimizede (as.) bunu ilahlarımız çarpmış demişlerdi.. şimdide atalarınızla aba altından sopamı gösteriyorsunuz.. inan bu sözün daha tehditkarlarını da duydumm. (sadatlar öldürür, imansız gönderir diye... hatta tarikat kitaplarında bile var.. ) Allahtan başkasıyla mı korkutursunuz siz insanları.. kardeş ... inan durumun çok vahim .. hemen itikadını düzelt, tevbe et... akaid ve fıkıh kitapları oku,, seherlerde bol bol tevbe et.. bize de dua et...

Zümer Sûresi

36 - Allah kuluna yetmez mi? Seni O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Zümer Sûresi

36 - Allah kuluna yetmez mi? Seni O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
kardeş seninde hakka batıl demen beni kahrediyor inan ki,sana kimse tarikata gir demiyor ama girenin aklını bulandırma belki cahil olur kişi inanır dediğine sonra sebeb olmaktan çok büyük günaha girersin..ya da ille tarikata laf edecem arkadaş ben duramıyorum diyorsan git batıl tarikatlara sardır ne bileyim şu iskender evrenesoglunun tarikatı olabilir,yada bektaşilerinki olabilir..ama 12 hak tarikatla uğraşma çarpar sadatlar..

Zümer Sûresi

36 - Allah kuluna yetmez mi? Seni O’ndan (Allah’tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
33
cahilin tarikatta ne işi var sizin üstadlardan biri sanırım şahı nakşibend ilimsiz tarikat adamı zındık yapar demiyormu,

sadatlar çarpar mı? nasıl? efendimizede (as.) bunu ilahlarımız çarpmış demişlerdi.. şimdide atalarınızla aba altından sopamı gösteriyorsunuz.. inan bu sözün daha tehditkarlarını da duydumm. (sadatlar öldürür, imansız gönderir diye... hatta tarikat kitaplarında bile var.. ) Allahtan başkasıyla mı korkutursunuz siz insanları.. kardeş ... inan durumun çok vahim .. hemen itikadını düzelt, tevbe et... akaid ve fıkıh kitapları oku,, seherlerde bol bol tevbe et.. bize de dua et...

daha 2gün oldu mürşidimin elinden tevbe alalı elhamdülillah sen rahat ol :) Allahu zülcelalden başkasıyla korkutmuyoruz..Allahu zülcelal buyuruyor ki benim dostuma saldırana ben anne aslanın yavrularına zarar vermeye çalışan tilkinin üzerine saldırdıgı gibi saldırrım..Hatta imam suyuti miydi mübareğin bir tanesi abdest almış tam kalkacak bir tane adam şu kele bak hele sen bir de demiş..mübarek işitmemiş bunu hiç gitmiş namazını eda etmiş sonra o dalga geçen adama bakmışlar kıvranıyor öldü ölecek,mübareğin yanına gelmişler efendim beddua mı ettiniz adamcagıza falan yoo olaydan haberim bile yok derken adam size kel demişti efendim diyince. KELİN SAHİBİ RAZI GELMEMİŞ EVLADIM! buyurmuş..tamam mı kardeş ?
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
daha 2gün oldu mürşidimin elinden tevbe alalı elhamdülillah sen rahat ol :) Allahu zülcelalden başkasıyla korkutmuyoruz..Allahu zülcelal buyuruyor ki benim dostuma saldırana ben anne aslanın yavrularına zarar vermeye çalışan tilkinin üzerine saldırdıgı gibi saldırrım..Hatta imam suyuti miydi mübareğin bir tanesi abdest almış tam kalkacak bir tane adam şu kele bak hele sen bir de demiş..mübarek işitmemiş bunu hiç gitmiş namazını eda etmiş sonra o dalga geçen adama bakmışlar kıvranıyor öldü ölecek,mübareğin yanına gelmişler efendim beddua mı ettiniz adamcagıza falan yoo olaydan haberim bile yok derken adam size kel demişti efendim diyince. KELİN SAHİBİ RAZI GELMEMİŞ EVLADIM! buyurmuş..tamam mı kardeş ?

kardeş sadatlar çarpar ne demek korkutmak değil de? 1.
2. hep hikayeler anlatırsınız, olmadı rüyalar... daha olmadı kerametler... ya şeytan necipli ihtiyar olayında olduğu gibi bizimle oynuyorsa.. öyle bir sistem ki... müthiş.. gerçektenn ... bir insanın kurgulaması çok zor... inan ben çok zor kurtuldum bu sarmaldan...

binlerce insan gelir hafta sonları mürşidi ziyarete.. öyle şeyler anlatırlar ki.. yav dersin bunların hepsimi yalan söylüyor... yok dresin .. bu kadar yalancı uğraşsan bir araya gelmez.. o zaman ne bu işin aslı... işte çile burdan başlar.. açık yaraya tuz basarsın adeta beynin zonklar...
bu arada virde hatmeye,hizmete devam edersin bir defa bile virdi aksatmazsın... oku devamı var..
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
52
Şems , küfür eden kafire bile dua edermiş..
Yolun açık olsun kardeşim , anlamaya niyetin yok ama
Diyorum çık şu Tasavvuf yazılarından, git sünnete göre dini tarif et biz sanada uyarız merak etme.
Resulumuz aynı nasılsa...
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
Şems , küfür eden kafire bile dua edermiş..
Yolun açık olsun kardeşim , anlamaya niyetin yok ama
Diyorum çık şu Tasavvuf yazılarından, git sünnete göre dini tarif et biz sanada uyarız merak etme.
Resulumuz aynı nasılsa...

ciddi soruyorum resulümüz hakikaten aynı mı? benim resulüme sen iman nedir bilmezdin diyor rabbim .. sana ben şifa oldum buyuruyor.. senin elinde bir şey yok .. tasarruf sahibi benim diyor benim resulüme rabbim..
benim resulüm kurana göre hareket ederdi, kendini kuranla düzeltir di ya sizin ki?
 

sahiner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eyl 2007
Mesajlar
410
Tepki puanı
0
Puanları
0
daha 2gün oldu mürşidimin elinden tevbe alalı elhamdülillah sen rahat ol :) Allahu zülcelalden başkasıyla korkutmuyoruz..Allahu zülcelal buyuruyor ki benim dostuma saldırana ben anne aslanın yavrularına zarar vermeye çalışan tilkinin üzerine saldırdıgı gibi saldırrım..Hatta imam suyuti miydi mübareğin bir tanesi abdest almış tam kalkacak bir tane adam şu kele bak hele sen bir de demiş..mübarek işitmemiş bunu hiç gitmiş namazını eda etmiş sonra o dalga geçen adama bakmışlar kıvranıyor öldü ölecek,mübareğin yanına gelmişler efendim beddua mı ettiniz adamcagıza falan yoo olaydan haberim bile yok derken adam size kel demişti efendim diyince. KELİN SAHİBİ RAZI GELMEMİŞ EVLADIM! buyurmuş..tamam mı kardeş ?

devam.... yıllar geçer.. vird yükselir, hizmetler çoğalır, canını isteseler vereceğini düşünürsün.. geç derler sıraya gir.. binlercesi sırada bekliyor can verme kuyruğunda...rüyalar, hikayeler kerametler , cezbeler hayatının bir parçasıdır artıkk... dersin amaç rızayı ilahi takılma hiç bir şeye... ... bunlar çocuk şekeri... son nefese bak... devamı...
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
52
ciddi soruyorum resulümüz hakikaten aynı mı? benim resulüme sen iman nedir bilmezdin diyor rabbim .. sana ben şifa oldum buyuruyor.. senin elinde bir şey yok .. tasarruf sahibi benim diyor benim resulüme rabbim..
benim resulüm kurana göre hareket ederdi, kendini kuranla düzeltir di ya sizin ki?[/QUOTE

İyi senin dinin sana, benim dinim bana, haydi yoluna.
Aslında bunula ilgili bir hadis var ama demiyecegim, Peygamber söyler sana, ahireten inancın nasıl ha?
Bak şimdi , bak iyi bak görüyormusun???? görmüyormusun?????
Oysa inananlar görür....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt