Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu aleyküm değerli kardeşlerim bir kardeşimiz bir konu açtı diğer bir kardeşimiz konudaki soruya kâfi cevap yazdı.Ancak görünen o ki akâbinde fikir çatışmaları yaşanmış,şimdi bu vesile ile bizede cevab hakkı doğdu RABITA hakında sizleri sıkmazsam bir iki şey yazmak istiyorum.
Öncelikle Mahmud Ofi (k.s) hazretleri Şeyh Mustafa İsmet Garibullah (K.S) hazretlerinin Risale-i Kudsiye İsimli Beyt halindeki farsca ve osmanlıca olan kitabını şerh ederken şöyle yazmış (Sayfa 93) Peygamber efendimiz '' Seven sevdiği ile beraberdir buyurmuştur''
Efendi babam derdiki :''Kalb nerede ise sende orada mutebersin'' yani sen kalbinin olduğu yerde sayılırsın O ki kalbin Resulullah ta sende onunlasın O ki kalbin şeyhinledir sende onunlasın sen nerede olusan ol hep onunla beraberdir.
Terzi Baba (k.s) ait bir beyitte
''Tarık-i rabıta aslı usuldür,O dahi bais-i seyri vusuldur,sakın terk eyleme o şuğl-u paki,anınla varlığın bulsun helaki.''
Mahmud Efendi hazretleri (k.s) İrşadü'l Müridin isimli eserinde (sayfa 122)
''Rabıtanın şirk olduğunu söyleyenlere cevap '' başlığı altında şunları yazmıştır.
Bütün dünyada meşhur olmuş artistleri görürler,kalplerine sokarlar,bir güzel köşk görürler,kalplerine sokarlar,bir araba görürler beğenir kalplerine sokarlar,bunları düşünmek şirk olmuyorda bir Allah dostunu düşünmek neden şirk olsun?
Birisi secde ederken halıya secde ediyorum dese müşrik olur,beytullaha secde ediyorum dese müşrik olur,ama kabeyi vesile ederek Allaha secde ediyorum dese namaz ibadetini yapmış olur.Nasılki bedenin kıblesi var ise ruhunda kıblesi vardır,ruhun kıblesi mürşidlerdir ve mürşidler Mevlanın dostlarıdır,Maksudum mürşiddir diye düşünülürse bu doğru değildir,Maksudum Allahdır ve mürşidde maksudumun aynasıdır diyedüşünülürse bu doğrudur.
Nitekim İmamı Rabbani (k.s) şöyle der :Rabıta kendisine doğru secde edilendir,kendisi için secde edilen değildir.Mihrablar ve Mescidler dahi mananın dışında değildirler.
Ayrıca İmamamı Rabbani Hazretleri ,Muhammed Behauddini Nakşibendi (k.s) hazretleri için ''Kıbletü kulubina'' (Kalblerimizin Kıblesidir) demiştir.Yani demek istemiştirki ''Kalblerimiz onunla Mevlaya döndüğü zattır.''
İmamı Rabbani hazretleri Ünlü Mektub larının 7.sinde Şeyhine şöyle yazar ''Ruhumu manevi bir yükselmeyle Arş ın üstündeki makamda buldum Bu makam Hz.Hace Nakşibendiye özel bir makamdır,bir müddet sonra bedenimide bu makamda buldum.Hayalimde şöyle bir şey canlandı ,bu alem unsurları ve yıldızları ile beraber isim ve resim bırakmadan aşağıya doğru inmekte.Bu makamda ancak bazı büyük evliyalar bulunur...'' ... irşada başladığı yıllarda yazmıştır ve 600 den fazla mektubu bu mektubdan sonra yazılmıştır ve merak eden olursa O büyük zatın hangi makamlara çıktığı o mektublarda açıkca görülmektedir.
Bunları neden yazdım:
Diyelimki Rabıta şirk veya biz uydurduk ,veyahutta rabıtanın varlığına inanmayan arkadaşlar ne isim verirse o olsun.Madem sen haklısın da Yukarıda örneklerini verdiğim isimlrini yazdığım mübarek zatlar yalanmı söylüyorlar, O müthiş makamlara çıkmış Bütün insanlığın hayranlığını ve sevgisini kazanmış her kesimden Evliyalığı onaylanmış bu zatlar yalanmı söylemişler yani bu Evliyalar aslında birer Allah ' a (c.c) şirk koşan müşriklerdi mi? demek istiyorsunuz. Ne diyor Yüce Allah :''Evliyalar benim dostlarım dır kim ki onlara savaş açarsa bana savaş açmıştır'' yoksa bu hadisi kutsiyidemi inkar ediyorsunuz. Ben Ayeti kerimede yazmak isterdim ama bunca delile ve bizzat kendi yaşadıkları hayatlarından ve yazdıkları kitablarından net deliller sunduğum Evliya zatları inkar eden belki günahkar olur ama Allahın ayetini inkar eden direkt kafir olur diye yazmıyorum.Olurya gazablanıpta inkar eden olabilir biz kötü vesile olmayalım.
Tarikatta asıl şudur:Mürid şeyhine kalbini bağlar rabıta eder ve Mevlanın nurunun şeyhinin kalbi vesilesi ile kendine akdığını bilir çünkü her ne kadar gaflette olsa bile şeyhi herdaim mevlanın huzurundadır.Zati mürid belli bir makama ulaştıktan sonra şeyh efendi onu Peygamber Efendimize (s.a.v) oda Yüce Allaha (c.c) götürür.Sanmayın ki her veli kul kndi başına veli oldu.
Şunu unutmamak gerekirki İlimin sahibi Yüce Rabbımız kaynağı ise Peygamber efendimizdir bu vesile ile Alim zatlar da onun varisleri olurlar.Aman kardeşlerim alimlere bilip bilmden dil uzatmak varisi oldukları Peygambere dil uzatmaktır ve Yüce Mevlada Habibini çok sever sakın haaaa.
Yarabbim bizi nefsine ve şerli yarattığın kullarına ezdirme,kendi hevamıza yenik düşürme sana bu lanetlediğin dünyada ismi şerifini zikrederek ve Şeyhlerinde rabıta yapıp nuru şeriflerini kalblerine akıtarak varmış kullarının zümresine kat bizleri eğerki haketmiyorsak onların ismin bulunduğu deftere '' Veli kullarımı seven kullarım'' diye yazdır bizi çünkü Efendimizin dediği gibi '' Herkes sevdiğiyle beraberdir.'' AMİN ''Herşeyin doğrusunu ancak ve ancak Allah bilir.'' Esselamu aleykum