Piimiz Abdülkadir-radiyyallahü anh- buyurdular ki :
Alınyazısı karşısında Allah (c.c) Hz.’lerine tepki gösterip isyan etmek dininizin ölmesi tevekkülün tevhidin ve ihlasın ölmesidir. Allah’a gönülden inanan kul NİÇİN NASIL gibi sözcükleri asla bilmez ve kullanmaz, aksine başına bir musibet geldiğinde Rabbim senden razıyım der şikayet etmez. Nefis insanoğluna karşı koyan sürekli çekişme halindedir. Nefsini terbiye etmek istiyen nefsinle savaşsın ki nefsin şerrinden emin olsun. Nefsin bütünü yani tamamı şerler içinde şerdir. Bu nedenle de, nefsinle savaşıp huzura erdiğinde bu sefer tamamı hayra dönüşür. Huzuru bulan nefis Yüce Rabbine hasret özlem duyar ve de kötülüğü kaybolur, yaratıklarla ilgisini keser, atası İbrahim peygamber (a.s) ile nesebi bağı gerçekleşir. Bilndiği gibi Hz. İbrahim ateşe atılacağı sırada nefs ü hevasından tamamen kurtulup sıyrılmıştı ve telaşa kapılmadı huzur i kalp ile kaldı Kendisine müracat eden çeşitli varlıkların yardım isteklerini geri çevirdi ve : Sizlerin yardımlarınızı istemem, benim durumumu Allah (c.c) Hz.’lerinin bilmesi bana yeter. demişti. Hz. İbrahim Rabbine bu şekilde tevekkkülünü ve teslimiyetini ortaya koyunca ateşe : “Ey Ateş İbrahim’e karşı zararsız ve serin ol emri verilmişti. Allah’dan gelen herşeye rıza gösterin Aziz Allah’ın sabredenlere dünya aleminde yardımları hesapsız olduğu gibi ahiret aleminde de sunacağı nimetleri de sonsuz olacaktır. Yüce Allah (c.c) Hz.’leri şöyle buyuruyorlar : Yalnız sabredenlere ecirleri sonsuz olarak ödenecektir. Onun uğrunda bir an sabredinki yıllarca nimetlerini ve de lütfunu görün Yiğitlik bir anlık sabırdır. Ey İnananlar Sabır ve namazla yardım yardım isteyin dileyin. “Allah-u Teala mutlak sabredenlerle beraberdir.” Zafer ve yardım sabredenlerindir. Allah’ın yolunda sabır gösteriniz bir an bile ondan gaflete düşmeyesiniz . Aklınızı başlarınıza toplayın ölüm sonrasına bırakmayın zira o anda aklınızı başınıza toplamanız sizlere hiç bir yarar sağlamıyacaktır. Ölümle karşı karşıya gelmeden uyanın iradeleriniz elinizden alınmadan uyanıp silkinin pişmanlığın hiç bir şekilde fayda vermeyeceği bir anda nedamet duyarsanız. Kalp’lerinizi gönüllerinizi düzeltiniz şayet kalpleriniz gönülleriniz düzgün olursa diğer tüm davranışlarınız da dürüst olur. Bunun içindir ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Efendimiz buyurmuşlardır ki : “Ademoğullarının içinde bir lokmacık et parçası vardır şayet o sağlıklı olursavücudunun diğer organları da sağlıklı olur, o sağlıksız bozuk olursa vücudunun her tarafı bozuk olur. İyi dinleyiniz o et parçası (KALPTİR). Kalplerinizin sağlıklı olması takva iledir. Allah-u Tealaya tevekkülde bulunmakladır ve o nu birlemekledir yaptığınız amellerde ihlaslı davranmakladır. Kalbin bozuk olması ise tüm bunlardan yoksun olması iledir.
ŞEYH ABDULKADİR-İ GEYLANİ’NİN YAKARIŞI
Yüce Allah’ım bütün organlarımızı sana ibadete yönEL tkalplerimiz gönüllerimizi seni tanımağa çevir, tüm ömrümüzde gecelerimizde gündüzlerimizde bizleri kendine bağla, bizleri geçmişteki salih zatların arasına kat, onlara bahşettiğin manevi rızıklarını bizlere de lutüf eyle, onlara nasıl davranıyor isen bizlere de öyle davran.
“A M İ N”
Alınyazısı karşısında Allah (c.c) Hz.’lerine tepki gösterip isyan etmek dininizin ölmesi tevekkülün tevhidin ve ihlasın ölmesidir. Allah’a gönülden inanan kul NİÇİN NASIL gibi sözcükleri asla bilmez ve kullanmaz, aksine başına bir musibet geldiğinde Rabbim senden razıyım der şikayet etmez. Nefis insanoğluna karşı koyan sürekli çekişme halindedir. Nefsini terbiye etmek istiyen nefsinle savaşsın ki nefsin şerrinden emin olsun. Nefsin bütünü yani tamamı şerler içinde şerdir. Bu nedenle de, nefsinle savaşıp huzura erdiğinde bu sefer tamamı hayra dönüşür. Huzuru bulan nefis Yüce Rabbine hasret özlem duyar ve de kötülüğü kaybolur, yaratıklarla ilgisini keser, atası İbrahim peygamber (a.s) ile nesebi bağı gerçekleşir. Bilndiği gibi Hz. İbrahim ateşe atılacağı sırada nefs ü hevasından tamamen kurtulup sıyrılmıştı ve telaşa kapılmadı huzur i kalp ile kaldı Kendisine müracat eden çeşitli varlıkların yardım isteklerini geri çevirdi ve : Sizlerin yardımlarınızı istemem, benim durumumu Allah (c.c) Hz.’lerinin bilmesi bana yeter. demişti. Hz. İbrahim Rabbine bu şekilde tevekkkülünü ve teslimiyetini ortaya koyunca ateşe : “Ey Ateş İbrahim’e karşı zararsız ve serin ol emri verilmişti. Allah’dan gelen herşeye rıza gösterin Aziz Allah’ın sabredenlere dünya aleminde yardımları hesapsız olduğu gibi ahiret aleminde de sunacağı nimetleri de sonsuz olacaktır. Yüce Allah (c.c) Hz.’leri şöyle buyuruyorlar : Yalnız sabredenlere ecirleri sonsuz olarak ödenecektir. Onun uğrunda bir an sabredinki yıllarca nimetlerini ve de lütfunu görün Yiğitlik bir anlık sabırdır. Ey İnananlar Sabır ve namazla yardım yardım isteyin dileyin. “Allah-u Teala mutlak sabredenlerle beraberdir.” Zafer ve yardım sabredenlerindir. Allah’ın yolunda sabır gösteriniz bir an bile ondan gaflete düşmeyesiniz . Aklınızı başlarınıza toplayın ölüm sonrasına bırakmayın zira o anda aklınızı başınıza toplamanız sizlere hiç bir yarar sağlamıyacaktır. Ölümle karşı karşıya gelmeden uyanın iradeleriniz elinizden alınmadan uyanıp silkinin pişmanlığın hiç bir şekilde fayda vermeyeceği bir anda nedamet duyarsanız. Kalp’lerinizi gönüllerinizi düzeltiniz şayet kalpleriniz gönülleriniz düzgün olursa diğer tüm davranışlarınız da dürüst olur. Bunun içindir ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Efendimiz buyurmuşlardır ki : “Ademoğullarının içinde bir lokmacık et parçası vardır şayet o sağlıklı olursavücudunun diğer organları da sağlıklı olur, o sağlıksız bozuk olursa vücudunun her tarafı bozuk olur. İyi dinleyiniz o et parçası (KALPTİR). Kalplerinizin sağlıklı olması takva iledir. Allah-u Tealaya tevekkülde bulunmakladır ve o nu birlemekledir yaptığınız amellerde ihlaslı davranmakladır. Kalbin bozuk olması ise tüm bunlardan yoksun olması iledir.
ŞEYH ABDULKADİR-İ GEYLANİ’NİN YAKARIŞI
Yüce Allah’ım bütün organlarımızı sana ibadete yönEL tkalplerimiz gönüllerimizi seni tanımağa çevir, tüm ömrümüzde gecelerimizde gündüzlerimizde bizleri kendine bağla, bizleri geçmişteki salih zatların arasına kat, onlara bahşettiğin manevi rızıklarını bizlere de lutüf eyle, onlara nasıl davranıyor isen bizlere de öyle davran.
“A M İ N”