Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Seni Çoook Çok Seviyorum (1 Kullanıcı)

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Seni Çoook Çok Seviyorum


Sen Mekke’den doğan güneş
Sen Kalplerde yanan Ateş
Sen Muhammed Ahmet Kureyş
Seni çoook seviyorum

Sen Muhammed Ahmet Kureyş
Seni çoook seviyorum

Yaaaa Muhammed
Yaaaa Nur Ahmet
Yaaaa Can Ahmet
Seni çoook çok seviyorum (2)

Sen çöllerin yağmurusun
Sen alemin onurusun
Sen zulmeti boğan nursun
Seni çoook seviyorum

Sen zulmeti boğan nursun
Seni çoook seviyorum

Yaaaa Muhammed
Yaaaa Nur Ahmet
Yaaaa Can Ahmet
Seni çoook çok seviyorum (2)

Sen Allah’ın fermanısın
Sen dertlerin dermanısın
Sen Nebiler sultanısın
Seni çoook seviyorum

Sen Nebiler sultanısın
Seni çoook seviyorum

Yaaaa Muhammed
Yaaaa Nur Ahmet
Yaaaa Can Ahmet
Seni çoook çok seviyorum (2)

Sen Aşığın tek şifası
Sen gönlümün Aşk sefası
Sen Rahman’ın Mustafa’sı
Seni çoook seviyorum
Seni çoook seviyorum

Ey Halil’in Padişahı
Sen Hasretin derin ah’ı
Sen gecelerin Nur sabahı
Seni çoook seviyorum
Seni çoook çok seviyorum

Yaaaa Muhammed
Yaaaa Nur Ahmet
Yaaaa Can Ahmet
Seni çoook çok seviyorum (3)




deleterx2.gif



gif078tw8jw5.gif


Düşmanlarım bana ne yapabilir ki ?
Ben cennetimi yüreğimde taşıyorum, nereye gitsem o benimle gelir.
Hapsedilmem halvet, sürgün edilmem hicret, öldürülmem şehadettir.
Değil mi ki, göğsümde Allah'ın Kitabı ve Rasulü'nün sünneti vardır!
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Sen olmasaydın; Allah’ın varlığından, birliğinden, sonsuz kudret ve azametinden, dünyamızı cennete dönüştüren yüce dînimizden ve her biri bize ayrı bir haz ve fayda veren ibâdetlerden nasıl haberdâr olabilirdik?

Sen olmasaydın; inceliği, zerâfeti, tevâzûyu, güzel ahlâkı kim öğretir ve bu konuda bize kim örnek olabilirdi? Halbuki Sen, güzel ahlâkı yaşamak ve tamamlamak için gönderildin.

Sen olmasaydın, gönlünü hüzün ve ümitsizlik kaplamış yetîmin başını kim okşar; onu kucaklayıp şefkatle bağrına kim basardı? Sen ise yetîmi dâima gözettin ve:

“En güzel ev; içinde yetîme iyi muâmele edilen evdir. En kötü ev de, yetîme kötü muâmele edilen evdir.”buyurdun. (İbn-i Mâce, Edeb, 6)

Sen olmasaydın, diri diri toprağa gömülen kız çocuklarının gökyüzünü kaplamış feryâdlarını ve çığlıklarını kim dindirirdi? İffet ve fazîlet timsâli ve şefkat âbidesi kadınlara lâyık oldukları şerefi ve haysiyeti kim lütfederdi? “Cennet annelerin ayakları altındadır.” buyurarak onları, hak ettikleri yüce mevkiye kim kavuştururdu?

Sen olmasaydın, kadınların haklarını kim korur ve;

“Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muâmele ediniz! Onlar hakkında Allah’dan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emâneti olarak aldınız; onların nâmuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır…” buyururdu?

