Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR... (1 Kullanıcı)

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamün aleyküm;

SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR... 2

Sözlükte Ve Şeriatte Sakalın Ölçüsü: 2

Sakal Bırakılması Hakkında Hadisler: 2

Sakal Tıraşının Haram Olduğuna Dair Deliller: 3

İmamların Sakal Tıraşı Konusundaki Sözleri: 4

Sakal Kısaltılabilir mi?. 4




SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...


Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Salâtü Selâm Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın, Ehlinin, Sahabesinin ve de kıyamete kadar onları dost edinen herkesin üzerine olsun.

Allahu Teala şöyle buyurdu:

“Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr, 59/7)

“Kim Allah’a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.” (Nisa, 4/14).

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:

“Şeytan artık bu topraklar üzerinde kendisine tapılmasından ümidini kesmiştir. Fakat bunun dışında sizin önemsemediğiniz bazı şeylerde ona itaatiniz onu memnun eder. Bundan kaçının. Muhakkak ki ben size iki şey bıraktım ki bunlara sarıldığınız sürece sapıklığa düşmezsiniz. Bunlar Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin Sünnetidir.”[1]

Bu ayet ve hadisler bize şunu ifade ediyor. Müslüman gerek akaid gerek feraiz gerekse dua ve zikirde ve bütün işlerinde Allah’ın Kitabı ve Peygamber’in Sünneti’ne sarılmadıkça gerçek bir müslüman olamaz. Bunun zahiren ve batınen, tam bir teslimiyet, gönül hoşnutluğu ve ihlas üzere olması gerekir. Şöyle ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in sözlerini yeryüzündeki tüm insanların sözlerine tercih eder. Büyük küçük ayrımı yapmadan İslam’ın tüm emirlerine sarılmaya çalışır. Zira İslam parçalanamaz bir bütündür. Hak bölünme kabul etmez. İslam’da orta bir çözüm yoktur. Bazılarınca küçük görünen bir bir takım emirler şeriatin nazarında büyüktür.

“Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki, Allah katında çok büyük (bir suç)’tur.” (Nur, 24/15)

Bilindiği gibi, bugün bir çok müslüman sakal tıraşı hastalığına müptela durumdadırlar. Kültür işgalinin etkisi ile müslümanlar başta sakal tıraşı olmak üzere bir çok gayri İslami adet ve davranışları benimsemiş bulunuyorlar. İslam ümmetinin aydınlık tarihinde böyle bir şey görülmemiştir. Müslümanların hidayet önderi imamlarından sakalını kesen tek bir fert dahi yoktur. Bu sapık adet bize, ülkemizi işgal eden kafirlerden veya aramızdan kafirlerin ülkelerine gidip, salih geçmişlerinin yolundan yüz çevirip kendilerini tamamen onlara benzeterek, kendilerine müminlerin yolundan başka yollar seçen kimseler vasıtasıyla girmiştir.

Allahu Teâlâ’nın müslüman kardeşlerimizi faydalandırması ümidiyle burada sakalın İslam’daki yerini açıklamaya çalışacağız.[2]



Sözlükte Ve Şeriatte Sakalın Ölçüsü:


Sakal: Yanaklar ve çene arasında çıkan kılların ismidir.

Bıyık dışında, çene, iki çene kemiği altı, iki yanak ve boynun iki yanında biten tüm yüz kılları sakaldır.

Sakal bırakmanın hükmü: Sakal bırakmak akıl baliğ bütün müslüman erkeklere farzdır. Bunu, bırakılmasını emrederek, kesilmesini veya bir kabzadan fazlasının kısaltılmasını yasaklayarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem farz olduğunu bildirmiştir. [3]



Sakal Bırakılması Hakkında Hadisler:


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bıyıkları kısaltın, sakalları bırakın.”[4]

“Bıyıklarınızı iyice kısaltıp, sakallarınızı bırakın”[5]

“Mecusilere muhâlefet edin, sakallarınızı uzatın, bıyıklarınızı kesin”[6]

“Müşriklere muhhalefet edin sakallarınızı çoğaltın, bıyıklarınızı azaltın” [7]

“On şey fıtrattandır: Bıyığın kesilmesi, sakalın uzatılması, misvak, istinşak (Burna su çekmek), mazmaza (ağza su çekmek), tırnakları kesmek, parmak mafsallarını yıkamak, koltuk altını temizlemek, etek tıraşı olmak, intikhasu’l-mâ (yani istinca yapmak).” [8]

İbn Ömer radıyallâhu anhümâ anlatıyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki:

“Bıyıkları kısaltın, sakalları olduğu gibi bırakın.”[9]

Hadis metinlerinde geçen “Evfû”, “Veffirû” E’fu” ve “Ercû” gibi tüm kelimeler aynı anlamı ifade ederler. Yani sakalın kendi hali üzerine bırakılması anlamına gelir.

* İ’fa demek sakalın hiç kesilmeden uzaması ve çoğalması için kendi haline bırakılması demektir. “Evfu, E’fu anlamındadır. Yani sakalın kısaltılmaksızın, kendi hali üzere olduğu gibi bırakılması anlamındadır.

* Kisra’nın Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gönderdiği iki elçinin ikisi de sakallarını kesmiş, bıyıklarını ise uzatmışlardı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem huzuruna gelen bu adamların yüzlerine bakmak istemedi ve onlara

“Yazıklar olsun, size bunu kim emretti?” diye çıkıştı. Onlar da

“Bize bunu Rabbimiz (yani Kisra) emretti” dediler. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Fakat Rabbim bana sakalımı uzatmamı ve bıyığımı kısaltmamı emretti.”[10]

Allahu Ekber! Vah! O sakalını kesen müslüman, işin büyüklüğüne baksın ki; acaba Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onun yüzüne bakmaktan eza duyarsa ne hissedecek? Hatta yüzünü şöyle diyerek ondan çevirirse ne cevap verecek?

“Yazıklar olsun! Sana bunu kim emretti?!” Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashabına emrettiği her şeyi öncelikle kendisi yerine getirirdi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem uzun ve gür sakallı idi. [11]



Sakal Tıraşının Haram Olduğuna Dair Deliller:


1) Allah’ın yarattığını değiştirme: Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

“Allah’ın yaratışında değişme yoktur.” (Rum, 30/30)

Yani Allah’ın yaratışında ve sizi yarattığı şekilde değişiklik yoktur. Allahu Teâlâ İblis’in şöyle dediğini naklediyor:

“Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” (Nisa, 4/99).

Bu nas açıkça, şerî bir izin olmaksızın, Allah’ın yarattığını değiştirmenin, şeytanın emrine itaat olduğunu göstermektedir. Sakal tıraşının Şeytan’ın sevdiği ve emrettiği bir yaratılışı bozma eylemi olduğunda hiç kuşku yoktur.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kendilerini güzelleştirmek için dövme yapan ve yaptıran, yüzden kıl alan (kaşlarını incelttiren), dişlerinin seyrekleştirmek için dişlerinin arasını yontturan kadınlara Allah lanet etmiştir. Allah’ın yaratmış olduğu şekli bozanlara da lanet etmiştir.”[12]

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bütün bu davranışları Allah’ın yaratmış olduğu şekli bozmak olarak kabul etmiştir. Sakal tıraşının da güzellik için işlenilen bir yaratılışı bozma eylemi olduğunda şüphe yoktur. Ve bu davranış da, yaratılışı bozmaya yönelik diğer davranışlar ile, laneti gerektiren illette müşterektir. Sakal tıraşı Allah’ın yarattığına itiraz demektir. Zira Allahu Teâlâ insanı en mükemmel surette yaratmıştır. Allah azze ve celle şöyle buyurdu:

“Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı.” (Tegabun, 64/3)

“Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık.” (İsra, 17/70)

“Biz insanı en güzel biçimde yarattık.” (Tin, 95/4)

“Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır.” (Neml, 27/88)

Şüphesiz sakalın kesilip atılması bu büyük nimeti inkar anlamına gelir.

2) Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in emrine muhalefet: Yukarıda örnek verdiğimiz hadislerde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem açıkça sakalın uzatılmasını emretmiş ve kesilmesini yasaklamıştır. Emir ise, emredilen şeyin yapılmasını gerektirir. Emre uyan sevap, uymayan ceza görür. Usulü fıkıhta emir, karine ile lafzın zahiri anlamının kast edilmediğinin anlaşılması hali hariç, vücub ifade eder. Burada ise tüm karineler vücubu tekid etmektedir. Bütün bunlardan sakal tıraşının Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in açık ve kesin emrine aykırı olduğu anlaşılmaktadır.

Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

“Her kim Allah ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36).

“Artık kim Allah’a ve Rasulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.” (Cinn, 72/23).

3) Kafirlere benzemek: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem birçok sahih hadisinde “Mecusilere muhalefet edin...” “Müşriklere muhalefet edin...” ve “Ehli kitaba muhalefet edin...” buyurmuştur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sakal tıraşının müşriklerin adeti olduğunu ve müslümanların onlara muhalefet etmelerini ve benzememeleri gerektiğini bildirmiştir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır.”[13]

Sakal tıraşı bugün çoğu kafir miletlerin şiarı olmuştur. Bu çirkin adet bize onlardan geçmiştir. Efendimiz şöyle buyurdu: “Başkasının sünneti ile amel eden bizden değildir”[14]

4) Kadınlara benzemek: Açık bir gerçektir ki Allah’ın erkekleri kadınlardan ayırdığı en önemli şeylerden biri sakaldır. Bunun tıraş edilmesi de erkeklerle kadınlar arasında ileri derecede benzerlik meydana getirir. Erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanlar ise, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in diliyle lanetlenmişlerdir.

“Erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanlar lanetlenmişlerdir”[15]

Eğer sakal tıraşı kadınlara benzemek değilse, kadınlara benzemek ya ne ile olur?! Sakalın erkekler için birçok faydaları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Süstür, vakardır, heybettir ve kadın ile erkek arasındaki farktır.

5) Fıtrata aykırılık: Allahu Teâlâ şöyle buyurdu

“(Rasûlum!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum, 30/30)

Fıtrat: Yani sünnet. Yani Allah’ın insanları yarattığı saf, temiz hal. İnsanlar buna eğilim duyarlar, buna aykırı şeylerden kaçınma eğilimi üzerine yaratılmışlardır. İnsan fıtrattan gelen bu hasletleri terk ettiği takdirde, insanlığından bir şey kalmaz. Sakal Peygamberlerin seçtikleri ve şeriatlerin üzerinde müttefik oldukları eski bir sünnet ve fıtrattan gelen bir haslettir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hulefai Raşidin, Sahabe ve Tabiin’in tamamı uzun sakallı idiler.

Sakal tıraşı; israf, vakit kaybı ve günahı açığa vurmaktır: Sakal tıraşı için jilet, tıraş sabunu ve saire şeylere masraf yapılmaktadır ki bu da Allah’ın bize emanet olarak verdiği malı uygun olmayan işlerde harcamaktır. Yarın Allah, kıyamet gününde bunun hesabını soracaktır. Bu iş için harcanan paranın fazla bir şey olmadığı söylenemez. Zira Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (Zilzâl, 99/9)

Aynı şekilde müslümanın vakti de çok kıymetlidir. Böylesi haram işler ile zayi edilmemesi gerekir. Sakal tıraşı açıkça günah işlemek ve bunu herkese göstermektir. Günahını izhar edenlerin günahları affolunmayacaktır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bütün ümmetim affolunur, ancak günahlarını açıktan işleyenler hariç.” [16]



İmamların Sakal Tıraşı Konusundaki Sözleri:


Bütün fakihler sakal tıraşının haram olduğunu belirtmişlerdir. İbn Hazm “Meratibu’l İcmaa” da şöyle diyor: “Sakal tıraşının caiz olmayan çirkin bir davranış olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Yüz, Allah’ın yaratıcılık kudretinin ileri derecede ifadesini bulduğu bir organdır. Dolayısıyla bu organa saygı duyulması ve korunması gerekir; çirkinleştirilmesi veya ihanete uğratılması değil! Abdullah b. Yezid el-Ensarî radiyallahu anhü’den “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yağma ve ibret amacıyla organların kesilmesini yasakladı.”[17]

* İbn Teymiyye “İhtiyaratu’l-İlmiyye” de şöyle der: “Sahih hadislerde belirtildiği üzere sakal tıraşı haramdır. Kimse mübah görmemiştir.”

* Hanefilerden İbn Abidin “Reddü’l-Muhtar” da şöyle der: Erkeğin sakalını kesmesi haramdır.

* İmamı Şafi de “el-Ümm” de sakalı tıraşın haram olduğunu belirtmiştir.

* Malikilerden de el-Adevi, İmam Malik’den, sakal tıraşının mecusilerin işlerinden olduğunu nakletmiştir. İbn Abdilber de “Temhid” de sakal tıraşının haram olduğunu ve bunu ancak kadınlara benzeyen kadınsı erkeklerin yaptığını belirtmiştir.

Çağımızda, önder imamların yolundan giden birçok büyük alim de sakalı kesmenin haram olduğu görüşünde birleşmişlerdir.[18]



Sakal Kısaltılabilir mi?


Alimler bu konuda ihtilaf etmişlerdir. Elbette bu ihtilafın ayrıntılarının yeri bu kısa risale değildir. Fakat sözlü ve fiili hadisler ışığında en tercihe şayan görüş, sakalı kısaltmanın caiz olmadığıdır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın şemailinden biri de “sakalı çok idi”[19] “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem uzun sakallı idi.”[20] Enes b. Malik radıyallahu anh O’nu anlatırken “Sakalı şuradan şuraya kadar doldurmuştu” dedi ve ellerini boynunun iki yarısında dolaştırdı.[21] Sahabe radıyallahu anhüm Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in öğle ve ikindi namazlarında Kur’an okuduğunu, “sakalının kıpırdamasından” anlıyorlardı. [22]

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ı sevdiklerini söyleyip de onun görüntüsünü ve ona benzemeyi sevmeyenlere ne demeli; Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

“(Rasûlum!) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin.” (Âl-i İmrân: 3/31)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in sakalını eninden ve boyundan kısalttığına dair hadis ise, hüccet olmayacak kadar çok zayıftır. Bazıları; Ömer ve oğlu Abdullah radiyallahu anhüma’ın sözlerine binaen sakalın bir tutamdan fazlasının kesileceğini söylemektedirler. Fakat bu hüküm doğru değildir. Zira sakalın olduğu gibi bırakılmasına dair sahih hadisler bu sözleri çürütmektedir. Sahih sünnetin olduğu yerde sahabe sözü ile amel edilmez. Çünkü kimsenin sünnete aykırı hüküm vermeye yetkisi yoktur. Sahabelerin radıyallahu anhüma görüşleri değil, rivayetleri hüccettir. Ayrıca Ömer ve oğlu radiyallahu anhüma bu sözü, yılın tüm günleri için değil, bayram günleri için demişlerdir. Bu hususta en sağlam söz, sahih hadislerin zahiri ile amel, yani sakalın kısaltılmadan kendi haline salıverilmesidir. Allah daha iyi bilir. Fakat şunu iyi bilmeliyiz ki, sakalın bir tutamdan fazlasının kısaltılması meselesi ictihadi bir konudur ve bu konuda nasihatten öte sakalını bu ölçüde kısalttı diye kimseye baskı uygulanamaz. Bir tutamdan az olacak şekilde kısaltmaya ise, hiçbir delil yoktur. Sakallarını bir tutamdan az olacak şekilde kısaltanların bu hatalarından dolayı hemen Allah’a tevbe etmeleri gerekir. Allah kendisine yönelip tevbe edenlerin tevbelerini kabul eder.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Tamamı idrak edilemeyenin tamamı terk edilemez. Ve az şey hiç yok olandan daha hayırlıdır. Sakalını kısaltan, bu davranışında hatalı olmakla beraber, sakalını tamamen tıraş edenden daha hayırlıdır. Bu konuda halk arasında şöyle bir misal vardır: “İnsanların ayıplarında, gücünün yettiğini bile yerine getirmekten kaçınan kimse kadar ayıp görmem” Tamamen bırakmayıp gücü yettiği halde sakalını kısaltan gibi... Oysa bu elde olan bir şeydir. Bizden bir şey gerektirmediği gibi bize mal ve zaman tasarruf sağlar.

“Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine icabet edin.” (el-Ahkaf, 46/31)

Allah ve Rasulunü seven akıllı müslüman kardeşim! Şu sözün sahibi peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’ine muhalefet etmekten kaçın. “Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”[23] Sakalını kestiğin zaman kafirlere benzemiş olursun ki bu durumda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın şu sözüne muhatap kalırsın:

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o onlardandır.”[24]

“Ey Allah’ın kulu, sana şu hadisi de hatırlatmak istiyoruz: Eş’as b. Süleym şöyle dedi: Halamdan duydum. Amcasının şöyle dediğini anlattı: “Medine’de yürürken arkamdan bir insan

“İzarını yukarı kaldır, böylesi daha takvâya yakındır.” dedi. Birde ne göreyim; O Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem...

‘Ya Rasulallah, bu uzun bir hırka’ dedim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem

‘Ben senin için iyi bir örnek değil miyim?’ buyurdu. İzarına baktım Dizi ile ayakları arasında bacaklarının yarısında idi.”[25]

Ey sakallarını tıraş eden müslüman! Sen bu konuda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’a mazeretler sıralarken, O sana şöyle dediği zaman ne yapacaksın? ‘Ben senin için iyi bir örnek değil miyim?. Daima ahireti düşünüp, fitneler diyarı, geçici dünya hayatına aldanmamak gerekir. Çünkü dünya hayatı gerçekten çok kısadır.

Ahiret hayatı ise ebedidir.

Sözlerimizi bitirirken; Peygamberimiz Muhammed’e, ailesine ve ashabına salat ve selam ederiz. [26]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hakim rivayet etmiştir. Sahihtir.

[2] Abdullah Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.

[3] Abdullah Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.

[4] Müslim.

[5] Buhari ve Müslim.

[6] Müslim

[7] Buhari ve Müslim.

[8] Müslim

[9] Müslim.

[10] Hasen bir hadistir. İbn Cerir et-Taberi rivayet etmiştir.

[11] Abdullah Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.

[12] Buhari ve Müslim.

[13] Sahih, Ebu Davud.

[14] Sahibul Camii: 5439.

[15] Buharî.

[16] Abdullah Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.

[17] Buharî.

[18] Abdullah Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.

[19] Müslim.

[20] Sahih, Ahmed.

[21] Tarihu İbn Asakir.

[22] Buharî.

[23] Buhari ve Müslim.

[24] Ebu Davud-Sahih

[25] Sahih, Şemailu Tirmizî.

[26] Abdullah Yolcu, Sakal Dinen Gereklidir, Guraba Yayınları El Broşürleri.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

Allah Teâlâ, insanların bedenlerinde saç, sakal ve diğer kılları yaratmış, peygamberleri de bunlardan bir kısmının giderilmesini veya kısaltılmasını, bir kısmının da kesilmeyerek uzatılmasını tebliğ etmiş ve bu konuda insanları uyarmışlardır.

Allah Teâlâ (c.c), "Peygamber size neyi getirip verdi ise onu kabul edin, alın ve sizi yasakladığı şeyden de sakının" (el-Haşr, 59/7) ve "Allah'ın Rasulünde sizin için güzel örnekler vardır" (el-Ahzâb, 33/21) meallerindeki âyetlerinde buyurduğu gibi, mü'minlere sîrette, sûrette, ahlâkta, âdette ve hayatın bütün dallarında, Rasulu (s.a.s)'un sünnetine uymalarını emretmiştir. Rasulullah (s.a.s)'ın sünnetine uymak, İslâmiyet'i daha doğru anlamanın, daha doğru yaşamanın yegâne yoludur.

Allah (c.c)'ın: "Peygambere itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur" (en-Nisa, 4/80) âyet mealinde buyurduklarından hareket ederek, Rasulullah (s.a.s)'a itaatin her şeyden önce farz hükmünü taşıdığını göz önüne alırsak, onun sünnetine sarılmanın önem ve ciddiyeti kendiliğinden ortaya çıkar.

Rasûlullah (s.a.s) ümmetini, kılık kıyafet ve dış görünüşleri bakımından müşriklere benzemekten alıkoymuş; "Kim bir kavme benzerse, onlardandır" (Ebu Davud, Libas, 4) hadisiyle de müslümanları uyarmıştır. Özellikle sakal bırakmaları hususunda mü'minlere tavsiyelerde bulunmuş, çeşitli hadisleriyle de sakalın müslüman için taşıdığı önemi belirtmiştir.

Hz. Aişe (r.anha)'den rivayet edilen bir hadislerinde "On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek; sakalı salıvermek; misvak ile ağzı, dişleri temizlemek; su ile burnu temizlemek; tırnakları kesmek; kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak; koltuk altındaki kılları gidermek, kasıkları tıraş etmek; necaset yolunu su ile pak eylemektir" (Müslim, Tahare, 56; Ebu Davud Tahare, 29; Nesâî, Zine, I) buyurmuşlardır. Diğer hadislerinde ise, "Bıyıkları Çok kısaltın, sakalları ise bırakın"; "Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltın, sakalları çoğaltın"; "Bıyıkları kesin, sakalları bırakın. Böylece Mecusîlere benzemeyin " (Buharî, Libas, 64; Müslim, Tahare, 54) buyurmuşlar ve mü'minleri sakal bırakmaya teşvik etmişlerdir.

Sakal, hadiste de buyurulduğu gibi, yaratılış icabı erkeklerde bulunması gereken ve daha önceki peygamberlerin sünneti olan bir kılıktır. Müteaddid hadislerde sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Kısaltılması konusunda herhangi bir cevaz görülmemektedir. Asırlardır her devirdeki İslâm âlimleri ile bütün mü'minler bu tabii hali benimsemişler ve kendilerinde uygulamışlardır.

Bu hadislerden anlaşıldığına göre, bütün peygamberlerle birlikte Rasul-i Ekrem de sakalını bırakmış ve sakal bırakmayı emretmiştir. Hz. Peygamber ve ashabının sakallarını traş ettiklerine dair hiç bir kayıt yoktur. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s) sakalının ucundan ve yanlarından alırdı (Tirmizi, Edeb, 17). İmam Malik, "Müslüman, çoğunluk sakalını ne şekilde bırakıyorsa o kadar bırakmalı, fazlasını kesmeli, böyle yapmak menduptur. Çünkü bu fazlalığın kesilmemesi, çirkin görünmeye sebeb olur. Sakalı kısaltmanın bir sınırı yoktur. En uygunu, şekli güzelleştirecek biçimde kısaltmaktır" der. İmam Bâcî Abdullah İbn Ömer ve Ebu Hureyre'den nakledilen tatbikata dayanılarak bir tutamdan fazlasının kesilebileceğini söylemiştir.

Dürrül-Muhtar'da sakalın bir tutam boyunda olmasının sünnet olduğu ifade edilmektedir. Aynı şekilde, ekseriyetin görüşüne göre bir tutamdan fazlasını kesmek de sünnettir.

Sakal bırakmak ve buna bağlı olarak sakalı traş etmek konusunda âlimler değişik kanaatlere varmışlardır. Bu alimlerin bir kısmına göre sakal bırakmak farz, kesmek haram; bazılarına göre sakal bırakmak sünnet, kesmek mekruhtur, kimisine göre de müstehaptır. Bunların görüş ve delillerine gelince: Sakal bırakmak farz, traş etmek ise haramdır şeklinde olan birinci görüş, alimlerin cumhuruna aittir. Delilleri ana hatlarıyla şöyledir:

a) Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde sakal bırakmayı emretmiştir. Emirler mendup veya mübah olduğunu ifade ettiğine dair bir delil bulunmadıkça vucub için olurlar. "Sakalları bırakın " emri de sakal bırakmanın farz olmasını gerektirir.

b) Aynı şekilde, Hz. Peygamber (s.a.s) müşrik veya mecusilere benzememeyi emretmiştir. Sakalı traş etmek onlara benzemektir. Bu da haramdır.

c) Sakal traşı, Nisa süresinin 119. ayetinde sözü edilen Allah'ın yarattığı şeyi değiştirmek demektir. Şeytana uyularak yapılân bu hareket de yasaktır. d) Sakal, erkekleri kadınlardan ayıran bir özelliktir. Sakalını traş eden erkekler kadınlara benzemektedirler. Erkeklerin kadınlara benzemesi de dinen yasaklanmıştır.

Sakal bırakmak sünnet, traş etmekse mekruhtur görüşünde olanlar Şafiî mezhebinden İmam Nevevi, Râzi, Gazzalî, Şeyh Zekeriyya el-Ensari, İbn-i Hacer, Remli, Hatib, Şirbini gibi zatlardır. Bu görüşü savunanlar şöyle demişlerdir.

a) Hadis-i şerifteki emir, sakal bırakmanın farz olmasını gerektirmez. Zira aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s), Yahudi ve Hıristiyanlara benzememek için saçların boyanmasını emretmiş, fakat Sahabeden bazı kimseler saçlarını boyamamışlardır. Bu olay bu gibi emirlerin vücub için olmadığını gösterir.

b) Müşriklere din ve imanla ilgili konularda benzemek haramdır. Örf ve âdetlerle ilgili hususlarda ise haram değildir. Zira Rasûlüllah (s.a.s)'de rahiplerinkine benzer bir takunya giymiştir. Şayet bu gibi hususlarda benzemek kesin olarak yasak olsaydı, Hz. Peygamber bunu yapmazdı.

c) Örf ve âdetlerde bile olsa konu sadece müşriklere benzeme noktasından ele alındığı zaman aksine sakal bırakmanın haram olması gerektiği hükmüne varılır. Zira bugün birçok rahip ve gayr-i müslimler de sakal bırakmaktadırlar.

d) Peygamberlerin sünnetlerinden sayılan on şey alimlerin çoğunluğu tarafından sünnet veya müstehap olarak değerlendirilmektedir. Sakal da bunlardan biri olduğuna göre bu da öyle değerlendirilmelidir. Çünkü bunların hepsi temizlik ve iyi görünüşlü olmak gibi güzel âdetlerdir. Rasûlüllah (s.a.s) ümmetine en güzel âdetleri tavsiye etmiştir.

Sakal bırakmak müstehap, (sünnet-i zevaid) traş etmek ise mübahtır görüşünü savunanlar şöyle derler: Sakal bırakmak, yemek, içmek, oturmak, giyinmek gibi Hz. Peygamber'in insan olduğu için tabii olarak yapmış olduğu âdetleridir. Bu itibarla sakal bırakmak ibadetle ilgili sünnet değil, Hz. Peygamber (s.a.s)'in gelenek kasdiyle yapmış olduğu sünnetidir. Buna sünnet-i zevdid de denir. Mahmud Şeltut ve Muhammed Ebu Zehra gibi zamanımızın bazı âlimlerinin görüşü bu şekildedir. Buna göre sakal bırakmak faziletli olmakla birlikte, sakal traşı mübahtır. Sakal bırakılmadığı veya traş edildiği takdirde aleyhte bir hüküm terettüp etmez. İçinde bulunulan çevreye göre hareket etmek yerinde olur.

Sakalın adeta bir parçası olan bıyığa gelince; Hz. Peygamber (s.a.s)'den üst dudağının kenarları görünecek şekilde bıyığı kısaltmak veya tamamen kesmek şeklinde rivayetler vardır. Asıl alınan görüşe göre bıyığı kısaltmak da tamamen traş etmek de sünnettir: Mükellef dilediği şekilde hareket etmekte serbesttir.

Ancak bıyıkların yan taraflarından alıp ortada az birşey bırakmak caiz görülmemiştir. Şir'a şerhinde Hz. Ömer'in bıyıklarının iki ucunu uzattığından söz edilerek bunun bir sakıncası olmadığı açıklanmıştır.

(Sakal ve bıyığın hükümleri ve bu konudaki görüş ve ictihadlar için bk. İbn-i Abidin, II, 113, V, 261; el-Mehhel, I,183-189; Şevkânî, Neylül-Evtar, I, 137-138; el-Mezahibül-Erbea, II, 44-46; Şerhu'n-Nevevî (İrşadüşşarinin kenarında), II, 261-265; İânetü't-Tâlıbin, II, 340; Fethü'r-Rabbânî, XVII, 313-314;ş Mahmut Şeltut, el-Fetâvâ, 227-229; İslâmda Helal ve Haram, Yusuf el-Kardâvî, (Terc. Mustafa Varlı), 107-109; Muhammed Ebu Zehra, İslâm Hukuku Metedolojisi (Terc. Abdülkadir Şener), 51-52; Zekeriyya Kandehlevi, Vucübu ı'fail-Iihye).

Ahmet ARPA
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

selamün aleyküm;
verdiğiniz bilgiler için Allah razı olsun selametle İNŞAALLAH...
B)
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

Sakal,Allah'in Erkeklere Has olan FITRATIDIR.
Sakal,AYETTIR:
Sakali Kesmek SÜNNETTIR.
Sakali Kazimak HARAMDIR.
Sakalsizlik KADINA Benzemektir.
Kadina benzemeyi Peygamberimiz LANETLEMISTIR.
Allah dileseydi Erkekleride Kadınlar gibi SAKALSIZ yaratırdı.
Allah'ın Rasülü Kendisine gelen SAKALSIZ bir elçinin yüzüne bakmadan konuşmuştur.
Ahiretde SAKALSIZLAR hangi yüzlen Rasülüllahın huzuruna çıkacaklar.
Bu Dünya da SAKALSIZLAR hangi yüzlen SAKAL-I ŞERİF-İ öpüyorlar.
SAKALSIZIN SAKAL-I ŞERİF-İ ÖPMESİ EDEPSİZLİKTİR.

O Zaman SAKALSIZ sokağa çıkan utanır,sıkılırdı,edep'e aykırı idi.

burda bir resim var fakat yayımlamayacağım...

Görüldüğü gibi Resimde tek SAKALSIZ var.Utanmamış,Sıkılmamış,Edep mi?Demiş SAKALSIZLIĞIN temelini atmış.
Bu Zamana gelindiğinde SAKALI olana iş bile verilmez oldu. Sokaklarda da SAKALSIZDAN geçilmez oldu.

Müslümanım demek yetmiyor
iman edilmesini bekliyor
Ya iman esaslarını bilirsin
Ya da inkarda çürürsün
Yol Mezarda bitmiyor
Girdiğinde görürsün...
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

SAKALI UZATMA VE BIYIĞI KISALTMA EMRİ



Buharî Sahîh’inde İbn-i Ömer (R. Anhüma) ın rivayetine istinaden Resûlullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu nakleder:



أنهكواالشوارب وأعفوا اللحى.



«Bıyıkları iyice kısaltın (kırkın) ız ve sakalları uzatın (bırakın, çoğaltın) ız.»

Ebu Hüreyre (r.a.) de Resûlullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:



جزواالشوارب وارخوااللحى وخالفوا المجوس.



«Bıyıkları kesin (kırkın) ız, sakalları uzatın (bırakın) ız ve Mecûsîlere muhalif olunuz» (Müslim).



احفوا الشوارب واعفوا ا للحى ولا تشبهوا باليهود.



Enes (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki:

«Bıyıkları gayet kısaltın (kırkın) ız, sakalları uzatın (bırakın) ız ve Yahûdîlere benzemeyiniz» (Tahâvî).

İmam Nevevî’ye göre hadîslerde sakalla ilgili olarak geçen (A’fû, Evfû, Erhû, Ercû ve Veffiru) kelimelerinin beşi de (sakalı hâli üzere bırakmak) mânasınadır.

Bazı âlimlere göre de (A’fû), çoğaltınız mânasınadır. Hâfız «Feth» de İbnü Dakîkil-îdden: İ’fa, müsebbeb makamında sebebin ikâmesiyle çoğaltmak manasınadır. Çünkü İ’fâ, terk demektir. Sakalın terki ise çoğaltılmasnı gerektirir, şeklinde nakleder.

İbn-i Ömer (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.) den «Bıyıkların gayet kısa1tı1masını, sakalın uzatılması (bırakılması) nı eınrettiği» ni rivayet etmiştir (Müslim):

Bütün bu rivayetlere göre sakal bırakmak, İslâmda bir emirdir ve hadîsde geçen İ’fâ: Çoğaltmak, bırakmak, hali üzere terketmek mânasınadır.

Malûmdur ki, emir nehyeden, vazgeçiren ve değiştiren bir sebep olmadıkça îcab (vücub) için olur. Burada bu hususta ise berhangi bir vazgeçiren ve değiştiren bir sebep mevcut değildir; bilakis Resûlullah (s.a.v.) bütün ömürleri boyunca sakalın uzatılmasına (çoğaltılmasına) ihtimam göstermişlerdir. Sahabe-i kirâm (r. anhüm) da aynı şekilde ihtimam göstermişlerdir ki, hatta onlardan herhangi birinden kestiğine ve bir kabza (tutam) dan aşağı kısalttığına (kırktığına) dair bir nakil olmamıştır. Bu durum sakal bırakmanın, uyulması gereken bir emiri (vacib) olduğuna açık bir delildir.
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

TIB YÖNÜNDEN SAKAL



Tıb ilim adamları sakal bırakmanın şu faydaları olduğunu belirtmişlerdir:

Birincisi: Sakal kesme âleti (ustura-cilet vs.) çenede ve yanaklarda gezdirildiğinde görme duygusuna zarar verir. Bu harekete devam edenlerin görme gücü zamanla zayıflar. Fakat sakal bırakanlar, kesmenin meydana getirdiği görme zayıflığı rahatsızlığından uzak olurlar. Tıb otoritelerince bu böyle tesbit edilmiştir.

İkincisi: Sakal, zararlı mikropların boğaz ve göğüs dışına ulaşmasını önler.

Üçüncüsü: Diş etlerini tabiî arızalardan korur.

Dördüncüsü: Sakal kılına vücuddan yağ ifrazatı yayılır, bununla cild yumuşak ve taze kalır. Canlılık kazanır. Aynen, yeşil otlar bitiren sulak arazinin su ile canlılığını sağladığı gib. Fakat, sakal tıraşı olmakla yüzdeki bahsedilen bu ifraz vazifesi durur ve ciltte kuruluk hasıl olur.

Beşincisi: Sakal ile spermatik madde arasında batınî bir irtibat (bağ-alâka) vardır. Erkeklik sakal bırakmakla kuvvetini muhafaza eder. Şayet insanlar sakal kesmeyi itiyad edinseler, nesilden nesile bu böyle devam etse; sekizinci kuşakta erkeklerin sakal özelliğinden mahrum olarak doğmaları neticesini meydana getirir. Erkeklik yavaş yavaş azalır. Bu müddeti geçtikten sonra bu hastalığın eseri görülmeye başlar. Buna umumî olarak hünsâlarda gördüğümüz durum şahiddir. Çünkü, onlar erkeklik azasının gayrında erkekler gibi olmalarına rağmen sakalları bitmez. Bu ifadeli malümatı, sakal bırakmak ile kesmek mevzuuna dair yazılan kitaplardan derledik. Ve mevzuu tamamlamak için zikrettik. Yoksa bir Müslüman amelinde böyle felsefe yapmaya ihtiyaç hissetmez. Ona Allah ve Resûlü’nün emri kâfi gelir.
 

CEVDET-71

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
60
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
62
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

S.A. KARDEŞİM SAKALI VE SAKALLI KARDEŞLERİMİZİ GÖRÜNCE İNAN OKADAR SEVİYORUMKİ ANLATAMAM AMA İŞ GEREĞİ OLMUYOR 3 5 SAKALIM UZASA BUNE YAHU PARA VERİMDE GİT TIRAŞ OL DİYORLAR İNŞALLAH İLERDE YAPACAĞIM KARDEŞİM ELİNE SAĞLIK GÜZEL PAYLAŞIM YAPMIŞSIN ALLAHA EMANET OL B)B)
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

CEVDET-71 yazdı:
S.A. KARDEŞİM SAKALI VE SAKALLI KARDEŞLERİMİZİ GÖRÜNCE İNAN OKADAR SEVİYORUMKİ ANLATAMAM AMA İŞ GEREĞİ OLMUYOR 3 5 SAKALIM UZASA BUNE YAHU PARA VERİMDE GİT TIRAŞ OL DİYORLAR İNŞALLAH İLERDE YAPACAĞIM KARDEŞİM ELİNE SAĞLIK GÜZEL PAYLAŞIM YAPMIŞSIN ALLAHA EMANET OL B)B)
aleyküm selam abi evet iş gereği olmuyor gerici yobaz gibi bakıyorlar ne bu diyorlar, bizi bu hale getirdiler maalesef Allah yardımcımız olsun...sakalı uzatman İnşAAllah geç olmaz abi tam hatırlamıyorum kaynağını efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ümmetimden en son hesaba çekilecek olan sakalsızlardır...Allah muhafaza...biz bir kapıyı Allah rızası ve efendimiz (s.a.v.) için kapatırsak Allah c.c. bize 1000 kapı açacaktır İnşAAllah biz böyle inanıyoruz... yorumun için cezallahu hayran abi selametle kal İnşAAllah s.a....B)
 

Abdulbaki

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
273
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

SAKAL BIRAKMA KONUSUNDA YAZILARIYLA BİZE BİLGİ VEREN KARDEŞLERDEN ALLAH RAZI OLS.B)
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

Sakal da âdete ait sünnetlerdendir. Kâfirlerden de sakallı olanlar var idi. Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi'nin rivayet ettiği (Sünnet olan on şeyden biri sakal bırakmaktır) hadis-i şerifi sakalın sünnet olduğunu açıkça bildirmektedir. Sakalın bir tutamdan fazlasını kesmek sünnettir. Bir tutamdan kısa bırakmak, sünnete aykırıdır.

Sünnet diye bir tutamdan kısa sakal bırakmak bid'attir. Böyle bid'at sakalı, haram işlemekten kurtarmak için, bir tutam uzatmak vaciptir [yani farzdır.] (Redd-ül muhtar)

Bahr-ür-raık'da, (Erkeklerin sarkan saçlarını büküp fitil yapmaları mekruh olur. Çünkü, fitil yapmak, bazı kâfirlere benzemek olur) buyuruldu.

(Müşriklere benzemeyin, bıyığınızı kısaltın, sakalınızı bırakın.) [Nesai]

(Mecusiler bıyıklarını uzatır, sakallarını kısaltır. Onlara muhalefet edin, bıyıklarınızı kısaltın, sakalınızı uzatın!) [İ.Hibban]


Selamun aleyküm,
Allah razı olsun..Çok önemli bir konu paylaşmışsınız kardeşim..Cezakallahü hayran...
Rabbim sakal bırakmayı çok isteyip te bırakamayan kardeşlerimizi de görüyor elbet. O cc. nun merhameti sınırsızdır... Rabbim hepimizin yardımcısı olsun inş...selametle kalın inşaAllah..s.a....
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

S.A. ÇOK DEĞERLİ BİLGİLERDİ ALLAH RAZI OLSUN EMEĞİNİZE SAĞLIK KARDEŞLERİM.. SELAMETLEB)B)
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

Abdulbaki yazdı:
SAKAL BIRAKMA KONUSUNDA YAZILARIYLA BİZE BİLGİ VEREN KARDEŞLERDEN ALLAH RAZI OLS.B)
selamün aleyküm;
Allah c.c. cümlemizden razı olsun İnşAAllah selametle...
B)
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

nigdeli yazdı:
Sakal da âdete ait sünnetlerdendir. Kâfirlerden de sakallı olanlar var idi. Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi'nin rivayet ettiği (Sünnet olan on şeyden biri sakal bırakmaktır) hadis-i şerifi sakalın sünnet olduğunu açıkça bildirmektedir. Sakalın bir tutamdan fazlasını kesmek sünnettir. Bir tutamdan kısa bırakmak, sünnete aykırıdır.

Sünnet diye bir tutamdan kısa sakal bırakmak bid'attir. Böyle bid'at sakalı, haram işlemekten kurtarmak için, bir tutam uzatmak vaciptir [yani farzdır.] (Redd-ül muhtar)

Bahr-ür-raık'da, (Erkeklerin sarkan saçlarını büküp fitil yapmaları mekruh olur. Çünkü, fitil yapmak, bazı kâfirlere benzemek olur) buyuruldu.

(Müşriklere benzemeyin, bıyığınızı kısaltın, sakalınızı bırakın.) [Nesai]

(Mecusiler bıyıklarını uzatır, sakallarını kısaltır. Onlara muhalefet edin, bıyıklarınızı kısaltın, sakalınızı uzatın!) [İ.Hibban]


Selamun aleyküm,
Allah razı olsun..Çok önemli bir konu paylaşmışsınız kardeşim..Cezakallahü hayran...
Rabbim sakal bırakmayı çok isteyip te bırakamayan kardeşlerimizi de görüyor elbet. O cc. nun merhameti sınırsızdır... Rabbim hepimizin yardımcısı olsun inş...selametle kalın inşaAllah..s.a....
ve aleyküm selam;
Rabbim cümlemizden razı olsun İnşAAllah...duanıza da binlerce kez 'amin'...
dediğiniz gibi Rabbim herşeyi görüyor İnşAAllah bizler uygulayanlardan oluruz...selametle kalın İnşAAllah s.a...
B)
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

desertrose yazdı:
S.A. ÇOK DEĞERLİ BİLGİLERDİ ALLAH RAZI OLSUN EMEĞİNİZE SAĞLIK KARDEŞLERİM.. SELAMETLEB)B)
ve aleyküm selam ecmain İnşAAllah cezallahu hayran selametle kalın...
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

Sahih hadis-i nebevîler açıklamaktadır ki, sakal birakmak Allah’ın dininden ve insanlara va’zettiği şeriatındandır. Onun gayri şekilde amel etmek sefâhet, fısk, gaflet ve Efendimiz Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellemin hidayet yolundan ayrılıp sapmadır.

Kişi dikkatlice baktığında görür ki: Erkekliğe ait güzellik, kemal, heybet, vakar ve mürûet (insaniyyet, yiğitlik), sakal bırakmadadır. Çünkü Allah Teâlâ erkekleri sakalla süslemiştır. Onu kesmek erkekliği ve murûeti çirkinleştirip arkaya atmaktır. Bu da, şeytanın, Allah Sübhanehü ve Teâlâ’nın yarattığını değiştirme hususundaki emrine (vesvesesine) itaat; Allah Teâlâ’yı sakal ve diğer hususlarla ilgili işlerindeki hikmetinde itham ve ona abes ile iştigal sıfatını isnad etmektir (haşâ!). İlim ve hikmet sahibi (âlim ve hakim) olan Allah Teâlâ’yı tesbihde bulunur (bütün noksan sıfatlardan uzak kılar) ve O’nu (c.c.) abes ile iştigalden tenzih ederiz.

Sakal, erkekle kadın arasında ayırıcı bir alâmet (alâmet-i fârika) dır. Çünkü bunun dışındaki baş, koltuk, etek ve diğer yerlere ait kıllar ikisi arasında müşterektir, her iki cinsde de vardır.

Hulâsa: Mu’minin daima âhireti gözünün önünde bulundurması; bu fitneli, ifsad edici dünyanın dış görünüşüne aldanmaması üzerine bir vecibedir, vaciptir. Dünya hayatı gayet kısadır. Herkes bu dâr-ı fâniden­ o dâru’l-karâr’a göç edecektir. Orada Aziz ve Cebbar olan Allah’ın huzurunda duracak ve her yaptığından hesap sorulacaktır.

Akıllı kimse, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrasına çalışandır; câhil ise, nefis ve hevasına uyan, Allah’tan birtakım isteklerde bulunan (uman) dır.

Bir Müslümanın bütün işlerinde her şeyin; izzet, mülk, harabiyyet, zenginlik, fakirlik, kurtuluş, helâk ve ne varsa yoksa her şeyin, kudreti elinde olan Allah Sübhanehû ve Teâ1â (Rabbı) nın rızasını düşünmesi gerekir. Doğru ve doğruluğu kabul edilen Efendimiz aleyhisselam buyurmuşlardır ki:



من التمس رضى الله بسخط الناس كفاه الله مؤنةالناس ومن التمس رضى الناس بسخط الله وكله الله الى الناس



«Bir kimse halkın öfkesine rağmen, Allah’ın rızasını isterse, Allah, halkın zahmetine karşı onu korur ve ona yeter. Bir kimse de Allah’ın razı olmasına rağmen, halkın rızasını isterse, Allah onu halka bırakır ve bir şeyine karışmaz.» (Tirmizî.)

Şüphesiz, Allah Sübhanehû ve Teâlâ’nm rızası, Resûlü (s.a.v.) ne ittiba etmeye bağlıdır ve ancak ona (s.a.v) uymakla elde edilir. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ} “ سورة آل عمران {31



«(Resûlüm) de ki: “Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizleri sevsin...» (Al-i İmran sûresi, ayet: 31).
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

[marq]B)B)B)B)B)[/marq]
 

andelib

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Nis 2007
Mesajlar
434
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
izmir
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

yazdığınız gibi.... sakalı mazeretsiz kesersen haram dır.mecusi yada kafirlere benzemek vede kadınlara benzemek için kesmek haramdır.yoksa bu zamanda biz erkekler nasıl çalışıcaz. nasıl okuyacaz.artık mecburiyet olmuş.

farzedelim ki sakalımızı hiç kesmedik sakal 17 18 yaşlarında çıkar okula gitmedik.ferdi yaşamaya başladık.askerde ne yaparız.
hem sakal kesmeye bazı alimler böyle durumlarda cevaz vermişler.

ben ilahiyat profösörlerinden sormuştum: bıraktıktan sonra kesmek haram

cevabını vermişlerdi.
eğer herşeye rağmen sakalın kesilmesi haram olduğuna inanan varsa uygulaması şarttır. haram diye kabuledip yapmamak olmaz. ben cevaz veren alimlerin görüşü ile amel ediyorum.mecburiyetten kesiyoruz.
yoksa kadına kafire benzemek bunlar bize ters.bizi bozar.

herkes hürdür . istediği görüşü benimser.yanlışı doğruyu allah bilir.
sizlerin yorumunada yanlış demiyorum.
bazı hadisler zamana göre yorumlanır.her zamana ayrı ayrı bakan yönleri vardır.hadislerin yorumunuda her yüzılın müctehidi yapar.herkes hadis yorumlayamaz.yada çok büyük alimler yorumlar.
eğer birisi cevaz verse ve ehli sünnet olsa onunla amel edilir.
yanlış bulanlar amel etmez.
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SAKAL DÎNEN GEREKLİDİR...

"Bıyığı iyice kısaltınız, sakalı uzatınız. Bıyığı iyice kısaltınız, sakalı uzatınız böylece yahudilere benzemeyiniz


ALLAH'a ortak koşanlara muhalefet ediniz, sakalı bol bırakınız bıyığı kısaltınız." (Hadis Şeriflerin kaynağı: Buhari K. Libas BI'fail-lihâ C. Sağir 1/13)

Bıyığı kısaltmayan bizden değildir. (Tirmizi K. Edeb B.16 Hn 2762)
Bıyıklarınızı kısaltınız İsrailoğulları bıyıklarını kısaltmadıkları için (bazı) kadınları zina ettiler. C.Sağir 2/87 Levmiûl-Ukul 3/562


Kisra'nın elçileri, Efendimizi (SAV) yemen'e götürmek için ve kisranın tehditlerini içeren bir mesajla huzura çıktıklarında. Efendimiz (SAV) bu iki kişinin bıyıklarını uzatıp ,sakallarını kısalttıklarını gördü ve onlara bakmak istemedi ve buyurdu: "Yazıklar olsun size! Bunu size kim emretti?" Onlar "Rabbimiz (kisra) emretti" deyince, Efendimiz(SAV) :"Lakin benim Rabbim bana sakalımı uzatıp bıyığımı kısaltmamı emretti." Buyurdular. İbni Kesir, Ebu Nuaym, İbnül Cevzi

Mecusilerden sakalını kazımış bıyığını uzatmış bir adam Efendimiz'in (SAV) huzuruna geldiğinde, Efendimiz (SAV) sordular: "Bu ne haldir?", o kişi "Bizim dinimizde böyledir" diye cevap verince "Lakin bizim dinimizde, bıyık kısaltılıp, sakal uzatılır" buyurdu. İbni Ebi Şeybe, Süyuti, Dürül Mensur

"On şey fıtrattandır: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak,misvak kullanmak,buruna su çekmek, tırnak kesmek, parmak mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak,kasıkları traş etmek, su ile taharetlenmek

"Bıyıkları son derece kesin (makasla) , sakalları bırakın" Buhari, Libas:63

"Bıyıkları kesin,sakalları salın, Mecusilere (ateşperest) muhalefetedin" Müslim, Taharet:16

"Bıyıkları kesin, sakalları bırakın, yahudilere benzemeyin" Tahavi Meânil-âsâr:4/230 , Ali el müttaki, Kenzül Ummal

"Erkekleri sakallarıyla, kadınları saç örgüleriyle süsleyen ALLAH'ı C.C. tesbih ederim" el Acluni,Keşfu'l-Hafa:1447

"Halik'e (Yaratıcıya) isyan hususunda, hiçbir mahlukata itaat yoktur." İbni Ebi Şeybe

"Sünnetimden dönen benden değildir." Buhari, Müslim

"Bıyığı almak dindendir." Beyhaki, Şuabul İman:6452

"Bıyığını uzatanın ALLAH-u Teâlâ duasını kabul etmez" Deylemi, Müsned'i Firdevs:5648

"Bıyığını kısaltan bir adam gördüğünüzde, işte o sizin en hayırlılarınızdandır. Bıyığını uzatan bir adam gördüğünüzde, o da sizin en şerlilerinizdendir."

Deylemi, Ahkamul Mezahib fi etvaril Liha veşşevarib:90

"On haslet vardır ki Lut kavmi onlar sebebiyle helak oldular. Benim ümmetimde onlara bir huy ilave edecektir. Erkeklerin birbirleriyle livata etmesi, çamurdan yapılmış küçük yuvarlak cisimleri atmak, sapan atmak, güvercin uçurtmak, def çalmak, içki içmek, sakal kesmek,bıyığı uzatmak, ıslık çalmak, alkış yapmak ve ipek giymektir.

Ümmetimin bunlara ilave edeceği bir haslet ise, kadınların birbirleriyle ilişki kurmalarıdır." Ali el Muttaki, Kenzül Ummal,13014


Hanefi Mezhebine göre sakalı traş etmenin hükmü "HARAM" dır. Şafii mezhebinde Tahrimen mekruh (harama yakın) denilse de imam Şafii'nin "Ümm" isimli eserinde haramlığına fetva verdiği bildirilmiştir. Ayrıca Maliki ve Hanbeli mezheblerinde haram olduğu bildirilmiştir.


(İmam-ı Azam Ebû Hanefi'nin hükmü için "Mezahib-u Erbaa ve Dürrül Muhtar" ) (Harama helal diyen , helal'e haram diyen kafir olur. Resulullah'ın Emirlerini ve Sünnetini inkar etmenin tehlikeleri için yukarıdaki ayetleri okuyunuz.)

Bazı melekler aralarında yemin ederken "Ademoğlunun yüzünü sakal ile ziynetlendiren ALLAH'a C.C. yemin olsun" derler.

Sakal hilkatin tamamındandır . "Hilkatte dilediğini ziyade eder" 35- Fâtır: 1 Ayeti Kerimesinde murâd sakaldır denilmektedir. (Garibut Te'vil)

İbrahim b. Edhem duaların kabul edilmemesindeki sekiz sebepten biri olarak şunu göstermiştir; "Peygamberi SAV sevdiğinizi iddia ettiniz fakat sünneti ile amel etmediniz".

Bir rivayete göre mevta kabire indirildiğinde Münker ve Nekir melekleri sorguya geldiğinde kimin ümmeti olduğunu soracak ölü "Hz Muhammed SAV in ümmeti olduğunu söyleyecek" Meleklerde benzemiyorsun diye inanmayacaklar ve mevta zorlu bir sorguya çekilecektir. Bu melekleri ikna etmekte insanları ikna etmeye benzememektedir.

Sakalı traş eden "FISK" ve "HARAM" işlemektedir. Ümmetin sünneti terketmesi arkasından farzları terketmeyi getirmiştir. Farzları terketmenin ardından ise dinin terkinin gelmesinden korkulur.

Sakala buğz etmek (kin gütmek) çok tehlikelidir. Buğzettiğiniz sakalın sahibi bunu Resulullah'ın emrini yerine getirmek için bırakmıştır. Sakala kin gütmenin sonucu; Sünnet olan sakala kin güden dolayısıyla Sünnetin sahibine yani farkına bile varmadan Resulullah 'a SAV kin gütmüş olur (Bu Kur'an'a buğzeden kişinin direk ALLAH'a C.C. buğzetmesi gibidir.) .

Ahirette şefaatten mahrum kalabileceği gibi, Ümmetin içindeki cennetlik olduğu bildirilmiş Fırka-i Naciyeden (Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat) irtihal etmiş olur.

Peygamberimizin (SAV) Ashabının ve Sahabelerinin (RA) içersinde sakal traş eden bir tek erkek yoktur.

Ayrıca "Tabiîn" denilen ve Peygamberimizin (SAV) Ashabını (RA) gören mü'min erkeklerden de sakalını traş eden bir tek kişinin haberi ulaşmamıştır.

Peygamberimiz (SAV) kafirlere benzemeyi menetmiştir. ("Kim bir kavme benzerse onlardandır" buyurdular. Ebû Davud,Ahmed İbni Hanbel)Kalpteki muhabbet, zahirde benzemeyi gerektirdiği gibi görünüşte benzemekte kalbe bir nevi dostluk ve sevgi getirir.

Bazıları sakalsız bazı alimleri delil gösterirler, oysaki Peygamberinin (SAV) sünnetine uymayanın ameli şeriat'ı garrâ'da nasıl huccet (delil) olabilir.

"İslam şekil dinimi" diye de soru soranların ise,Mekke'de bütün hacıların neden ihrama büründüklerini açıklaması gerekir.

Temizlik imandandır ben temizlik için traş oluyorum diyen, Efendimiz'in (SAV)sakal bırakma emriyle alay etme, haramı temizlik ve vacibi pislik saydığından küfür tehlikesine düşmüştür.

Sakalı kesip bıyıkları uzatmak kimlerin adeti idi: Kisra âli (acem hükümdarının hane halkı), acem mecusileri (ateşperestler), lut Kavmi,Hind yahudileri, kendilerini kadınlara benzetenleri, eşcinsellerin, yahudi ve hristiyanların, şii ve Alevilerin , v.s.

Sakal için hanımdan izin almak kesinlikle gerekmemektedir. Hanım razı olmasa da bırakmak mecburiyetindedir. Ayette "Erkekler kadınlar üzerine ziyadesiyle hakimdirler". Erkek hanımına saçını traş etmesini emretse kadının itaat etmesi gerekmez(Erkeğin sakalı kesmesi menedildiği gibi kadınında saçlarını traş etmesi menedilmiştir zira erkeğin sakalı ve kadının saçı fıtrattandır, kesilmesi fıtrata müdahaledir. ). (Ayrıca İslâmda çok mukaddes olan anne ve baba dahi sakalı kesmeni emretse hükmen sakalı kesemezsin , (ALLAH C.C. ve Resulünün SAV hakkı anne ve babadan üstündür.)

Sakalın Mekruhları;


1-Siyaha boyamak (Ahir zamanda güvercin kursağı gibi sakalını siyaha boyayan bir takım insanlar gelecek bunlar cennet kokularını tadamayacaklardır. -Hadis Şerif- Ebu Davud ve Nesei İbn'i Abbas'dan nakil)


2-Kükürt ile siyaha boyamak


3-Sakalı yolmak


4-Ağaranları yolmak. "O mü'minin nurudur" Hz Muhammed SAV


5-Sakalı kısaltmak


6-Sakalı uzatmak (bir tutamdan fazla)


7-Gösteriş için süslemek


8-Güya zahid olduğunu göstermek için sakalını karmakarışık ve toz içinde bırakmak


9-Siyahlığına bakıp gençliği ileövünmek, aklığına bakıp yaşlılığı ile böbürlenmek


10-Gerçek salihlerden olmadığı halde kendisini onlardan göstermek için kırmızı veya sarıya boyamak. "Sarı boya müslümanların, kırmızı mü'minlerin boyasıdır. Hz Muhammed SAV (Sarı hâluk otu ile, Kırmızı kına ile yapılır)

"Dinin zayıf düştüğü zamanda bir sünnetimi yaşatana 100 şehit sevabı vardır."


"Benim sünnetimi yaşatan beni yaşatmıştır, beni yaşatan beni sevmiştir, beni seven Cennet'te bana komşu olacaktır."


Hz Muhammed (SAV)


kaynak:

http://www.dirilenkalpler.com/sunnet.htm

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt