Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ramazan'ı Sabote Eden Haber Örnekleri (1 Kullanıcı)

Dicle_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Ramazan'i sabote eden haber ornekleri



Bana "Eyvah" dedirten Ramazan korkusuna donuyorum. Nicin? Uzulerek soylemek zorundayim ki Ramazan'da bazi fermanlarin muhabirlere ulastigi hissine kapiliyorum. Basit bir kuruntudan ya da iflah olmaz bir takintidan dolayi kapilmiyorum bu hislere. Somut hadiseler var kuskumu destekleyecek. Maalesef bazi yazi islerinde Ramazan'da su tur cumleler havada ucusuyor; en azindan oyle bir hava seziliyor:



1) Oruc tutmadiklari icin dayak yiyenlerin derhal tespiti; sayet boyle bir vak'a bulunamazsa herhangi bir kavga goruntulerine Ramazan'a mahsus bazi kadrajlarin yapilmasi. Ornek mi? Cok; ama en yenisini, en unutulmazini hatirlatayim . "Liseli gencler, Ramazan'da icki icen kisiyi oldurdu" diye bir haber yayinlandi gecen sene. Olay arastirilinca anlasildi ki okul donusunde bir grup, bir gencin onunu keserek harac ister ve kavga cikar. Ne yazik ki bir gencin hayatini kaybettigi hadiseyi bazi gazeteler orucla, Ramazan'la irtibatlandirmislardi...



2) Ramazan'da alkol aldiklari icin dayak yiyenlerin tespiti; bulunamazsa, Istiklal Caddesi veya Sakarya Caddesi gibi bir yerde pusuya yatilip, kavga eden sarhoslarin fotografinin cekilmesi. "Haydi canim sen de! Olur mu oyle sey!" demeyin sakin. Gecen sene gazetelerde boy boy fotografi basilan iki gencin yerdeki hallerini hatirlayin lutfen. "Sahurda Icki Dayagi" deniyordu haberlerde. Ankara'nin gobeginde (Cankaya'da) ellerindeki bira siseleriyle yuruyen genclerin bir grup tarafindan darp edildigi soyleniyordu. Polisin yardimiyla kendilerini kurtaran gencler, ambulansi kabul etmeyip taksiyle olay yerinden uzaklasmisti. Anlatilanlar buydu. Gercekler bambaska. Sopa yiyen genclerle, onlari dovenler ayni barda eglenen bir grup cikmisti. Haberde tek dogru, kavganin cikmis olmasiydi; gerisi Ramazan ayina ozgu palavralar...



3) Ramazan davulundan rahatsiz olan vatandaslarimizin bulunmasi; hatta davul yetmez, ezandan duyulan rahatsizligin gundeme getirilmesi. Bu tur haberlerin ironik ve kronik bir cercevesi de belirgin hale geldi son yillarda. Davul haberlerinde belediyeler "AKP ve CHP belediyeleri" diye ikiye ayriliyor ve o cepheden muthis (!) haberler yapiliyor. Gecen sene bir gazetemiz Istanbul'un ilcelerini "davul calinanlar ve calinmayanlar" diye ikiye bolmus ve buradan cok ilginc cikarimlar yapmanin yollarini ogretmisti (!) herkese.



4) Ogle vakti universite kantininde yemek yiyenlerin saldiriya maruz kalmasi. Bu da klasik bir Ramazan haberciligidir. Ozellikle "ulkucu gencler"in kantin baskini yaptigi soylenir . "Ogrenciler iftar vakti sinav istemiyor" turunden haberler de etkili olabilir. Gerci bu sene sinav donemi Ramazan'a denk gelmedi; ama yine de buradan bazi bilgiler derlenebilir. "Biraz mubalaga yapiyorsun galiba" diyenlere "Oruc tutmayan genci kopruden attilar" haberini hatirlatmak isterim. Gaziosmanpasa Universitesi'nde yasandigi soylenen olayin "ulkucu gencler"e fatura edildigini ve haberlere aynen soyle baslandigini hatirlatirim: "Her yil Ramazan ayinda ozellikle Anadolu'daki universitelerde yasanan 'oruc gerginligi' yine basladi."



5) Butun futbol takimlarinin oruc kontrolune tabi tutulmasi. Futbol bu ya; kah kazanirsin, kah kaybedersin. Yukselis donemi de olur, dusus zamani da. Bizim medya her sene Ramazan'da takimlari "mercek altina" alir. Kim dususe gecerse "oruc tutuyor(lar) da o yuzden performans dusuyor" diye taarruzda bulunuyor. Bu tur laflarin cogu hikâyedir. Ahmed Hassan kedi gibi bir futbolcuydu ve mac gunleri bile oruc tutardi. Hocalari da ona saygi duyardi. Musevi bir futbolcu icin dinî bayrama saygi gosterilip mac takvimi degistirilir; ama nedense oruclu futbolcu tartismasi bu ulkede hic bitmez. Bu sene de Ramazan'da puan kaybeden yandi demektir. Medya keske halkin icine inebilse...



6) Oruc nedeniyle kapali tutulan lokantalarin belirlenmesi. Ben kendimi bildim bileli bazi restoranlar; hatta bazi meyhaneler vitrinlerine "Ramazan munasebetiyle kapaliyiz" levhasi asar. Dine hurmeten yapilan bir jesttir bu. Zoraki bir durum olmadigi gibi, tadilat, tamirat icin de yilda bir yakalanan bir firsattir kimi zaman. Kutsala saygi duygusundan, "oruc tutmak zorunda miyiz" ya da "oruclu insanlarin orucsuzlara baskisi mi var" gibi manalar cikarmak yanlis; ama yine de bu tur yakistirmalar yapilir ulkemizde.



7) Oruc uzerine absurt beyanda bulunacak ve kiyisindan kosesinden de olsa "Hoca" denebilecek insanlarin bulunmasi. Bu da ilginc bir metottur. Bazi kisiler bulunur, "denize girmek orucu bozar mi" nevinden soru(lar) yuz bilmem kacinci defa tevcih edilir. Son yillarda bu is biraz da erotik bir havaya burunduruldu. Abesle istigal buna deniyor galiba. Basin mukaddes kavramlarin arasina bu tur mevzular sikistirmaktan acayip bir zevk aliyor; ancak halk nezdinde dustugu durumu fark edemiyor...



8) Ozellikle belediyelerin ve vakiflarin yuruttugu Ramazan cadirlarinin incelenmesi. Oruc bir yonuyle aclik, yoksulluk duygusunun gun icinde paylasilmasi anlamina geldigi gibi; diger yonuyle de nimete erismenin iftarla butunlesmesini resmediyor. Sinif farklarinin ortadan kalktigi, insani paylasimin gonulden yasandigi iftar programlarina belediyeler ve vakiflar da katildi. Cadirlar kuruluyor, iftarlara herkes davet ediliyor. Hayati boyunca bu duyguyu paylasmayan bir insanin kosesinden yaptigi itiraza bakar misiniz: "Fak fuk fon tufeylilerine para dagittikca halk sol partilere oy vermez". Sanki sol belediyeler hayirhahlik yarisinda bulunup vatandasla iftar sofrasinda bulustu da halk gelmedi...



9) Abdullah Gul'un Kosk'e cikmasini degerlendirerek, bazi polemiklere kapi aralanmasi. Bu seneye mahsus olabilecek bir haber cercevesi ile karsi karsiyayiz: Sayin Sezer, Ramazan'da adeta kast-i mahsusa ile su icmisti; en azindan boyle algilanmisti ve bu durum bazi medya kuruluslarinca da destek gormustu. Gectigimiz cuma gunu verilen resepsiyona 400 kusur insan katildi; sadece bir tane ortulu bayan vardi. Bunu bile birinci sayfadan gorup bir suru aforizmaya kapi aralayanlar; herhangi bir oruc faslina da yeni bir sayfa acacaktir...



Sozun ozu sudur aslinda: Bu ulkenin insani nasil kendi kulturel degerleriyle barisik yasiyorsa, bu ulkenin medyasi da ayni uyumu gostermek zorundadir. Oruc tutan da olacak tutmayan da. Namaz kilan da olacak kilmayan da. Hacca giden de olacak gitmeyen de. Ve hic kimse digerine saygisizlik etmeyecek. Herkesin kendi tercihi onemlidir! Toplum bunu anlamis, benimsemis, ozumsemis durumda; ancak medyanin bu konuda mesafe almasi gerekiyor. Isin dogrusu, eskisi kadar halktan kopuk degil medya; ancak mesafe hâlâ cok uzak, bu nedenle kendi insanini anlayamiyor; boyle olunca de derdini tam anlatamiyor. Keske biraz da iceriden bakma cesaretini o devrimci ruhunda duyabilse...



KAYNAK: Zaman Gazetesi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt