Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şehadet Ederim ki... (6 Kullanıcı)

elytk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2009
Mesajlar
247
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla ve bizi koru.Kusurlarımızı ört ve canımızı iyi kimselerle beraber al.Bizden razı ol ALLAH'ım!

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Yalnızca ALLAH değil midir bütün karanlıkları yararak aydınlığa kavuşturan?
Yalnızca ALLAH değil midir daha adı anılmazken insanı yoktan var eden, ona Rabb’inin birliğine şehadet edebilme şerefini veren?
Yalnızca ALLAH değil midir varlığı alemin denizlerinde bir damla bile etmeyen insana onca değeri veren?
Yalnızca ALLAH değil midir akıl almayacak yüceliğiyle insanın kendisine “Allah’ım” diye hitap edebilmesine izin veren?
Yalnızca ALLAH değil midir aklın sınırlarının alamayacağı sınırsız cömertliğine karşın hala nankörlük edebilen insanı tekrar tekrar ,defalarca affeden?
Yalnızca ALLAH değil midir kendisine bir adım gelene 10 adım gelen , bir verene bin veren sonsuz Lutuf sahibi?
O yalnızca ve yalnızca ALLAH’dır. Sadece var olmamız ve O’nun varlığından haberdar olmamız bile O’nun sonsuz Rahmetinin hayatımızda vuku bulmuş halidir.
Bizi yaratan O, bize doğru yolu gösteren O..
Bütün övgüler, bütün teşekkürler alemlerin tek Rabbi olan ALLAH’adır….
 

Sedaa_*

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2012
Mesajlar
2,150
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
24
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Asıl ismi "Tamadar" olup, zekası, dirayeti, düşünce sahibi olması, güzelliği nedeniyle kendisine "Hünsâ" lakabı verildi. Hünsa Arapçada dişi ve güzel geyik manasına gelmektedir. Necd'de otururdru. Babası Kays kabilesinin Benu Süleyman kolundan meşhur şair Amr ibn-i eş-Şerid ibn-i Rubah ibn-i Yekda ibn-i Atiyye ibn-i İmreül-kays idi.

Evliliği ve Çocukları

İlk evliliği Benu Süleym kabilesinden Rivaha ibn-i Abdul-Aziz Selmi isimli bir zat ile oldu. Onun vefatından sonra Mirdas ibn-i Ebi amir ile evlendi. İlk kocasından yalnız Abdullah isimli bir oğlu vardı. İkinci kocasından Yezid ile Muaviye isimli oğulları ile Umre isimli kızı oldu.

İslamiyete İntisabı

Risalet güneşi Mekke'de doğup dünyayı aydınlattığında, Hz.Hünsa kabilesinden bir kaç kişi ile birlikte Medine'ye geldiler, huzuru saadete vardılar. İslamiyet şerefi ile kesbi şeref eylediler. Resulullah (SallallAllahu Aleyhi Vesellem) Hünsâ'nın şiirlerini bir hayli dinlediler, fesahat ve belagatına hayran kalıp takdir ettiler.

Umumi Ahvali

Devrinin meşhur şairlerindendir.
Önceleri arada bir iki şiir söylerdi. Beni Esed kabilesiyle yapılan savaşta iki kardeşinin ölümü onu mütessir etti, onlar için mersiyeler söylemeğe başladı ve şair olarak ortaya çıktı. Bütün şiir şekillerini bilir ve her şekildede şiir söylerdi. Bütün Arap uleması ve üdebası onun zamanında ve sonrasında kadınlar arasında onun ayarında bir şair gelmediği konusunda ittifak etmişlerdir. Divanı 1888 miladi senesinde Beyrutda basılmış. 1889 da Fransızcaya çevrilmiştir.
Hazret-i Ömer'in hilafet devri, hicri 16 Kadisiye savaşı. İranlılar, müslümanlara karşı ağır kuvvvetlerle saldırıyor. Hz.Hünsa oğullarıyla birlikte savaş meydanında. Geceleyin oğullarını toplar ve onlara şunları söyler:
- Ey evlatlarım, siz kendi gönlünüzle İslamiyete sarıldınız ve kendi isteğinizle hicret ettiniz. O Allah'a yemin ederimki, ondan başka ibadet edilecek mabud yoktur. Nasıl ki siz kendi annenizin karnından çıktınız, aynı şekilde kendi babanızın da sahih ve doğru evladısınız. Ne ben sizin babanıza hiyanet ettim, ne de sizin ailenize bir leke sürdürdüm. Sizin neslinizde, nesebinizde, hiç bir bozukluk, hiç bir eksiklik, hiç bir fenalık yoktur. Siz biliyorsunuzki Müslüman olmak hasabiyle Hak Teala'nın emriyle Hak Teala'nın rızası için kafirlerle cihat edeceksiniz. Bu işin büyük sevabı olduğunuda biliyorsunuz. Siz, şunu da iyi biliyorsunuz ki ebedi hayat karşısında bu dünyanın yaşayışı hiçdir, bir kıymet ifade etmez. Hak Teala buyurmuştur:
"Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişebilesiniz." (Al-i İmran Suresi 200)
Baktınız ki savaş alevlendi, savaşın ateşi meydanın her tarafını sardı, savaşa atılın, meydana girin, kılıçınızı sallayın, Hak Teala'dan fetih ve zafer dileyin, inşAllah öteki dünyada fazilet ve muvaffakiyet size nasip olur.
Sabah olunca bu genç delikanlılar savaş meydanına atıldılar, cesaret, yararlılık ve kahramanlıklarını tarih sayfasına yazdırarak şehit oldular.
Hz.hünsa (RadiyAllahu Anha) evlatlarının şehadet haberini alınca Allah'a şükrederek:
- Ya Rabbi! Onlara şehidlik şerefi bahş ettiğin için sana şükürler olsun. Ümid ederimki benim çocuklarım rahmetini elde eylemişlerdir.
Hz.Ömer (RadiyAllahu Anh) ona çocuklarının her biri için senelik iki yüz dirhem maaş bağladı ve ismi de şehit çocuklar ile birlikte anıldı.

Vefatı

Kadisiye savaşından yedi sene sonra vefat etti.
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

Sedaa_*

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2012
Mesajlar
2,150
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
24
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Asıl ismi "Tamadar" olup, zekası, dirayeti, düşünce sahibi olması, güzelliği nedeniyle kendisine "Hünsâ" lakabı verildi. Hünsa Arapçada dişi ve güzel geyik manasına gelmektedir. Necd'de otururdru. Babası Kays kabilesinin Benu Süleyman kolundan meşhur şair Amr ibn-i eş-Şerid ibn-i Rubah ibn-i Yekda ibn-i Atiyye ibn-i İmreül-kays idi.

Evliliği ve Çocukları

İlk evliliği Benu Süleym kabilesinden Rivaha ibn-i Abdul-Aziz Selmi isimli bir zat ile oldu. Onun vefatından sonra Mirdas ibn-i Ebi amir ile evlendi. İlk kocasından yalnız Abdullah isimli bir oğlu vardı. İkinci kocasından Yezid ile Muaviye isimli oğulları ile Umre isimli kızı oldu.

İslamiyete İntisabı

Risalet güneşi Mekke'de doğup dünyayı aydınlattığında, Hz.Hünsa kabilesinden bir kaç kişi ile birlikte Medine'ye geldiler, huzuru saadete vardılar. İslamiyet şerefi ile kesbi şeref eylediler. Resulullah (SallallAllahu Aleyhi Vesellem) Hünsâ'nın şiirlerini bir hayli dinlediler, fesahat ve belagatına hayran kalıp takdir ettiler.

Umumi Ahvali

Devrinin meşhur şairlerindendir.
Önceleri arada bir iki şiir söylerdi. Beni Esed kabilesiyle yapılan savaşta iki kardeşinin ölümü onu mütessir etti, onlar için mersiyeler söylemeğe başladı ve şair olarak ortaya çıktı. Bütün şiir şekillerini bilir ve her şekildede şiir söylerdi. Bütün Arap uleması ve üdebası onun zamanında ve sonrasında kadınlar arasında onun ayarında bir şair gelmediği konusunda ittifak etmişlerdir. Divanı 1888 miladi senesinde Beyrutda basılmış. 1889 da Fransızcaya çevrilmiştir.
Hazret-i Ömer'in hilafet devri, hicri 16 Kadisiye savaşı. İranlılar, müslümanlara karşı ağır kuvvvetlerle saldırıyor. Hz.Hünsa oğullarıyla birlikte savaş meydanında. Geceleyin oğullarını toplar ve onlara şunları söyler:
- Ey evlatlarım, siz kendi gönlünüzle İslamiyete sarıldınız ve kendi isteğinizle hicret ettiniz. O Allah'a yemin ederimki, ondan başka ibadet edilecek mabud yoktur. Nasıl ki siz kendi annenizin karnından çıktınız, aynı şekilde kendi babanızın da sahih ve doğru evladısınız. Ne ben sizin babanıza hiyanet ettim, ne de sizin ailenize bir leke sürdürdüm. Sizin neslinizde, nesebinizde, hiç bir bozukluk, hiç bir eksiklik, hiç bir fenalık yoktur. Siz biliyorsunuzki Müslüman olmak hasabiyle Hak Teala'nın emriyle Hak Teala'nın rızası için kafirlerle cihat edeceksiniz. Bu işin büyük sevabı olduğunuda biliyorsunuz. Siz, şunu da iyi biliyorsunuz ki ebedi hayat karşısında bu dünyanın yaşayışı hiçdir, bir kıymet ifade etmez. Hak Teala buyurmuştur:
"Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişebilesiniz." (Al-i İmran Suresi 200)
Baktınız ki savaş alevlendi, savaşın ateşi meydanın her tarafını sardı, savaşa atılın, meydana girin, kılıçınızı sallayın, Hak Teala'dan fetih ve zafer dileyin, inşAllah öteki dünyada fazilet ve muvaffakiyet size nasip olur.
Sabah olunca bu genç delikanlılar savaş meydanına atıldılar, cesaret, yararlılık ve kahramanlıklarını tarih sayfasına yazdırarak şehit oldular.
Hz.hünsa (RadiyAllahu Anha) evlatlarının şehadet haberini alınca Allah'a şükrederek:
- Ya Rabbi! Onlara şehidlik şerefi bahş ettiğin için sana şükürler olsun. Ümid ederimki benim çocuklarım rahmetini elde eylemişlerdir.
Hz.Ömer (RadiyAllahu Anh) ona çocuklarının her biri için senelik iki yüz dirhem maaş bağladı ve ismi de şehit çocuklar ile birlikte anıldı.

Vefatı

Kadisiye savaşından yedi sene sonra vefat etti.
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........

[h=2] Şehadet Ederim ki...
[/h] Şehadet Ederim ki...
Vakit kıymetli... Boşa giden vakitlerde dahi bir an olsun faydalı bir şeyler yapmak adına..

Diyorum ki:

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..

Siz de buyrun ...