Sen olmasaydın, ailede huzûr ve saâdetin esâslarını bizlere kim öğretirdi? Hanımlara hoş davranılması hakkında;

“Sizin en hayırlınız, ailelerine en güzel muâmelede bulunanınızdır.” buyurarak bize kim nasîhatta bulunurdu? (İbn-i Mâce, Nikâh, 50)

Sen olmasaydın, kim mahlûkata şefkat ve merhameti tavsiye ederek;

“Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de sizlere merhamet etsin!” buyururdu? (Tirmizî, Birr, 16)

Sen olmasaydın, her türlü güce ve imkâna sâhip olduğu halde düşmanlarına bile beddua etmekten ve kahretmekten sakınarak;

“Allah’ım, bu kavmi doğru yola ilet! Ben bunların soyundan mü’min bir neslin gelmesini diliyorum!”

“Allah’ım, ümmetimi afvet, çünkü onlar bilmiyorlar!” diye kim duâ ederdi? (İbn-i Mâce, Menâsik, 56)

Sen olmasaydın, bize kim afv ve müsâmaha ile muâmele etmeyi tavsiye ederdi? Senin şu mübârek kelâmın bu konuda ne kadar anlamlı;

“Sana zulmedeni afvet, seninle ilgilenmeyen akrabana yardım et, sana kötülük yapana iyilikle mukabele eyle, aleyhine de olsa doğruyu söyle!”

Sen olmasaydın; boynu bükük, gönlü kırık fakîr ve ihtiyâç sâhiplerine kim yardım eder ve müşfik davranırdı? Sen ise fakîrlere hep ikrâm ve ihsân edilmesini tavsiye ettin ve Hazret-i Âişe vâlidemizin şahsında bütün ümmete hitâben şöyle buyurdun:

“Yâ Âişe! Fakirleri sev! Onları yakınına al ki, Allah Celle Celâlühü kıyâmet günü seni yakınına alsın!..”

“Yâ Âişe! Hiçbir zaman muhtâç birisini kapından boş çevirme; yarım hurma ile dahi olsa, kendini cehennem azâbından koru!..” (Tirmizî, Zühd, 37)

Sen olmasaydın, komşu hakkına riâyeti kim tavsiye ederdi? Halbuki Sen;

“Kâfir olan komşunun bir hakkı vardır. Müslüman komşunun iki hakkı vardır. Müslüman ve akrabâ olan komşunun üç hakkı vardır.”buyurarak komşularla dâima hoş ve güzel geçinmeyi tavsiye ettin.

Sen olmasaydın, kan kardeşliğinden de önemli olan din kardeşliğini bizlere kim öğretir ve;

“Sizden biriniz kendi nefsi için istediğini, mü’min kardeşi için de istemedikçe kâmil mü’min olamaz.” buyururdu? (Buhârî, İmân, 7)

Sen olmasaydın, kölelere kim insanca muâmelede bulunurdu? Sen, onları hürriyetlerine kavuşturmaktan büyük haz duyar, onlara sevgi ve şefkatle davranılmasını ister ve;

“Onlara yediğinizden yedirmeye, giydiğinizden giydirmeye dikkat ediniz! Affedemeyeceğiniz bir hatâ yaparlarsa, izin veriniz! Fakat onlara aslâ eziyet etmeyiniz! Çünkü onlar da Allah’ın kuludur.” buyururdun.



Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri de ne güzel buyuruyor:

Kudûmun rahmet ü zevk u safâdır yâ Rasûlâllâh !
Zuhûrun derd-i uşşâka devâdır yâ Rasûlâllâh !
Hüdâyî’ye şefâat kıl eğer zâhir eğer bâtın,
Kapına intisâb etmiş gedâdır yâ Rasûlâllâh !
Salât-ü selâm Sana, ey kâinâtın fahr-ı ebedîsi!
Salât-ü selâm Sana, ey âlemlerin varlık sebebi!
Salât-ü selâm Sana, ey dünya ve âhiret hayatının kurtuluş vesîlesi!
Salât-ü selâm Sana, ey günahkârların biricik şefâatçısı!


Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerimde Resulüne itaat etmenin kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor.

Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya 107)
De ki, ey insanlar, ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği Resulüyüm. (Araf 158)
Âlemlere (Cin ve İnsanlara ilahi azap ile) korkutucu (uyarıcı) olarak Furkan’ı (Kur’an-ı)
kuluna (Muhammed Aleyhisselama) indiren (Allah’ın şânı) ne yücedir. (Furkan 1)
Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik fakat insanların çoğu bunu bilmez. (Sebe 28)
Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun değilsin. Senin için bitmeyen, sonsuz mükafat vardır. Elbette sen en büyük ahlak üzeresin. (Kalem 2-4)
Allah ve melekleri, Resule salavat getiriyor, iman edenler, siz de salavat getirin. (Ahzab 56)

Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın. (Muhammed 33)
Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir. (Ahzab 71)
Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa 80)
De ki, “Allah’a ve Peygambere itaat edin! Eğer (uymayıp) yüz çevirirlerse, (kafir olurlar) Elbette Allah kafirleri sevmez. (Al-i İmran 32)
Allah’a ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider. (Nisa 13,14)
Allah’a ve Resulüne inanmayan (kafir olur) kafirler için çılgın bir ateş hazırladık. (Feth 13)
Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir. (Enfal 13)
Allah’a ve Resulüne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız. (Al-i İmran 132)
Allah’a ve Resulüne itaat ederseniz, işlediklerinizden bir şey eksilmez. (Hucurat 14)
Allah’a ve Resulüne itaat edenler, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu nebiler, sıddıklar, şehidler ve salihlerle beraberdir. (Nisa 69)

Allahü Teâlâ yine hadis-i kudsilerde buyuruyor ki:

Ey Resulüm, İbrahim’i halil, seni de habib edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım. (Mevahib-i ledünniyye)

Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismiyle her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım. (Hâkim)
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Ben Kim miyim?

Hani Seni Seviyorum ya
Hani gıpta ediyorum ya ashabına
Hani Hz.Fatıma'yı anam, Hz.Hasan Hüseyin'i kardeşim olarak görüyorum ya

Hani ne zaman hüzünlensem, Sen geliyorsun ya aklıma
Görmeden hayranım Ya cemaline
Kalbin kadar güzel yüzünün hayalini kuruyorum ya...

Hani ne zmaan çok gülsem
Sen'in hafif kızgın bana baktığını görüyorum ya
Hani bana diyorsun ya" Yerinde olsam, az güler çok ağlardım " diye

Sonra nerede bir yetim görsem Sen'i buluyorum ya yanımda
Hani bana diyorsun ya "Beni istiyorsan onun başını okşa

Hani hep bir özlem var ya içimde
Hep vuslat varya hayalimde
Hani gözyaşları içinde, yeşil kubbenin resmine bakıyorum ya
Hani hayal ediyorum ya hep Efendim
Safa-Merve arasında, önümde Sen varmışsın gibi koştuğumu..

Hani uzun boylu, siyah saçlı, beyazlar içinde birine Sen diye sesleniyorum ya
Sonra adam arkasını dönünce
Senin olmadığını görüyorum da eğiyorum ya başımı,
Sevincim yerini hüzne bırakıyor ya

Hani Sana gidecek her yolcuyla selam yolluyorum ya
Sonra da selamımı almışsın gibi seviniyorum ya
Hani kalbimin bir yanı "Ümit" derken,
Bir yanı korkuyla atıyor ya

Hani Seni Seviyorum Ya Efendim
Hani günahlarımı unutup, Seninde beni sevdiğini düşünüyorum ya!
Duyuyorum ya "ÜMMETİ" diye seslenişini

Ne zaman bir yüzük alsam elime
Senin yüzüğün geliyor ya aklıma
Hani üzerinde Muhemmedun ResulAllah (c.c.) yazılı olduğunu düşünüp,
Ebu Bekir ve ashabına selam yolluyorum ya


Sonra hep hayal ettim ya Efendim, arkanda namaz kıldığımı

Hani anam, babam, canım Sana feda olsun dedim ya

Hani ben varım ya
Seni Seviyorum ya
Çok Seviyorum ya
Selat, Selam üzerine olsun Ya ResulAllah (c.c.)


Ben Kim miyim?
1400 yıl öncesinde Selam ettin ya
Kardeş belledin ya
Seni çooooook çok Seviyorum ya canım Peygamberim
 

IMEN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
yuregıne saglık kardesım
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
selamun aleykum kardeşim yüreğinize saglık rabim razı olsun çok güzel paylaşım teşekkürlerB)
rabbimize emanetsiniz inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
48
Seviyoruz ELHAMDÜLİLLAH.Sağolasın kardeşim güzel bir paylaşım.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
selamun aleykum kardeşim yüreğinize saglık rabim razı olsun çok güzel paylaşım teşekkürlerB)
rabbimize emanetsiniz inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>



Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berakatüh.
Allah sizden de razı olsun Damla kardeşim,

Şüphesiz ki insan, iyiliğin esiridir. Kalpler kendisine iyilik yapana karşı sevgi duymak üzere yaratılmıştır. Eğer bir insan, kendisine iyilik yapan bir insanı severse, ya ona bir hediye verir veya dar zamanında yardım eder. Bir kişi başka bir kişiyi sevince bunları yaparsa, o halde, bütün âlemlere hidayetle gelen, bütün insanlık için rahmetle gönderilen insanlara kitabı ve hikmeti öğreten, dünya ve ahiret saadetine kavuşma yolunu açıklayan bu yüce Peygamber'e karşı tutumumuz ne olması gerekir?

Hiç şüphesiz ki; Allah sevgisinden sonra sevgiye en lâyık olan Hz. Muhammed (s.a.v)'dir.


Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.


deleterx2.gif


gif078tw8jw5.gif

İyi bir Okçu’nun gücü, yayı ne kadar gerdiği ile değil,
Oku ne zaman atacağı ile ölçülür.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Seviyoruz ELHAMDÜLİLLAH.Sağolasın kardeşim güzel bir paylaşım.


Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh.
Siz de sağolun kardeşim, gözlerinize sağlık,
Allah razı olsun,
Allah'ın rızası ve sevgisi, Hz.Peygamber (s.a.v)'in sünnetine uymakla elde edilebilir. Bir mü'minin en büyük ideali, kendisini Allah'a sevdirmektir. Yani O'nun rızasını kazanmak, gadabından korunmaktır.
Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.

 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Resme tıklayıp indirebilirsiniz.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
O’nun Ahlâkı Kur’andır...


Peygamber Efendimiz (sav), “Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur. Onun ahlâkı, Allah’ın övdüğü ve Kur’ân’ın öğrettiği temiz ahlâktır.


Peygamber Efendimiz (sav), “Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur. Onun ahlâkı, Allah’ın övdüğü ve Kur’ân’ın öğrettiği temiz ahlâktır.

Kur’ân’da anlatılan güzelliklerin tamamını Peygamberimizin şahsında görmek mümkündür. Sahabîlerin, Peygamberimizin ahlâkı hakkında bilgi almak istemeleri üzerine, Efendimizin hanımı Hz. Âişe şu cevabı vermişti:
“Siz Kur’ân’ı okumuyor musunuz? Onun ahlâkı Kur’ân’dı.”

