Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Risale-i Nur'un Sırrı (1 Kullanıcı)

kamil_can

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2008
Mesajlar
32
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Risale-i Nur'un Sırrı

--------------------------------------------------------------------------------

Çok zaman Risale-i Nur’la iştigal etme şansına sahip olan insanların Risale-i Nur’u bilen bilmeyen bir çok insan tarafından bir soruyla karşı karşıya bırakıldıklarına şahit olmuşumdur. Hatta Risale-i Nur’ları okuyan ve ona sahip çıkan -müellifin ifadesiyle- Risale-i Nur’a talebe” olma gayreti içine giren insanların kendilerine de bu soruyu sordukları kanaatindeyim. “Risale-i Nurların sırrı nedir?”

Sahi nedir yüz binlerce dinî eser varken Risale-i Nurların her zaman bu eserlerin fevkinde bir rağbete mazhar olmasının sırrı? Nedir bir çok dinî eser okuduğu halde İslâmiyet’e hizmeti dava edinemeyen bir çok insanın Risale-i Nur’dan az bir yer okuduktan sonra ömrünü bütün varlığını İslamiyet’e feda edebilecek seviyede aşk ve şevkle yanıp tutuşmaya başlamasının sırrı? Nedir eski zamanın dahî imamlarının, âllamelerinin zar zor halledebildikleri meseleleri Risale-i Nurların izn-i ilahî ile çocuklara dahi anlatabileceğimiz bir tarzda izah edebilmesinin sırrı? Nedir milyonlarca insanın dünyanın bu kadar aldatıcı lezzetleri varken, şeytanın bu kadar uğraşıları varken, akşamları bir araya gelip dünyanın her yerinde Risale-i Nurları okumalarının sırrı? Nedir Kur’an ve Hadîs-i Şerifler dışında pek çok eserin tekrar okunmasından sıkılan ve bıkkınlık gösteren insanların Risale-i Nurları defalarca ve her defasında yeni bir heyecan ile okuyabilmesinin sırrı?

“Risale-i Nurların sırrı nedir?” sorusu aynı zamanda bir önceki paragraftakine benzer soruların cevabını bulmak için sorulmuş bir sorudur. Hakikaten bu soruların her biri ayrı bir sırdır. Risale-i Nurlar da aslında paha biçilmez sırlarla dolu
soruların her biri ayrı bir sırdır. Risale-i Nurlar da aslında paha biçilmez sırlarla dolu eserlerdir. Kainatın sırlarını barındıran ve açıklayan eserlerin kendisinin de sırlarla müzeyyen olması normaldir. Sanmayın ki bu yazının ilerisinde bu sırlar açıklanacak. Hayır bu yazının amacı bu sırları açıklamak değil. Ki zaten böyle bir işe kalkışmak bu yazının yazarının da haddi değil!

Bir de biz küçük insanların küçük sırları vardır. Hiçbir insanın bilmediği yada pek azının bildiği sırlarımız vardır. Hayatımızın içinde basit olaylardan kurgulu sırlardır bunlar. Ve sırlarımız ne kadar basit olursa olsun çok önemlidirler. Onları ya en iyi arkadaşlarımıza anlatırız yada anne-babamızla, eşimizle paylaşırız. Hatta bazen onları bile yeterli görmeyiz o zaman da Her Şeyi Bilen ve Duyan’ la paylaşırız sırrımızı -O bildiği halde-.
Sırdaş olmak… Sırrınızı anlatacağınız birinde ne gibi özellikler ararsınız? Elbette sırrınızın “sır” olarak kalabilmesi için anlattığınız kişinin dışında kimsenin bilmemesi gerekir. Demek ki sırrınızı anlatacağınız kişinin size sadakatle bağlanması gerekmektedir. Sadakat şüphesiz sırrınızı vereceğiniz insanda aranan en önemli özelliktir. “Ser veren ama sır vermeyen” bir insandır aradığınız, her şeye rağmen size olan dostluğunun hatırını kırmayacak biridir. Sırdaşlık dostluktan ötedir çünkü. Aradığınız sırdaşınız, dünyanın bütün aldatmalarına, bütün işkencelerine rağmen yine de sırrınızı söylemeyecek kadar izzet sahibi birisidir. Azîzdir.

Hal böyle iken yani, bizim gibi insanların kendi arasında bile sırdaşlık bu tür zorlu özeliklere sahip olmayı gerektirirken, biz sanki çok basit bir şeymiş gibi oturup birilerinin bize Risale-i Nurların sırrını anlatmasını mı bekliyoruz? “Risale-i Nurun sırrını bir anlayalım ancak sonra bu eserleri okuyabilirim” gibi bir mantık hatasına mı düşüyoruz? Hiçbir çaba göstermeden dünyanın en mühim meselelerini halleden, tılsım-ı kainatı hall ve keşfeden, ahireti, haşri iki kere iki dört eder derecesinde açıklayan Risale-i Nurların bize sırlarını açacağını mı düşünüyoruz?

“Azîz, sıddîk kardeşlerim….” Risale-i Nurun bilhassa lahikalarının bir çok mektubu bu ifadelerle başlar. Sanki, “Risale-i Nura bütün izzetinizle sahip çıkın, sadakatle Risale-i Nura bağlanın” der gibidir. Ve belki de bu iki vasfa sahip olduktan sonra Risale-i Nurun her mektubu, her sayfası sizin aklınıza, gönlünüze ve ruhunuza bir çok şeyle birlikte kendi sırlarını da nakşedecektir. O zaman her mektup doğrudan doğruya size yazılmış, postalanmış olacaktır. Bu uğurda hapislere girmeye göze alanlara, candan, canandan geçenlere Risale-i Nurun her cümlesi birer teselli olacaktır. Her kelime kalbe ve ruha doğrudan hitap edecektir.

Sadakat ve izzet, ne mala mülke, ne makama şöhrete(maddî-manevî), ne akademik kariyere ne de yaşa bağlı olan sıfatlardır. Bundandır ki bazen Risale-i Nurların bir meselesini dağdaki çoban, Risale-i Nurlara senelerini vermiş insanlardan daha iyi anlayabilir. Bundandır ki ilkokul mezunu dahi olamayan insanlar aşkla ve şevkle bu hizmeti omuzlanırken, maalesef Risale-i Nurları okuyup da kendi kısır döngüsünün dışına çıkamayan nice profesörler vardır. Ve maalesef nice ehl-i din, hangi cemaate, hangi ekole, hangi tarîkata mensup olursa olsun hala Risale-i Nurların onlara da sırlarını açabileceği hususundan bîhaber bir hayat yaşamaktadır.

Sırdaş olabilmek kadar sırdaş kalabilmek de önemlidir. Sırdaşınız, sırrınızı saklayamazsa, ne kadar gözünüzden düşer, tahmin edersiniz. Halbuki, Risale-i Nurlara sadakatle ve izzetle bağlanmış olan insanların da böyle bir tehlike her an başındadır. Her an sadakati kaybetmek ve Risale-i Nurların sırdaşlığından çok aşağılara düşmek ihtimali de vardır.
Oysa, sırdaş olabilmek sıradan bir hadise değildir. Oysa, Risale-i Nurların sırdaşı olabilmek hiç sıradan bir hadise değildir. Bilincinde olanlara ne mutlu!
“Risale-i Nurun sırrı nedir?” sorusunun cevabını yine Risale-i Nurlardan öğrenmek için Risale-i Nurların sırdaşı olmaya ne dersiniz?

Ahmet Tahir Uçkun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt