Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Râsul'e eşini şikayet eden sahabe (1 Kullanıcı)

dileksenturk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Haz 2008
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Râsul'e eşini şikayet eden sahabe
25/01/2008


Nihat Hatipoğlu'nun köşe yazısından bir kesit

KURAN-I Kerim’deki 4. surenin adı "Nisa" Suresi’dir. Nisa, kadınlar anlamındadır. Kadınlar Suresi demek. Kuran-ı Kerim’de "rical", yani erkekler anlamında herhangi bir sure yoktur.

Kuran-ı Kerim’de, bazı peygamberlerin isimleri surelere verilmiştir. Yusuf, Yunus, İbrahim veya Lokman (peygamberliği tartışmalıdır) sureleri gibi. Peygamber olan erkekler sureye isim olabilmiştir. Bu genel kuralın tek istisnası "Meryem" Suresi’dir.

Hz. İsa’nın annesi, peygamber olmamakla beraber bir sureye isim olabilmiştir. Peygamber olmayan tek kişiliktir. Kuran-ı Kerim her fırsatta kadını onurlandırmış, ön plana çıkarmıştır. Toplumun gündeminde kalsın diye.

* * *

Kuran-ı Kerim’deki en manidar surelerden biri de 58. sırada yer alan "Mücadele" Suresi’dir. Medine’de inen bu surenin kadınlar açısından anlamlı bir hikáyesi (sebeb-i nüzulu-iniş gerekçesi) vardır. Mücadele, peygamberle tartışan kadın anlamına da gelir. Olay şöyle gelişti:

"Hz. Havle" iman eden bir kadındı. Evs (RA) isimli, sert tabiatlı bir adamla evliydi. Bir gün Evs (RA), karısını boşadı. Bu boşanmayı gerçekleştirirken de eskiden Araplar arasında yaygın olarak yapılan ve "zihar" olarak adlandırılan bir yöntemi kullandı.

Araplar, eşlerinin bazı hassas noktalarını, anneleri-bacıları gibi evlenmeleri yasak olan akrabalarına benzetirlerse bu boşanma sebebi sayılırdı. Evs (RA) de eşine, "Sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek aralarındaki akdini sona erdirmek istedi.

İşte bu olaya muhatap olan Hz. Havle, soluğu Hz. Peygamber’in (SAV) yanında aldı. Hz. Havle tepkiliydi. Hz. Havle yorgundu. Hz. Havle bezgindi. Hz. Havle mağdurdu. Hz. Havle çaresizdi. Çareyi Hz. Peygamber’de (SAV) bulacaktı.

Havle (RA), Peygamber’in (SAV) evine geldi. Efendimiz (SAV) dinliyordu. İsyan edercesine kocasını, Peygamberimize şikáyet etmeye başladı. Şöyle diyordu: "Ey ALLAH’ın elçisi! Evs, benim malımı-mülkümü yedi. Gençliğimi tüketti. Onun için çocuklar doğurdum. Şimdi ise yaşlandım. Çocuk doğuramaz hale geldim. O da zihar yaparak beni boşadı. Beni ortada bıraktı. Ya Rabbi, halimi sana arz ediyorum. Bu halimi sana şikáyet ediyorum."

Havle’yi büyük bir dikkat ve saygıyla dinleyen Hz. Peygamber (SAV) bir an duraksadı. Sonra, "Bu tür boşamalarla ilgili Rabbimden bana herhangi bir ölçü gelmiş değildir" cevabını verdi. Çünkü O (SAV), Yüce ALLAH’tan vahiy gelmedikçe kendi heva ve arzusuna göre konuşmazdı. Yüce ALLAH’ın kendisine müsaade ettiği konular hariç, mutlaka vahiy beklerdi.

Ama çok geçmeden Yüce Rabbimiz, "Halimi sana iletiyorum" diyen bu mağdur kadının yakarışına cevap verdi. Ötelerden, ötelerin de ötesinden cevap geliyordu. Yüce ALLAH’ın, "Senin sesini, yakarışını, isyanını duydum. Yalnız değilsin, sözün duyulmuştur, gökte yankılanmıştır Havle! Arzu ettiğin konuda sana cevap verilecek ve sen rahatlayacaksın" anlamında ayeti inecektir.