Peygamberimizin hayâtında ve ahlâkında, her meslek ve seviyeden insan, örnek alacak yönler bulabilir. İnsan olarak onun hayâtından alacağı sayısız fazilet ve güzellik yanında, kendi mesleğini ve toplumdaki yerini ilgilendirecek yüzlerce dersi de alabilir. Çünkü Peygamberimizin hayâtı her yönüyle hepimize örnektir. Her mümin, hangi şartlarda bulunursa bulunsun, hangi meslek ve sanatta çalışırsa çalışsın, sabah–akşam, gece–gündüz, her zaman ve her yerde Sevgili Peygamberimizi kendisi için güzel bir örnek olarak alabilir.
Öyle bir rehber ki, ona uyduğumuz zaman hayâtımızın karanlıkları kaybolup, onun güzel ahlak ve kişiliği sayesinde yolumuz aydınlanır, işlerimiz yoluna girer, hayâtımıza bir düzen ve disiplin gelir.

Peygamberimizin hayâtı, insanların meşgul olduğu ve karşılaştıkları her ihtiyaca cevap verebilecek güzel ahlâkın bütün kurallarıyla süslenmiş nurlu bir zincir gibidir. Onun güzel ahlâkı, o güzeller güzelini arayanların önüne güzellikler serper.
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamun aleyküm,
Emeğine sağlık kardeşim, çok güzel bir paylaşım olmuş, keyifle okudum.
Selametle..
 

Su-Eda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2009
Mesajlar
5,725
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
39
Seni çooook seviyoruz...Ya Resullah....

Seni çooook seviyoruz...Ya Resullah....

Esselamun Aleyküm kardeşim...
emeğine ve yüreğine sağlık
çok güzel bir paylaşım...
Allah c.c. razı osun....
Çok şükür en sevgilinin(sav) ümmetiyiz..Allah c.c. en sevgiliye(sav)'e layık ümmet eylesin biziB)
selametle kal..
Selam ve duayla...
Alla c.c. razı olsun
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Esselamun Aleyküm kardeşim...
emeğine ve yüreğine sağlık
çok güzel bir paylaşım...
Allah c.c. razı osun....
Çok şükür en sevgilinin(sav) ümmetiyiz..Allah c.c. en sevgiliye(sav)'e layık ümmet eylesin biziB)
selametle kal..
Selam ve duayla...
Allah c.c. razı olsun



Ve aleyküm selam kardeşim.
Allah sizden de razı olsun, Duanıza amin kardeşim.
Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.


 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Edebiyatımızın önde gelen şair ve yazarları arasında yer alan merhum Necip Fazıl’ın dediği gibi; “Hepimizin başını iki eli arasına alıp düşünmesi lazım.” Kimdir Hz. Muhammed, nedir Hz. Muhammed? Bu sorulara cevap olarak, ilk etapta şu hadis–i kutsiyi zikretmemiz gerekir: “Ey Habibim! Seni yaratmasaydım alemleri yaratmaz idim.”

Allah–u Taala bu hadis–i kutsi ile habibine ne kadar değer verdiğini biz ümmete bildiriyor. Yani bütün mevcudatın, benim, senin, tüm insanlığın, canlı, cansız her şeyin, yerin ve göğün yaratılma sebebini, tek bir şeye bağlıyor ve O’na, Muhammed Mustafa’sına olana sevgisini dile getiriyor.

Hz. Âdem (as) cennetten çıkarıldığında, “Yarabbi beni Hz. Muhammed’inin yüzüsuyu hürmetine affet” diye duada bulunuyor ve Rabbul Alemin, “Sen Benim Muhammed’imi nerden bilirsin” diye soruyor. Âdem (as), “Ya Rabbi, ben cennetin kapısı üzerinde Senin adın ile O’nun adını yan yana yazılı gördüm (Lailahe illallah Muhammedur– Resullullah). Cenab–ı hak Hz. Âdem’in bu duası üzerine onu affeder. Şimdi burada biraz durup düşünmek lazım, bu ne büyük bir aşk, bu ne büyük bir bağ, teşbihte hata olmaz, bizler insan olarak kendi ismimiz yanına kimin ismini yazarız. Tabii ki , en çok sevdiğimiz değer verdiğimizin ismini. İşte Allah (c.c) da en çok değer verdiğinin ismini, yazılabilecek en güzel yere, cennetin kapısı üzerine yazdırıyor.

Hz. İsa’ya (as) Rabbül Alemin, “Ya İsa senden sonra gelecek ahir zaman peygamberi olan Ahmed isimli peygamberimi ümmetine müjdele” dediği zaman Hz. İsa, “Yarabbi beni Muhammed’ine ümmet eyle” diye duada bulunuyor. Âlimlerin izahatına göre, büyük ihtimalle Hz. İsa’nın göğe çekilmesi ve ahir zamanda Muhammed Ümmeti olarak yeryüzüne tekrar gönderilmesinin sebebi de bu duadır.

Bir yanda kitap gönderilmiş bir peygamber, diğer yanda biz, şanslı insanlar Muhammed Mustafa Ümmeti olarak doğanlar, sırf O’na ümmet olduğumuzdan dolayı alınlarımızı secdeye mıhlayıp, bir ömür boyu şükretsek yine de Muhammed Ümmeti olmanın şükrünü tam manasıyla eda edemeyiz.

Birçoğumuzun bildiği üzere Yusuf Suresi’nde Hz. Yusuf’a duymuş olduğu sevgisinden dolayı diğer kadınlar tarafından kınanan Züleyha, Hz. Yusuf’u o ayıplayıcı kadınlara gösterdiği zaman, ayıplayıcılar ellerindeki bıçaklarla parmaklarını doğrarlar da acı hissetmezler.

İşte Resulullah’ın hayat arkadaşı Hz. Ayşe validemiz, bu sure okununca aynen şöyle diyor: “Hz. Yusuf’u görüp de parmaklarını doğrayan kadınlar, eğer Muhammed Mustafa’yı görseler idi ellerini değil, vallahi o bıçaklarla göğüslerini, kalplerini parçalarlardı.” Bu sözden hareketle Hz. Resulullah’ın cismaniyetindeki ilahi tecelliden kaynaklanan güzelliği, nuru varın siz hesap edin. Burada şu sözü eklemeyi gerekli görüyoruz: Allah–u Teala Zulcelal Velkemal Hazretlerinin kendi zatında, ilahi mevcudiyetinde barındırdığı aşkı uluhiyesinin yeryüzüne tecellisi insanlar içinde görünen halinin bir diğer adı da Muhammed Mustafa’dır (sav).

Öyleyse Allah’ın bu kadar sevdiği, değer verdiği, aşık olduğu bir varlığı bizlerin de sevmekten, medhetmekten başka çaresi ve çıkarı yoktur.
Gerçek iman sahibi olmak, insan olmak; cenneti, Cemalullahı kazanabilmek için O’nu sevmeli, O’nu sevmeli ve yine O’nu sevmeliyiz. Peki, O, nasıl sevilmeli, O nasıl övülmeli? İşte bu soruya cevaben Kur’an–ı Kerim’de Rabbül Âlemin bize şöyle nida ediyor: “Allah ve melekleri Peygamberine salât ve selam ediyor. Ey iman edenler siz de O’na salat ve selam edin ve O’na teslim olun!”

Yani; Allahümme Salli Ala Muhammed’in ve Ala Ali Muhammed. Bu ayet–i kerimeyi Rasulullah (sav) Efendimiz şöyle teyit ediyor: “Ümmetim ve Benim aramda sırf selam getirsin, selam götürsün diye yaratılmış melekler vardır. Ümmetimden bir kimse Bana salât selam okursa ilgili melek o selamı Bana getirir ve Allah tarafından ruhum Bana tekrar verilir ve Ben de o ümmetime aynen selam ederim ve bu defa o melek Benim selamımı alır ve ümmetime iletir.” Gel de hayret etme, makama bak, rütbeye bak Bu ne demek? Bu, akıl sahibi olan her insan için Hz. Muhammed Mustafa (sav) her zaman diri demek.
Bu konuda daha birçok ayet ve hadis mevcuttur.

Sözün tamamı arife söylenmez imiş. Ümmet–i Muhammed ariftir. Herhalde bu kadar izahat, “İman için Lailaheillallah kafidir, Muhammedur–Resullullah denmese de” olur diyenlerin ağzının üstüne ve o körelmiş şuuruna bir şamar misali oturmuştur. Allah bizleri Hz. Muhammed’ine dil uzatmaktan, O’nu yok saymaktan muhafaza etsin. Bu tür tehlikeli zehirli sözlerden, fitnelerden hepimizi korusun.

 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Peygamberimizin şefkatinin en canlı örneğini çocuklar üzerinde görüyoruz. Peygamberimizin çocuklara olan şefkati ve sevgisi bambaşkaydı. Bir çocuk gördüğü zaman Peygamberimizin mübarek yüzünü neşe ve sevinç kaplardı. Onu tutar, kollarının arasına alır, kucaklar, okşar, sever ve öperdi.


Gördüğü ve karşılaştığı her çocuğa selâm verir, halini hatırını sorardı. Binekli bulunduğu zaman çocukları atın terkisine alır, gidecekleri yere kadar götürürdü. Çocuklarla arkadaşça konuşur, onların yanında çocuklaşır, anlayış seviyelerine göre sohbet eder, öğütler verirdi.
Çocuklarla o kadar içice olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu.
Peygamberimiz özellikle kendi çocuk ve torunlarına çok düşkündü. Onlar için şefkatli bir baba, merhametli bir dedeydi.
Hz. Enes diyor ki:
“Çoluk çocuğuna Peygamberimizden daha şefkatli bir kimseyi görmedim. Oğlu İbrahim’in –Medine’nin– Avali semtinde oturan bir süt annesi vardı. Beraberinde ben de bulunduğum halde Resulullah sık sık oğlunu görmeye giderdi. Varınca, demircinin duman dolu evine girer, oğlunu kucaklar, koklar, öper ve bir süre sonra da dönerdi.”
Peygamberimiz, kızı Fatıma’yı çok severdi. Bir sefere çıkacağı zaman en son ona uğrar, dönüşünde ise önce onun yanma giderdi.
Hz. Fatıma babasını ziyarete geldiğinde ise, Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, alnından öper ve yanına oturturdu.
Hazret–i Fatıma’nın iki oğlu vardı: Hasan ve Hüseyin. Peygamberimiz bu torunlarım çok severdi. Onları kucağına alır, omuzuna çıkarır, okşar, sırtında taşır, oyun oynar, isteklerini yerine getirirdi.
Peygamberimiz dünyasını değiştirdiğinde Hz. Hasan 7, Hz. Hüseyin 6 yaşındaydı. Yani Peygamberimiz hayatta iken Hasan ve Hüseyin çok küçük yaşlarda idiler.
İşte Peygamberimizin iki torununun şahsında çocuklara gösterdiği sevgi ve şefkat örnekleri:
Bir gün Peygamberimiz minberde hutbe okurken Hasan ve Hüseyin’in düşe kalka mescide girdiklerini görür. Konuşmasını yarıda keserek aşağı iner, onları tutar, bağrına basar.
“Cenab–ı Hak, ‘Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir’ buyururken ne kadar doğru söylemiştir. Onları görünce dayanamadım” dedikten sonra konuşmasına devam etti.
Hz. Enes de kendi gördüklerini şöyle dile getiriyor: “Peygamberimizi hutbe okurken gördüm, Hasan dizinin üstündeydi.
Ne söyleyecekse halka söylüyor, sonra eğilip çocuğu öpüyor ve ‘Ben bunu seviyorum’ diyordu.”
 

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
48
Sen Aşığın tek şifası
Sen gönlümün Aşk sefası
Sen Rahman’ın Mustafa’sı
Seni çoook seviyorum
Seni çoook seviyorum

Hemde çooooooooooook SEVİYORUZ.
Yüreğine sağlık kardeşim,yine coşturdun bizi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt