Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Peygamberlerin Tek tek hayatları (1 Kullanıcı)

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Yûsâ a.s., Musa a.s.'in vefatindan sonra yirmi yedi yil peygamberlik yapti. Vefat edecegi sirada Israilogullari'nin idaresini Kâlib b. Yufennâ'ya havale etti ve yüz yirmi alti yasinda iken ahirete irtihal eyledi.

Kâlib b. Yufennâ'ya da Allah'tan vahiy geldi, peygamberlikle vazifelendirildi. Yûsâ a.s.'in vasiyet ettigi üzere Israilogullari'nin hidayetten ayrilmamalari için çok mücadeleler verdi. Çetin bir dünya hayatinin sonunda, bir müddet sonra o da rahmet-i Rahman'a kavustu.

Hz. Musa a.s. Hz. Hizir ile görüsmeye giderken yanina aldigi kisi Yûsâ a.s., Israilogullari'ni idare etmek için yerine vekil biraktigi kisi de Kâlib b. Yufennâ a.s. idi.

Onlara ve gönderilen bütün peygamberlere salât ve selam olsun...

Ismûil (Semuyel) b. Bâlî a.s.

Yûsâ a.s'in vefatindan sonra Israilogullari hükümdarlar tarafindan yönetilmislerdir. Peygamberlerine olan ihtiyaçlari ise, sadece dinî mevzularda çikar bir yol bulabilmek veya bir musibete ugradiklarinda Allah'a yalvarmasini istemek seklinde oluyordu.

Yû sâ a.s.'in vefatinin üzerinden dört yüz yil geçmisti. Amâlikler'in hükümdari Câlût, Israilogullari'na saldirmis; mukaddes kitaplari Tevrat'i ve Musa a.s. ile Harun a.s.'in ailelerinden kalan, içinde bir takim kutsal emanetlerin bulundugu, “Tâbut” ismini verdikleri sandigi ellerinden almisti. Israilogullari her zaman oldugu gibi, baslarina gelen bu felaketin def'i ve mukaddes emanetleri geri alabilmek için Yüce Allah'a yalvarmaya basladilar. Bir peygamber göndermesini istediler. Cenab-i Allah da onlara Ismûil (Semuyel) a.s.'i gönderdi.

Yönettigi Amâlika halkiyla birlikte Câlût'un Israilogullari'na peyderpey uyguladigi katliam o safhaya ulasmisti ki, neredeyse topyekûn yok olacaklardi. Sonunda Israilogullari “Peygamberlerine (Ismûil'e) varip:

- Bize bir hükümdar tayin et, biz de onunla beraber Allah yolunda savasalim, dediler. (Ismuil onlara):

- Ya size savas emredilince savasmazsaniz?! dedi. Onlar:

- Biz, yurtlarimizdan çikarilmis, ogullarimizdan uzaklastirilmis iken, Allah yolunda ne diye savasmayalim? dediler.” (Bakara, 246)

Bunun üzerine Hz. Ismûil a.s. Allahu Tealâ'ya dua etti. Allah da onlara, siradan biri gibi gözüken Tâlût isminde birini görevlendirdi. Ismûil a.s. yeni komutanlari Tâlût'u Israilogullari'na tanittigi zaman onlardan bazilari:

- Biz hükümdarliga daha layik oldugumuz halde, kendisine servet ve zenginlik de verilmemisken o bize nasil hükümdar olur? dediler.

Bunlari duyan Ismûil a.s. kizdi ve:

- “Allah basiniza onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü diledigine verir. O her seyi kusatan ve her seyi bilendir, dedi.” (Bakara 247)

Israilogullari içerlemis bir halde, istemeye istemeye yeni komutanlari ile birlikte Câlût ile savasmak üzere yola çiktilar. Yolda susadilar, Ismûil a.s.'dan bir irmak akitmasini istediler. O da dua etti ve tatli suyu olan bir irmak akti (Filistin Irmagi). Tâlût askerlerine dönerek:

- Allah sizi irmakla imtihan edecek. Kim ondan içerse benden degildir. Kim onu içmezse artik bendendir. Sadece bir avuç içenler müstesna, o kadarina müsaade vardir, dedi.

Fakat askerlerden pek azi Tâlût'un sözünü dinlediler. Irmagin kiyisina geldiklerinde bir kismi hariç, hepsi kana kana içti. Nihayet Tâlût ve yanindakiler nehrin öte karsisina geçtiklerinde, geride kalanlar bu sefer:

- Bizim Câlût'a karsi koyacak gücümüz yok, deyip geri döndüler. Sözlerinde sadik olanlar ise:

- “Nice az bir topluluk var ki, Allah'in izniyle sayica çok topluluklari yenmistir. Allah sabredenlerle beraberdir.” dediler. (Bakara, 249)

Tâlût ve askerleri, Câlût'u ve dehsetli ordusunu gördüklerinde:

- Ey Rabbimiz! Üzerimize sabir indir. Bize cesaret ver ki tutunalim. Kâfir topluluga karsi bize yardim et, diye dua ettiler.

Tâlût'un ordusunda, yasi henüz küçük olan, fakat ileride peygamber olacagi daha o zamanlar fark edilen Davud a.s. da bulunuyordu. Sapanina koydugu küçük bir tasi, o iri cüsseli Câlût'un alninin ortasina öyle bir atmisti ki, neredeyse Câlût'un kafasi parçalanmisti. Câlût böylece ölüp gidince, ordusu da dagilip perisan oldu.

Bundan sonra Ismûil a.s. bir müddet daha yasadi. Ondan sonra Hz . Davud a.s. peygamberlikle vazifelendirildi.

Ona ve gönderilen bütün peygamberlere salât ve selam olsun...
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
[SIZE=+3]ASHAB-I KEHF[/SIZE]
[SIZE=+1]Ashab-i Kehf, Yahudiler'in "genç yigitler" dedikleri kisilerdir. Bunlara; "magara arkadaslari", "yedi uyurlar" adi da verilmektedir. Kehf sûresin onuncu âyetinden yirmi yedinci âyetin sonuna kadar Ashâb-i Kehf'den bahsedilmektedir.[/SIZE]
[SIZE=+1]Ibn ishak'in naklettigine göre, Ashâb-i Kehf, isa aleyhisselâm'in dini üzere amel eden birkaç genç olup, bunlar kendilerini putlara taptirmak veya öldürmek için takip eden Roma toplumu ve bölge valisine karsi mücâdele ve dinlerini korumak üzere daga çikmis, magaraya gizlenmislerdi. Cenâbi Hak onlari düsmanlarindan korumak ve öldükten sonra dirilmeye ibret ve isaret kilmak için üçyüzdokuz yil magarada uyuttu. Uyandiklari zaman birkaç saat uyuduklarini sandilar. içlerinden birisi, bir seyler almak için kasabaya inince bir kaç asir önceki gümüs para, olayin anlasilmasina yol açti. Böylece topluma, öldükten sonra dirilmenin uygulamasi gösterilmistir (9-22).[/SIZE]
[SIZE=+1]Hamdi DÖNDÜREN[/SIZE]
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Selamün aleyküm....
buda bitmiştir...İnşallah faydalı olabilmişimdir...
Hayırlı günler inşallah..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt