Şeytan'ı gerçekten tanımak ister misiniz? Onun ne kadar zavallı, ne kadar âciz, ne kadar ucube, ne kadar riyakâr ve ne kadar sahtekâr olduğunu görmek istiyorsanız eğer , Kur'ân-ı Kerim âyetleri ışığında yaptığımız açıklamaları dikkatle okumanız yeterli olacaktır. Şeytan'ın bizim üzerimizde hiç bir sultanlığı yoktur aslında. İnsanları kandırarak kendini güçlü göstermek, onun en büyük oyunudur. Allah-u Tealâ, Sad Sûresinde şöyle buyurmaktadır:
بسم الله الرحمن الرحيم
Fe izâ sevveytuhû ve nefahtu fîhi min rûhî fe kaû lehû sâcidîn (sâcidîne).
Böylece onu sevva ettiğim ve onun içine rûhumdan üflediğim zaman, derhal ona secde ederek yere kapanın. (Sad Sûresi, ayet:72)
Fe secedel melâiketu kulluhum ecmaûn (ecmaûne).
Bunun üzerine, meleklerin hepsi birden secde etti. (Sad Sûresi, ayet 73)
İllâ iblîs (iblîse), istekbere ve kâne minel kâfirîn (kâfirîne).
İblis hariç ki, o kibirlendi ve kâfirlerden oldu. (Sad Sûresi, âyet 74)
Bu âyet-i kerimelerden de anlaşıldığı gibi Allah'ın emrine itirâz eder bir hüviyette olan iblis, kendisi gibi insanları da Allah'ın emirlerine itaat etmekten alıkoymaya çalışmaktadır. İblis'in Allahû Tealâ'nın emrine nasıl karşı geldiği, Araf Sûresi'nde de açık ve kesin olarak ifâde edilmiştir.
Ve lekad halaknâkum summe savvernâkum summe kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs (iblîse), lem yekun mines sâcidîn (sâcidîne).
Ve andolsun ki; sizi Biz yarattık. Sonra size suret (şekil) verdik. Sonra meleklere: “Âdem (A.S)'a secde edin.” dedik. İblis hariç, secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı. (Araf Suresi, âyet 17)
Kâle mâ meneake ellâ tescude iz emertuk (emertuke), kâle ene hayrun minh (minhu), halaktenî min nârin ve halaktehu min tîn (tînin).
(Allahû Tealâ) şöyle buyurdu: “Sana (secde etmeyi) emrettiğim zaman, seni secde etmekten men eden nedir?” İblis: “Ben ondan hayırlıyım,beni ateşten ve onu nemli topraktan (balçıktan) yarattın.” dedi. (Araf Suresi, ayet 12)
Kâle fehbit minhâ fe mâ yekûnu leke en tetekebbere fîhâ fahruc inneke mines sâgirîn (sâgirîne).
( Allahû Tealâ): “Öyleyse oradan in! Artık orada senin kibirlenmen olmaz. Hemen oradan çık. Muhakkak ki, sen alçaklardansın.” buyurdu. (Araf Suresi, ayet 13)
Kâle enzırnî ilâ yevmi yub'asûn (yub'asûne).
(Şeytan): “Beas gününe (dirileceğimiz güne, kıyâmet gününe) kadar bana izin (mühlet) ver.” dedi. (Araf Suresi, 14)
Kâle inneke minel munzarîn (munzarîne).
(Allahû Tealâ): “Muhakkak ki sen izin (mühlet) verilenlerdensin.” buyurdu. (Araf Sûresi, âyet:15)
Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm (mustekîme).
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi. (Araf Sûresi, âyet:16)
Sümme le âtiyennehum min beyni eydîhim ve min halfihim ve an eymânihim ve an şemâilihim, ve lâ tecidu ekserehum şâkirîn (şâkirîne).
Sonra, elbette onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim ve onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın. (Araf Sûresi, âyet:17)
Leanehullâh (leanehullâhu), ve kâle le ettehizenne min ibâdike nasîben mefrûdâ (mefrûdan).
Allah, ona (Şeytan'a) lânet etti. O da dedi ki: “Elbette ben, Senin kullarından belirli bir pay edineceğim." (Nisa Sûresi, âyet:118)
İblis, son derece kurnaz bir mahlûktur ve bu âyet-i kerîmelerden de anlaşıldığı gibi tek görevi, Allahû Tealâ tarafından yeryüzüne halife kılınan insanı, Allah'ın yolu olan Sırat-ı Mustakîm'den saptırarak kendisi ile birlikte cehenneme sürüklemektir. İblis, amacına ulaşabilmek için çeşitli yöntemlere başvurur. Aslında yaptığı tek şey, insanları kandırmaktır. İnsanlara zaafı istikametinde yaklaşıp o konuda ilham eder ve onlara fuhuş ve münkerle emreder. Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'de bu konuya da açıklık getirmiştir.
Kâle rabbi bi mâ agveytenî le uzeyyinenne lehum fil ardı ve le ugviyennehum ecmeîn (ecmeîne).
(İblis şöyle) dedi: “Rabbim, beni azdırmandan dolayı, onlara mutlaka yeryüzünde (azgınlığı) süsleyeceğim ve mutlaka onların hepsini azdıracağım.” (Hicr Sûresi, âyet:34)
بسم الله الرحمن الرحيم
Fe izâ sevveytuhû ve nefahtu fîhi min rûhî fe kaû lehû sâcidîn (sâcidîne).
Böylece onu sevva ettiğim ve onun içine rûhumdan üflediğim zaman, derhal ona secde ederek yere kapanın. (Sad Sûresi, ayet:72)
Fe secedel melâiketu kulluhum ecmaûn (ecmaûne).
Bunun üzerine, meleklerin hepsi birden secde etti. (Sad Sûresi, ayet 73)
İllâ iblîs (iblîse), istekbere ve kâne minel kâfirîn (kâfirîne).
İblis hariç ki, o kibirlendi ve kâfirlerden oldu. (Sad Sûresi, âyet 74)
Bu âyet-i kerimelerden de anlaşıldığı gibi Allah'ın emrine itirâz eder bir hüviyette olan iblis, kendisi gibi insanları da Allah'ın emirlerine itaat etmekten alıkoymaya çalışmaktadır. İblis'in Allahû Tealâ'nın emrine nasıl karşı geldiği, Araf Sûresi'nde de açık ve kesin olarak ifâde edilmiştir.
Ve lekad halaknâkum summe savvernâkum summe kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs (iblîse), lem yekun mines sâcidîn (sâcidîne).
Ve andolsun ki; sizi Biz yarattık. Sonra size suret (şekil) verdik. Sonra meleklere: “Âdem (A.S)'a secde edin.” dedik. İblis hariç, secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı. (Araf Suresi, âyet 17)
Kâle mâ meneake ellâ tescude iz emertuk (emertuke), kâle ene hayrun minh (minhu), halaktenî min nârin ve halaktehu min tîn (tînin).
(Allahû Tealâ) şöyle buyurdu: “Sana (secde etmeyi) emrettiğim zaman, seni secde etmekten men eden nedir?” İblis: “Ben ondan hayırlıyım,beni ateşten ve onu nemli topraktan (balçıktan) yarattın.” dedi. (Araf Suresi, ayet 12)
Kâle fehbit minhâ fe mâ yekûnu leke en tetekebbere fîhâ fahruc inneke mines sâgirîn (sâgirîne).
( Allahû Tealâ): “Öyleyse oradan in! Artık orada senin kibirlenmen olmaz. Hemen oradan çık. Muhakkak ki, sen alçaklardansın.” buyurdu. (Araf Suresi, ayet 13)
Kâle enzırnî ilâ yevmi yub'asûn (yub'asûne).
(Şeytan): “Beas gününe (dirileceğimiz güne, kıyâmet gününe) kadar bana izin (mühlet) ver.” dedi. (Araf Suresi, 14)
Kâle inneke minel munzarîn (munzarîne).
(Allahû Tealâ): “Muhakkak ki sen izin (mühlet) verilenlerdensin.” buyurdu. (Araf Sûresi, âyet:15)
Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm (mustekîme).
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi. (Araf Sûresi, âyet:16)
Sümme le âtiyennehum min beyni eydîhim ve min halfihim ve an eymânihim ve an şemâilihim, ve lâ tecidu ekserehum şâkirîn (şâkirîne).
Sonra, elbette onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim ve onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın. (Araf Sûresi, âyet:17)
Leanehullâh (leanehullâhu), ve kâle le ettehizenne min ibâdike nasîben mefrûdâ (mefrûdan).
Allah, ona (Şeytan'a) lânet etti. O da dedi ki: “Elbette ben, Senin kullarından belirli bir pay edineceğim." (Nisa Sûresi, âyet:118)
İblis, son derece kurnaz bir mahlûktur ve bu âyet-i kerîmelerden de anlaşıldığı gibi tek görevi, Allahû Tealâ tarafından yeryüzüne halife kılınan insanı, Allah'ın yolu olan Sırat-ı Mustakîm'den saptırarak kendisi ile birlikte cehenneme sürüklemektir. İblis, amacına ulaşabilmek için çeşitli yöntemlere başvurur. Aslında yaptığı tek şey, insanları kandırmaktır. İnsanlara zaafı istikametinde yaklaşıp o konuda ilham eder ve onlara fuhuş ve münkerle emreder. Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'de bu konuya da açıklık getirmiştir.
Kâle rabbi bi mâ agveytenî le uzeyyinenne lehum fil ardı ve le ugviyennehum ecmeîn (ecmeîne).
(İblis şöyle) dedi: “Rabbim, beni azdırmandan dolayı, onlara mutlaka yeryüzünde (azgınlığı) süsleyeceğim ve mutlaka onların hepsini azdıracağım.” (Hicr Sûresi, âyet:34)