Ateist te olsan sende bir insansın
Delikanlısın; Münafıklardan kıymetlisin.
İnşallah hidayeti bulursun diyorum
Aleyküm selam...
Sana bir sorum olacak?
Soru:
Seni dinden Alıkoyan nedir?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
selam :) (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan ateist_91
- Başlangıç tarihi
Ateist te olsan sende bir insansın
Delikanlısın; Münafıklardan kıymetlisin.
İnşallah hidayeti bulursun diyorum
Aleyküm selam...
Sana bir sorum olacak?
Soru:
Seni dinden Alıkoyan nedir?
surecim yaptığın açıklama için teşekkür ederimben çok araştırdım halada araştırıyorum bugün boğaziçi üniversitesine gittim felsefe bölümünde bi arkadaşım vardı onla birlikte ordaki felsefe öğretmenin yanına gittik ve düşüncelerimizi ona açıkladık uzunca konuştuk ve galiba inanmaya başladım ve burdaki yazıları okuduktan sonra yaptığım yanlışmış gibi geliyor. Doğrusunu söylemek gerekirse inanmak istiyorum ama bişey buna engel oluyo neden bilmiyorum ama allah var diyemiyorum yada bir zamanlar allah diye birşey yok dediğim için kendimden utandığım içindir bilmiyorum yani müslüman olmak istiyorum ama olamıyorum bana yardım ederseniz çok sevinirim
Allah-u Tealanın var olduğuna inanmamak içinde huzursuzluk oluşturuyormu,acaba mutlumusun Onu (c.c) inkar etmekle kendi kendine bunları sorman ve alacağın cevabı bir düşünmen gerekmezmi ilk önce ,insanoğlu inandığı şeyi araştırır,varlığını inkar ettiğin bir şeyin yok olduğunu umarak ispat etmeye çalışmak gibi,varlığına inandığın bir şeyin var olduğunu ispat etmeye çalışmak gibidir misal,sen şimdi varlığını isbata çalışıyorsun çünkü asılda içinden kalbinin dip kısımlarından Güzel olan Allahımızı (c.c) araştırıyorsun soruyorsun kendin için isbat etmeye inanmaya gayret ediyorsun,Allah Teala derki ''Kulum bana bir karış gelirse ben ona bir kulaç giderim,kulum bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim'' demekki Hak Teala sen Ona inanarak yaklaştıça sana daha da fazla kişileri ve misalleri yaklaştırıcı kılıyor bir düşün bu sözü 1 sene önce sen Ona (c.c) uzak iken kimlere yakındın,ne olduda Allah Tealanın varlığına inanmak istedin,seni ona iten ne? yok aslında bu sorunun cevabı içinde saklı seni ona çeken O (c.c),çünkü kendisininde buyurduğu gibi gelene,gider,Onu isteyene yolları geniş,kilitli kapıları ardına kadar açık yapar.
Allah Tealanın ismi şerifi ve yüce Kelamı Kur-an ı kerim herşeyi açıklayan bir mucizedir,okuman tavsiyelerimle,Rabbini bulman için duacıyım Allah'a (c.c)...
ben yaklaşık 2 senedir bunu araştırıyorum. ve inanmadığımı söylediğim zamandan beri pek mutlu olmadım kabul ediyorum içimde hep bi eksiklik oldu ama ben onu bir alışkanlıktan kurtulmak zor alışırım zamanla diye düşündüm ama olmadı hep içimde bi korku vardı.
Ama şimdi eminimki allah var son bir haftadır tuhaf şeyler oldu hep allahın varlığını kanıtlayacak olaylar yaşadım ve son olarakta dün akşam gördüğüm rüya çok korkunçtu ama sanki beni uyarıydı o rüya ve kalktığımda çok ağladım yaptıklarımdan pişmanım. bu sitede artık bu nicki kullanmıycam ya yeni alırım ya da kardeşiminkinden girerim hepinize gerçekten çok teşekkür ederim
Göz Böyle Görür
Allah aşkı,bir gönüle akarsa
Alem dile gelir,senle konuşur
Hak'kın nazarıyla,gözün bakarsa
Nefs'in pişer,ruhun Hak'la buluşur
Allah aşkı,birde dile akarsa
Alem sayfa sayfa,sana kavuşur
Hak'kın kelamıyla,elin yazarsa
Küfür yanar,lisan Hak'la konuşur
Allah aşkı; lütfuyla girerse öze
Ayak şerre gitmez,hayıra yürür
Aşk narıyla özleyip,uyuyan göze
Hz. Peygamberi,göz böyle görür
Düzce - 09.11.2006
Cemil Dursun
"Kurân-ı Sana farz kılan (Rabbin) elbette seni dönülecek yere döndürecektir."
selametle
Allah aşkı,bir gönüle akarsa
Alem dile gelir,senle konuşur
Hak'kın nazarıyla,gözün bakarsa
Nefs'in pişer,ruhun Hak'la buluşur
Allah aşkı,birde dile akarsa
Alem sayfa sayfa,sana kavuşur
Hak'kın kelamıyla,elin yazarsa
Küfür yanar,lisan Hak'la konuşur
Allah aşkı; lütfuyla girerse öze
Ayak şerre gitmez,hayıra yürür
Aşk narıyla özleyip,uyuyan göze
Hz. Peygamberi,göz böyle görür
Düzce - 09.11.2006
Cemil Dursun
"Kurân-ı Sana farz kılan (Rabbin) elbette seni dönülecek yere döndürecektir."
selametle
Yeni bir başlangıç yapman dileklerimle hemen inşaallah kelimeyi şehadeti kalbdeb bir şekilde söyleyerek bismillah de başla hayatına,sen hangi rumuzu istiyorsan o rumuzu al,senden öğrenecek çok şeyimiz var daha...
Hepimiz bayram sevincindeyiz...ALLAHCC YOLUNU AÇIK ETSİN..
selamun aleyküm.imani sorularınızla ilgili risale-i nur kitaplarında izahlı ve ispatlı bir şekilde açıklamaları bulabilirsiniz.
RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI
Yirmiüçüncü Söz
[Şu sözün iki mebhası vardır.]
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
لَقَدْ خَلَقْنَا اْلاِنْسَانَ فِى اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِلِينَ اِلاَّ الَّذِينَ اَمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحَاتِ
Birinci Mebhas
İmanın binler mehâsininden yalnız beşini "BEŞ NOKTA" içinde Beyân ederiz.
BİRİNCİ NOKTA: İnsan, nur-u îmân ile a'lâ-yı illiyyîne çıkar; Cennet'e lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i küfür ile, esfel-i sâfilîne düşer; Cehennem'e ehil (olacak) bir vaziyete girer. Çünki îmân, insanı Sâni'-i Zülcelâl'ine nisbet ediyor; îman, bir intisabdır. Öyle ise însan, îmân ile insanda tezahür eden san'at-ı İlahiye ve nukuş-u Esmâ-i Rabbâniye îtibariyle bir kıymet alır. Küfür, o nisbeti kat'eder. O kat'dan san'at-ı Rabbâniye gizlenir. Kıymeti dahi yalnız madde îtibariyle olur. Madde ise, hem fâniye, hem zâile, hem muvakkat bir hayât-ı hayvânî olduğundan, kıymeti hiç hükmündedir.
Bu sırrı bir temsil ile Beyân edeceğiz. Meselâ: İnsanların san'atları içinde nasılki maddenin kıymeti ile san'atın kıymeti ayrı ayrıdır. Bâzan müsavi, bâzan madde daha kıymettar, bâzan oluyor ki; beş kuruşluk demir gibi bir maddede beş liralık bir san'at bulunuyor. Belki bâzan, antika olan bir san'at, bir milyon kıymeti aldığı halde, maddesi beş kuruşa da değmiyor. İşte öyle antika bir san'at, antikacıların çarşısına gidilse, hârika-pişe ve pek eski hünerver san'atkârına nisbet ederek o san'atkârı yâd etmekle ve o san'atla teşhir edilse, bir milyon fiatla satılır. Eğer kaba demirciler çarşısına gidilse, beş kuruşluk bir demir bahasına alınabilir.