İHLÂSLA SÖYLENEN 'KELİME-İ ŞEHÂDET'İN AĞIRLIĞI
"Elbette okuyan için alınacak çok güzel öğütler vardır "
Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz bir gün, ihlâsla söylenmiş bir kelime-i şehâdetin, âhirette mü'minin terâzisinin sağ kefesini nasıl yükselteceğini şöyle anlatmışlardır:
'Azîz ve Celîl olan Allah Teâlâ kıyâmet günü, ümmetimden bir adamı halkın içerisinden alır ve onun için doksan dokuz adet büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Allah Teâlâ adama sorar:
' Bu defterde yazılı olanları inkâr ediyor musun? Muhâfız kâtiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi? Kul:
' Ey Rabb'im, hayır, (hepsi doğrudur!) der. Allah Teâlâ sorar:
' (Bunları işlemenden dolayı beyan edeceğin) bir özrün var mı? Kul:
' Hayır, ey Rabb'im, der. Azîz ve Celîl olan Allah Teâlâ:
' Evet, senin bizim yanımızda (büyük ve makbul) bir de hasenen (iyiliğin) var. Biz bugün sana zulmetmeyeceğiz! buyurur. Hemen bir kart çıkarılır. Üzerinde, 'Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah (Şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Ve şehâdet ederim ki, Muhammed Allâh'ın Resûlü'dür)' yazılı.
Sonra Allah Teâlâ buyurur:
' Ağırlığını (yani amellerini) hazırla! Kul sorar:
' Ey Rabb'im! Bu defterlerin yanındaki şu kart da ne? Allah Teâlâ ona:
' Sana zulmedilmeyecektir! buyurur.
Hemen defterler mîzânın bir kefesine konulur, kart da diğer kefesine. Tartılırlar. Neticede defterler hafif kalır, kart ağır basar.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Yalnızca ALLAH değil midir bütün karanlıkları yararak aydınlığa kavuşturan?
Yalnızca ALLAH değil midir daha adı anılmazken insanı yoktan var eden, ona Rabb’inin birliğine şehadet edebilme şerefini veren?
Yalnızca ALLAH değil midir varlığı alemin denizlerinde bir damla bile etmeyen insana onca değeri veren?
Yalnızca ALLAH değil midir akıl almayacak yüceliğiyle insanın kendisine “Allah’ım” diye hitap edebilmesine izin veren?
Yalnızca ALLAH değil midir aklın sınırlarının alamayacağı sınırsız cömertliğine karşın hala nankörlük edebilen insanı tekrar tekrar ,defalarca affeden?
Yalnızca ALLAH değil midir kendisine bir adım gelene 10 adım gelen , bir verene bin veren sonsuz Lutuf sahibi?
O yalnızca ve yalnızca ALLAH’dır. Sadece var olmamız ve O’nun varlığından haberdar olmamız bile O’nun sonsuz Rahmetinin hayatımızda vuku bulmuş halidir.
Bizi yaratan O, bize doğru yolu gösteren O..
Bütün övgüler, bütün teşekkürler alemlerin tek Rabbi olan ALLAH’adır….Şehadet Ederim ki...
Vakit kıymetli... Boşa giden vakitlerde dahi bir an olsun faydalı bir şeyler yapmak adına..

Diyorum ki:

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..

Siz de buyrun ...



İHLÂSLA SÖYLENEN 'KELİME-İ ŞEHÂDET'İN AĞIRLIĞI
"Elbette okuyan için alınacak çok güzel öğütler vardır "
Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz bir gün, ihlâsla söylenmiş bir kelime-i şehâdetin, âhirette mü'minin terâzisinin sağ kefesini nasıl yükselteceğini şöyle anlatmışlardır:
'Azîz ve Celîl olan Allah Teâlâ kıyâmet günü, ümmetimden bir adamı halkın içerisinden alır ve onun için doksan dokuz adet büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Allah Teâlâ adama sorar:
' Bu defterde yazılı olanları inkâr ediyor musun? Muhâfız kâtiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi? Kul:
' Ey Rabb'im, hayır, (hepsi doğrudur!) der. Allah Teâlâ sorar:
' (Bunları işlemenden dolayı beyan edeceğin) bir özrün var mı? Kul:
' Hayır, ey Rabb'im, der. Azîz ve Celîl olan Allah Teâlâ:
' Evet, senin bizim yanımızda (büyük ve makbul) bir de hasenen (iyiliğin) var. Biz bugün sana zulmetmeyeceğiz! buyurur. Hemen bir kart çıkarılır. Üzerinde, 'Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah (Şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Ve şehâdet ederim ki, Muhammed Allâh'ın Resûlü'dür)' yazılı.
Sonra Allah Teâlâ buyurur:
' Ağırlığını (yani amellerini) hazırla! Kul sorar:
' Ey Rabb'im! Bu defterlerin yanındaki şu kart da ne? Allah Teâlâ ona:
' Sana zulmedilmeyecektir! buyurur.
Hemen defterler mîzânın bir kefesine konulur, kart da diğer kefesine. Tartılırlar. Neticede defterler hafif kalır, kart ağır basar.
Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz.
Allah kime hidayet ederse, artık onu kimse saptıramaz.
Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidayete erdiremez.
Şehadet ederim ki; Allah'dan başka ilah yoktur.
Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur.
Yine şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasulüdür.
Ya RABBİ! Bizleri ezdirme, üzdürme, imansız gezdirme .Son nefeste Kelime-i Şehadet getirmeyi nasip eyle... AMİN!!!
elimeyi Şehadet zor ve müşkül, çaresiz zamanlarımızda bizlere kurtarıcı olacaktır. Hem son nefeslerimizi verecegimiz ölüm anında ve sonra mezarda sorgu melekleri Münker ve Nekir geldiginde Allah celle şanuhu bu Kelimeyi Şehadeti bizlere nasip ve müyesser edecektir inşaallah. Bundan dolayıda Bizler Müslüman olarak çene kapayacagız, Müslüman olarak ölecegiz, müslüman olarak mezara girecegiz ve de işaallah Müslüman olarak kalkacagız yani Müslüman olarak dirilecegiz.

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..
Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla ve bizi koru.Kusurlarımızı ört ve canımızı iyi kimselerle beraber al.Bizden razı ol ALLAH'ım!

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu..









 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
En büyük Zikir Allaha iman etmek, Onu anmak ve Onu hatırlamak demektir.

Anma, anımsama, ezberleme, hatırlama. Söylenmesi tavsiye edilen hamd, sena ve dua için kullanılan sözlere de zikir denir. Bazı alimler zikri, insana sevap kazandıran her türlü hareket olarak tarif etmişlerdir.

Kur’an-ı kerim ibadetlerin en câmii olan namaza zikir demektedir. Namaz kılan bir mü’min Allah’ı anmakta, zikretmektedir. Bu zikir abdestle başlar. O’nun huzuruna çıkacağının şuuru içinde, O’nun sevgili Habibinin (a.s.m.) öğrettiği biçimde hazırlık yapan insan, Allah’ı yâd etmekte O’nu zikretmektedir.

Kâbe’ye teveccüh ettiğinde zikirdedir. Niyet ve tekbir zaten zikirdir. Derken Allah’ı tesbih ile, hamd ile, O’ndan başka ilâh olmadığını ifade ile zikir sürdürülür. Namaz kılan bir mü’min bir taraftan da okuduğu sûrelerin mânâlarını düşünür. Kalbi okuduğu sûreye göre halden hâle girer.

Lisan en zikir namazdadır, kıraat sûretiyle. Kalben zikir namazdadır; tefekkür, haşyet, ümit, muhabbet sûretiyle.

İnsan, beden ve ruhtan ibaret olduğu gibi, âlem de şehadet ve gaybdan ibaret. Yâni, görünen ve görünmeyen âlemler. İnsanın maddesi bu âlemin maddesinden süzüldüğü için, bedenen yaptığı zikir de kâinatın zikrini temsil eder.

Gök gürlemesinden şimşek çakmasına, yaprak hışırtısından kuş cıvıltısına kadar bu âlemi dolduran bütün sesler bir nev’i kıraattir. Kudretin söylettiğini duyururlar bize. Ve biz namazda Kur’an okumak suretiyle bu cehrî zikirlere hem iştirak eder, hem de hepsinin önüne geçeriz.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt