safiye_297
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 21 Tem 2006
- Mesajlar
- 174
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Dehşet dolu bir çağdı ki, âfâkı kararmış,
Binlerce rezalet , zulüm insanlığı sarmış...
Ma'bud-u hakikiyi bilen yok, unutulmuş,
Hâşâ ki nefisler ile putlar ilah olmuş.
Câniler alıp meydanı, vahşetlere düşmüş,
İffetlere, nâmuslara hainler üşüşmüş.
Mazlum nice yıllar, o zulüm nârına yanmış,
Tasvîri ne mümkün, ucu ayyûka dayanmış...
Damlarda felaket çanı, baykuşlar öterdi,
Yaygındı fuhuş, içki, kumar, tefrika derdi.
Müzmündi onarılmaz yara halinde cehalet,
Yıkmış idi milletleri her yönde bu hâlet.
Had safhaya gelmişti ki vahşet, tam o anda
Rahmet dolu bir nur doğuvermişti cihânda!..
Taptâze hayat örneği bir zât geliyordu,
Her vechile insanlığa örnek oluyordu.
Nur dolu, semalar ile yer, tuttu cihanı,
Bulmuş idi insan, gönül ufkundaki canı...
Peygamberimizdir bu gelen, en büyük insan,
''LEVLÂKE...'' hitabıyla müşerref yüce sultan!...
Eşsiz güzelin sevgisi dillerde dolaştı,
Bir nur ki, O'nun şulesi dünyaları aştı.
Hak geldi ve batılları hep eyledi zail,
Aşk doldu gönüller, olarak rahmete nail.
Son buldu zulüm, batılı yok etti adalet,
Hak doğdu ufuktan, silinip gitti delâlet.
Hep güller açıp bahçede, şelaleler aktı,
Bülbüller ötüp, aşk ile âşıkları yaktı,
Şâd oldu semalar ile yer , çoştu denizler,
Paklandı gönül hânesi, nurlandı benizler.
İnsan içerek, âb-ı hayat zevkine kandı,
Her hasta gönül, nur dolu rahmette yıkandı.
Leyla ile Mecnun yüce mevlasına erdi,
Tevhide gelip, putları hep yerlere serdi.
Şenlendi yetimler ve hayat zevkini aldı,
Rask etti felekler ve O'nun nuruna daldı.
Âlem döner aşkıyle o pervane misali,
Arzu ederek şevkle o mahbuba visali.
YÂ RAB, BİZİ SEV HEM SEVDİR O RASÛLE,
YANSIN EBEDİYYEN BU GÖNÜLLERDE O ŞÛLE!..
LÛTFUN İLE NUR VER O FEYİZLER DENİZİNDEN,
MİLLETÇE BERABER GİDELİM NURLU İZİNDEN!..
Binlerce rezalet , zulüm insanlığı sarmış...
Ma'bud-u hakikiyi bilen yok, unutulmuş,
Hâşâ ki nefisler ile putlar ilah olmuş.
Câniler alıp meydanı, vahşetlere düşmüş,
İffetlere, nâmuslara hainler üşüşmüş.
Mazlum nice yıllar, o zulüm nârına yanmış,
Tasvîri ne mümkün, ucu ayyûka dayanmış...
Damlarda felaket çanı, baykuşlar öterdi,
Yaygındı fuhuş, içki, kumar, tefrika derdi.
Müzmündi onarılmaz yara halinde cehalet,
Yıkmış idi milletleri her yönde bu hâlet.
Had safhaya gelmişti ki vahşet, tam o anda
Rahmet dolu bir nur doğuvermişti cihânda!..
Taptâze hayat örneği bir zât geliyordu,
Her vechile insanlığa örnek oluyordu.
Nur dolu, semalar ile yer, tuttu cihanı,
Bulmuş idi insan, gönül ufkundaki canı...
Peygamberimizdir bu gelen, en büyük insan,
''LEVLÂKE...'' hitabıyla müşerref yüce sultan!...
Eşsiz güzelin sevgisi dillerde dolaştı,
Bir nur ki, O'nun şulesi dünyaları aştı.
Hak geldi ve batılları hep eyledi zail,
Aşk doldu gönüller, olarak rahmete nail.
Son buldu zulüm, batılı yok etti adalet,
Hak doğdu ufuktan, silinip gitti delâlet.
Hep güller açıp bahçede, şelaleler aktı,
Bülbüller ötüp, aşk ile âşıkları yaktı,
Şâd oldu semalar ile yer , çoştu denizler,
Paklandı gönül hânesi, nurlandı benizler.
İnsan içerek, âb-ı hayat zevkine kandı,
Her hasta gönül, nur dolu rahmette yıkandı.
Leyla ile Mecnun yüce mevlasına erdi,
Tevhide gelip, putları hep yerlere serdi.
Şenlendi yetimler ve hayat zevkini aldı,
Rask etti felekler ve O'nun nuruna daldı.
Âlem döner aşkıyle o pervane misali,
Arzu ederek şevkle o mahbuba visali.
YÂ RAB, BİZİ SEV HEM SEVDİR O RASÛLE,
YANSIN EBEDİYYEN BU GÖNÜLLERDE O ŞÛLE!..
LÛTFUN İLE NUR VER O FEYİZLER DENİZİNDEN,
MİLLETÇE BERABER GİDELİM NURLU İZİNDEN!..