Yüce Rabbimiz, Havle’ye cevap veriyordu. Öylesine bir cevap ki Medine’de yankılanmadık, konuşulmadık ne sokak ne ev bırakacaktı. Günlerce her mekánda Havle’nin yakarışına verilen cevap konuşulacaktı. Havle gibi mazlum ve mağdur bütün kadınlar, bir anlamda "erkeği cezalandıran" bu ayetleri gururla okuyacaklar.

Yüce ALLAH, karısını bu şekilde boşamak isteyen erkeğe bu işin çirkin olduğunu ilettikten sonra, ya köle azadı, ya iki ay üst üste oruç veya 60 fakiri doyurma cezası verecektir. Eşine dönmenin bedeli olarak. Tekrar eşine yaklaşmak istersen bunu ödeyeceksin. Kadın değil, erkek bunu ödeyecek. Çünkü kadın mağdur oluyordu. Rabbimiz, mağdurun yanında, mazlumun yanında.

"Mücadele" Suresi’nin ilk ayetleri indiğinde yüzü sevincinden ay gibi parlayan Peygamberimiz (SAV), Havle’yi çağıracak ve "Seni müjdelerim Havle! ALLAH senin sesini duymuştur" dedikten sonra ilk ayeti okuyacaktır: "Kocası hakkında seninle tartışan ve ALLAH’a şikáyette bulunan kadının sözünü ALLAH işitmiştir. ALLAH sizin konuşmanızı işitir. Çünkü ALLAH işitendir, bilendir." (Mücadele 58, 1)

Hz. Havle bugün bile horlanmış, zorlanmış, terk edilmiş, önemsenmemiş, gençliğinden sonra kenara itilmiş bütün kadınların ortak isyanı olmuştur. Sembol olmuştur. Önemsenmediklerini zanneden kadınlara, "Hayır, Rabbiniz sizi önemsiyor. Rabbiniz sizin adınıza zulmeden erkeğe dünyada cezalar getirdiği gibi ahirette de hesap soracak". Üzülmeyin, sesinizi Rabbiniz duyuyor, halinizi görüyor cevabıdır Mücadele Suresi.

* * *

Yıllar geçer. İki büklüm bir kadın Medine çarşısında Hz. Ömer’in önüne geçer. Bir şey sorar. Uzun boylu Hz. Ömer eğilir, diz çöker. Ellerini kadının omzuna koyar. Söyle nine der. Kadın dakikalarca konuşur, Hz. Ömer dinler. Medine’nin lider kadrosu ise hayret içindedir. Bu ihtiyar nineye bu kadar zaman feda edilir mi(!). Nihayet kadın anlatacağını anlatır ve gider. Hz. Ömer doğrulur.

Orada bulunanlardan biri, "Ey müminlerin emiri! Şu Kureyş’in liderlerini şu nine için o kadar bekletmeye değer miydi" diye sorunca Hz. Ömer hışımla döner. Herkesin duyacağı bir ses tonuyla: "Ne diyorsun! Yazık sana. Bu kadın Havle’dir. ALLAH (CC) yedi gök ötesinden onu duydu, hakkında ayet indirdi de Ömer mi onu dinlemeyecek. VALLAHi bütün bir gün beni tutsaydı, öylesine duracaktım. Problemini halletmeden gitmeyecektim."

Sormak istiyorum; Kuran’ı bu bakışla hiç okuyabiliyor muyuz?
hürriyet
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm

Ben bu olayı değerli hocamızın programında kendisinden dinledim ve çok etkilendim gerçekten de her okuduğmda aynı duyguları yine yaşıyorum paylaşımızın için Allah c.c. razı olsun

Selametle
 

sürgün18

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
17
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
işte dinimiz ve dinimizin kadına verdiği değer ,yazıklar olsun ki islam kadınlara değer vermiyor diyenlerepaylaşım için saol
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
selamun aleykum.
paylaşım için teşekkürler kardeşim Allah razı olsun.
vahiy başlı başına Rabbimizin bizi önemsediğinin ve güvendiğinin ifadesi, Rabbim kulluktan ayırmasın cümlemizi.
selam ve dua ile...
 

Bahtiyârım

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2008
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Çok güzel bir yazı, çok anlamlı.. :)

çok önemli tabii ki..
günümüzde hepimizin değil çoğumuzun, atladığı bir ayrıntı..
kadınlarımızı dinlemiyoruz, dinlesekte cümleye başlarken nasıl bitireceklerini bilircesine bir eda ile bakıyoruz. bu yanlış.
doğrusu; dikkatle dinlemek, dikkatle dinlendiğini onlara hissettirmek..

paylaşımınız için teşekkürler Allah razı olsun.
 

turk8487

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Mar 2008
Mesajlar
451
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
ğerçekten çok ğüzel bi konu etkilenmemek mümkün deil eline emegine saglık kardeşim allah sabreden kullarından etsin bizleride a.e.ol kardeşim
 

s_ali_h

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
141
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
...Kuran-ı Kerim her fırsatta kadını onurlandırmış, ön plana çıkarmıştır. Toplumun gündeminde kalsın diye...


Hoş bir yazıydı, paylaşana teşekkür ederiz. Yalnız dost acı söyleyecek. :a33:

Alıntı yaptığım cümleye dikkat çekmek istiyorum. İslam'ın kadını küçümsediği iddialarını biliyoruz. Ve bu cümle de bunun hakkında. Ben Kur'an'a inanan biri olarak, yalnızca inancımızın derinlerimize işlemesi adına söyleyeceğim. Ve özellikle bayan üyelerin cevabını isteyeceğim.

"Kadınlar" adında bir sure olması kadını onore edici sayılabilir. Bu surede ağırlıklı olarak kadınlarla ilgili konuların ele alınması kadınların özel bir ilgiye tabi olduğu şeklinde düşünülebilir. Fakat Kur'an-ı Kerim'i başka bir açıdan okursak bazı ayrıntılar gözümüze çarpacaktır. Mesela "kadınlarınız.." ifadesi bazılarınca "Kuran erkeklere mi hitab ediyor?" sorusuna maruz kalıyor. Veya Hurilerin tasvirlerinin erkekleri cezbedip cennete isteklendirmesi söz konusu olabilicekken; kadınların 'çekici erkek'lere özendirilmediğini görebiliyoruz... Erkeğin -ağır şartları olmakla beraber- birden fazla kadınla evlenme ihtimali varken, kadın için fazla eşliliğin olmaması da "saçmalama, bir kadın çok erkekle hiç olur mu" şeklinde önyargılı eleştirilere maruz kalmadıkça üzerinde konuşulabilecek bir konu. Yine erkek 'boşama' yetki ve gücüne sahipken ("boş ol !") ve bunu kolayca kullanabilirken bayanda bunun oldukça meşakkatli olması..

Bunlar ve fazlası Kuran'a eleştiri mahiyetinde söylenegelmiş özellikle bu asırda. Ben, müslüman abla/kardeşlerimin; bu konudaki fikirlerini merak ediyorum. İslam'ı ve Kuran'ı anlama noktasında..

<<Batılı tasvir saf zihinleri bulandırır, ne demeye böyle şüphekâr şeyler yazıyorsun!>> demeyeceğinizi umuyorum. İslam'ı daha iyi anlamamız gerek diye düşünyorum.

Saygılar..
 

s_ali_h

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
141
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
:( :( :(
işte bundan çekiniyordum. sayın nuresma, sizin bulduğunuz yazı gibi yazılar bulunabilir. Hatta bu yazılanlara eleştiri mahiyetinde cevaplar da verilebilir. Ben bir inanan olarak bunu kolayca yapabilirim. Mesela 9. maddede siyaseten eşitlik deniyor. karşı çıkmıyorum. ama müslüman topluma yüzlerce yıldır bir tek kadın yönetici gelmiş midir, tansu çiller'den başka?(o gelince de bazı dini çevreler başımıza taş yağacak diye düşünmüşler..) ya da kadının yönetime talip olma/aday olma gibi durumları İslam devletlerinde hiç var mı? 11b'de mecburiyette birden fazla kadınla evliliğe çağdaş hukuk sistemlerinde de izin veriliyor deniyor. Türkiye en çağdaş ülkelerden olmaya çalışmıyor mu hukuken? Veya hangi çağdaş ülkede bu izin var? birden fazla eşle resmi nikah? Çağdaş ülkelerin hiç birinde bu izin yok demiyorum; ama "ben bilmiyorum" diyebilirim. Bu madde izaha muhtaç bana göre. Vs.

Önemli olan burda karşılıklı konuşmak bunları. yoksa ciltler dolusu yazı var bu konuda İslam'ı savunan. Yalnız kitaplar,ekranlar,sayfalar... sorulara cevap veremiyor. İstişareye fırsat tanımıyor.

Sizden ve tüm yazacaklardan ricam kopyala-yapıştır'dan çok kendi fikir/bilgilerini paylaşmaları olacaktır. tabi bilgilerini uzun uzun yazmayıp bir yerden kopyalayıp aktaranlara diyeceğim yok.

Selametle..
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
selamun aleykum kardeşim,
Rabbimizin yarattığı her şeyde bir hikmet vardır. bizler bütünü gören değiliz, parçayı görene düşen ise bütünü görene teslim olmaktır.
çabanızı anlıyorum. araştırmak, kalbinizi mutmain etmek istiyorsunuz belli ki.
yazıyı sildim, ancak benim de fikrim şu ki kulluk konusunda hiç bir ayrım yoktur. ancak yaradılışta fıtrattaki farklı hallere göre "insan"ın yapabileceği ve dayanabileceği şeyler değişiktir.
okumak ve tefekkür etmek duasıyla...
 

s_ali_h

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
141
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Teşekkür ederim paylaştığınız yazı için. Yazının kaynaklarındaki adresleri de biliyordum. Çok tepki almış birinin siteleri.Tasavvufun konulara yaklaşımı çoğu zaman farklıdır zaten. Huriler kelimesi kadın anlamı içermez kanaatine varılıyor yazıda. Ama bu, "..Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.."(Nebe-33) ayetini yok etmiyor. Yani dilimizden, klavye tuşlarımızdan düşürmesek de Allah'ı ve kutsal değerlerimizi; kendi kitabımızı arapçasından okuyup anlamadan geçip sevaba girmeyi daha kolay buluyoruz. İzaha ihtiyaç duyulan çok şey var dinimizde,günümüzde. Ne kötü bir dünya değil mi? Yaşadığımız zaman da bunalımlar çağı olsa gerek. İzah diye karşımıza konanlar kimilerince "bulunmaya çalışılan kılıf" olarak görülüyor. ve biz öylece elimiz kolumuz bağlıyız. sadece "imanım tam benim,sorgu sual olmaksızın inanıyorum" seviyesine gelmeyi umuyoruz.

Neyse,
Allah razı olsun. Saygılarımla..
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
iman sadece akılla gerçekleşecek bir şey değildir kardeşim takdir edersiniz ki...
elimizden geldiğince araştırmak görevimiz elbette...sadece nebe -33üncü ayete takılı kalarak mı düşüneceğiz, tefekkür edeceğiz anlayamadım...Allah'ın her şeye gücü yeteceğine inanıyorsak, cennette de yok yok diye iman etmişsek, sadece erkeklerin istediklerini bulacakları gibi bir düşünceye kapılmak yanlış değil mi?bir noktaya kilitlenmeyiz inşaallah.
Allah yardımcınız ve yardımcımız olsun.
 

zeyneb_ül-kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Haz 2008
Mesajlar
82
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
abi risaleler bu konuyu çok güzel işlemiş kopyala yapıştır yapmadan özetini diyeyim...
hm şimdi bir bayan islam ı seçip yaşarsa erkekten daha üstündür ama tamı tamına uyarsa Kuran'a sünnete göre...fakatt ne yazıkki Efendimiz s.a.v de miraca çıktığında cehenneme girenleri ekseriyatla bayanlar olduğunu görüyor.. bir bayan kısa süreliğine eğlenceye dalayım dese sefahate düşse cezasını 9 ay çekiyor yani az bir zamanın cezasını dünyadayken ayrı ahirette ayrı çekiyor...fakat erkekte böyle değil hani nefis olarak bayanlardan daha meyilli risaleler böyle açıklamış...yani bayanların herdaim Kurana sünnete bağlı yaşamalı halinde erkeklerden üstünlükleri vardır Kuranda güzel müjdelerde var bayanlar için ama bayanlar uyarlarsa ne mutlu
 

s_ali_h

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
141
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
sadece akıl yoluyla imana gitmek değil niyetim. Ama maalesef üzülerek görüyorum ki, Kuran'ın mealini,içeriğini; onu arapçasından okuyanlardan çok onda hata bulmaya çalışanlar biliyor. Bizler elbette müslüman olarak Kuran'a iman ediyoruz. fakat bu iman oldukça taklidi,çünkü onu anlamayı/araştırmayı müfessirlerin işi haline getirmişiz. bazı insanlar okur,tercüme eder,açıklar; biz de onlara uyarız. ve deriz ki -haklı olarak- "o apayrı bir uzmanlık alanı,biz ayetlerin nüzul sebeplerini,zamanlarını bilmiyoruz. derinlemesine ilmi araştırma yapamaz herkes." Peki o halde "Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık...."(Kamer-17) ayeti kime hitab ediyor? Sadece alimlere mi? Yine Kuranı anlamak için okuduğumuz diğer kaynaklar (Risaleler gibi) dahi yeni açıklama usülleri ile anlaşılmaya çalışılıyor. Bediüzzaman eserlerini avam diliyle yazdığını söylese de, oturup ayrı bir ders halinde risale çalışması yapılıyor. Gayret kaydadeğer ve gereklidir,güzeldir. Fakat İslam dünyasında kendi kaynaklarını kendi idrakinde oturtmuş insan sayısı fazla olmadığından; herkes bir gruba dahil olmanın verdiği rahatlık ve eminlikle 'diğer'leri gördüğü kardeşlerini 'kendisininkine göre daha az iyi bir yolda' olarak değerlendiriyor. Ayrı bir mevzuya kaydığı için bırakıyorum.

Ayrıca Nebe 33'e takılmak elbette doğru değil. Kuran'ı bütün olarak anlamak gerekiyor. Ben sadece örnek verdim. Ama Allah kelamı olarak inandığımız kitabı 'ne söylediğini anlamak için' okumazsak, "meal okumak pek iyi değil,şüpheye düşürür" dersek ne kadar faydalı olur? İnanmayanların maskarası olmaktan nasıl kurtulabiliriz böyle? Rabbimizi ve mukaddesatımızı sadece sözde mi bileceğiz??
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
haklısınız kardeşim. meal okumak şüpheye düşürür diyen de bilmiyorum ben açıkçası.
acizane bildiklerimi söylemek istemiştim. yanlışlarımızı Rabbim düzeltrmeyi nasip etsin.
kolaylıklar dilerim, gerek kainat ayetlerini gerekse vahiy ayetlerini okumada...
 

...BuRÇaK...

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
5
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Allah razı olsun kardeşim çok güzel ve ders alınması gereken bir paylaşım..
 

demir227

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
105
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Allah(c.c.) razı olsun sevgili kardeşim. Çok güzel bir paylaşım olmuş. İslam dininde her zaman denge vardır. herkes hakkını alacaktır. şüphesiz ki Allah(c.c.) zerre kadar iyiliği de zerre kadar kötülüğü de karşılıksız bırakmayacaktır..
 

YEGAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
78
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
cok güzel bir paylaşım teşekürler
allah kadınıda erkeğide eşit kılmış hiç biri diğerinden üstün diildir
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,197
Tepki puanı
3,563
Puanları
163
Yaş
46
cok güzel bir paylaşım teşekürler
allah kadınıda erkeğide eşit kılmış hiç biri diğerinden üstün diildir

ben de erkeğin bir adım önde olması gerektiğini biliyordum.o zaman eşitse niye hiç kadın peygamber gelmemiştir?yoksa ben mi yanlış biliyorum.yanlışsa söyleyin kardeşim.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt