KUR’ÂN VE SÂHABE
Kur’ân-ı Kerim’de Allahû Tealâ’nın farzları vardır.
Kur’ân-ı Kerim, insanların bu farzları yerine getirmesi halinde mutlaka cennete gideceğini bildirmektedir.
Kur’ân-ı Kerim, Allah’ın bu farz emirleri yerine getirilmediği taktirde muhakkak ki cehenneme gidileceğini de bildirmektedir.
Kur’ân-ı Kerim, son olarak Allahû Tealâ’nın bütün bu farz emirlerinin hepsinin sahâbe tarafından yerine getirildiğini ve onların sonsuz bir saadete ulaştığını bildirir. Onları bize örnek olarak verir. Kur’ân-ı Kerim’i bu istikamette dört açıdan ele almak mümkündür:
1. Allah’ın emirleri ve nehiyleri.
2. Allah’ın farz emirleri yerine getirildiği taktirde cennete ulaşılacağının garantisi.
3. Getirilmediği taktirde cehenneme mutlaka gidileceğinin garantisi.
4. Allah’ın farz emirlerini harfiyen yerine getirmiş olan sahâbenin hayatı.
Sahâbenin hayatı, bir ispat vasıtasıdır. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hayatı Kur’ân’dı. O’nun sünnetine uymak, Kur’ân’a uymaktır. Sahâbe, O’nunla birlikte, O’na indirilen Nur'a uymuş ve O’nun sünnetini aynen yerine getirmiştir. Ve Kur’ân bizlere diyor ki:
“Siz de sahâbenin yaptığını yapın. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sünnetine uyun, Kur’ân’a uyun. Rad Suresi 20,21,22, 23 ve 24. âyet-i kerimeler bize sahâbeyi anlatan âyetlerdir.
Sahâbe Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilemiş ve âmenû olmuştur:
13/RAD-20: “Ellezîne yûfûne biahdillâhi ve lâ yenkudûnel mîsâk(a).”
Onlar Allah ile ahdlerini (nefslerinin yeminini, ruhlarının misakini ve vechlerinin ahdini) ifa ederler (yerine getirirler). Ve misaklerini (ruhlarının Allah’a ezelde verdiği ölümden evvel Allah’a ulaşma yeminini) bozmazlar.
13/RAD-21: “Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(i).”
Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel) Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını) O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.
13/RAD-22: “Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûssalâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(i).”
Onlar sabırla Rab’lerinin vechini (Zat’ını, Zat’a ulaşmayı, Allah’ın Zat’ını görmeyi) dilerler. Ve namazı kılarlar. Rızıklandırıldıkları şeyden gizli ve açık olarak infâk ederler (başkalarına verirler) ve seyyiati hasenata çevirirler, onlar için ne güzel bir yurt (cennet) var.
13/RAD-23: “Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyâtihim vel melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb(in).”
Adn cennetleri; Allah babalarından, zürriyetlerinden ve zevcelerinden salâha ulaşmış olanları bu cennetlere koyar. Melekler onları karşılayarak bütün kapılardan içeri alırlar.
13/RAD-24: “Selâmun aleykum bimâ sabertum feni’me ukbed dâr(i).”
Sabretmenizden dolayı üzerinize selâm olsun. Bu dârı dünyanın en güzel akibetidir.
Onlar ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim ederek hidayete de ermişlerdir.
Kur’ân-ı Kerim’de Allahû Tealâ’nın farzları vardır.
Kur’ân-ı Kerim, insanların bu farzları yerine getirmesi halinde mutlaka cennete gideceğini bildirmektedir.
Kur’ân-ı Kerim, Allah’ın bu farz emirleri yerine getirilmediği taktirde muhakkak ki cehenneme gidileceğini de bildirmektedir.
Kur’ân-ı Kerim, son olarak Allahû Tealâ’nın bütün bu farz emirlerinin hepsinin sahâbe tarafından yerine getirildiğini ve onların sonsuz bir saadete ulaştığını bildirir. Onları bize örnek olarak verir. Kur’ân-ı Kerim’i bu istikamette dört açıdan ele almak mümkündür:
1. Allah’ın emirleri ve nehiyleri.
2. Allah’ın farz emirleri yerine getirildiği taktirde cennete ulaşılacağının garantisi.
3. Getirilmediği taktirde cehenneme mutlaka gidileceğinin garantisi.
4. Allah’ın farz emirlerini harfiyen yerine getirmiş olan sahâbenin hayatı.
Sahâbenin hayatı, bir ispat vasıtasıdır. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hayatı Kur’ân’dı. O’nun sünnetine uymak, Kur’ân’a uymaktır. Sahâbe, O’nunla birlikte, O’na indirilen Nur'a uymuş ve O’nun sünnetini aynen yerine getirmiştir. Ve Kur’ân bizlere diyor ki:
“Siz de sahâbenin yaptığını yapın. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sünnetine uyun, Kur’ân’a uyun. Rad Suresi 20,21,22, 23 ve 24. âyet-i kerimeler bize sahâbeyi anlatan âyetlerdir.
Sahâbe Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilemiş ve âmenû olmuştur:
13/RAD-20: “Ellezîne yûfûne biahdillâhi ve lâ yenkudûnel mîsâk(a).”
Onlar Allah ile ahdlerini (nefslerinin yeminini, ruhlarının misakini ve vechlerinin ahdini) ifa ederler (yerine getirirler). Ve misaklerini (ruhlarının Allah’a ezelde verdiği ölümden evvel Allah’a ulaşma yeminini) bozmazlar.
13/RAD-21: “Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(i).”
Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel) Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını) O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.
13/RAD-22: “Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûssalâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(i).”
Onlar sabırla Rab’lerinin vechini (Zat’ını, Zat’a ulaşmayı, Allah’ın Zat’ını görmeyi) dilerler. Ve namazı kılarlar. Rızıklandırıldıkları şeyden gizli ve açık olarak infâk ederler (başkalarına verirler) ve seyyiati hasenata çevirirler, onlar için ne güzel bir yurt (cennet) var.
13/RAD-23: “Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyâtihim vel melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb(in).”
Adn cennetleri; Allah babalarından, zürriyetlerinden ve zevcelerinden salâha ulaşmış olanları bu cennetlere koyar. Melekler onları karşılayarak bütün kapılardan içeri alırlar.
13/RAD-24: “Selâmun aleykum bimâ sabertum feni’me ukbed dâr(i).”
Sabretmenizden dolayı üzerinize selâm olsun. Bu dârı dünyanın en güzel akibetidir.
Onlar ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim ederek hidayete de ermişlerdir.