Allah için sevmediğin sürece, kim varsa kayıp gidiyor elinden..
bazen, kendini Allaha adayan Davud aleyhisselam gibi, kehf suresinde anlatılan o yiğitler gibi, kendine has bir mabetin içinde devamlı Rabbine ibadet eden Meryem gibi, insanlardan korunabileceği ve sadece ahireti için yaşayabileceği bir yere sığınmak istiyor insan.
lakin buna ne Sahip müsaade vermiş, ne kader, ne yaşam, ne de nefis.. öyleyse hep bu korku ve yalnızlık hallerinde boğulmaktansa, belki biraz oyun oynayarak, belki sabrederek ve belki de -eğer başarabilirsek- gerçekten severek, sevgimizde sebat ederek kaldığımız yerden hayata devam edebilmek daha doğru ve geçerli olsa gerek. belki bir anne bir baba olunca daha iyi anlayacağız sevginin, vefanın, sadakatin ne anlama geldiğini.. yaşayarak anlayacağız belki. bir sözlüğün maddelerinde, bir şiirin dizelerinde, bir oyunun repliğinde kalmayacak belki. yaşayarak sevmek ve inşaAllah severek yaşayabilmek.. en güzeli bu olmalı.