İşte insan, Cenâb-ı Hakk'ın böyle antika bir san'atıdır ve en nazik ve nâzenin bir mu'cize-i kudretidir ki; insanı, bütün Esmâsının cilvesine mazhar ve nakışlarına medâr ve kâinata bir misâl-i Mûsaggar Sûretinde yaratmıştır.
Eğer nur-u îmân, içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar, o ışıkla okunur. O mü'min, şuur ile okur ve o intisabla okutur. Yâni: «Sâni'-i Zülcelâl'in masnuuyum, mahlukuyum, rahmet ve keremine mazharım» gibi mânâlarla İnsandaki san'at-ı Rabbâniye tezahür eder. Demek Sâniine intisabdan ibaret olan îman; insandaki bütün âsâr-ı san'atı izhar eder. İnsanın kıymeti, o san'at-ı Rabbâniyeye göre olur ve âyine-i Samedâniye itibariyledir. O halde şu ehemmiyetsiz olan insan, şu itibarla bütün mahlukat üstünde bir muhatâb-ı İlâhî ve Cennet'e lâyık bir misafir-i Rabbanî olur.
Eğer kat'-ı intisabdan ibaret olan küfür, insanın içine girse; o vakit bütün o mânidar nukuş-u Esmâ-i İlâhiye karanlığa düşer, okunmaz. Zira Sâni' unutulsa, Sânia müteveccih mânevî cihetler de anlaşılmaz. Âdeta baş aşağı düşer. O mânidar âlî san'atların ve mânevî âlî nakışların çoğu gizlenir. Bâki kalan ve göz ile görülen bir kısmı ise; süflî esbaba ve tabiata ve tesadüfe verilip, nihayet sukut eder. Herbiri birer parlak elmas iken, birer sönük şişe olurlar. Ehemmiyeti yalnız madde-i hayvaniyeye bakar. Maddenin gayesi ve meyvesi ise; -dediğimiz gibi- kısacık bir ömürde hayvanatın en âcizi ve en muhtacı ve en kederlisi olduğu bir halde yalnız cüz'î bir hayat geçirmektir. Sonra tefessüh eder gider. İşte küfür, böyle mahiyet-i insâniyeyi yıkar, elmastan kömüre kalbeder.
devamı . Risale-i Nur Külliyatı- Yirmiüçüncü Söz sözler 23. söz
RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI
Yirmiüçüncü Söz
[Şu sözün iki mebhası vardır.]
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
لَقَدْ خَلَقْنَا اْلاِنْسَانَ فِى اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِلِينَ اِلاَّ الَّذِينَ اَمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحَاتِ
Birinci Mebhas
İmanın binler mehâsininden yalnız beşini "BEŞ NOKTA" içinde Beyân ederiz.
BİRİNCİ NOKTA: İnsan, nur-u îmân ile a'lâ-yı illiyyîne çıkar; Cennet'e lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i küfür ile, esfel-i sâfilîne düşer; Cehennem'e ehil (olacak) bir vaziyete girer. Çünki îmân, insanı Sâni'-i Zülcelâl'ine nisbet ediyor; îman, bir intisabdır. Öyle ise însan, îmân ile insanda tezahür eden san'at-ı İlahiye ve nukuş-u Esmâ-i Rabbâniye îtibariyle bir kıymet alır. Küfür, o nisbeti kat'eder. O kat'dan san'at-ı Rabbâniye gizlenir. Kıymeti dahi yalnız madde îtibariyle olur. Madde ise, hem fâniye, hem zâile, hem muvakkat bir hayât-ı hayvânî olduğundan, kıymeti hiç hükmündedir.
Bu sırrı bir temsil ile Beyân edeceğiz. Meselâ: İnsanların san'atları içinde nasılki maddenin kıymeti ile san'atın kıymeti ayrı ayrıdır. Bâzan müsavi, bâzan madde daha kıymettar, bâzan oluyor ki; beş kuruşluk demir gibi bir maddede beş liralık bir san'at bulunuyor. Belki bâzan, antika olan bir san'at, bir milyon kıymeti aldığı halde, maddesi beş kuruşa da değmiyor. İşte öyle antika bir san'at, antikacıların çarşısına gidilse, hârika-pişe ve pek eski hünerver san'atkârına nisbet ederek o san'atkârı yâd etmekle ve o san'atla teşhir edilse, bir milyon fiatla satılır. Eğer kaba demirciler çarşısına gidilse, beş kuruşluk bir demir bahasına alınabilir.
İşte insan, Cenâb-ı Hakk'ın böyle antika bir san'atıdır ve en nazik ve nâzenin bir mu'cize-i kudretidir ki; insanı, bütün Esmâsının cilvesine mazhar ve nakışlarına medâr ve kâinata bir misâl-i Mûsaggar Sûretinde yaratmıştır.
Eğer nur-u îmân, içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar, o ışıkla okunur. O mü'min, şuur ile okur ve o intisabla okutur. Yâni: «Sâni'-i Zülcelâl'in masnuuyum, mahlukuyum, rahmet ve keremine mazharım» gibi mânâlarla İnsandaki san'at-ı Rabbâniye tezahür eder. Demek Sâniine intisabdan ibaret olan îman; insandaki bütün âsâr-ı san'atı izhar eder. İnsanın kıymeti, o san'at-ı Rabbâniyeye göre olur ve âyine-i Samedâniye itibariyledir. O halde şu ehemmiyetsiz olan insan, şu itibarla bütün mahlukat üstünde bir muhatâb-ı İlâhî ve Cennet'e lâyık bir misafir-i Rabbanî olur.
Eğer kat'-ı intisabdan ibaret olan küfür, insanın içine girse; o vakit bütün o mânidar nukuş-u Esmâ-i İlâhiye karanlığa düşer, okunmaz. Zira Sâni' unutulsa, Sânia müteveccih mânevî cihetler de anlaşılmaz. Âdeta baş aşağı düşer. O mânidar âlî san'atların ve mânevî âlî nakışların çoğu gizlenir. Bâki kalan ve göz ile görülen bir kısmı ise; süflî esbaba ve tabiata ve tesadüfe verilip, nihayet sukut eder. Herbiri birer parlak elmas iken, birer sönük şişe olurlar. Ehemmiyeti yalnız madde-i hayvaniyeye bakar. Maddenin gayesi ve meyvesi ise; -dediğimiz gibi- kısacık bir ömürde hayvanatın en âcizi ve en muhtacı ve en kederlisi olduğu bir halde yalnız cüz'î bir hayat geçirmektir. Sonra tefessüh eder gider. İşte küfür, böyle mahiyet-i insâniyeyi yıkar, elmastan kömüre kalbeder.
devamı . Risale-i Nur Külliyatı- Yirmiüçüncü Söz sözler 23. söz
duanızı okurken gözlerim doldu.....oturdum ağladım.... ne kadar haklı olduğunuzu düşündüm... teşekkurler
VALLAHİDE BİLLAHİDE BENDE AĞLAYARAK O DUAYI YAZDIM KARDEŞİM..KALP KALBE KARŞIYMIŞ..ALLAHCC ÜN TEVAFUK EYLEMESİ.Allahcc yar ve yardımcın olsun........
aramıza hoşgeldin...inşallah aklına takılan, kafanı karıştıran durumlarda bizlerle bunu paylaşabilirsin...en kısa zaman da umarım kendini bulursun bizimle...
Dinimizin güzelliği başta kardeşlik hepimizin arasında dikkat çektin daha sonra herkes sizi kazanmak için uğraşmaya başladı seni hiçbirimiz tanımıyoruz ama senin için dualar ediyoruz sen gibi birçok kişi için hangi ateistte gördün bunu böylesine yardım duygusunu hangi münafıkta gördün bunu onlara göre müslümanlar aptal ve çok duygusal insanlar sence hangi ataisttin yada münafığın kendinden başka biri için canı gönülden dua ettiğini gördün allah-u teala öylemi söylesene sadece 1000 merhametinden 1 tanesini yollamış dünyaya oda annelik duygusu hangi anne evladı için ölmezki allahım affet bizi ne olur sana karşı yaptığımız günahlar için bu aciz kullarını affet ne olur insanın inanmaması için kör olması lazım sadece hamile kadına bak bu mucizeyi göremiyomusun