Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Seni Anlatmak Ne Mümkün Ey Nebi (1 Kullanıcı)

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 9 --peygamberimiz ve cinler

Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 9 --peygamberimiz ve cinler

PEYGAMBERİMİZ VE

CCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCİNLER*CCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCÖÖ***************************************************************************************************



KALEM SURESİ


YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
KALEM 2. Ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,

ELMALILI HAMDİ YAZIR
KALEM 2-sen Rabbinin nimeti sayesinde, deli değilsin.

DİYANET MEALİ
KALEM 2.Sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun degilsin.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
KALEM 2 Sen, Rabbinin ni'metiyle cinlenmiş (deli) değilsin.


TEKVİR SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
TEKVİR 22. Ve arkadaşınız bir cin çarpmış değildir.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
TEKVİR 22-Yoksa sizin arkadaşınız (Muhammed), delirmiş değildir.

DİYANET MEALİ
TEKVİR 22. Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
TEKVİR 22 Arkadaşınız cinli değildir.



NAS SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
NAS 4. Kıvrılıp kıvrılıp saklanan, sinip sinip gizlenen vesvesenin/o sinsi, o aldatıcı şeytanın şerrinden,
NAS 5. İnsanların göğüslerine kuşkular, kuruntular sokar o;
NAS 6. Cinlerden de insanlardan da olur o!"

ELMALILI HAMDİ YAZIR
NAS 4-o sinsi vesvesecinin şerrinden,
NAS 5-ki, insanların sinelerine vesvese verir durur.
NAS 6-Gerek cinlerden, gerekse insanlardan (olsun)."

DİYANET MEALİ
NAS 4.O sinsi vesvesenin şerrinden,
NAS 5.O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceler)fısıldar.
NAS 6.Gerek cinlerden, gerek insanlardan(olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah'a sığınırım!)

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
NAS 4 O sinsi vesvesecinin şerrinden.
NAS 5 O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceler) fısıldar.
NAS 6 Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah'a sığınırım).


ARAF SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
A’RAF 184.Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
A’RAF 184-Bunlar hiç düşünmediler mi ki, kendilerine söz söyleyen zatta cinnetten bir eser yoktur. O, ancak ilerideki tehlikeyi açık bir şekilde haber veren bir uyarıcıdır.

DİYANET MEALİ
A’RAF 184. Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
A’RAF 184 Düşünmediler mi ki arkadaşlarında hiçbir delilik yoktur, o apaçık bir uyarıcıdır?


CİN SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
CİNN 1. De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik."
CİNN 2. "Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız."

ELMALILI HAMDİ YAZIR
CİNN 1-De ki: "Cinlerden bir grubun (Kur'an'ı) dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyolundu: "İnan olsun biz acaip bir Kuran dinledik.
CİNN 2-Doğru yola iletiyor. Biz de ona iman ettik, Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.

DİYANET MEALİ
CİNN l. (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de söyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, harikulade güzel bir Kur'an dinledik.
CİNN 2. Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
CİNN 1 De ki: Cinlerden bir topluluğun Kur'ân dinleyip şöyle dedikleri bana vahyolundu: "Biz harikulâde güzel bir Kur'ân dinledik.
CİNN 2 Doğru yola iletiyor, ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.



EN’AM SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
ENAM 130. Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi? "Kendi aleyhimize tanıklık ettik." dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
ENAM 130-"Ey cin ve insan topluluğu, size ayetlerimizi anlatan ve bu gününüzün geleceğini haber veren peygamberler gelmedi mi?" Onlar: "Ey Rabbimiz, biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz." diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kendi aleyhlerine kafir olduklarına şahitlik ettiler.

DİYANET MEALİ
ENAM 130. Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi anlatan ve bu günle karsılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi! Derler ki: "Kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
ENAM 130 "Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" "Kendi aleyhimize şâhidiz." dediler. Dünyâ hayâtı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şâhidlik ettiler.


AHKAF SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
AHKAF 29. Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Onu dinlemeye hazır hale geldiklerinede: "Susup dinleyin!" dediler. Dinleme bitirilince de uyarıcılar olarak kendi toplumlarına döndüler.
AHKAF 30. DEDİLER Kİ: "EY TOPLUMUMUZ! BİZ; MÛSA'DAN SONRA İNDİRİLEN, KENDİNDEN ÖNCEKİNİ DOĞRULAYAN, HAKKA VE DOSDOĞRU YOLA İLETEN BİR KİTAP DİNLEDİK."
AHKAF 31. "Ey toplumumuz! Allah'ın davetçisine uyun, ona iman edin ki Allah, günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıklı bir azaptan korusun!"

ELMALILI HAMDİ YAZIR
AHKAF 29-Bir de şu vakti anlat, hani cinlerden bir takımını Kur'an dinlemek üzere sana göndermiştik. Onu dinlemeye geldiklerinde: "Susun, dinleyin!" dediler. (Dinleme) bitirilince de dönüp uyarmak üzere kavimlerine gittiler.
AHKAF 30-VE DEDİLER Kİ: "EY KAVMİMİZ, HABERİNİZ OLSUN Kİ, BİZ MUSA'DAN SONRA İNDİRİLMİŞ ÖNÜNDEKİ KİTAPLARI DOĞRULAYIP GERÇEĞİ VE DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR KİTAP DİNLEDİK.
AHKAF 31-Ey kavmimiz, Allah' ın davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, bazı günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun!"

DİYANET MEALİ
AHKAF 29. Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Kur'an'ı dinlemeye hazır olunca (birbirlerine) "Susun" demişler, Kur'an'ın okunması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi.
AHKAF 30. EY KAVMİMİZ! DEDİLER, DOĞRUSU BİZ MUSA'DAN SONRA İNDİRİLEN, KENDİNDEN ÖNCEKİNİ DOĞRULAYAN, HAKKA VE DOĞRU YOLA İLETEN BİR KİTAP DİNLEDİK.
AHKAF 31. Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarınızı kısmen bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
AHKAF 29 Bir zaman, cinlerden bir topluluğu Kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde (birbirlerine): "Susun, (dinleyin)" dediler. (Okuma) Bitirilince de uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler:
AHKAF 30 "EY KAVMİMİZ, DEDİLER, BİZ MÛSÂ'DAN SONRA İNDİRİLEN, KENDİNDEN ÖNCEKİNİ DOĞRULAYAN, GERÇEĞE VE DOĞRU YOLA GÖTÜREN BİR KİTAP DİNLEDİK."
AHKAF 31 "Ey kavmimiz, Allâh'ın da'vetçisine uyun ve O'na inanın ki (Allâh) günâhlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi, acı azâbdan korusun."

BUNDAN SONRAKİ BÖLÜM
YÜCE PEYGAMBERİMİZE ÖZEL
ismail uysal özden özgür
 

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 10--yüce peygamberimize özel

Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 10--yüce peygamberimize özel

YÜCE PEYGAMBERİMİZE ÖZEL


BİRİNCİ BÖLÜM


YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
KALEM 2. Ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,
KALEM 4. VE GERÇEKTEN SEN, ÇOK BÜYÜK BİR AHLAK ÜZERİNDESİN.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
KALEM 2-sen Rabbinin nimeti sayesinde, deli değilsin.
KALEM 4-VE HERHALDE SEN, PEK BÜYÜK BİR AHLAK ÜZERİNDESİN.

DİYANET MEALİ
KALEM 2.Sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun degilsin.
KALEM 4. VE SEN ELBETTE YÜCE BİR AHLÂK ÜZERESİN.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
KALEM 2 Sen, Rabbinin ni'metiyle cinlenmiş (deli) değilsin.
KALEM 4 VE SEN, BÜYÜK BİR AHLÂK ÜZERİNDESİN.



CİN SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
CİNN 27. Seçtiği bir elçi müstesna. Çünkü O, resulünün önünden ve arkasından gözetleyiciler yürütür.
CİNN 28. Ki onların, Rablerinin elçiliklerini hedefine tam ulaştırdıklarını bilsin. Allah, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
CİNN 27-Seçtiği bir elçiden başka; çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler dizer.
CİNN 28-Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla ulaştırmış olduklarını, onlarda bulunan her şeyi kuşattığını ve herşeyi bir bir saymış olduğunu bilsin diye.

DİYANET MEALİ
CİNN 27. Ancak, (bildirmeyi) dilediği peygamber bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar,
CİNN 28. Ki böylece onların (peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır (kaydetmiştir).

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
CİNN 27 Ancak râzı olduğu elçiye gösterir. Çünkü O, elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler (koruyucular) koyar.
CİNN 28 (Böyle yapar) Ki onların, Rablerinin kendilerine verdiği mesajları duyurduklarını bilsin. Allâh, onlarda bulunan herşeyi (bilgisiyle) kuşatmıştır ve herşeyi bir bir saymış(hesabetmiş)tir.


