Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

şahsiyet bozukluklarının tek reçetesi islam'dır (1 Kullanıcı)

HUSEYIN SASMAZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2009
Mesajlar
1,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
60
ŞAHSİYET BOZUKLUKLARININ TEK REÇETESİ İSLAM'DIR
Modern çağda kapitalizm-laiklik akidesi dünya üzerinde yayıladursun toplumları oluşturan temel unsur olan bireyler üzerinde ciddi ve kalıcı hasarlar bırakmaktadır. Demokrasi namına dillere pelesenk olan kapitalizme ruhunu adamış sistematik aydınların ağzında çiğnendikçe kokusu daha da barizleşen bu sisteme salt "serbest piyasa ekonomisi" olarak bakmak müthiş bir hata olmakla birlikte söz konusu sistemin sosyal, kültürel, politik yönünü ıskalamak az sonra değineceğimiz asimilasyon deryasının günümüz insanlık âlemine armağan ettiği toplum ve bireyler manzarasına sahih bir bakışla bakmamız için yanıltıcı olacaktır.
İslam beldeleri dâhil tüm âleme sancağını dikmiş olan bu akide ve bu akideden neşet etmiş olan bu nizamın asıl hedefi insanların organik ihtiyaçlarını ve içgüdüsel gereksinimlerini temin etmekten çıkmış sürekli olarak üretmek ve ürettikçe kâr etmek olarak ray değiştirmiştir. Hâl böyle olunca insanlar kendilerine bulunan yaşam enerjisinin vermiş olduğu bu gereksinimleri tatmin etmekte tarih boyunca görülmemiş kaoslar yaşamaktadır.
Bu minval üzere Türkiye'de psikologların yapmış olduğu araştırmalar zihinsel karmaşıklıkları ve bunun akabinde gelen anormal kişilik bozukluklarını tasnif etmekte ve istatistiklerle birlikte bizlere sunmaktadır. Küresel tüm hastalıkların ve cinayetlerin, intiharların, tecavüzlerin, alkolizmin, ensest ilişkilerin güdüsü olan bu problemin başlıca nevine ve Türkiye bilançolarına göz atmak istersek;
1.Paranoid kişilik bozukluğu: Genç erişkinlik döneminde başlayan, başkalarının davranışlarını kötü niyetli seklinde yorumlayıp, devamlı olarak güvensizlik ve kuşku duyma halidir. Genel toplumda % 0,5-2,5 arasında rastlanmaktadır.
2.Şizoid kişilik bozukluğu: Genç erişkinlik döneminde başlayan, devamlı suretle kendini belli eden toplumsal ilişkilerden kopma ve kalabalık ortamlarda kısıtlı bir duygu ifadesinin olduğu bir kişilik sorunudur: Genel nüfusun %0,5-7 'sinde bulunmaktadır. Erkeklerde kadınlara oranla daha çok görülmektedir.
3.Şizotipal kişilik bozukluğu: Genç erişkinlik döneminde başlayan düşünsel ya da algısal çarpıklıkların ve olağandışı davranışların yani sıra yakin ilişkilerde aniden rahatsızlık duyma, sıcak ilişkilere girme becerisinde azalmanın olduğu sosyal ve kişilerarası yetersizlikler durumudur. Genel nüfusta %3-5 oranında rastlanmaktadır. Erkeklerde hafifçe daha çok görülmektedir.
4.Borderline (sınırda) kişilik bozukluğu: Genç erişkinlik döneminde başlayan, kişilerle olan ilişkilerde, kendilik algısında ve duygulanımda tutarsızlıklar ve ani dürtüsel davranışlarla karakterize bir durumdur. Genel nüfus içinde % 2-3 oranında görülmektedir. Araştırmalara göre hastanede yatanlar arasında %19; ayaktan tedaviyi sürdürenler arasında % 11 oranında olduğu gözlenmiştir.
5.Narsist kişilik bozukluğu: Erişkinliğin erken dönemlerin de başlayan, üstünlük hisleri, beğenilme ihtiyacı ve kendini başkasının yerine koyamayıp, insanlara uygun yaklaşımlarda bulunamama ile seyreden bir rahatsızlıktır. Vakaların yarıdan çoğunu erkekler oluşturmaktadır. Toplumda % 1 den daha az oranda görülmektedir.
6.Histrionik kişilik bozukluğu: Erişkinliğin erken evrelerinde başlayan, aşırı duygusallık ve sürekli kendisiyle ilgilenilmesi çabası ile devam eden bir bozukluktur. Daha çok kadınlarda görülmekte, toplumda ise %2-3 oranında görülmektedir.
7.Obsesif-Kompülsif Bozukluğu: Saplantı zorlantı bozukluğu (SZB)
Kişinin önemli sayılabilecek sure vaktini oyalayan (günde 1 saatten daha uzun sure tutan), belirgin sıkıntıya veya işlevselliğinde önemli ölçüde bozulmaya yol açan tekrarlayıcı obsesyon ya da kompulsiyonlarla suren bir psikiyatri bozukluğudur. Toplum genelinde % 1; psikiyatriye başvuranlar arasında % 3-10 oranında rastlandığı gözlenmiştir. Erkeklerde kadınlara göre iki kat daha çok görüldüğü gözlenmiştir.
Yaratıcıyı hayat sahasında pasifise etmekle insanın vakıasına ters düşen bir nizam ortaya koyan batı kiliseye olan kinini Âlemlerin Rabbi olan Allah'u Subhanehu ve Teâlâ'ya kusmuş ve bunla yetinmeyip yaratıcıya ve İslam akidesine iman etmiş Müslüman halkları da bu kirli potada eritmiştir. İnsanlığı tedebbür edecek olan ideolojinin ancak ve ancak ruhi esasa dayalı olması gerekmektedir. Zira insan sadece yiyen içen üreten tüketen mekanik bir varlık değildir. İnsan aynı zamanda ruhtan müteşekkil olan bir varlıktır. Bu sebeple onu tanzim ve disipline edecek olan sistemin bunu dakik bir şekilde tespit etmesi ve bu hususa dönük hükümler içermesi gerekmektedir. Beşeri sistemlere baktığımızdan bu yönü ya inkâr etmekte ya da bastırıp törpüleyip yok etmeye çalıştığını görmekteyiz. İşte Laiklik akidesine dayalı ideoloji işte tam olarak bu sebepten ötürü yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere insanlığı ve bilhassa İslam ümmetinin evlatlarını henüz erişkinlik denilen safhada imtihanın ve Allah'a (cc) olan sorumlulukların başladığı noktada pasif, depresif ve anti-sosyal kişiler haline getirmektedir.
Hayatın içerisinde sayamayacağımız milyonlarca çarpıklığın, çelişkinin yegâne müsebbibi baştan aşağı İslami akideye zıt olan ve insanları demokrasi-özgürlükler fikriyle aldatan kapitalizmdir. İnsanoğlunun içerisinde çırpındığı şahsiyet hastalıklarının tek reçetesi ise laik akideye baştan aşağı zıt olan İslam'dır. Bu reçetenin uygulanış şekli ise söz konusu ulvi akidenin İdeolojik boyutuyla alınmasıdır. Bu formül Eş-Şafi olan Allah'ın (cc) biz Müslümanlara vazife etmiş olduğu en büyük ödevdir. Ta ki bu vesileyle ümmettin evlatları tüm hastalıklardan arınmış dipdiri fertler haline gelsinler. Ve insanlığa risaleti taşıyacak olan çok yakında kurulacak olan İslam Devleti'ni sırtlayıp her biri ayrı ayrı tarihler yazan Fatih Sultan Muhammed'ler olsunlar. Vesselam...
الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
"Onlar iman etmişlerdir ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşur. Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzura erebilirler'' (Ra'd 28)

mehmetsalihseker [@] *******.com.tr
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt