Affedici Yüce Bir Peygamber
Resulullah’ın (sav) en üstün ahlaki güzelliklerinden birisi de affedici ve bağışlayıcı olmasıdır.
Peygamberimiz kendi yakınlarına ve Sahabîlerine devamlı merhametli olduğu gibi, kimi durumlarda düşmanlarını da bağışlamış, suçlarını affetmiş, sonunda da pekçoğunun iman etmesine vesile olmuştur.
Peygamberimiz kalabalık ordusuyla Mekke’nin fethi için yola çıktığı, Mekke’ye yaklaştığı ve şehre girdiği sırada, düşmanlarının pekçoğu çaresiz kalarak eline düşmüş, zelil bir vaziyette önüne yığılmışlardı. Fakat Peygamberimiz imkânı olduğu, gücü yettiği halde, rahmet Peygamberi olduğunu bir sefer daha göstermiş, düşmanlarım affetme büyüklüğünü ilan etmiştir.
Zaten Rabbi de kendisine böyle tavsiye etmiyor muydu? “Kolaylık göster, affa sarıl, iyiliği tavsiye et, cahillerden de yüz çevir.” (Araf Sûresi, 199.)
Peygamberimizin Mekke’yi fethe çıkan ordusunun şehre yaklaştığını öğrenen Mekke müşriklerinin içini bir korku sardı. Mekke’nin eski reisi Ebû Süfyan yanına iki kişi daha alarak ordu hakkında bilgi edinmek istedi. Ancak yolda giderken Müslüman askerleri tarafından yakalandı. Peygamberimizin amcası Hz. Abbas ellerinden alarak onu Peygamberimizin huzuruna getirdi.
Ebû Süfyan, Hicretten önce Peygamberimize Mekke’de bulunduğu süre içinde her türlü işkence ve eziyeti yapmaktan geri kalmamıştı. Medine’ye hicretinden sonra da onu rahat bırakmadı. Peygamberimize karşı yapılan bütün düşmanca hareketlerin başında o bulunuyordu.
Kureyş’in başına geçerek müşrikleri devamlı Müslümanların aleyhine geçiriyor, ordu kurarak savaşa hazırlıyordu. Uhud ve Hendek savaşlarında müşrik ordusunda başkumandandı. Bu savaşlarda pekçok Müslümanın kanını dökmüştü.
İşte böyle bir müşrik reisi Peygamberimizin karargâhına getirildi. Bir gece bekledikten sonra da İslâmı kabul etti. Peygamberimiz kendisine yaraşan büyüklüğü gösterdi. Onu affetti. Bununla da kalmayarak, ona bazı imtiyazlar verdi. “Ebû Süfyan’ın evine kim girerse güvendedir” dedi. Peygamber ordusu Mekke’ye girince, İslâm safına giren pekçok insan bulunuyordu. Ebû Süfyan’ın hanımı Hind de Kureyş kadınlarıyla birlikte yüzü örtülü olarak Peygamberimizin huzuruna geldi. Müslüman olarak affını diledi. Peygamberimiz onu tanımıştı. Fakat belli etmedi. Peygamberimiz af kapısını ona da açtı. Yaptıklarını hiç yüzüne vurmadan affetti. Samimi itirafları üzerine onu da bağışladı.
Peygamberimiz kalabalık ordusuyla Mekke’nin fethi için yola çıktığı, Mekke’ye yaklaştığı ve şehre girdiği sırada, düşmanlarının pekçoğu çaresiz kalarak eline düşmüş, zelil bir vaziyette önüne yığılmışlardı. Fakat Peygamberimiz imkânı olduğu, gücü yettiği halde, rahmet Peygamberi olduğunu bir sefer daha göstermiş, düşmanlarım affetme büyüklüğünü ilan etmiştir.
Zaten Rabbi de kendisine böyle tavsiye etmiyor muydu? “Kolaylık göster, affa sarıl, iyiliği tavsiye et, cahillerden de yüz çevir.” (Araf Sûresi, 199.)
Peygamberimizin Mekke’yi fethe çıkan ordusunun şehre yaklaştığını öğrenen Mekke müşriklerinin içini bir korku sardı. Mekke’nin eski reisi Ebû Süfyan yanına iki kişi daha alarak ordu hakkında bilgi edinmek istedi. Ancak yolda giderken Müslüman askerleri tarafından yakalandı. Peygamberimizin amcası Hz. Abbas ellerinden alarak onu Peygamberimizin huzuruna getirdi.
Ebû Süfyan, Hicretten önce Peygamberimize Mekke’de bulunduğu süre içinde her türlü işkence ve eziyeti yapmaktan geri kalmamıştı. Medine’ye hicretinden sonra da onu rahat bırakmadı. Peygamberimize karşı yapılan bütün düşmanca hareketlerin başında o bulunuyordu.
Kureyş’in başına geçerek müşrikleri devamlı Müslümanların aleyhine geçiriyor, ordu kurarak savaşa hazırlıyordu. Uhud ve Hendek savaşlarında müşrik ordusunda başkumandandı. Bu savaşlarda pekçok Müslümanın kanını dökmüştü.
İşte böyle bir müşrik reisi Peygamberimizin karargâhına getirildi. Bir gece bekledikten sonra da İslâmı kabul etti. Peygamberimiz kendisine yaraşan büyüklüğü gösterdi. Onu affetti. Bununla da kalmayarak, ona bazı imtiyazlar verdi. “Ebû Süfyan’ın evine kim girerse güvendedir” dedi. Peygamber ordusu Mekke’ye girince, İslâm safına giren pekçok insan bulunuyordu. Ebû Süfyan’ın hanımı Hind de Kureyş kadınlarıyla birlikte yüzü örtülü olarak Peygamberimizin huzuruna geldi. Müslüman olarak affını diledi.
Peygamberimiz onu tanımıştı. Fakat belli etmedi. Peygamberimiz af kapısını ona da açtı. Yaptıklarını hiç yüzüne vurmadan affetti. Samimi itirafları üzerine onu da bağışladı.
Alıntı: Mesaj Haber