FURKAN SURESİ


YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
FURKAN 20. Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir.
FURKAN 56. Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
FURKAN 20-Biz, senden önce de peygamberleri başka türlü göndermedik, kuşkusuz onlar da yemek yiyorlar ve çarşılarda yürüyorlardı. Bir de kiminizi kiminize bir imtihan aracı yaptık ki, bakalım sabredecek misiniz? Rabbin, herşeyi hakkıyla görendir.
FURKAN 56-Halbuki seni ancak bir müjdeci ve uyancı olarak gönderdik

DİYANET MEALİ
FURKAN 20. (Resulüm!) Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı. (Ey insanlar!) Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan (vesilesi) kıldık; (bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.
FURKAN 56. (Resulüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
FURKAN 20 Senden önce gönderdiğimiz bütün elçiler de yemek yerler, çarşılarda gezerlerdi. Biz sizi birbiriniz için bir sınav yaptık. (Sizin bir kısmınızı, diğer bir kısmınızla denemekteyiz ki bakalım) sabrediyor musunuz? Rabbin, (herşeyi) görendir.
FURKAN 56 Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.


MERYEM SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
MERYEM 97. Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
MERYEM 97-Biz, o Kur'an'ı sadece onunla takva sahiplerini müjdelemen ve inat edenleri de korkutman için senin dilinle kolaylaştırdık.

DİYANET MEALİ
MERYEM 97. (Resulüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
MERYEM 97 Biz o(Kur'â)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın.


TAHA SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
TAHA 99. İşte böylece, geçip gitmişlerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Biz sana katımızdan da bir Zikir verimişizdir.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
TAHA 99-Ya Muhammed, işte sana böyle geçmişin önemli haberlerinden kıssa anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana tarafımızdan bir zikir verdik.

DİYANET MEALİ
TAHA 99. (Resulüm!) İste böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir verdik.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
TAHA 99 Böylece sana geçmişlerin haberlerinden bir miktar anlatıyoruz. Gerçekten sana katımızdan bir Zikir (geçmiş olaylardan bir anı) verdik.


ŞUARA SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
ŞUARA 2. İşte sana gerçeği apaçık gösteren Kitap'ın ayetleri...
ŞUARA 3. Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
ŞUARA 2-Bunlar sana o apaçık Kitab'ın ayetleridir!
ŞUARA 3-Onlar iman etmeyecekler diye, neredeyse sen kendine kıyacaksın.

DİYANET MEALİ
ŞUARA 2. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.
ŞUARA 3. (Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
ŞUARA 2 Şunlar o apaçık Kitabın ayetleridir.
ŞUARA 3 Herhalde sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin!

NEML SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
NEML 6. Emin ol ki, sen bu Kur'an'a Hakîm ve Alîm bir kudret tarafından muhatap kılınıyorsun.
NEML 91. "Ben sadece, bu beldenin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Orayı saygıya layık kılmıştır O. Her şey O'nundur. Ben, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan olmakla emrolundum."
NEML 92. "VE KUR'AN OKUMAKLA EMROLUNDUM. Artık kim yola gelirse kendi nefsi için gelir. Sapmışa gelince, böylesine de ki: 'Ben uyarıcılardan biriyim. Hepsi bu!"
NEML 93. Ve şöyle yakar: "Hamt olsun Allah'a! O size ayetlerini gösterecek de siz onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir."


ELMALILI HAMDİ YAZIR
NEML 6-Ve gerçekten sen bu Kur'an'a bilgisinin nihayeti olmayan bir hikmet sahibi tarafından erdiriliyorsun.
NEML 91-Ben, yalnızca bu beldenin, onu saygın kılan ve herşey de kendilerinin olan Rabbine ibadet etmekle emrolundum. Ve yine halis müslümanlardan olmamla emrolundum.
NEML 92-BİR DE KURAN OKUYAYIM DİYE EMROLUNDUM. Her kim doğru yolu kabul ederse, yalnızca kendi yararına kabul etmiş olur. Kim de sapa giderse de ki: "Ben, yalnızca tehlikeyi haber verenlerdenim."
NEML 93-ve de ki: "Hamdolsun Allah'a; 0, size ayetlerini gösterecek de onları tanıyacaksınız. Rabbin ne yapacağınızdan gaflette değildir."


DİYANET MEALİ
NEML 6. (Resulüm!) Şüphesiz ki bu Kur'an, hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından sana verilmektedir.
NEML 91. (De ki:) Ben ancak, bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine -ki O burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum. Her şey de zaten O'na aittir. Bana Müslümanlardan olmam " emredildi.
NEML 92. "VE KUR'AN'I OKUMAM (EMREDİLDİ). Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.
NEML 93. Ve şöyle de: Hamd Allah'a mahsustur. O, ayetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız (ama artık faydası olmayacaktır). Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
NEML 6 (Ey Muhammed) Sana bu Kur'ân, hüküm ve hikmet sâhibi, (herşeyi) bilen (Allâh) katından verilmektedir.
NEML 91 (De ki): "Ben sadece bu kentin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. O, burayı saygıdeğer kıldı ve her şey O'nundur. Ve bana müslümanlardan olmam emredildi."
NEML 92 "VE KUR'ÂN OKUMAM (EMREDİLDİ)." "İmdi kim yola gelirse kendi yararına yola gelmiş olur ve kim saparsa, de ki: "Ben ancak uyarıcılardanım."
NEML 93 Ve de ki: "Allah'a hamdolsun, O size âyetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız." Rabbin, yaptıklarınızdan gâfil değildir.


KASAS SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
KASAS 44 . Biz Mûsa'ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin.
KASAS 45. Ancak biz, birçok nesil oluşturduk da bunlar üzerinden ömürler akıp gitti. Sen Medyen halkı içinde oturarak onlara ayetlerimizi okuyor değildin. Biz, peygamberler gönderiyoruz, hepsi bu.
KASAS 46. Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.
KASAS 56. Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir.
KASAS 86. Sen bu Kitap'ın sana indirileceğini ummuyordun; Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O halde küfre sapanlara sakın destekçi olma.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
KASAS 44-Musa'ya o emri vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun, olayı görenlerden de değildin.
KASAS 45-Fakat Biz, birçok nesiller yarattık, ömürleri de uzun oldu. Sen Medyen halkı arasında ikamet ederek ayetlerimizi onlardan okuyup öğrenmedin; fakat peygamberlik verip gönderen Biz olduk.
KASAS 46-Yine Biz seslendiğimiz zaman da sen Tur'un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; ola ki, düşünüp ibret alırlar.
KASAS 56-Doğrusu sen, sevdiğini doğru yola iletemezsin; fakat Allah dilediğini doğru yola iletir ve doğru yola erecekleri o daha iyi bilir.
KASAS 86-Sen, sana kitap indirileceğini ümit etmiyordun; fakat Rabbinden bir rahmettir o. O halde sakın kafirlere arka çıkma!

DİYANET MEALİ
KASAS 44. (Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.
KASAS 45. Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, ayetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.
KASAS 46. (Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.
KASAS 56. (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.
KASAS 86. Sen, bu Kitab’ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak gelmiş) tir. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
KASAS 44 Mûsâ'ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Mukaddes Vâdinin) batı tarafında değildin, (o hâdiseyi) görenlerden de değildin.
KASAS 45 Fakat biz (Mûsâ'dan sonra) birçok nesiller yarattık da onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen Medyen halkı arasında oturmuş değildin ki (orada olanları görüp öğrenesin de) âyetlerimizi bunlara okuyasın. (Bu, bir yerden görme, öğrenme ile değildir, fakat) Biz seni elçi olarak gönderdik (ve bu olayları sana vahyettik).
KASAS 46 (Mûsâ'ya) ünlediğimiz zaman sen Tûr'un yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik) ki senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.
KASAS 56 (Ey Muhammed), sen, sevdiğini doğru yola iletemezsin, fakat Allâh, dilediğini doğru yola iletir. O, yola gelecek olanları daha iyi bilir.
KASAS 86 Sen, o Kitabın, senin kalbine bırakılacağını ummazdın. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (Kitap senin kalbine bırakıldı). O halde kâfirlere arka olma.

devam edecek
ismail uysal özden özgür
 

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 11--yüce peygamberimize özel İKİNCİ BÖLÜM

Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 11--yüce peygamberimize özel İKİNCİ BÖLÜM

İKİNCİ BÖLÜM

İSRA SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
İSRA 45. Kur'an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz.
İSRA 46. Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar.
İSRA 54. Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size rahmet eder, dilerse size azap eder. Biz seni onlar üzerine vekil göndermedik.
İSRA 78. GÜNEŞİN KAYMASINDAN/AŞAĞI SARKMASINDAN, GECENİN KARARMASINA KADAR NAMAZI KIL. SABAH KUR'AN'INI DA GÖZET. ÇÜNKÜ SABAH KUR'AN'I TANIKLARCA İZLENMEKTEDİR.
İSRA 79. Sana özgü bir davranış olarak, gecenin bir kısmında, o Kur'an'la meşgul olmak üzere uyanık ol/uykudan uyan. Böylece Rabbinin seni övgüye layık bir konuma ulaştırması umulur.
İSRA 80. Şöyle yakar: "Rabbim! Beni, gireceğim yere doğruluk-dürüstlükle sok, çıkacağım yerden doğruluk-dürüstlükle çıkar. Katından bana yardımcı bir güç/kanıt ver."
İSRA 87. Ancak, Rabbinden bir rahmet müstesna. Kuşkusuz, O'nun sana lütfu pek büyüktür.
İSRA 93. "Yahut altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir. BEN, İNSAN BİR RESULDEN BAŞKA NEYİM Kİ?"
İSRA 94. Kendilerine hak kılavuzcusu geldiğinde, insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka bir şey engel olmadı: "Allah, bir insan mı resul gönderdi?"
İSRA 105. Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
İSRA 106. Onu, bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
İSRA 45-Bir de sen Kur'an'ı okuduğun zaman Biz seninle ahirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz.
İSRA 46-Ve kalplerinin üzerine onu iyi anlamalarına engel kabuklar geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kuran'da tek olarak andığın vakitte ürkerek arkalarım döner giderler.
İSRA 54-Rabbiniz sizi daha iyi bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse azap eder. Seni de onların üzerlerine vekil göndermedik.
İSRA 78-GÜNEŞİN KAYMASINDAN, GECENİN KARARMASINA KADAR NAMAZI GÜZEL KIL; BİR DE KIRAATIYLE SEÇKİN OLAN SABAH NAMAZINI; ÇÜNKÜ SABAH KUR'AN'I GERÇEKTEN ŞAHİTLİDİR.
İSRA 79-Gecenin bir bölümünde de sana mahsus fazla bir namaz olarak uykudan kalk. Kur'an ile teheccüd kıl; yakındır ki Rabbin seni övgüye değer bir makama ulaştıra.
İSRA 80-De ki: "Rabbim, gireceğim yere doğrulukla girmemi sağla, çıkacağım yerden de doğrululukla çıkmamı nasip et ve benim için kendi katından yardım edici bir kuvvet ver."
İSRA 87-Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (vahyettiklerimi ortadan kaldırma işini) yapmadık. Gerçekten O'nun sana olan lütfü çok büyüktür.
İSRA 93-veyahut altından bir evin olsun ya da gökyüzüne çıkasın; ona çıktığına da asla inanmayız; ta ki bize okuyacağımız bir mektup indiresin!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir, BEN SADECE BEŞER OLAN BİR PEYGAMBERİM."
İSRA 94-Kendilerine doğru yolu gösteren rehber geldiğinde insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: "Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?"
İSRA 105-Bunu (Kur'an'ı) gerçeğin ifadesi olarak indirdik, o da gerçek bir şekilde indi. Seni ancak sevabımızın müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik.
İSRA 106-Hem onu bir Kur'an olarak ayet ayet ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın, hem de gerektikçe parça parça indirdik.

DİYANET MEALİ
İSRA 45. Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahrete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.
İSRA 46. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kuran’da Rabbinin birliğini yâdettiginde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.
İSRA 54. Rabbiniz, sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder; dilerse sizi cezalandırır. Biz, seni onların üstüne bir vekil olarak göndermedik.
İSRA 78. GÜNDÜZÜN GÜNEŞ DÖNÜP GECENİN KARANLIĞI BASTIRINCAYA KADAR (BELLİ VAKİTLERDE) NAMAZ KIL; BİR DE SABAH NAMAZINI. ÇÜNKÜ SABAH NAMAZI ŞAHİTLİDİR.
İSRA 79. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kil. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.
İSRA 80. Ve söyle niyaz et: Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Bana tarafından, hakkıyla yârdim edici bir kuvvet ver.
İSRA 87. Ancak Rabbinin rahmeti (sayesinde Kur'an baki kalmıştır). Çünkü O'nun sana lütufkârlığı çok büyüktür.
İSRA 93. "Yahut da altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece (göğe) çıktığına da asla inanmayız." De ki: Rabbimi tenzih ederim. BEN, SADECE BEŞER BİR ELÇİYİM.
İSRA 94. Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?" demeleri engellemiştir.
İSRA 105. Biz Kur'an'ı hak olarak indirdik; o da hakkı getirdi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
İSRA 106. Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (ayet ayet, sûre sûre) ayırdık ve onu peyderpey indirdik.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
İSRA 45 Kur'ân okuduğun zaman seninle, âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.
İSRA 46Kalblerine onu anlamalarına engel olacak- kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur'ân'da yalnız Rabbini andığın zaman (tek Tanrı inancından hoşlanmadıkları için) arkalarına dönüp kaçarlar.
İSRA 54 Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size acır, dilerse size azâbeder. Biz seni, onların üzerine vekil göndermedik.
İSRA 78 GÜNEŞİN SARKMASINDAN (AŞAĞI KAYMASINDAN) GECENİN KARARMASINA (YATSI VAKTİNE) KADAR NAMAZ KIL VE SABAHIN KUR'ÂN'IN(I, UZUNCA KUR'ÂN OKUNAN SABAH NAMAZINI) DA (UNUTMA). ÇÜNKÜ SABAH KUR'ÂN (OKUMASI) GÖRÜLECEK ŞEYDİR.
İSRA 79 Ayrıca sana özgü olarak gecenin bir kısmında da Kur'ân oku(yup namaz kıl)mak üzere uyan! Rabbinin seni güzel bir makama ulaştırması umulur.
İSRA 80 De ki: "Rabbim, beni doğruluk girdirişiyle girdir ve beni doğruluk çıkarışıyla çıkar. Bana katından yardımcı bir güç ver."
İSRA 87 Ancak Rabbin sana acıyarak âyetlerini geri almamaktadır. Çünkü O'nun sana olan lutfu cidden büyüktür.
İSRA 93 "Yahut altundan bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Ama, sen üzerimize, okuyacağımız bir Kitap indirmedikçe senin sadece göğe çıkmana da inanmayız!" De ki: "Rabbimin şânı yücedir. (Böyle şeyleri yapmak benim işim değildir). BEN, SADECE ELÇİ (OLARAK GÖNDERİL)EN BİR İNSAN DEĞİL MİYİM?"
İSRA 94 Zâten kendilerine hidâyet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allâh, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir.
İSRA 105 Biz o(Kur'â)nı hak olarak indirdik ve o, hak ile inmiştir. Seni de ancak bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
İSRA 106 Onu, insanlara ağır ağır okuman için, okuma parçalarına ayırdık ve onu azar azar indirdik.

YUNUS SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
YUNUS 2. "İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: "Bu adam açık bir büyücüdür." dediler.
YUNUS 15. Ayetlerimiz onlara açık-seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: "Bundan başka bir Kur'an getir yahut bunu değiştir." De ki "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim."
YUNUS 20. Şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Gayb, Allah'ın tekelinde. Hadi bekleyin; sizinle birlikte ben de bekleyenlerdenim."
YUNUS 49. De ki: "Ben kendime bile Allah'ın istediği dışında bir zarar verme yahut yarar sağlama gücünde değilim. Her ümmetin bir eceli var. Ecelleri geldiğinde bir saat geri de kalamazlar, ileri de gidemezler."
YUNUS 94. Şayet sen, sana indirdiğimizden kuşkulanmakta isen, senden önce Kitap'ı okuyanlara sor. Yemin olsun, hak sana Rabbinden gelmiştir. O halde, sakın kuşkulananlardan olma!
YUNUS 95. Ve sakın ayetlerimizi yalanlayanlardan olma, yoksa hüsrana düşenlerden olursun.
YUNUS 99. Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!
YUNUS 100. Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. ALLAH, PİSLİĞİ, AKLINI KULLANMAYANLAR ÜZERİNE BIRAKIR.
YUNUS 101. De ki: "Göklerde ve yerde neler var/neler oluyor, bir bakın!" O ayetler ve uyarılar iman etmeyen bir toplumun hiçbir işine yaramaz.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
YUNUS 2-İnsanlar için, içlerinden bir ere: "Bütün insanları uyar ve iman edenleri müjdele; kendileri için Rablerinin katında yüce bir mertebe var!" diye vahyedişimiz hiç duyulmadık şaşılacak birşey mi oldu ki, kafirler: "Kesinlikle bu bir sihirbazdır!" dediler.
YUNUS 15-Böyle iken ayetlerimiz birer açık delil olarak karşılarında okunduğu zaman Bize kavuşmayı arzu etmeyenler: "Bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir!" dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir! Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Rabbime isyan edersem şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım."
YUNUS 20-Bir de: "Ona Rabbinden bambaşka bir mucize indirilse ya!" diyorlar. Sen de de ki: "Gayb ancak Allah'a aittir! Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!"
YUNUS 48.49- "Ne zamandır bu va'dedilen (azap); eğer doğru söylüyorsanız?" diyorlar. De ki: "Ben Allah'ın dilediğinin dışında kendi kendime ne bir yarar, ne de bir zarara malikim!" Her ümmetin bir eceli vardır; ecelleri gelince artık bir an geride kalamazlar, ileri de gidemezler.
YUNUS 94-Şimdi şu sana indirdiğimiz şeylerde faraza şüphe edecek olursan, senden önce kitap okuyanlara sor! Andolsun ki, sana Rabbinden gerçek geldi, sakın şüphe edenlerden olma!
YUNUS 95-Ve sakın Allah'ın ayetlerini inkar edenlerden olma ki, hüsrana düşenlerden olmayasın!
YUNUS 99-Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mü'min olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?
YUNUS 100-Allah'ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. AKILLARINI GÜZELCE KULLANMAYANLARI ALLAH PİSLİK İÇİNDE BIRAKIR!
YUNUS 101-De ki: "Bir bakın neler var göklerde ve yerde! Fakat o deliller, o uyarılar iman etmeyecek bir kavme ne fayda sağlar ki!

DİYANET MEALİ
YUNUS 2. İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında onlar için yüksek bir doğruluk makamı olduğunu müjdele, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kâfirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler?
YUNUS 15. Onlara ayetlerimiz açık açık okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler: Ya bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir! dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, bana vahyolunandan başkasına uymam. Çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım.
YUNUS 20. Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir mucize indirilse ya! diyorlar. De ki: Gayb ancak Allah’ındır. Bekleyin (bakalım) ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
YUNUS 49. De ki: "Ben kendime bile Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.
YUNUS 94. (Resulüm!) Eğer sana indirdiğimizden (bu anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitab’ı (Tevrat’ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma!
YUNUS 95. Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardan da olma, sonra ziyana uğrayanlardan olursun.
YUNUS 99. (Resulüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?
YUNUS 100. Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, AKILLARINI KULLANMAYANLARI MURDAR (İNKÂRCI) KILAR.
YUNUS 101. De ki: "Göklerde ve yerde neler var, bakın (da ibret alın!)" Fakat inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar fayda sağlamaz.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
YUNUS 2 İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve inananlara, Rableri katında kendileri için bir doğruluk kademesi bulunduğunu müjdele!" diye vahyettiğimiz, insanlara tuhaf mı geldi? kâfirler: "Bu, apaçık bir büyücüdür." dediler.
YUNUS 15 Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman, bizimle buluşmayı ummayanlar: "Bundan başka bir Kur'ân getir veya bunu değiştir." derler. De ki: "Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben sadece bana vahyolunana uyarım. Şâyet ben Rabbime karşı gelirsem, büyük bir günün azâbından korkarım."
YUNUS 20 "Ona Rabbinden bir mu'cize indirilmeli değil mi?" diyorlar. De ki: "Gayb Allâh'ındır (görülmeyeni bilen O'dur). Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim."
YUNUS 49 De ki: "Ben kendime dahi, Allâh'ın dilediğinden başka, ne zarar, ne de yarar verme gücüne sâhip değilim. Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de ileri giderler."
YUNUS 94 Eğer sen, sana indirdiğimizden kuşkuda isen, senden önce Kitabı okuyanlara sor. Andolsun, sana Rabbinden hak geldi, sakın kuşkulananlardan olma!
YUNUS 95 Ve sakın Allâh'ın âyetlerini yalanlayanlardan olma, yoksa ziyana uğrayanlardan olursun.
YUNUS 99 Rabbin isteseydi, yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanırdı. O halde sen mi insanları inanmaları için zorlayacaksın?
YUNUS 100 Allâh'ın izni olmadan hiç kimse inanmaz VE (ALLÂH) PİSLİĞİ (HUZURSUZLUĞU, AZÂBI), AKILLARINI KULLANMAYANLARIN ÜZERİNE KOR.
YUNUS 101 "Göklerde ve yerde olanlara bakın!" de; ama o âyetler ve uyarılar, inanmayacak bir kavme yarar sağlamaz.

devam edecek
ismail uysal özden özgür
 

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 12--yüce peygamberimize özel ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 12--yüce peygamberimize özel ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


HUD SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
HUD 2. Ki başkasına değil, yalnız Allah'a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim.
HUD 12. Belki de sen; onlar, "Ona bir hazine indirilseydi, yahut beraberinde bir melek gelseydi ya!" diyorlar diye göğsün sıkışıp daralarak, sana vahyedilmekte olanının bir kısmını terk etmeye kalkarsın. Gerçek olan şu ki, sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şey üzerinde bir Vekîl'dir.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
HUD 2-şöyle ki, Allah'tan başkasına kul olmayın! Ben size O'nun tarafından müjdelemek ve uyarmak için gönderilmiş bir peygamberim!
HUD 12-Şimdi belki de sen, onların: "Ona bir hazine indirilse veya beraberinde bir melek gelse ya!" demeleri yüzünden için sıkılarak, sana vahyolunanın bir kısmını terkedecek olursun. Fakat sen, ancak bir uyarıcısın. Allah ise herşeye vekildir.

DİYANET MEALİ
HUD 2. (De ki: Bu Kitap) "Allah'tan baskasina ibadet etmemeniz için (indirildi). şüphesiz ki ben, onun tarafindan size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.
HUD 12. Belki de sen (müşriklerin:) "Ona (gökten) bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!" demelerinden ötürü sana vahyolunan ayetlerin bir kısmını (duyurmayı) terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. (İyi bil ki) sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
HUD 2 Tâ ki Allah'tan başkasına tapmayasınız. Ben de, O'ndan size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.
HUD 12 Herhalde sen: "Ona bir hazine indirilmeli veya beraberinde bir melek gelmeli değil miydi?" demelerinden ötürü, sana vahyolunanın bir kısmını bırakacaksın ve bununla göğsün sıkılacak; ama sen sadece bir uyarıcısın (böyle sözlere aldırma), her şeye vekil olan Allah'tır. .



YUSUF SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
YUSUF 2. Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
YUSUF 102. İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar birlikte karar verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.
YUSUF 103. Sen hırslanasıya istesen de, insanların çoğu inanmayacaktır.
YUSUF 104. Sen, bu tebliğin için onlardan bir ücret istemiyorsun. O, bütün âlemler için bir hatırlatmadan başka şey değildir.
YUSUF 109. Senden önce gönderdiklerimiz de kentler halkından kendilerine vahyettiğimiz bazı erlerden başkası değildi. Yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, onlardan öncekilerin akıbeti nce oldu görsünler. Elbette ki âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllarınızı kullanmayacak mısınız?"

ELMALILI HAMDİ YAZIR
YUSUF 2-Biz onu akıl erdirebilesiniz diye. Bir Kur'an olmak üzere Arapça olarak indirdik.
YUSUF 102- İşte bu gayb haberlerindendir ki sana onu vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin.
YUSUF 103-Ve insanların çoğu sen ne kadar çok arzu etsen de mümin değillerdir!
YUSUF 104-Buna karşı onlardan bir ücret de istemiyorsun; O Kur'an bütün alemlere ancak ilahi bir uyarıdır.
YUSUF 109-Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de ancak şehirler halkından kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkeklerdi. Şimdi o yerde dolaşmıyorlar mı? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akibetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya! Elbette ahiret evi korunanlar için daha hayırlıdır. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?

DİYANET MEALİ
YUSUF 2. Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
YUSUF 102. İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
YUSUF 103. Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.
YUSUF 104. Halbuki sen bunun için (peygamberlik görevini îfa için) onlardan bir ücret istemiyorsun. Kur'an, âlemler için ancak bir öğüttür.
YUSUF 109. Senden önce de, şehirler halkından kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber göndermedik. (Kâfirler) yeryüzünde hiç gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler! Sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
YUSUF 2 Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik ki anlayasınız.
YUSUF 102 (Ey Muhammed) bu (anlatılanlar), sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar kararlarını verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.
YUSUF 103 Ama sen, ne kadar istesen de, yine insanların çoğu inanacak değillerdir.
YUSUF 104 Sen bu(okudukları)na karşılık onlardan bir ücret istemiyorsun. O, sadece bütün âlemler için bir öğüttür.
YUSUF 109 Senden önce de kentler halkından, yalnız kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka, (elçi) göndermedik. Yeryüzünde hiç gezmediler mi ki kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler? Korunanlar için âhiret yurdu daha iyidir. Aklınızı kullanmıyor musunuz?


HİCR SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
HİCR 87. Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.
HİCR 88. Sakın, onlardan bazı çiftlere verdiğimiz nimet ve zevklere gözlerini dikme. Onlar için tasalanma da. Müminler için kanadını indir sen!
HİCR 89. Ve de ki: "Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!"
HİCR 97. Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden senin göğsünün daraldığını biliyoruz.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
HİCR 87-Andolsun ki, sana namazlarda tekrarlanan yedi ayeti = Fatiha'yı ve Yüce Kur'an'ı verdik.
HİCR 88-Sakın, o kafirlerden bir takımlarını zevkyab ettiğimiz şeylere göz atma, onlara karşı üzülme ve müminlere kanadını indir.
HİCR 89-Ve de ki:"Benim o apaçık uyarıcı ben!"
HİCR 97-Andolsun ki, onların sözlerine gerçekten içinin sıkıldığını biliyoruz.

DİYANET MEALİ
HİCR 87. Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve yüce Kur'an'ı verdik.
HİCR 88. Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol.
HİCR 89. De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.
HİCR 97. Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
HİCR 87 Andolsun sana ikililerden yedi ve bu büyük Kur'ân'ı verdik(148).
148 Âyetteki mesânî, mesnâ 'nın çoğulu olabildiği gibi senâ 'dan da gelebilir. Mesnâ nın çoğulu ise âyet: "Sana, ikişerlerden yedi verdik" demektir. Bu yedi şeyin ne olduğu ihtilâflıdır. Bunların, Hz. peygamber'e, Kur'ân'dan ayrı olarak verilen yedi mu'cize olduğu da düşünülebilir. Fakat genellikle kabul edildiğine göre bunlar, Fâtiha'nın yedi âyetidir. Her namazda, bir bütün olan iki rek'atın ikisinde de okunduğu için, Fâtiha'nın âyetleri, ikişerli yedi âyet sıfatını almıştır. Senâ'dan ise mîmli masdarın çoğulu olan mesânî övgüler anlamına gelir. Bununla da yine Fâtiha'ya işâret edildiği kanâati vardır. Fâtiha yedi âyettir. Allah övüldüğü için Fâtiha âyetlerine ": Övgüler" denmiştir.
HİCR 88 Onlardan bazı çiftlere (sınıflara) verdiğimiz dünyâlığa gözlerini dikme ve (sana inanmadıkları için) onlara üzülme. Mü'minlere kanadını indir, (onlara karşı mütevâzi, şefkatli davran).
HİCR 89 Ve: "Ben, ancak ben, apaçık bir uyarıcıyım!" de.
HİCR 97 Andolsun onların söylediklerine senin göğsünün daraldığını (canının sıkıldığını) biliyoruz.



ENAM SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
ENAM 8. Şunu da söylediler: "Bu peygambere bir melek indirilseydi ya!" Eğer böyle bir melek indirmiş olsaydık iş mutlaka bitirilmiş olurdu da kendilerine göz bile açtırılmazdı.
ENAM 9. Eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık.
ENAM 50. Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"
ENAM 51. Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların O'ndan başka ne bir dostu vardır ne de şefaatçısı.
ENAM 52. Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.
ENAM 66. O, hak olduğu halde senin toplumun onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim."
ENAM 68. Ayetlerimiz hakkında lakırdıya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze dalıncaya değin onlardan yüz çevir. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra o zalimler topluluğu ile oturma.
ENAM 107. Allah dileseydi, şirke batmazlardı. Biz seni onlar üzerine bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin.
ENAM 112. İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar;
ENAM 161. De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o."
ENAM 162. De ki: "Benim namazım, kulluğum/bağışım, hayatım, ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir."
ENAM 163. "Ortağı yoktur O'nun. Bununla emrolundum ben. Ve Müslümanların ilkiyim ben."

ELMALILI HAMDİ YAZIR
ENAM 8-Bir de "Şuna bir melek indirilse de görsek?" diyorlar. Eğer öyle bir melek indirseydik muhakkak iş bitirilmiş olur, kendilerine bir an bile göz açtırılmazdı!
ENAM 9-Kendisini bir melek de yapsaydık, yine onu bir erkek kılacak ve onları yine düştükleri şüpheye düşürecektik.
ENAM 50-De ki: "Ben size "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum; gaybı da bilmem, size "Ben meleğim." de demiyorum; ben ancak bana verilen vahye uyarım." De ki: "Kör ile gören bir olur mu? Artık biraz düşünmez misiniz?
ENAM 51-Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Öyleki, kendileri için O'nun huzurunda ne bir dost ne de bir şefaatçı vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar.
ENAM 52-Rablerinin rızasını isteyerek, sabah-akşam O'na dua edenleri yanından kovayım deme! Sen onların hesabından sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değildirler ki, biçareleri kovup da zalimlerden olasın.
ENAM 66-Bu böyle gerçek iken, kavmin bu (Kur'an)'a yalan dediler. De ki: "Ben sizin vekiliniz değilim."
ENAM 68-Ayetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün vakit, kendilerinden yüz çevir, ta ki başka bir söze dalsınlar. Eğer şeytan bunu sana bir an unutturursa, hatırına geldiği gibi hemen kalk, o zalimler topluluğu ile beraber olma!
ENAM 107-Allah dileseydi onlar Allah'a ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine gözcü göndermedik, sen onlara vekil de değilsin!
ENAM 112-Böylece Biz, her peygambere insanların ve cinlerin şeytanlarını düşman etmişizdir; bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Eğer Rabbin dileseydi bunları yapmazlardı. O halde onları iftiraları ile başbaşa bırak!
ENAM 161-De ki: "Beni Rabbim, şüphesiz dosdoğru bir yola, gerçek ve daima ayakta olan bir dine, başka dinlerden sıyrılıp yalnız hakka yönelen İbrahim'in tertemiz dinine iletti. O, hiçbir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı.
ENAM 162-De ki: "Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm kesinlikle hep o alemlerin Rabbı olan Allah içindir.
ENAM 163-O'nun hiçbir ortağı yoktur. Ben, bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim."

DİYANET MEALİ
ENAM 8. Muhammed'e (görebileceğimiz) bir melek indirilseydi ya! dediler. Eğer biz öyle bir melek indirseydik elbette iş bitirilmiş olur, artık kendilerine göz bile açtırılmazdı.
ENAM 9. Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan suretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.
ENAM 50. De ki: Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaibi da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
ENAM 51. Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları onunla (Kur'an ile) uyar. Onlar için Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir aracı vardır; belki sakınırlar.
ENAM 52. Rablerinin rızasını isteyerek sabah aksam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup ta zalimlerden olasın!
ENAM 66. Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
ENAM 68. Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma.
ENAM 107. Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.
ENAM 112. Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artik onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak.
ENAM 161. De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.
ENAM 162. De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.
ENAM 163. O'nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben Müslümanların ilkiyim.

DEVAM EDECEK
ismail uysal özden özgür
 

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 13--yüce peygamberimize özel DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 13--yüce peygamberimize özel DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
ENAM 8 "O'na bir melek indirilmeli değil miydi?" dediler. Eğer bir melek indirseydik, iş bitirilmiş olurdu, artık kendilerine hiç göz açtırılmazdı.
ENAM 9 Eğer O(Hak Elçisi)ni melek yapsaydık, yine bir adam (şeklinde) yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.
ENAM 50 De ki: "Ben size, Allâh'ın hazineleri yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmem. Size 'Ben meleğim' de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Körle, gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?"
ENAM 51 Rablerin(in huzûru)na toplanacakların(a inanıp bu durum)dan korkanları onunla uyar ki; kendilerinin, O'ndan başka ne dostları, ne de destekçileri yoktur. (Onları uyar), belki korunurlar.
ENAM 52 Sabah akşam Rablerinin rızâsını isteyerek, O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluk yok ki, onları kovup da zâlimlerden olasın!
ENAM 66 O, gerçek iken kavmin onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim!"
ENAM 68 Âyetlerimiz hakkında (münasebetsizliğe) dalanları gördüğün zaman, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir; eğer şeytân sana (bunu) unutturursa hatırladıktan sonra (hemen kalk), o zâlimler topluluğuyla beraber oturma!
ENAM 107 Allâh isteseydi, ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!
ENAM 112 Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle başbaşa bırak.
ENAM 161 De ki: "Rabbim beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allâh'ı birleyen İbrâhim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi."
ENAM 162 De ki: "Benim namazım, ibâdetim, hayâtım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allâh içindir."
ENAM 163 "O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim."


SAFFAT SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
SAFFAT 37. Hayır, öyle değil! O, hakkı getirmişti. Diğer peygamberleri de tasdik etmişti.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
SAFFAT 37-Hayır, o hak ile geldi ve bütün peygamberleri doğruladı.

DİYANET MEALİ
SAFFAT 37. Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
SAFFAT 37 "Hayır, o (ne şâirdi, ne mecnun. O) gerçeği getirmiş ve elçileri de doğrulamıştı."


SEBE SURESİ


YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
SEBE 28. Biz seni, bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik, başka değil! Ama insanların çokları bilmiyorlar.
SEBE 29. Diyorlar: "Doğru sözlülerseniz, bu tehdit ne zaman?"
SEBE 30. De ki: "Size bir gün vaat edilmiştir; ondan ne bir saat geri kalabirsiniz ne de ileri geçebilirsiniz."
SEBE 35. Şunu da söylemişlerdir: "Biz, malca da evlatça da çoğuz. Azaba uğratılacak olanlar, bizler değiliz."
SEBE 36. De ki: "Rabbim, dilediğine rızkı genişletip açar, dilediğine ölçülü verir/kısar. Fakat insanların çokları bilmiyorlar."
SEBE 37. Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler.
SEBE 39. De ki: "Rabbim, kullarından dilediğine rızkı bolca-genişçe verir, dilediğine de kısarak verir. Bir şey infak ederseniz O, onun yerine başka bir şey lütfeder. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O.
SEBE 46. De ki: "Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!" Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil.
SEBE 47. De ki: "Ben sizden herhangi bir ücret istemedim; o sizin olsun. Benim ödülüm yalnız Allah'tandır. Ve O, her şey üzerinde bir Şehîd, gerçek bir tanık..."
SEBE 48. De ki: "Benim Rabbim, gerçeği ortaya koyar. Gaybları en iyi bilen O'dur."
SEBE 49. De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez."
SEBE 50. De ki: "Eğer saparsam, öz benliğim aleyhine saparım. Doğruyu ve güzeli
bulursam bu, Rabbimin bana vahyettiği

ELMALILI HAMDİ YAZIR

SEBE 28-Seni de ancak bütün insanları içeren bir elçilikle rahmetimizin müjdecisi, azabımızın habercisi olarak gönderdik, başka değil! Fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 29-Ve: "Eğer doğru söylüyorsanız, ne zaman bu va'd?" diyorlar.
SEBE 30-De ki: "Size va'd edilen bir gündür ki. ondan bir saat geri de kalamazsınız, ileri de geçemezsiniz."
SEBE 35-Ve dediler ki : "Biz malca da daha çoğuz, evlatça da ve bize azap edilmez."
SEBE 36-De ki: "Rabbim, rızkı dilediğine döşer (bol verir), dilediğine de sıkar (kısar); fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 37-Oysa sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evladlarınızdır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar, var ya, işte onların yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükafat vardır ve onlar, cennet köşklerinde güvenlik içindedirler.
SEBE 39-De ki: "Gerçekten Rabbim, rızkı kullarından dilediği kimseye hem bol verir, hem kısar. Hayır için her neyi harcarsanız, O, onun yerini doldurur. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
SEBE 46-De ki : "Size sadece bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer, üçer ve teker teker kalkarsınız sonra da iyi düşünürsünüz; arkadaşınızda delilikten eser yoktur. O, yalnız şiddetli bir azabın önünde sizi sakındıracak bir peygamberdir."
SEBE 47-De ki: "Ben, sizden herhangi bir ücret istersem, o sizin olsun. Benim mükafatım ancak Allah'a aittir ve Allah, herşeye şahittir."
SEBE 48-De ki : "Gerçekten Rabbim, hakkı fırlatır (dilediğinin kalbine indirir.) O, gaybları hakkıyla bilendir."
SEBE 49-De ki: "Hak geldi; artık batılın önü de katmaz sonu da!"
SEBE 50-De ki: "Eğer ben yanılırsam, yalnız kendime kalarak yanılırım ve eğer doğru yolu bulmuşsam bilmeli ki Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Çünkü O, yakındır, işitir, işittirir.

DİYANET MEALİ
SEBE 28. Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
SEBE 29. Eğer sözünüzde doğru iseniz bu vâdettiğiniz (kıyamet) ne zaman kopacak? derler.
SEBE 30. De ki: Size öyle bir gün vâdedilmistir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.
SEBE 35. Ve dediler ki: Biz malca ve evlâtça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak da değiliz.
SEBE 36. De ki: Rabbim, dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 37. Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.
SEBE 39. De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
SEBE 28 Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 29 Diyorlar ki: "Doğru iseniz bu tehdid(ettiğiniz azâp) ne zaman (olacak)?"
SEBE 30 De ki: "Sizin için belirtilmiş bir gün vardır. Ondan ne bir sâ'at geri kalırsınız, ne de ileri geçebilirsiniz."
SEBE 35 Ve dediler ki: "Biz malca ve evlâdça daha çoğuz, biz azâba uğratılacak değiliz."
SEBE 36 De ki: "Rabbim dilediğine rızkı yayar ve (dilediğine) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler, (sanırlar ki mal ve evlâd çokluğu şeref ve büyüklük sebebidir.)"
SEBE 37 Ne mallarınız, ne de evlâdlarınız size katımızda bir yakınlık sağlar. Ancak inanıp faydalı iş yapanlar başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfât vardır ve onlar saraylarda güven (ve huzûr) içindedirler.
SEBE 39 De ki: "Rabbim kullarından dilediğine rızkı yayar ve ona (tekrar rızkı) kısar. Siz Allâh için ne verseniz, Allâh onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
SEBE 46 De ki: "Size bir şeyi öğütleyeyim: 'Allâh için, ikişer ikişer ve teker teker durup düşününüz! Arkadaşınızda delilikten eser yoktur. O, çetin bir azâbın arefesinde sizin için bir uyarıcıdır."
SEBE 47 De ki: "Ben sizden bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Benim ücretim yalnız Allah'a âittir. O her şeye şâhiddir'."
SEBE 48 De ki: "Rabbim gerçeği, (dilediği kulunun kalbine) atar. (O) gaybleri bilendir."
SEBE 49 De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir. (O tamamen yok olup gitmiştir)."
SEBE 50 De ki: "Eğer saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. Eğer yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'ân) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır."


ZÜMER SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
ZÜMER 2.Emin ol, bu Kitap'ı biz sana hak olarak indirdik. O halde, dini yalnız Allah'a özgüleyerek O'na kulluk/ibadet et!
ZÜMER 11.De ki: "Bana, dini yalnız Allah'a özgüleyerek, O'na ibadet/kulluk etmem emredildi."
ZÜMER 12. "Ve bana, müslümanların ilki olmam emredildi."
ZÜMER 13.De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım."
ZÜMER 14.De ki: "Ben, dinimi yalnız kendisine özgüleyerek, Allah'a ibadet ediyorum."
ZÜMER 19.Üzerine azap sözü hak olanı, ateşe dalmış olanı sen mi kurtaracaksın?
ZÜMER 20.Hayır, kurtaramazsın! Rablerinden korkanlara gelince, onlar için üstüste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.
ZÜMER 30.Hiç kuşkusuz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
ZÜMER 65.Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.
ZÜMER 66.Başkasına değil, sadece Allah'a kulluk/ibadet et; şükredenlerden ol!

ELMALILI HAMDİ YAZIR
ZÜMER 2-Emin ol, Biz sana kitabı hakkıyla indirdik. Onun için dini yalnız O'na halis kılarak Allah'a ibadet ve kulluk et!
ZÜMER 11-De ki: "Ben Allah'a dini kendisine halis kılarak ibadet edeyim diye emrolundum.
ZÜMER 12-Ve O'nun birliğine teslim olan müslümanların ilki olayım diye emrolundum"
ZÜMER 13-De ki: "Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım."
ZÜMER 14-De ki: "Ben dinimi O'na has kılarak yalnız Allah'a kulluk ederim,
ZÜMER 19-Ya üzerine azap hükmü sabit olan kimse de mi (böyledir)? Artık o ateşdeki kimseyi sen mi çıkaracaksın?
ZÜMER 20-Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan kat kat yapılmış odalar ve balkonlu köşkler vardır. Bu Allah'ın va'didir. Allah va'dinden dönmez.
ZÜMER 30-Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir.
ZÜMER 65-Andolsun ki, sana da senden öncekilere de: "Yemin ederim ki, eğer (Allah'a) ortak koşarsan bütün çalışman boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun!" diye vahyolundu.
ZÜMER 66-Hayır, onun için yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!

DİYANET MEALİ
ZÜMER 2. (Resulüm!) Şüphesiz ki Kitab’ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.
ZÜMER 11. De ki: Bana, dini Allah'a halis kılarak O'na kulluk etmem emrolundu.
ZÜMER 12. Bana Müslümanların ilki olmam emrolundu.
ZÜMER 13. De ki: Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım.
ZÜMER 14. De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a ibadet ederim.
ZÜMER 19. (Resulüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın!
ZÜMER 20. Fakat Rablerinden sakınanlara, üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah’ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
ZÜMER 30. Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
ZÜMER 65. (Resulüm!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun (bilfarz) Allah'a ortak koşarsan, işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!
ZÜMER 66. Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
ZÜMER 2 Biz bu Kitabı sana hak ile indirdik; sen dini yalnız Allâh'a halis kılarak O'na kulluk et.
ZÜMER 11 De ki: "Bana dini yalnız Allah'a hâlis kılarak, O'na kulluk etmem emredildi."
ZÜMER 12 "Ve bana müslümanların ilki olmam emredildi."
ZÜMER 13 De ki: "Ben, Rabbime isyân edersem, büyük bir günün azâbından korkarım."
ZÜMER 14 De ki: "Ben, dinimi yalnız Allah'a hâlis kılarak O'na kulluk ediyorum."
ZÜMER 19 Üzerine azâb kararı hak olanı mı, sen ateşte bulunanı mı kurtaracaksın?
ZÜMER 20 Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste yapılmış odalar var. Odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu, Allâh'ın va'didir. Allâh va'dinden caymaz.
ZÜMER 30 Sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
ZÜMER 65 Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: "Andolsun, eğer (Allah'a) ortak koşarsan amelin boşa çıkar ve kaybedenlerden olursun!"
ZÜMER 66 Hayır, yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.

DEVAM EDECEK
ismail uysal özden özgür
 

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 14--yüce peygamberimize özel beşinci böl BÖLÜM

Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 14--yüce peygamberimize özel beşinci böl BÖLÜM

BEŞİNCİ BÖLÜM



SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
ENAM 8 "O'na bir melek indirilmeli değil miydi?" dediler. Eğer bir melek indirseydik, iş bitirilmiş olurdu, artık kendilerine hiç göz açtırılmazdı.
ENAM 9 Eğer O(Hak Elçisi)ni melek yapsaydık, yine bir adam (şeklinde) yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.
ENAM 50 De ki: "Ben size, Allâh'ın hazineleri yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmem. Size 'Ben meleğim' de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Körle, gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?"
ENAM 51 Rablerin(in huzûru)na toplanacakların(a inanıp bu durum)dan korkanları onunla uyar ki; kendilerinin, O'ndan başka ne dostları, ne de destekçileri yoktur. (Onları uyar), belki korunurlar.
ENAM 52 Sabah akşam Rablerinin rızâsını isteyerek, O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluk yok ki, onları kovup da zâlimlerden olasın!
ENAM 66 O, gerçek iken kavmin onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim!"
ENAM 68 Âyetlerimiz hakkında (münasebetsizliğe) dalanları gördüğün zaman, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir; eğer şeytân sana (bunu) unutturursa hatırladıktan sonra (hemen kalk), o zâlimler topluluğuyla beraber oturma!
ENAM 107 Allâh isteseydi, ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!
ENAM 112 Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle başbaşa bırak.
ENAM 161 De ki: "Rabbim beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allâh'ı birleyen İbrâhim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi."
ENAM 162 De ki: "Benim namazım, ibâdetim, hayâtım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allâh içindir."
ENAM 163 "O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim."


SAFFAT SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
SAFFAT 37. Hayır, öyle değil! O, hakkı getirmişti. Diğer peygamberleri de tasdik etmişti.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
SAFFAT 37-Hayır, o hak ile geldi ve bütün peygamberleri doğruladı.

DİYANET MEALİ
SAFFAT 37. Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
SAFFAT 37 "Hayır, o (ne şâirdi, ne mecnun. O) gerçeği getirmiş ve elçileri de doğrulamıştı."


SEBE SURESİ


YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
SEBE 28. Biz seni, bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik, başka değil! Ama insanların çokları bilmiyorlar.
SEBE 29. Diyorlar: "Doğru sözlülerseniz, bu tehdit ne zaman?"
SEBE 30. De ki: "Size bir gün vaat edilmiştir; ondan ne bir saat geri kalabirsiniz ne de ileri geçebilirsiniz."
SEBE 35. Şunu da söylemişlerdir: "Biz, malca da evlatça da çoğuz. Azaba uğratılacak olanlar, bizler değiliz."
SEBE 36. De ki: "Rabbim, dilediğine rızkı genişletip açar, dilediğine ölçülü verir/kısar. Fakat insanların çokları bilmiyorlar."
SEBE 37. Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler.
SEBE 39. De ki: "Rabbim, kullarından dilediğine rızkı bolca-genişçe verir, dilediğine de kısarak verir. Bir şey infak ederseniz O, onun yerine başka bir şey lütfeder. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O.
SEBE 46. De ki: "Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!" Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil.
SEBE 47. De ki: "Ben sizden herhangi bir ücret istemedim; o sizin olsun. Benim ödülüm yalnız Allah'tandır. Ve O, her şey üzerinde bir Şehîd, gerçek bir tanık..."
SEBE 48. De ki: "Benim Rabbim, gerçeği ortaya koyar. Gaybları en iyi bilen O'dur."
SEBE 49. De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez."
SEBE 50. De ki: "Eğer saparsam, öz benliğim aleyhine saparım. Doğruyu ve güzeli
bulursam bu, Rabbimin bana vahyettiği

ELMALILI HAMDİ YAZIR

SEBE 28-Seni de ancak bütün insanları içeren bir elçilikle rahmetimizin müjdecisi, azabımızın habercisi olarak gönderdik, başka değil! Fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 29-Ve: "Eğer doğru söylüyorsanız, ne zaman bu va'd?" diyorlar.
SEBE 30-De ki: "Size va'd edilen bir gündür ki. ondan bir saat geri de kalamazsınız, ileri de geçemezsiniz."
SEBE 35-Ve dediler ki : "Biz malca da daha çoğuz, evlatça da ve bize azap edilmez."
SEBE 36-De ki: "Rabbim, rızkı dilediğine döşer (bol verir), dilediğine de sıkar (kısar); fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 37-Oysa sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evladlarınızdır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar, var ya, işte onların yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükafat vardır ve onlar, cennet köşklerinde güvenlik içindedirler.
SEBE 39-De ki: "Gerçekten Rabbim, rızkı kullarından dilediği kimseye hem bol verir, hem kısar. Hayır için her neyi harcarsanız, O, onun yerini doldurur. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
SEBE 46-De ki : "Size sadece bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer, üçer ve teker teker kalkarsınız sonra da iyi düşünürsünüz; arkadaşınızda delilikten eser yoktur. O, yalnız şiddetli bir azabın önünde sizi sakındıracak bir peygamberdir."
SEBE 47-De ki: "Ben, sizden herhangi bir ücret istersem, o sizin olsun. Benim mükafatım ancak Allah'a aittir ve Allah, herşeye şahittir."
SEBE 48-De ki : "Gerçekten Rabbim, hakkı fırlatır (dilediğinin kalbine indirir.) O, gaybları hakkıyla bilendir."
SEBE 49-De ki: "Hak geldi; artık batılın önü de katmaz sonu da!"
SEBE 50-De ki: "Eğer ben yanılırsam, yalnız kendime kalarak yanılırım ve eğer doğru yolu bulmuşsam bilmeli ki Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Çünkü O, yakındır, işitir, işittirir.

DİYANET MEALİ
SEBE 28. Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
SEBE 29. Eğer sözünüzde doğru iseniz bu vâdettiğiniz (kıyamet) ne zaman kopacak? derler.
SEBE 30. De ki: Size öyle bir gün vâdedilmistir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.
SEBE 35. Ve dediler ki: Biz malca ve evlâtça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak da değiliz.
SEBE 36. De ki: Rabbim, dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 37. Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.
SEBE 39. De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
SEBE 28 Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler.
SEBE 29 Diyorlar ki: "Doğru iseniz bu tehdid(ettiğiniz azâp) ne zaman (olacak)?"
SEBE 30 De ki: "Sizin için belirtilmiş bir gün vardır. Ondan ne bir sâ'at geri kalırsınız, ne de ileri geçebilirsiniz."
SEBE 35 Ve dediler ki: "Biz malca ve evlâdça daha çoğuz, biz azâba uğratılacak değiliz."
SEBE 36 De ki: "Rabbim dilediğine rızkı yayar ve (dilediğine) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler, (sanırlar ki mal ve evlâd çokluğu şeref ve büyüklük sebebidir.)"
SEBE 37 Ne mallarınız, ne de evlâdlarınız size katımızda bir yakınlık sağlar. Ancak inanıp faydalı iş yapanlar başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfât vardır ve onlar saraylarda güven (ve huzûr) içindedirler.
SEBE 39 De ki: "Rabbim kullarından dilediğine rızkı yayar ve ona (tekrar rızkı) kısar. Siz Allâh için ne verseniz, Allâh onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
SEBE 46 De ki: "Size bir şeyi öğütleyeyim: 'Allâh için, ikişer ikişer ve teker teker durup düşününüz! Arkadaşınızda delilikten eser yoktur. O, çetin bir azâbın arefesinde sizin için bir uyarıcıdır."
SEBE 47 De ki: "Ben sizden bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Benim ücretim yalnız Allah'a âittir. O her şeye şâhiddir'."
SEBE 48 De ki: "Rabbim gerçeği, (dilediği kulunun kalbine) atar. (O) gaybleri bilendir."
SEBE 49 De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir. (O tamamen yok olup gitmiştir)."
SEBE 50 De ki: "Eğer saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. Eğer yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'ân) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır."


ZÜMER SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
ZÜMER 2.Emin ol, bu Kitap'ı biz sana hak olarak indirdik. O halde, dini yalnız Allah'a özgüleyerek O'na kulluk/ibadet et!
ZÜMER 11.De ki: "Bana, dini yalnız Allah'a özgüleyerek, O'na ibadet/kulluk etmem emredildi."
ZÜMER 12. "Ve bana, müslümanların ilki olmam emredildi."
ZÜMER 13.De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım."
ZÜMER 14.De ki: "Ben, dinimi yalnız kendisine özgüleyerek, Allah'a ibadet ediyorum."
ZÜMER 19.Üzerine azap sözü hak olanı, ateşe dalmış olanı sen mi kurtaracaksın?
ZÜMER 20.Hayır, kurtaramazsın! Rablerinden korkanlara gelince, onlar için üstüste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.
ZÜMER 30.Hiç kuşkusuz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
ZÜMER 65.Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.
ZÜMER 66.Başkasına değil, sadece Allah'a kulluk/ibadet et; şükredenlerden ol!

ELMALILI HAMDİ YAZIR
ZÜMER 2-Emin ol, Biz sana kitabı hakkıyla indirdik. Onun için dini yalnız O'na halis kılarak Allah'a ibadet ve kulluk et!
ZÜMER 11-De ki: "Ben Allah'a dini kendisine halis kılarak ibadet edeyim diye emrolundum.
ZÜMER 12-Ve O'nun birliğine teslim olan müslümanların ilki olayım diye emrolundum"
ZÜMER 13-De ki: "Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım."
ZÜMER 14-De ki: "Ben dinimi O'na has kılarak yalnız Allah'a kulluk ederim,
ZÜMER 19-Ya üzerine azap hükmü sabit olan kimse de mi (böyledir)? Artık o ateşdeki kimseyi sen mi çıkaracaksın?
ZÜMER 20-Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan kat kat yapılmış odalar ve balkonlu köşkler vardır. Bu Allah'ın va'didir. Allah va'dinden dönmez.
ZÜMER 30-Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir.
ZÜMER 65-Andolsun ki, sana da senden öncekilere de: "Yemin ederim ki, eğer (Allah'a) ortak koşarsan bütün çalışman boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun!" diye vahyolundu.
ZÜMER 66-Hayır, onun için yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!

DİYANET MEALİ
ZÜMER 2. (Resulüm!) Şüphesiz ki Kitab’ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.
ZÜMER 11. De ki: Bana, dini Allah'a halis kılarak O'na kulluk etmem emrolundu.
ZÜMER 12. Bana Müslümanların ilki olmam emrolundu.
ZÜMER 13. De ki: Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım.
ZÜMER 14. De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a ibadet ederim.
ZÜMER 19. (Resulüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın!
ZÜMER 20. Fakat Rablerinden sakınanlara, üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah’ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
ZÜMER 30. Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
ZÜMER 65. (Resulüm!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun (bilfarz) Allah'a ortak koşarsan, işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!
ZÜMER 66. Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
ZÜMER 2 Biz bu Kitabı sana hak ile indirdik; sen dini yalnız Allâh'a halis kılarak O'na kulluk et.
ZÜMER 11 De ki: "Bana dini yalnız Allah'a hâlis kılarak, O'na kulluk etmem emredildi."
ZÜMER 12 "Ve bana müslümanların ilki olmam emredildi."
ZÜMER 13 De ki: "Ben, Rabbime isyân edersem, büyük bir günün azâbından korkarım."
ZÜMER 14 De ki: "Ben, dinimi yalnız Allah'a hâlis kılarak O'na kulluk ediyorum."
ZÜMER 19 Üzerine azâb kararı hak olanı mı, sen ateşte bulunanı mı kurtaracaksın?
ZÜMER 20 Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste yapılmış odalar var. Odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu, Allâh'ın va'didir. Allâh va'dinden caymaz.
ZÜMER 30 Sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
ZÜMER 65 Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: "Andolsun, eğer (Allah'a) ortak koşarsan amelin boşa çıkar ve kaybedenlerden olursun!"
ZÜMER 66 Hayır, yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.

DEVAM EDECEK
ismail uysal özden özgür
 

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 15--yüce peygamberimize özel ALTINCI BÖLÜM

Kur'an Peygamberimiz(SAS) için konuştu 15--yüce peygamberimize özel ALTINCI BÖLÜM

ALTINCI BÜLÜM

MÜMİN SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
MÜMİN 55. Öyleyse sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. Günahın için af dile. Akşam ve sabah, Rabbini överek tespih et!
MÜMİN 66. De ki: "Ben, Rabbimden bana açık-seçik ayetler gelince, sizin, Allah'ın berisinden yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım. Ben, âlemlerin Rabbi'ne teslim olmakla emrolundum."
MÜMİN 77. Sen sabret! Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
MÜMİN 55-O halde sabret, çünkü Allah'ın va'di haktır; günahının bağışlanmasını dile ve akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbih et!
MÜMİN 66-De ki: "Bana Rabbimden açık deliller geldiği zaman, ben o sizin Allah'tan başka yalvardıklarınıza ibadet etmekten kesinlikle men'edildim ve O alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum."
MÜMİN 77-Onun için, sabret. Allah'ın va'di gerçektir, mutlaka olacaktır. Artık onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana göstersek de veya seni kendimize alsak da onlar mutlaka döndürülüp Bize getirileceklerdir.

DİYANET MEALİ
MÜMİN 55. (Resulüm!) Simdi sen sabret. Çünkü Allah’ın vaadi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Aksam-sabah Rabbini hamd ile tesbîh et.
MÜMİN 66. (Resulüm)! De ki: Bana Rabbimden apaçık deliller gelince, sizin Allah’ı bırakıp o taptıklarınıza kulluk etmem bana yasaklandı ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.
MÜMİN 77. Onun için (Resulüm), sen sabret! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
MÜMİN 55 Sabret, Allâh'ın va'di mutlaka gerçektir. Günâhına da istiğfar et ve akşam sabah Rabbini övgü ile an.
MÜMİN 66 De ki: "Ben, Rabbimden bana açık deliller gelince, sizin Allah'tan başka yalvardıklarınıza tapmaktan men'olundum ve âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum."
MÜMİN 77 Sabret, Allâh'ın sözü gerçektir. Onları tehdidettiğimiz şeylerin bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. (Sonunda) onlar bize döndürülecklerdir.


FUSSİLET SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
FUSSİLET 6. DE Kİ: "BEN SADECE SİZİN GİBİ BİR İNSANIM. İlahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. O halde şaşıp sendelemeden O'na yönelin ve O'ndan af dileyin. Vay haline ortak koşanların!

ELMALILI HAMDİ YAZIR
FUSSİLET 6-DE Kİ: "BEN, SADECE SİZİN GİBİ BİR İNSANIM, ancak bana tanrınızın bir tek tanrı olduğu vahyolunuyor. Onun için hep O'na yönelin ve O'nun bağışlamasını isteyin; vay haline o ortak koşanların

DİYANET MEALİ
FUSSİLET 6. DE Kİ: BEN DE ANCAK SİZİN GİBİ BİR İNSANIM. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahy olunuyor. Artik O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Ortak koşanların vay haline!

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
FUSSİLET 6 DE Kİ: "BEN DE ANCAK SİZİN GİBİ BİR İNSANIM. Bana, tanrınızın bir tek Tanrı olduğu vahyediliyor. O'na doğrulun (O'na yönelerek işlerinizi düzeltin), O'ndan mağfiret dileyin. (O'na) Ortak koşanların vay haline!"


ŞURA SURESİ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
ŞURA 3. İşte böyle vahyeder sana ve senden öncekilere Azîz ve Hakîm olan Allah!
ŞURA 6. O'nun berisinden veliler edinenlere gelince, onlar üzerine gözcü de Allah'tır. Sen değilsin onlara vekil.
ŞURA 7. İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplanma günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.
ŞURA 15. İşte bunun için sen çağrıda bulun/dua et ve emrolunduğun gibi dosdoğru yürü. Onların boş arzularına uyma ve şöyle de: "Allah'ın Kitap'tan indirdiğine inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah'tır, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz. Bizim amellerimiz bize, sizin amellerinizin size. Bizimle sizin aranızda delil yok. Allah bizi biraraya toplayacaktır/aramızı bulacaktır. Dönüş O'nadır."
ŞURA 48. Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başkası değildir. Biz insana, bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip şımarır. Kendi ellerinin hazırladığından bir kötülük başlarına sarılınca, bakarsın insan, alabildiğine nankörleşmiştir.
ŞURA 52. İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin.

ELMALILI HAMDİ YAZIR
ŞURA 3-O güçlü, hikmet sahibi Allah sana, senden öncekilere de işte böyle vahyediyor.
ŞURA 6-O'nun dışında dostlara tutunanlara gelince, Allah onların üzerinde gözcüdür. Sen üzerlerine vekil değilsin.
ŞURA 7-İşte böylece sana Arapça bir Kur'an vahyetmekteyiz ki, Anaşehir (Mekke) halkını ve çevresindekileri uyarasın ve hakkında şüphe olmayan o toplama (kıyamet) gününün dehşetin! haber veresin. Bir grup cennette, bir grup da cehennemdedir.
ŞURA 15-Bunun için sen durma çağır ve emrolunduğun gibi doğru gitl! Onların arzularına uyma ve de ki: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba iman getirdim ve aranızda adalet yaparım diye emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size (aittir). Aramızda tartışmaya gerek yoktur. Allah hepimizi bir araya getirecek ve hep O'na gidilecektir.
ŞURA 48-Yine de aldırmıyorlarsa Biz de seni üzerlerine gözcü göndermedik ya! Sana düşen sadece tebliğdir. Fakat Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman bununla sevinirse de duyar; kendi ellerinin yaptıkları yüzünden başlarına bir fenalık gelirse o zaman da insan hepsini unutan bir nankör olur.
ŞURA 52-Ve işte sana da böylece emrimizden bir ruh vahyettirdik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ama Biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz. Ve emin ol sen de (insanları) doğru bir yola çağırıyorsun.

DİYANET MEALİ
ŞURA 3. Aziz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.
ŞURA 6. Allah'tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.
ŞURA 7. Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
ŞURA 15. İşte onun için sen (tevhide) davet et ve emrolundugun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah’ın indirdiği Kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O’nadır. (Ayette Hz. Peygamber in insanları davet edeceği prensipler açıklanırken, uyacağı esaslar da beyan edilmiştir. Buna göre davete devam edilecek, inanmayanların teklif ve ısrarları dinlenmeyecektir.)
ŞURA 48. Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür!
ŞURA 52. İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kildik. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin.

SÜLEYMAN ATEŞ MEALİ
ŞURA 3 O aziz ve hakim olan Allâh, sana ve senden öncekilere böyle vahyeder:
ŞURA 6 O'ndan başka veliler edinenleri Allâh kollamaktadır. Sen onların üzerinde vekil değilsin.
ŞURA 7 Biz sana böyle Arapça bir Kur'ân vahyettik ki Anakent(Mekke'y)i ve çevresinde bulunanları ikaz edip; (vukuunda) asla kuşku bulunmayan toplanma gününe karşı uyarasın. (O gün), bir bölük cennette, bir bölük ateştedir.
ŞURA 15 Bundan dolayı sen (Hakka) çağır ve emrolunduğun gibi doğru ol; onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allâh'ın indirdiği her Kitaba inandım ve aranızda adâlet yapmakla emrolundum. Allâh bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim eylemlerimiz bize, sizin eylemleriniz size âittir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma nedeni yoktur. Allâh aramızı bulur, (yahut: Allâh bizi bir araya toplar), dönüş O'nadır.
ŞURA 48 Eğer yüz çevirirlerse (üzülme); biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen, yalnız duyurmaktır. Biz insana, bizden bir rahmet taddırdığımız zaman ona sevinir. Ama ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlerden dolayı başlarına bir kötülük gelirse, insan hemen nankör olur.
ŞURA 52 İşte sana da böyle emrimizden bir ruh (gönüllere can veren bir söz) vahyettik. Sen Kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, doğru yola ilettiğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz sen, doğru yola götürüyorsun:


devam edecek
ismail uysal özden özgür
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt