Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Satır Arası Hikayeler (S.T) (2 Kullanıcı)

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Ne zaman hayatinizda bazi seyler tasinamaz hale
gelirse, ne zaman 24 saat kisa gelmeye baslarsa,
O zaman *mayonez kavanozu ve 2 fincan kahveyi*
hatirlayiniz!Bir gun bir profesor, masasinin uzerinde birkac
kutu oldugu halde felsefe dersindedir.Ders basladiginda, hicbir
sey soylemeden, onune
buyukce bir mayonez kavanozunu alir ve icerisini tenis toplari ile
doldurur.
Ve ogrencilere kavanozun dolup dolmadigini sorar,Ogrenciler
ittifakla kavonozun doldugunu ifade
ederler,Bu sefer profesor onundeki kutulardan bir tanesinden
aldigi cakil taslarini, calkalayarak kavanoza doker,
böylece
cakil taslari tenis toplarinin aralarindaki bosluklari doldurur.
Ve ogrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadigini sorar,Onlar da
"evet" oldu derler Tekrar profesor masanin uzerindeki diger kutuyu
eline alir ve icindeki kumu yavasca kavnoza doker. Tabii ki kumlar
da
cakil taslarinin aralarindaki bosluklari doldurur. Ve tekrar
ogrencilere kavanozun dolup dolmadıgını sorar,Ogrenciler de koro
halinde "evet" derler.
Bu sefer profesor masanin altinda hazir bekleyen 2fincan kahveyi
alir ve kavanoza bosaltir,
kahve de kumlarin arasinda kalan bosluklari doldurur.Ogrenciler
gulerler!
Profesor ogrencilerin gulusunu destekleyerek eveet" diyerek;
"Ben
bu kavanozun sizin hayatinizi simgeledigini ifade
etmeye calistim" der.Soyle ki;Bu tenis toplari hayatinizdaki
onemli seylerdir;
dininiz,ibadetleriniz, aileniz,
cocuklariniz,sihhatiniz,arkadaslariniz ve sizin
icin onemli olan seylerdir Sayet diger seyleri kaybetseniz de, bu
onemli
seyler kalir ve hayatinizi doldurur.O cakil taslari ise daha az
onemli olan diger
seylerdir; isiniz, eviniz, arabaniz vs.kum ise diger ufak tefek
seylerdir."Sayet kavanoza once kum doldurursaniz..." diye,
anlatmaya devam eder, cakil taslarina ve ozellikle de tenis
toplarina
(yeterli)yer kalmaz. Ayni sey hayatimiz icin de
gecerlidir.
Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek seylere harcar, israf
ederseniz,onemli seyler icin vakit kalmayacaktir.
Dikkatinizi mutlulugunuz icin onem arzeden seylere
cevirin.Cocuklarinizla oynayin.sihhatinize dikkat edin.Esinizle
yemege cikin.Evinizin ihtiyaclarini karsilayin.*
Oncelikle tenis toplarini kavanoza yerlestirin.Oncelikleri,
siralamayi iyi bilin.
Gerisi zaten hep kumdur.Bu ara bir ogrenci parmagini kaldirir ve
sorar;
"Pekiyii, o iki fincan kahve nedir?"Profesor gulerek:"Bu soruyu
sorduguna sevindim. Hayatiniz ne kadar
dolu olursa olsun,her zaman dostlariniz ve sevdiklerinizle bir
fincan kahve icecek kadar vakit ayirin!"
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Efendim, cami kapısından geçerken ezanın okunduğunu duyan şoför, geriye dönüp patronundan izin ister:

- Beyefendi izin verseniz de ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılıversem de devam etsek? der.

Patron, pek de memnun olmazsa da izin verir. Şoför camiye girer, patron da arabanın içinde bekler. Ancak cemaat namazını kılıp çıktığı halde şoför çıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere camına abanarak ta içeriye bakar ki, şoför ellerini açmış duâya devam ediyor. Camı tıklatarak seslenir:

- Herkes çıktı ne duruyorsun, sen de çıksana!

Cevap ibretli:

- Bırakmıyor!

- Kim bırakmıyor?

- Seni içeriye bırakmayan!..

Bir düşüncedir alır patronu.

- Seni içeriye bırakmayan!..

Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şoföre seslenir:

- İşte, der beni de bıraktı içeriye!

Yaşlı gözlerle bakan şoför söylenir:

- Elbette bırakır, der. Deminden beri boşuna mı gözyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun. Senin dışarıda kalmana gönlüm bir türlü razı olmadı, ellerimi açıp içeriye alınman için duâ ettim. Şükürler olsun ki, Rabbim kabul etti duâmı da içeriye aldı, dışarıda bırakmadı.
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
hikayeleriniz çok güzeldi.

teşekkürler..

Rabbim ibret almamızı nasib etsin..

ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
OKULUN ilk gününde 5.nci sınıfın önünde dururken,öğretmen çocuklara bir YALAN söyledi. Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Ancak bu imkansızdı, çünkü ön sırada oturduğu yerde bir yana kaykılmış ismi Mustafa Yılmaz olan bir erkek çocuk vardı.Mediha öğretmen, bir yıl önce Mustafayı izlemişti ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kirli olduğunu ve sürekli olarak kirli dolaştığını gözlemişti. İlave olarak Mustafa sevimsiz ve itici olabiliyordu. Bu öyle bir noktaya geldi ki, Mediha öğretmen onun kağıtlarını büyük bir kırmızı kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar yapmaktan ve kağıdın üstüne büyük " 0 " (en düşük derece) koymaktan zevk alır oldu.

Mediha öğretmenin okulunda, her çocuğun geçmiş kayıtlarını incelemesi gerekiyordu ve Mustafa nın kayıtlarını en sona bıraktı. Ancak, onun hayatını gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı.

Mustafanın birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

"Mustafa gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli. Onun etrafta olması çok eğlenceli"

İkinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

"Mustafa mükemmel bir öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor,ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor."

Üçüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

"Mustafanın annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Mustafa elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yaşamı yakında onu etkileyecek"

Mustafa nın dördüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

"Mustafa içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor."

Bunları okuyunca, Mediha öğretmen problemi kavradı ve kendindenutandı.Öğrencileri ona güzel kurdelelerle ve parlak kağıtlara sarılmış hediyeleri getirdiğinde bile çok kötü hissediyordu. Mustafanınhediyesini alıncaya kadar bu böyle devam etti.Mustafanın hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi ambalaj kağıdı ile beceriksizce sarılmıştı.Mediha öğretmen, pakette taşlarından bazıları düşmüş yapmaelmas taşlı bir bilezik ve çeyreği dolu olan bir parfüm şişesiniçıkarınca çocuklardan bazıları gülmeye başladı. Ama o bileziğin ne kadar güzel olduğunu haykırdığında çocukların gülmesi kesildi. Bileziği taktı ve parfümü bileklerine sürdü.
Mustafa, o gün okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı:

" Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz."

Çocuklar gittikten sonra, Mediha öğretmen en az bir saat ağladı. O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı.Bunun yerine, çocukları eğitmeye başladı. Mustafaya özel ilgi gösterdi. Onunla çalışırken, zihni canlanmaya başlıyor görünüyordu. Onu daha fazla teşvik ettikçe, daha hızlı karşılık veriyordu. Yılın sonuna kadar Mustafa sınıftaki en zeki çocuklardan biri oldu ve tüm çocukları aynı derecede sevdiğini söylemesine rağmen, Mustafa onun gözdelerinden biri idi.

Bir sene sonra, Mediha öğretmenin kapısının altında Mustafadan bir not buldu,ona hala tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu.

Altı yıl sonra Mustafa dan bir not daha aldı.

Liseyi bitirdiğini,sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki
en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı.

Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda kaldığını,sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı.Yine Mediha öğretmenin tüm yaşamında ki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı.

Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi. Bu kez fakülte diplomasını aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyordu. Mektup onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu. Ama simdi ismi biraz daha uzundu.Mektup söyle imzalanmisti,Prof. Dr. Mustafa Yılmaz ( Tıp Doktoru)

Öykü burada bitmiyor.Mustafa bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu.Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu ve evlenme töreninde Mediha öğretmenin damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu.

Mediha öğretmen bunu kabul etti. Ve tahmin edin ne oldu? Taşları düşmüş olan o bileziği taktı. Dahası, Mustafanın annesinin süründüğü parfümden sürdü. Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Mustafa,Mediha öğretmenin kulağına şöyle fısıldadı:

"Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim.Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim"

Mediha öğretmen,gözlerinde yaslarla fısıldadı, söyle dedi:

"Mustafa, yanlış şeylere sahiptim. Bir fark meydana getirebileceğimi bana öğreten, sensin.Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum."

Birinin Hayatında Bir Fark Oluşturmaya Çalışın...
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Adamın biri bir merkep satın almak için çarşıya çıkar. Yolda arkadaşıyla karşılaşır. Arkadaşı nereye gittiğini sorunca,

— Merkep almak için çarşıya gidiyorum, der.

Arkadaşı,
— İnşâAllah de, deyince,

— Canım, şimdi inşâAllah'ın yeri değil; dirhemler cebimde, merkepse çarşıda, diye cevap verir.

Çarşıda, satın almak için merkep ararken, paraları çalınır. Eli boş dönerken de aynı arkadaşıyla tekrar karşılaşır. Arkadaşı,

— Ne yaptın? diye sorunca,

— Paralar çalındı inşâAllah! karşılığını verir.

Bunun üzerine arkadaşı, onun dediğini tekrar eder ve;

— Şimdi İnşâAllah'ın yeri değil, cevabını der.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Bir zamanlar, padişahın biri çok büyük ve gösterişli bir saray yaptırmıştı. İçini altın, gümüş, kıymetli taşlar ve süslerle donatmıştı. Allah dostlarından birinin yolu oraya düşmüştü. Padişah titizlikle yaptırmış olduğu sarayını ona gezdirerek, "Sarayım güzel mi, beğendin mi?" diye sormuştu. Allah dostu ise, "Padişahım, sarayınızda ki büyük kusur gördüm" diye cevap verince padişah sinirlenerek, "Ben yıllarımı verip onu hesapsız altın ve gümüşle yaptırdığım halde, nasıl olur da sen onda kusur görebilirsin?" dedi.
Allah dostu:

"Padişahım, darılmayın, ama sizin sarayınızda gerçekten iki büyük kusur var. Birincisi, bunca emeğe rağmen bu saray bir gün yıkılacak. İkincisi de, sarayı bin bir titizlikle yaptıran zat da bir gün onu bırakarak ölüp gidecek." Bunları duyan padişah gerçeği gördü ve ağlamaya başlayarak, "Doğru söylüyorsun, gözümüz kör olmuştu. Gerçekleri göremedik. Saray yıkılarak toprağa karışacak, hiçbir kıymeti kalmayacak. Sarayı yaptıran ölecek. Artık, hiçbir şeyin önemi yok. Gerçekten biz bu iki büyük kusuru görememişiz" dedi.

S. Abdülhakim el-Hüseynî Bilvânisî (k.s)

alıntı:Semerkand Takvimi 3 Aralık 2007
 

musa____

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ara 2007
Mesajlar
260
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
S.A Nasip Olmayınca Ne Yaparsan Yap Boş...
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
DİK KUYRUKLU FARE


[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=ka1pvSFYdew[/youtube]​
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Lale Bahçesi

[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=Ar-B_eGq1u4&feature=related[/youtube]
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
Verirler ben acizim sen büyüksün dedikçe

Verenin şanı büyük sen iste istedikçe.
 

cihangir42

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Bu kitabı okudum güzeldi hataaa bi öğretmenime hediye etmiştim
Umarım yararlanmıştır bu kitaptan
 

cihangir42

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Güzel kitap bazı şeyler saçma ama ders verici ve Öğretmenim ders alsındie bende bu kitabı ona hediye etim
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt