Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Salavatı şerifeler ve hikmetleri (8 Kullanıcı)

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Sevgili arkadaşlar

Bu tip soruları sorarken tabi ki kimseyi iğnelemek amacıyla sormuyorum.Fakat konuya dikkat çekmek istiyorum.O yüzden bazılarınıza bu sorunun acayip gelmiş olması normaldir.

Aslında benim öğrenmek istediğim şu.

Yukarıdaki ayeti anlarken,Peygamberimizin hayatın baktığımızda tevhid inancını insanlara ulaştırmak için hiç bir sıkıntı ve eziyetten çekinmeden durmaksızın mücadele eden bir Peygamber çıkıyor karşımıza.Öyleki bu uğurda 27 defa savaş ve seriyyelere çıkmış yani 27 defa zırh giymiş ve kılıç kuşanmış.Uhud savaşında ölümden dönmüş,zırhının parçaları yüzünün kemiğine kadar girmiş yinede mücadelesinden zerre kadar geri durmamış.

Mekkeli müşriklerin cazip tekliflerine de hiç aldırış etmeden yine tevhid mücadelesine her türlü imkansızlıklar ve zorluklara rağmen devam etmiş

Peygamberimizin hayatına baktığımızda Peygamberlikten sonra vefatına kadar hiç durmadan sürekli çalışan,mücadele eden son derece dinamik bir hayat çıkıyor karşımıza.

Şimdi böyle bir Peygamberimiz var.Onun hayatı tevhidi yaşamak isteyen bizler için en önemli örnektir.Bizler de Allah rızasını kazanmak istiyorsak,ahiretimizin cennet,akibetimizin hayırlı olmasını istiyorsak.Kuran'ı anlayarak,peygamberimizin hayatını örnek almalıyız değil mi?

Öyleyse yukarıdaki Ahzab Suresi 56 da Rabbimiz bizlere Oturduğumuz yerden Peygamberimize övgüler düzmemiz karşılığında bizden razı olacağını mı söylüyor gerçekten de,bunu mu anlamalıyız bu ayetten.Peygamberimiz belli günler ve gecelerde belli sayılarda ona övgüler yağdırdığımız için mi bize şefaat eder mi gerçekten sizce yoksa bu ayetin başka bir manası var mıdır?


ayetin tefsiri sudur daha oncede yazdim ama sanirim okumadiniz yada sorunucu cevapliyamadim..

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber?e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin."Azhab-56 Buyuruyor ayette... Allah-u tealanın Efendimize salat getirmesini nasıl anlamallıyız?

İlgili ayetin tefsiri şöyledir;

Çünkü Allah ve melekleri Peygamberi hep salat eder dururlar. Allah Teâlâ rahmet ve nimet vermesi ile, melekler istiğfarları ile ve hizmetleriyle Peygambere daima ikram etmektedirler. Bu sayede yukarda "Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize melekleriyle beraber rahmetini gönderen Allah'tır." (Ahzab, 33/43) buyurulduğu üzere müminlere ilâhî feyz inmektedir. Ey iman edenler! Sizler ona salat ve selam getirin, selamlayarak teslim olun. gibi dualarla onun üzerine Allah'ın salavatını, rahmetini ve bereketlerini niyaz edin. Ve selam vererek ona hürmet edin. Ve bir mânâya göre, hiç incitmeyerek teslim olun, boyun eğin.Bu âyet gösterir ki Peygamber'e salavat getirmek farzdır. Ancak tekrarına değinilmemiştir. Sahih olan budur ki, ismi zikrolundukça vacip olur. Bu hususta birçok hadisler rivayet olunmuştur. Bu cümleden omak üzere Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki:

"Yanında adım zikrolunup da bana salavat getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün." Yine buyurmuştur ki: "Allah Teâlâ benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salavat getirdi mi, mutlaka o iki melek ona 'Allah seni bağışlasın' derler. Allah Teâlâ ve diğer melekleri de o iki meleğe cevap olarak 'Amin' derler. Bir müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salavat getirmedi mi, mutlaka o iki melek: 'Allah seni bağışlamasın' derler. Yüce Allah ve öteki melekleri de o iki meleğe cevaben 'Amin' derler." Bazıları Resulullah'ın adı tekrar tekrar anılsa bile bir mecliste bir kez vacip olur demişlerdir. Nitekim Secde ayetinde de böyledir. Bunun gibi her duanın başında ve sonunda da vaciptir. Namazda diye salavat okumak biz Hanefilerce vaciplerden değil, sünnettir. İbrahim Nehai'den rivayet edilmiştir: "Sahabeler, teşehhüddeki ile yetinebilirlerdi" demiştir. Fakat Şafiî Hazretleri: "Namazın caizliği için salavat şarttır, vaciptir demiştir. Sahabeler: "Ya Resulullah selam vermeyi biliyoruz. Fakat 'salat'ı nasıl getireceğiz?" demişler. O zaman namazda okunan salavat duası müslümanlara öğretilmiştir. Peygamberlerden başkasına salavat, Peygambere tabi olarak caiz olursa da başlıbaşına birisine salavat getirmek mekruhtur. Çünkü örfte peygamberlerin şiarıdır. Nitekim aziz ve celil olmakla birlikte hakkında "azze ve celle" denmez.

Bilindiği üzere Efendimiz (sas) Hazretleri’nin adı anıldığında duyan her Müslüman’ın salavat getirmesi ihmal edilmez bir görevi, unutulmaz bir vefa borcudur. Nitekim Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurulur:

"Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." (Ahzab Suresi, 56) Veya “tam bir teslimiyetle ona teslim olun.”

Peygambere Allah’ın salât etmesi, rahmet etmek; meleklerin ve bizim salât etmemiz de onun için rahmet duası etmek anlamına gelir. Onun rahmete erişmesi ise, ümmeti olarak bizim rahmete erişmemiz demektir. Çünkü hayatı boyunca görüldüğü gibi, onun bütün kaygısı ümmetinden ibarettir. Bir gece sabaha kadar ümmeti için Rabbine yakardıktan sonra Allah ona Cebrail ile “Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz” şeklinde haber göndermiştir. (Müslim, İman: 346.) İsra Suresi 79. ayette de ona “Övülmüş Makam” adıyla şefaat makamının verileceği müjdelenmiştir ki, bu durum, bizi Allah’ın Resulü ile çok yakın ve sıcak bir ilişki içinde bulunmaya davet etmektedir. İşte salâvat, onunla bizim aramızda bu sıcak ilişkiyi kuran, devam ettiren ve pekiştiren en önemli bir vasıtadır.

O kadar ki, O’nun irşadıyla var oluş hikmetini anlayan her Müslüman’ın üzerine bu salavatın ömründe bir keresi farz, sonrakileri vacip, tekrarlarda ise sünnet olduğu bildirilmiş, salavatın terki ise şefaatten mahrumiyete sebeptir, denmiştir.

İyilik gördüğü kimselere iyilik etme minnettarlığı duyan, hatta bir kahvenin kırk yıl hatırını sayan insanlar, ebedi hayatını kurtarmaya vesile olan Resulüllah’a da (sas) elbette minnettarlık duyacak, adını duyunca büyük bir hürmet ve sevgiyle salavat getirecek, böylece gösterdiği bu bağlılıkla da şefaatine nail olacaktır.

"Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." ayetinin emri gereği olarak ömürde bir defa salavat getirmek farz, sonraları her ilk duyuşta vacip, aynı yerde tekrarlanmalarda ise sünnet olduğu ifade edilmiştir. Anlaşılan odur ki, getirilen salat–ü selamdan hem Rabbimiz, hem de melekleri razı olmakta, ayrıca melekler salavat getirenlere de dua etmekteler. Hadis kitaplarında görüyoruz ki, Efendimizin (sas) Cennet’teki makamının yükselmesine sebep olan salavatı okuyan insana melekler, “Allah da senin makamını yükseltsin!” diye dua etmekte, öteki melekler de bu duaya amin demekteler. Salavat getiremeyene ise, “Allah da senin makamını yükseltmesin!” diye tepki göstermekte, öteki melekler de bu tepkiye amin diyerek iştirak etmekteler.

Demek ki, Efendimizin (sas) adını duyunca salavat getirenler meleklerin hayır duasını alır, getirmeyenler ise bedduasına maruz kalırlar. Ayrıca, Peygamberimiz (sas) de, adını duyduğu halde salavat getirmeyen vefasız ümmetine kırılmakta, bunu da “burnu sürtülsün!” sitemiyle dile getirmektedir.

Salavatın çeşidi sayılamayacak kadar çoktur. Bunların en meşhurları da namazlarda tahiyyattan sonra okuduğumuz, “Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” ile “Sallallahü aleyhi vesellem” salavatlarıdır. Manaları şöyle özetlenebilir:

–Rabbimizin rahmeti, meleklerinin istiğfarı ve bizim de selamımız Efendimiz Hazreti Muhammed ve ailesi üzerine olsun.


Bu konuda Peygamberimizin birçok hadisi bulunmaktadır ki, bunlardan birkaç tanesi şöyledir:

“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır.” (Ebû Davud, Menâsik: 97.)

“Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur.” “Ey Allah’ın Elçisi,” diye sordular. “Sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur?” Peygamberimiz buyurdu ki: “Allah, peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.” (Ebû Davud, Salât: 201.)

Übeyy ibni Kâ’b birgün Peygamberimize şöyle sordu: “Ey Allah’ın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım?” Peygamberimiz “Dilediğin kadarını” buyurdu. Übeyy yine sordu: “Dörtte birini ayırayım mı?” Peygamberimiz yine “Dilediğin kadarını,” buyurdu. “Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Yarısını?” “Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam?” “İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar.” (Tirmizî, Kıyamet: 23.)

“Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar.” (Müstedrek, 2:456, no. 3576.)

“Ey Allah’ın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz?” sorusuna karşılık ise, Peygamberimiz, namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz “Allahümme salli, Allahümme bârik” duâlarını öğretmiştir. (Buhârî, Tefsir 33:10; Tirmizî, Tefsir 33:23.)

Bu gibi salavatlar Efendimize has bir dua olduğundan O’na mahsus duayı Rabbimiz reddetmez.

Bu niyetle bizler de özel dualarımıza redde uğramayan salavatla başlar, salavatla bitirirsek iki makbul dua arasına aldığımız duamızın kabul olacağını ümit ederiz.

Okuma ve yazmalarda ise Efendimizin (sas) adı geçince açıkça:

–“Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” yahut da “Sallallahü aleyhi ve sellem” demek en güzeli olduğu gibi, yazanların salavatın baş harfleriyle (asm) yahut da (sas) şeklinde işaretlemeleri de salavatı hatırlatmak demektir. Ancak yazıda bu gibi salavat getirme işaretleri çoğalınca okuyanlar bazen zorlanmakta ve maksadının aksine, hürmet için konan işaretler bazen hürmet zedelenmesine de sebep olmaktadır. Böyle bir hürmet eksilmesine sebep olmaktansa işaretleri azaltıp okuyanın irfanına bırakmakta isabet olsa gerektir.

Efendimize getirilen salavat, günahının affına sebep denemez. Çünkü O’nun böyle bir durumu söz konusu değildir. Makamının yükselmesine vesiledir. O yüzden Efendimizin makamını kimse tahmin ve tespit edememektedir. Çünkü her saniye, iyiliğine sebep olduğu ümmetinden nehirler gibi salavat duaları akmakta, böylece yükselmenin hiç durmayıp kıyamete kadar da devam edeceği anlaşılmaktadır.


Tarihi bir saygı örneği:

Sultan Mahmud Gaznevi, Muhammed adındaki hizmetçisine her defasında çok sevdiği bu Muhammed adıyla hitap ettiği halde bir defa da babasının ismiyle hitap eder. Buna üzülen hizmetçi, neden çok sevdiği güzel ismiyle değil de babasının ismiyle çağırdığını sorunca Sultan’dan şu cevabı alır:

–Ben her defa abdestli bulunuyor, o yüce ismi abdestle söylüyordum. Bu defa abdestim yok! O mübarek ismi abdestsiz ağzıma almaktan utandım!

Mübarek ismi duyduğu halde gönlü kıpırdamayan salavat tembellerine ithaf olunur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

sinemm89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
601
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
gülberracım emeğine sağlık.. güzel cevaplamışsın allah razı olsun kardeşim
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

sinemm89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
601
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

sinemm89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
601
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

sinemm89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
601
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

çelebiler

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2012
Mesajlar
75
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
ayetin tefsiri sudur daha oncede yazdim ama sanirim okumadiniz yada sorunucu cevapliyamadim..

Okudum Kardeşim sağolasın güzel yazmışsınız.Öncekinde de 3 sefer okumuştum.Buna da tekrar tekrar okudum.Sizin de bir önceki iletimde bahsettiğim konuları bu ayetin ışığında düşündüğünüzü umuyorum.

Bu kadar aradan sonra ne demek istediğimi,salavatın aslında ne olduğunu bildiğim kadarıyla dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım.

Mesela bizler anne babamızı çok severiz değil mi?Biz bu sevgimizi anne babamıza hergün binlerce kere söylesek fakat onların hiçbir ihtiyaçlarını karşılamasak,acıkınca yiyecek vermesek,susadıklarında su vermesek ne olur.Hergün binlerce kere "annecim babacım ben sizi çok seviyorum" dememizin bir değeri var mıdır?

Ahzab 56. ayette "Allah ve melekleri peygambere salat eder." diyor değil mi?Bu ayeti açıklarken meleklerin ve bizlerin "Allahümme" diye başlayarak salavat getirdiğimizi,Allah'ın salat etmesinin de rahmet etmesi olduğunu söylemişsiniz.Öyledir de tabi ki Allah elbetteki bizim gibi "Allahümme" demeyecek haliyle.Öyleyse aynı kelime ile aynı şeyden bahsediliyor yani Allah'ın,meleklerin ve bizlerin yaptığı aynı şey olmalı değil mi?O halde aslında salat'tan kast edilen başka birşey olmalı.

Salat'ın pekçok manalarından biri de destektir.Yani yardım etmek.Salat'ın manasını destek ve yardım olarak anlarsak Allah'ın rahmetinin de ne olduğu anlaşılıyor değil mi?

Ayrıca ayetin sonundaki "sellimu" kelimesi selamet manasına gelir yani güvenlik,emniyet manalarındadır.

Ahzab 56. ayeti birde böyle tercüme ederde ondan sonra gelen ayetlere de bakarsak ayetin manasının çok daha iyi anlaşılacağını görüyoruz.Şöyle ki.

Ahzab 56

"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere destek olurlar.Yardım ederler.Ey iman edenler,müminler sizde ona destek olun,yardım edin.Tam bir teslimiyetle güvenliğini sağlayın."

Şimdi de 57. ayete bakalım.

"Allah ve Resulünü incitenler var ya,işte Allah onlara dünyada ve ahirette lanet etti ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırladı."

İki ayeti birlikte okuyarak düşündüğümüzde Rabbimizin Ahzab 56. ayetinde bizlere ne buyurduğunu daha iyi anlıyoruz.Peygamberimizi inciten üzen birileri var.Bundan Rabbimiz de inciniyor ve üzülüyor ve bu sebeple bizlere Ona destek olmamızı yardım etmemizi ve kesin olarak güvenliğini sağlamamızı istiyor.

"Sahabelerin destek ve yardımını anladık ya bizim yardımımız nedir?" diyecek olursa da.

Bizim desteğimiz de Peygamberimizin bizlere bıraktığı Kuran ve Sünneti anlayarak,yaşamak ve Peygamberimizin izinden gitmektir.Peygamberimizi hayatımızın her alanında,vahyi yaşama gayretinde,ahlakında,cihadında,ticaretinde,evinde, arkadaşlıklarımızda,sevdiklerimizde,sevmediklerimizde,üzüldüklerimizde,güldüklerimizde örnek alabiliyorsak,müminler olarak Peygamberi bir hayatı günümüze adapte edebiliyorsak o zaman Peygamberimize destek oluyor ve yardım ediyoruz demektir.

Yukarıda bir önceki iletimden de bu yüzden bahsetmiştim.Böyle Allah'ın emirlerini yaymak ve yaşamakta bu derece mücadeleci bir Peygambere sahibiz,fakat o mücadelesinden ders almadan Onu hayatımıza örnek almadan,oturduğumuz yerden binlerce kere salavat getirsek,ne dersiniz rabbimizin rızasını kazanmış olurmuyuz?
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)
 

çelebiler

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2012
Mesajlar
75
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Seyyidina,efendimiz demektir.Efendi ise Rab manasındadır.

1 (5391)- Mutarrif İbnu Abdillah, babası (radıyallahu anh)'tan naklediyor: "Benî Amir heyetiyle Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına gitmiştik
"Sen bizim efendimizsin!" diye hitap ettik
"Efendi, Allah'tır!" buyurdular Biz:
"Fazilette en ileride olanımız, mertlikte en başta gelenimizsin!" dedik Bize: "Söylediğinizin hepsi bu veya buna yakın bir söz olsunŞeytan sizi (mübalağalı medihlerde) koşturmasın!" buyurdular" [Ebu Davud, Edeb 10, (4806)]

Ktub-u Sitte | Hadis Ansiklopedisi ProfDr brahim Canan

Hadis No: 5392-5356-Hz İbnu Abbâs anlatıyor: “Hz Ömer’in şöyle söylediğini işittim: “Resûlullah’’ı dinledim diyordu ki: “Hakkımda, Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’ya yaptıkları aşırı övgülerde bulunmayın Şurası muhakkak ki ben bir kulum Benim için “Allah’ın kulu ve elçisi deyin” Buhârî, Enbiya 44, (Teysîr, bu hadisi Müslim’in de rivayet ettiğine işaret eder)
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
43
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

umitbsr58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eyl 2006
Mesajlar
180
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
İstanbul
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.”

Manası: “Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle. (Rahmet et, selametlik ver.)”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt