Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şark Cephesinde KADIN! (1 Kullanıcı)

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com

Şark Cephesinde KADIN!

İslam Konferansı içinde de artık seslerini duyurmaya başladılar. Neredeyse bir ay içinde İslam ülkelerindeki kadın konusundaki gelişmeleri ele alan iki toplantıya katıldım. Bunlardan ilki Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dhabi'de yapıldı. Amerika'nın Godka projesi çerçevesinde sivil kuruluşlar ve bakanların bir araya geldiği toplantı, Emir Palas'ın gösterişli salonlarında yapılsa da içeriği çok dolu değildi. Toplantının her aşamasında Körfez'deki İslam ülkelerinin kadın ve eşitlik meselesine allerjileri ve acemilikleri belli oluyordu. Türkiye'den TESEV'in takip ettiği Godka projesi Amerika, İtalya, Japonya gibi ülkelerin öncülüğünde İslam ülkelerinde kadını kalkındırmayı hedefliyor.

Projenin 24-25 Kasım'daki Kahire toplantısı ise daha mütevazı şartlarda ama bizzat İslam ülkelerinin kendi girişimleri olarak gerçekleşti. 57 ülkenin katılımı ile İslam Konferansı Örgütü'nün rehberliğinde ortaya çıkan bu girişimin başlatıcısı İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu. 2005 yılına kadar İslam ülkelerinin gündeminde ciddi çalışmalarla yer almayan kadınlar, akılcı politikaları savunan ve bunu konuşmalarında sıkça vurgulayan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun gayretleriyle İKÖ'nün vizyonuna girmiş. Bu girişimin ilk toplantısı geçen yıl Türkiye'de yapılmıştı. Türkiye'de girişimin başlatıcısı olan İhsanoğlu bu toplantının raportörü olarak da önemli rol oynadı.

Suzan Mübarek'in ev sahipliğinde yapılan İKÖ'nün kadından sorumlu bakanlar toplantısı, ortak bir eylem planının karara bağlanması amacını gütse de girişimin merkezinin üye ülkelere sorulmadan Mısır olarak belirlenmesi ve eşitlik maddesine İran'ın “İslami adalet” sözünü kullanalım itirazları ile son raporunu tamamlayamadan tartışmalı sonuçlandı. Ortaya çıkabilecek ciddi bir krizi ise Türkiye engelledi.
* * *
Tüm bunların içinde Türkiye gerçekten çok ayrı bir kulvarda. Bu nedenle tüm değerlendirmelerde Türkiye'yi dışarıda bırakıyorum. Geçtiğimiz ay açıklanan BM cinsiyet eşitliği raporundaki rakamlar bunun tam tersini söylese de. Orada bir kez daha anladım ki, bu rakamları ortaya çıkartan metodolojinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Mesela Kuveytli bakan, daha üç yıl önce seçilme hakkını elde eden Kuveytli kadınların durumunu öyle bir anlattı ki hayran kalmamak mümkün değil. Bakan yardımcısı ise biraz daha gerçekçi; kadınların sadece parlamentoya giremediğini söylüyor. Hakları var ama onları kimse seçmiyormuş. Bunun gibi gerçeki olmayan profillerin uluslar arası raporlara yansıması hayret verici bir durum ortaya çıkartıyor.

Veya Katar; Katar'ın şeyhası Mousa ilk kez televizyona 1997'de çıkmış. Böylece Katarlı kadınların televizyonda görünebileceğini göstermiş. Daha ülkede parlamento bile yok. Ama rakamlara göre kadınların durumu Türkiye'den daha iyi durumda!

Bu tabloları dinlerken insan ister istemez soruyor: Bu ülkelerde durumları iyi olan kadınlar kim? Mesela o ülkelerde hiç bir güvencesi olmadan çalışan ve asıl işgücünü oluşturan Asyalı kadınların durumuna bakılmış mı?

Abu Dhabi'de bir kadın derneğini ziyarette ülke nüfusunun büyük bölümünü oluşturan göçmen kadınların haklarını sorduğumda dernek başkanı, böyle bir şeyi düşünmemizi bile yadırgayarak bir hak olarak bayramda harçlıkların verdiklerini ve bir sorun olduğunda da büyükelçiliklerine gönderdiklerini söylemişti.

Bu genel resmi görmeden “bakın Nepal'den daha geriyiz” diye konuşmaya başlayan yazar ve konuşurlarımızı bu nedenle hayretle dinliyorum. Kendi ülkelerine New York'tan bakıyorlar herhalde.
* * *
Yine de şark cephesinde değişim birçok alanda görülüyor. Mesela İran, Pakistan, Fas gibi sadece birkaç ülke dışında katılan bakanların çoğunluğu kadındı. Türki Cumhuriyetler İslam ülkeleri içinde kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirmede çok iyi durumda. Onların deyimi ile “gadın-aile ve uşşaklar konusunda” Türkiye'yi model alıyorlar. Afrika ve Uzak Doğu ülkeleri eşitlik fikrine Arap ülkelerinden çok daha yakın. Onlar için en önemli sorunlar; HIV, şiddet, kadın sünneti ve insan ticareti.

Bundan üç dört yıl önce bu konular böyle toplantılarda bu düzeyde dile gelemezmiş. Bakanların taleplerinden en önemlisi İKÖ'nün bu çalışmalar için mali bir fon oluşturmasıydı. İslam Kalkınma Bankası'nın bu meseleler için para ayırması taleplerine ise genelde pek sıcak bakılmazmış. Üyelerinin yarıdan fazlasını yoksul ülkelerin oluşturduğu örgütün kaynaklarını oluşturan Suudi Arabistan, körfez ülkeleri gibi ülkeler paranın harcama politikaları üzerinde de etkili oluyorlardı çünkü. Onların kadına bakışı etkisini en çok burada gösteriyordu.

Dikkatimi çeken bir başka nokta ise henüz İslam ülkelerinde kadın-erkek eşitliği fikrinin gerçek manası ile telaffuz edilememesi oldu. Ailenin önemi, kalkınmada kadının yeri, çocukların eğitiminde kadının önemi gibi başlıklar konuşmalara hakimdi. Kadınlar salt insan oldukları için değil de yukarıdaki nedenler ile eşitlik konuşuluyor izlenimi uyanıyor insanda.
* * *
Bu arada Türkiye'de gerçek resim ile ters orantılı rakamların nedenlerini de daha somut konuşmak gerekiyor. Meseleye sadece kadınların meselesi olarak bakılmamalı. 2000'e yakın personeli olan Mülki İdare Amiri kadrosu içinde sadece vali yardımcısı statüsünde 6 kadın, üst düzey bürokraside ise genel müdür düzeyinde 8 kadın varsa bu meseleye siyaset kadar devlet politikalarının yaklaşımı açısından da bakmak gerekir. Mesela personelinin %57'si kadın olan Milli Eğitim Bakanlığı içinde sadece 1 tane kadın genel müdür var. O da Kız Teknik Okulları Genel Müdürü. Personelinin % 40'a yakın bölümü kadın olan Sağlık Bakanlığında ise hiç üst düzey kadın yönetici yok. Hiç kadın müsteşar ya da müsteşar yardımcısı yok. 21 kaymakam ve 15 kadın büyükelçi ve 6 kadın vali yardımcısı da Ak Parti hükümeti döneminde atanmış. Bunlar önceden var olup sonradan yok olmamışlar. Zaten hiç yokmuşlar.




Ayşe Böhürler











 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt