Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Peygamber Efendimiz'in Vatan Sevgisi (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Allah Rasûlü, Mekke'nin aşağısından geçerken devesini Hazvere mevkiinde durdurarak Mekke'ye mahzun mahzun baktı;

"Vallâhi! Sen Allâh'ın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Allah katında en sevgili olanısın! Senden, çıkarılmamış olaydım, buradan çıkmazdım. Bana senden daha güzel, daha sevgili vatan yoktur. Kavmim, beni, senden çıkarmamış olsalardı, çıkmaz, senden başka bir yerde yurt yuva tutmazdım." dedi.

Bunun üzerine, Yüce Allah Peygamber Efendimiz'e şöyle vahyetti: "Elbette, O Kur'ân'ın tebliğini üzerine farz kılan Allah, Seni, yine döneceğin yere (Mekke'ye) döndürecektir." (Kasas Sûresi, âyet 85).

Sürâka'nın Hz.Peygamberimiz'i Tâkip Edişi ve Başına Gelenler

Kureyş Müşrikleri, Rasûlüllah ile Hz.Ebû Bekr'i bulana veya öldürene yüzer deve va'detmiş bulunuyorlardı. Kendine güvenenler O'nu aramağa koyulmuştu. Çok iyi iz tâkip eden Sürâka adında iri yapılı birisi de, bu mükâfatı almak için atını, silahını, fal çektiği oklarını da yanına aldı, bundan sonra elini fal çantasına atıp oklarını çıkardı.

«Muhammed ile Eshab'ına zarar verebilir miyim?, veremez miyim?» diye oklarla fala baktı. Hoşlanmadığı ok; «O'na zarar verilemez» oku çıktı.

Fakat oka îtibar etmeyerek, yüz deveyi almak arzu ve iştihâsıyla hemen atının üzerine atladı. Onu, dört nala kaldırıp koşturdu. Rasûlüllah ile arkadaşlarına yaklaşacağı sırada atının ayakları birden bire sürçüp yere kapandı. Sürâka da üzerinden yuvarlandı. Kendi kendine "Bu, ne hâl?" dedi. Sonra fal oklarını çıkarıp fala baktı. Yine, hoşlanmadığı ok, «O'na zarar verilemez!» oku çıktı.

Sürâka, oka isyan etti. Peygamber Efendimiz'i tâkipten vazgeçmedi. Hemen atına atlayıp koşturmağa başladı. Birden bire atı yere kapandı. Sürâka da üzerinden yuvarlandı. "Bu, ne hâl?" dedi. Sonra fal oklarını çıkarıp tekrar fala baktı. Bu defa da, hoşlanmadığı «O'na zarar verilemez!» oku çıktı.

Sürâka, yine oka isyan etti ve Rasûlü Ekrem'i tâkipten vazgeçmedi. Atına atlayıp koşturmağa başladı. O kadar yaklaştı ki artık, Allâh'ın Rasûlü ve arkadaşları Sürâka'yı görüyor, o da, onları görüyordu. Hattâ Sürâka, Rasûlüllah Efendimiz'in okuduğu Kur'ân-ı Kerîm'i bile işitebiliyordu.

Rasûlüllah, arkasına hiç dönüp bakmıyordu. Hz.Ebû Bekir (R.A.) ise, sık sık arkasına dönüp bakınıyordu.

Buhârî'nin Enes Bin Malik'ten rivâyetine göre; Hz.Ebû Bekir (R.A.), arkasına dönüp bakınınca, bir atlının arkalarından koşup kendilerine yaklaştığını gördü. "Yâ Rasûlellah! İşte atlı, gelip bize yaklaştı." dedi.

Peygamberimiz arkasına baktı; "Allahım düşür onu" diyerek duâ etti.

Sürâka gelip yetişince, Hz.Ebû Bekir (R.A.) ağlamağa başladı.

Peygamber Efendimiz, O'na; "Niçin ağlıyorsun?" diye sordu.

Hz.Ebû Bekir (R.A.); "Vallâhi, ben, kendim için ağlamıyorum. Sana bir zarar gelir diye ağlıyorum!" dedi.

Sürâka, Peygamber Efendimiz'e saldıracağı bir mesâfeye gelince; "Yâ Muhammed! Bu gün Seni benden koruyacak kimdir?" diye bağırdı.

Peygamberimiz; "Beni, Cebbâr ve Kahhâr olan Allah korur!" buyurdu,

Cebrâil indi; "Yâ Muhammed! Yüce Allah yeryüzünü sana itaatçı kıldı. Ona dilediğini emredebilirsin" dedi.

O sırada, Sürâka'nın atının iki ön ayağı, dizlerine kadar yere battı. Sürâka da üzerinden yuvarlandı. Atını kaldırmağa zorladı. At da kalkmak için çabaladı. Fakat, bir türlü ayaklarını yerden çıkarmağa kâdir olamadı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt