SADECE CUMA GÜNÜNÜ ORUCA VE CUMA GECESİNİ NAMAZA AYIRMANIN MEKRUH OLUŞU
Ebu Hureyre ( radiyallahu anh )’ dan rivayet edildiğine göre , Peygamber ( sallallahu aleyhi ve selem ) şöyle buyurdu : “ Geceler içinde sadece Cuma gecesini namaz kılmaya ayırmayınız. Günler arasından da sadece Cuma gününü oruca tahsis etmeyiniz. Ancak birinizin devamlı tutmakta olduğu oruç cumaya rastlarsa bunda bir sakınca yoktur. “ ( Müslim, Sıyam, 148 )
Yine Ebu Hureyre ( radiyallahu anh ) Rasûlullah ( sallallahu aleyhi ve selem ) ‘ i şöyle buyururken işittim demiştir : “ Sizden biriniz Cumadan bir gün önce veya bir gün sonra da oruç tutmadıkça yalnız Cuma günü oruç tutmasın. “ ( Buhari, Savm, 63 ; Müslim, Sıyam, 147 )
Muhammed İbni Abbâd şöyle demiştir : Cabir ( radiyallahu anh ) ‘ den Peygamber ( sallallahu aleyhi ve selem ) Cuma günü oruç tutmayı yasakladımı diye sordum. Cabir : “ Evet yasakladı “ dedi. ( Buhari, Savm, 63 ; Müslim, Sıyam, 146 )
Mü’minlerin anası Cüveyriye binti’l-Haris ( radiyallahu anha ) ‘ dan bildirildiğine göre kendisi oruçlu iken bir Cuma günü peygamberimiz onun yanına girmişti ve “ Dün oruç tuttun mu ? “ diye sordu. Cüveyriye , “ Hayır tutmadım “ dedi. “ Yarın oruç tutacak mısın ? “ diye sorunca da “ Hayır tutmayacağım “ deyince , Rasûlullah ( sallallahu aleyhi ve selem ) “ O halde orucunu boz “ buyurdular. ( Buhari, Savm, 63 )
Yukarıda dört hadis sadece Cuma günü tek başına oruç tutmanın yasak olduğunu belirtmektedir. Sadece Cuma gecesinin namazla ihya edilmesini de yasaklamıştır. Tüm geceler Allah’a ibadet ve namazla ihya edilmeli , haftanın herhangi bir gecesi diğerinden farklıdır zannedilmemelidir. Cuma günü Müslümanların haftalık bayram günleridir. Bu nedenle bayram günü oruç tutmak caiz değildir. Hristiyan ve Yahudilerin Cumartesi ve Pazar günlerini ibadete ayırmaları gibi olmasın diye haftanın bir gününü ibadete ayırmaları yasaklanmıştır. Sadece o gün oruç tutulmaz , Perşembe, Cuma tutulabilir. Cuma , Cumartesi tutulabilir. Her ayın baş , orta ve sonlarında oruç tutan kimsenin orucunun Cumaya rastlaması mahzurlu değildir.
Kaynak : Riyazü’s Sâlihîn Tercemesi – Abdullah Parlıyan
Ebu Hureyre ( radiyallahu anh )’ dan rivayet edildiğine göre , Peygamber ( sallallahu aleyhi ve selem ) şöyle buyurdu : “ Geceler içinde sadece Cuma gecesini namaz kılmaya ayırmayınız. Günler arasından da sadece Cuma gününü oruca tahsis etmeyiniz. Ancak birinizin devamlı tutmakta olduğu oruç cumaya rastlarsa bunda bir sakınca yoktur. “ ( Müslim, Sıyam, 148 )
Yine Ebu Hureyre ( radiyallahu anh ) Rasûlullah ( sallallahu aleyhi ve selem ) ‘ i şöyle buyururken işittim demiştir : “ Sizden biriniz Cumadan bir gün önce veya bir gün sonra da oruç tutmadıkça yalnız Cuma günü oruç tutmasın. “ ( Buhari, Savm, 63 ; Müslim, Sıyam, 147 )
Muhammed İbni Abbâd şöyle demiştir : Cabir ( radiyallahu anh ) ‘ den Peygamber ( sallallahu aleyhi ve selem ) Cuma günü oruç tutmayı yasakladımı diye sordum. Cabir : “ Evet yasakladı “ dedi. ( Buhari, Savm, 63 ; Müslim, Sıyam, 146 )
Mü’minlerin anası Cüveyriye binti’l-Haris ( radiyallahu anha ) ‘ dan bildirildiğine göre kendisi oruçlu iken bir Cuma günü peygamberimiz onun yanına girmişti ve “ Dün oruç tuttun mu ? “ diye sordu. Cüveyriye , “ Hayır tutmadım “ dedi. “ Yarın oruç tutacak mısın ? “ diye sorunca da “ Hayır tutmayacağım “ deyince , Rasûlullah ( sallallahu aleyhi ve selem ) “ O halde orucunu boz “ buyurdular. ( Buhari, Savm, 63 )
Yukarıda dört hadis sadece Cuma günü tek başına oruç tutmanın yasak olduğunu belirtmektedir. Sadece Cuma gecesinin namazla ihya edilmesini de yasaklamıştır. Tüm geceler Allah’a ibadet ve namazla ihya edilmeli , haftanın herhangi bir gecesi diğerinden farklıdır zannedilmemelidir. Cuma günü Müslümanların haftalık bayram günleridir. Bu nedenle bayram günü oruç tutmak caiz değildir. Hristiyan ve Yahudilerin Cumartesi ve Pazar günlerini ibadete ayırmaları gibi olmasın diye haftanın bir gününü ibadete ayırmaları yasaklanmıştır. Sadece o gün oruç tutulmaz , Perşembe, Cuma tutulabilir. Cuma , Cumartesi tutulabilir. Her ayın baş , orta ve sonlarında oruç tutan kimsenin orucunun Cumaya rastlaması mahzurlu değildir.
Kaynak : Riyazü’s Sâlihîn Tercemesi – Abdullah Parlıyan