Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ (1 Kullanıcı)

Nikko

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
HZ. ENES'ten bir rivayet:

Fahri Kâinat birgün, hücrei saadetlerinden çıkıyorlardı, Ebû Zerr gidiyordu ordan, 'Zur hibben tez dut hubben' denilen sahabi. Bir ara öyle diyordu Peygamber Efendimiz; ' az az ziyaret et, sevgin çoğalsın'.

ALLAH RESULU ellerinden tutuyordu birgün EBÛ ZERR'in,
-Ya Ebâ Zerr, önünde gayet sarp bir yokuş var, oradan yükü hafif olandan başkası geçemez diyordu.
EBÛ ZERR diyordu ki;
-EY ALLAH'IN RESULÛ, ben yükü hafif olanlardan mıyım?
-Evinde bugün yiyeceğin var mı?
-Var YA RESULALLAH.
-Yarınki yiyeceğin de var mıdır?
-Yok YA RESULALLAH.
-Eğer yarınki yiyeceğin de olsaydı, yükü ağır olanlardan sayılırdın.


Selâmınaleyküm.

Bizim bir haftalık, bir aylık, kimimizin bir yıllık yiyeceği var değil mi, o durumumuz var değil mi? Biz biraz zor geçeriz o yokuştan.
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

Es Selamü Aleyküm

İbret ötesi bir paylaşım...Şu an dünyada müslüman kardeşlerimizin durumu ortada ve bizlerin...

Rabbimiz gözümüzü gönlümüzü kalbimizi açsın ve gerçekleri görmeyi nasip etsin...

Allah c.c. razı olsun nikko kardeşim...

Ancak bu kadar güzel anlatılırdı...
 

Nikko

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

ALLAH, hepimizden razı olsun, Ferit kardeşim.

ALLAH, her konuda terazimizi dengelememizi öğretsin.

Bir tarafta sel diğer tarafta kuraklık, açlık-zayıflama salonları, obezite, doğruları yanlış-yanlışları doğru göstermek, erkekler kadınlarla-kadınla erkeklerle yetiniyor gay-lezbiyen, ....... listemiz çok uzun. Sonumuz hayırlı olur inşAllah.
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
İstanbul
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

Selamun aleykum..

Malesefki öyle, yarınki yiyeceği geçtik bir haftalık yiyecek depoluyoruz evlerimizde..
Diğer bir kesim varki malumunuz bu günlük yiyecekleri dahi yok:(
Yeterince şükredebiliyormuyuz??? hayır!!!
Çok haklısın kardeşim listemiz uzun, Rabbim sonumuzu hayreylesin..B)B)
 

Nikko

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

aclik-nijer.jpg


picture187.jpg

picture430.jpg

Yukarıda Etiyopya'nın Nil nehri kenarındaki verimli toprakları görülmektedir. Bu verimli alanlara rağmen, yönetimlerin silaha yatırdığı paralar nedeniyle Etiyopya halkı kendini sefaletin içinde bulmaktadır.

açlık-manşet.gif



Childhood_Obesity.JPG

obesity.jpg
 

theays

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2007
Mesajlar
65
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

SELAMIN ALEYKÜM

BIRAKTIK YEMEĞİ İÇMEYİ FALAN BİZİM EVİMİZ OLMAZSA YADA ARABAMIZ NEREDEYSE İSYANA KADAR ÇIKIYORUZ HANGİMİZDE BEYENMEDİĞİMİZ CEP TELEFONU VAR YADA ELBİSE YADA HANGİMİZ YEMEK SEÇMİYORUZ

ALLAH (c.c) sonumuzu hayır etsin
 

ATA_11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
534
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

Nikko yazdı:
HZ. ENES'ten bir rivayet:

Fahri Kâinat birgün, hücrei saadetlerinden çıkıyorlardı, Ebû Zerr gidiyordu ordan, 'Zur hibben tez dut hubben' denilen sahabi. Bir ara öyle diyordu Peygamber Efendimiz; ' az az ziyaret et, sevgin çoğalsın'.

ALLAH RESULU ellerinden tutuyordu birgün EBÛ ZERR'in,
-Ya Ebâ Zerr, önünde gayet sarp bir yokuş var, oradan yükü hafif olandan başkası geçemez diyordu.
EBÛ ZERR diyordu ki;
-EY ALLAH'IN RESULÛ, ben yükü hafif olanlardan mıyım?
-Evinde bugün yiyeceğin var mı?
-Var YA RESULALLAH.
-Yarınki yiyeceğin de var mıdır?
-Yok YA RESULALLAH.
-Eğer yarınki yiyeceğin de olsaydı, yükü ağır olanlardan sayılırdın.


Selâmınaleyküm.

Bizim bir haftalık, bir aylık, kimimizin bir yıllık yiyeceği var değil mi, o durumumuz var değil mi? Biz biraz zor geçeriz o yokuştan.






SELAM KARDEŞİM.HAKLISIN BİRAZ ZOR AŞILACAK O YOKUŞ.İNŞALLAH AŞANLARDAN EYLER RABBİM.
 

ULUTAS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Tem 2007
Mesajlar
200
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

ferit yazdı:
Es Selamü Aleyküm

İbret ötesi bir paylaşım...Şu an dünyada müslüman kardeşlerimizin durumu ortada ve bizlerin...

Rabbimiz gözümüzü gönlümüzü kalbimizi açsın ve gerçekleri görmeyi nasip etsin...

Allah c.c. razı olsun nikko kardeşim...

Ancak bu kadar güzel anlatılırdı...
 

mustafa incesu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2007
Mesajlar
99
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

ALLAH RAZI OLSUN.ALLAH YAR VE YARDIMCIN OLSUN...
 

mustafa incesu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2007
Mesajlar
99
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ

ALLAH RAZI OLSUN.ALLAH YAR VE YARDIMCIN OLSUN...
 

FATMA-ZEHRA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
486
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
s.a..
yanızlık içinde şahadet etti...
insanlardan hep uzaktı..
allah rasulullah aşkıyla yandı..
:A:gulegule
 

artu

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
5 May 2008
Mesajlar
95
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Ali Şeriati'nin Ebuzer adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar. Hz. Ebuzerin nasıl tok gözlü olduğunu, tevekkül sahibi olduğunu anlıyorsunuz. Lüks işlerden ne kadar nefret ettiğini, fakiri ve halkı ne kadar düşündüğünü görüyorsunuz. Kitapta etkilendiğim en güzel yer şuydu: "Halk kelimesi Hak'tan gelir. Siz Halka ne kadar çok verirseniz Hak'a vermiş olursunuz. İslam son derece toplumcu bir din. Fakat ben anlayamıyorum neden geri gittik. Osmanlı'daki, şu andaki arablarda bulunan bu lüks takıntısını anlayamıyorum. Anlayan biri varsa bu sapkınlığı bana anlatsın.
Bir arkadaş ABD'deki fast-food resimlerini, obez insanları koymuş. Eyvallah sonuna kadar arkadaşımla aynı fikirdeyim. Savunduğumdan değil eleştri olarak söylüyorum en azından onlar arablar gibi altın tabaklarda yemek yemiyorlar, pırlanta kaplı arabalara binmiyorlar. Bir doğru varsa herkes için doğrudur.
 

Tarkan_akcay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 May 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Allah (c.c.) Hepimizin Yardimcisi Olsun Ve Cenab-i Hak Bizlere Yardimci Olsun Hepinizden Allah Razi Olsun Dostlarim
 

leyla-1

Altın Üye
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
38,581
Tepki puanı
5,395
Puanları
163
Yaş
50
RE: PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ile EBÛ ZERR EL GÎFARÎ
SELAM ALEYKÜM KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN ÇOK ÖNEMLİ BİR PAYLAŞIMDI EMEĞİNİZE SAĞLIK. MAALESEF ÖYLE BİR DEVİRDE YAŞIYORUZ Kİ ALLAH SONUMUZU HAYIRLARA VESİLE ETSİN ÇOĞU İNSANLAR AZLA YETİNMEYİP DAHA ÇOK DAHA ÇOK HEP BANA BİRDE PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.)YAŞAYIŞINI O ZAMANKİ HAYATI BİR DÜŞÜNSELER ???
ALLAH HEPİMİZİ HİDAYETE ERDİRSİN NEFSİMİZİ ŞEYTANA UYMAYA FIRSAT VERMESİN RABBİM HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN ALLAH.
RABBİM BU DÜNYADA VE AHİRETTE SEVDİĞİ RAZI OLDUĞU KULLAR OLMAK CENNETİNDEN HEPİMİZE BİRER KÖŞK NASİP ETSİN RABBİM. HER İKİ DÜNYADA DA UMDUKLARIMIZA NAİL OLMAK DUALARI KABUL OLUNAN KULLAR OLMAK NASİP ETSİN RABBİM.
SELAM VE DUA İLE ALLAH'A EMANET OLUN.
 

zunnun_u_misri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Şub 2008
Mesajlar
292
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
hadisi şerif çok güzel kardeşim zor geçicegimiz dogru anlatılan hadis içerisindekilerin kim olduklarına dikkat etmenizi isterim bizler onların yürüdügü yolda toz olamayız ve bizimde bu şekilde olmamız çok normal
 

minoug

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Haz 2008
Mesajlar
250
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Allah razı Olsun kardeşim ne kadar da doğru ne olucak bizim bu halimiz Allah hepimizin yardımcısı Olsun
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Çağımıza Bir Ebuzer lazım

851.jpg



“Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız kurtulursunuz.”, buyurmuştu Yüce Nebi(sav). Çünkü onlar ışığı direkt kaynağından almış ve hayatlarını onunla ışıklandırmışlardı.
Bu yıldızlardan biri de hayatını hak ve hakikat yolunda dizayn ederken tavizsiz olan Ebû Zer-î Gıfârî (ra) hazretleriydi.
Nebiler Nebisi (sav) bu yıldız için şöyle demişti:
“Ebû Zer’e Allah(cc) rahmet etsin.
Tek başına yürür.
Tek başına ölür.
Tek başına diriltilir…”
O’nu böyle tek kılan neydi?
Niçin herkes toplum içinde yaşar, toplum içinde ölürken Ebû Zer-î Gıfârî (ra) hazretleri tek olarak yaşayıp, tek olarak ölmüştü?
Bizce bu sır O’nun rivayet ettiği bir hadiste gizliydi.
Bir gün oturmuş yanındakilere hadis rivayet ediyor ve şöyle diyordu:
“Dostum (sav) bana altı şey vasiyet etti.
* Miskinleri ve onlardan düşkün olanları sevmemi emretti.
* Kimseden bir şey istemememi emretti.
* Akraba ile ilişkimi sürdürmemi emretti.
* Acı da olsa hakkı söylememi emretti.
* Allah(cc) yolunda kınayıcının kınamasından çekinmememi emretti.
* Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” sözünü çok söylememi emretti.”
Ebû Zer-î Gıfârî (ra) hazretleri bu vasiyeti tam olarak yaşadı. Hayatını ona uygun hale getirdi. Öyle ki kavmi ve ümmeti içinde bir vicdan gibi oldu.
Hazreti Ali (ra) O’nun için şöyle demiştir:
“Ebû Zer’den başka, kınayıcının kınamasından çekinmeyen kimse kalmadı bugün.”
***

Ebû Zer-î Gıfârî (ra) buyuruyor ki: “Konuşmayan kimse için dürüstlük bir fazilet olamaz. Susan dürüst bir kimse dürüst değildir. Dürüstlük, hakkı açıklamayı ve ilan etmeyi gerektirir.”
Evet, davası olmayanın sevdası olmaz. Sevdası olmayanın öfkesi olmaz. Gerçek dava adamları davalarına, inançlarına olan sevdaları sebebiyle öfkelidirler. Onların öfkelerinde sevda, sevdalarında öfke gizlidir. Böyle yüce ruhların davalarına, inançlarına leke gelmemesi için her şeylerini, mallarını, mülklerini, koltuklarını, konumlarını, kariyerlerini feda etmekten çekinmezler. Çünkü sayılanların hepsi onlar için ancak davalarına hizmet ettiği müddetçe kıymetlidir. Davaları ile aralarına giren her şey onlar için cadı tuzağıdır. Yollarını kesen cadı tuzağı ne olursa olsun ilk tekmeyi vurmasını bilirler. Çünkü onlar hem daim şu İlahi beyanın tehdidi altında ürperirler:
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.” (Tevbe 24)
Öfkesi davası için, inancı için olan yüce ruh Ebû Zer-î Gıfârî(ra), hayatı boyunca en yüce yol olan İslam’ın, hayata Peygamberimizin (sav) yaşadığı gibi hâkim olması için didinip durdu. Bu hususta belki en yakınlarını bile ırgalamaktan çekinmedi. Valilerden, devlet başkanlarından, halifelerden sözünü esirgemedi ve hep hakkı haykırdı. Çünkü o hakkın hatırını yüksek tutan bir ruha sahipti. “Hakkın hatırı yüksektir. Hiçbir hatıra feda edilmez. Hakkı söyleyeceğim, bu hususta kimin hatırı kırılırsa kırılsın.” diyenler O’nun açtığı geniş caddeden ilerleyenler oldu. O geniş caddeye çıkmayanlar ise, hak ve hakikatin ezilmesi karşısında “Ne yaparsın hanede çoluk çocuk var, ev var, mal ve mülk var.” gibi değişik mazeretler arkasına saklandı. Davalarına ait değerler ezilirken ses çıkarmadılar.
Her daim öfkesi davası ve inancı için olan yüce ruh Ebû Zer-î Gıfârî (ra) dünyaya uzak, Allah(cc) ve Resulüne(sav) yakın oldu. Onun için dünyanın bir sinek kanadı kadar değeri yoktu. Yaşantısı, sade ve basitti. Ballar balını bulmuştu ve kovanının yağma edilmesi onun için bahse değer bir konu bile değildi.
Gösterişten, riyadan, debdebeden uzak, saltanat, servet ve şöhretten nefret ederdi. Hayatında “iktisat eden bereket” bulur sırrı tecelli etmişti. Aza kanaat ve haline şükretmek onun değişmez ilkesiydi. Korku ondan uzaktı. Öyle ki ölüm karşısında bile hakkı söylemekten asla çekinmezdi. Bunun için dostları arasında, kimseden korkusu olmayan, hak sözü kim olursa olsun yüzüne karşı haykırması ile meşhur olmuştu. Hoş onun şöhretle, gösterişle alakası yoktu. O hakkı savunuyordu.
İslam orduları Rum Kayser’i ve Acem Kisra’sının memleketlerini fethedilince, onlardaki gösteriş, saltanat ve dünyaya olan ilgileri, Müslümanlara bulaşmaya başlamıştı. Yüce ruh Ebû Zer-î Gıfârî (ra) bu duruma şiddetli itirazlarda bulundu. Gözü davasından başka şeyi görmeyen bu yüce ruh için bu bir inkırazdı, gerilemeydi, çizgiden çıkmaydı. Dünya malı biriktirenleri, dünya malının peşinde koşanları sevmezdi. Böyle yapanlara bıkıp usanmadan, “Altın ve gümüş depo edip Allah yolunda sarf etmeyenlere elim azabı müjdele...” mealindeki ayeti okuyordu.
Şam’da bulunduğu dönemlerde şatafatlı yaşama karşı sesini çok yükseltmişti. Vali bu durumdan kurtulmak için ihtiyaçlarını gidermek maksadıyla ona bir tahsisat bağlamıştı. Ama Ebû Zer-î Gıfârî (ra) hazretleri kendisine bağlanan bu tahsisatı fakir ve gariplere dağıtırdı. Sonrada fakirlere dağıttığı paraların sıkıntısını çekerdi. “Niçin böyle yapıyorsun?” denildiğinde o şeyle derdi:
Resülullah(sav) bana şöyle buyurmuştur: “İnsana bir lokma bir hırka kâfidir.”
O’nun hayatı söylediği gibiydi. Zaten hep söylediklerini yaşamış, yaşadıklarını söylemişti. Bu dünyadan gerçek âleme giderken de bir hırka yerine geçen kefenle gitti. Kefen de kendisine ait değildi. Rebeze’de Rabbinin “gel” emrine uyduğunda kefen yapılacak bir şeyi yoktu. Bir sahabenin getirdiği kefenle, bu yüce ruh kefenlenip gerçek âlemin kapısı olan kabre kondu.
Ebû Zer-î Gıfârî’nin (ra) açtığı bu çığır asırlar boyu öfkesi davası olan, sevdası için gür çıkanlara önder oldu. Saltanatın, dünyalıkların, gösterişin, riyanın, mal ve mülkün pençesine düşenler Ebû Zer-î Gıfârî’nin yolunda gidenlerden hep çekindiler. Tarih boyunca kim Ebû Zer-î Gıfârî (ra) ruhunu giyinmeye çalışsa onu toplumun dışına, yaşadıklarına müdahale etmeyecekleri zeminlere ittiler. Ama Ebû Zer-î Gıfârî ruhu yok olmadı. Gölgesi asırlar ötesinden günümüze kadar geldi ve asrımızda da sayıları azda olsa makes buldu.
Bu noktada durup şunu sormamız lazım değil mi vicdanımıza:
“Asr-ı Saadet’in Ebû Zer’i, Ebû Zer-î Gıfârî (ra) hazretleriydi. Günümüze kadar birçok Ebû Zer ruhlu insan geldi ve haksızlıklara karşı hakkın hatırının yüksek olduğunu savundu.
Peki, egemen gücün ulusal ve uluslar arası şeytanlarıyla gırtlağımıza basmaya yeltendiği bu çağın Ebû Zer’i kim? Kim haksızlıklara karşı hakkın hatırını savunacak? Yetimin hakkını koruyacak? Parlak, cilalı, kaypak ve konjonktürel albenilerin hak yola yakışmadığını, Muhammedî bir ruh ve duyarlılıkla kim hesaba çekecek? Kim elde ettikleri makam ve mevkiden kendilerine özel mülkiyet edinenlerin yanlışlığını haykıracak? Kim, bu makam ve mevkilerin geçici olduğunu, aldanmamaları gerektiğini haykıracak?”
Bu ve benzeri soruların cevabını bulmamız gerekiyor. Ömrü davasının yaşanması uğruna tavizsiz geçen Ebû Zer-î Gıfârî (ra) hazretlerinin hayatını ve bu hayat içerisinde bize ne gibi mesajlar verdiğini öğrenmek zorundayız. Biliyoruz ki böyle yüce ruhların hayatlarını anlatmak alabildiğine zordur. Ama yine de o ruhun yüceliğini elimizdeki kaynaklara başvurarak yeniden gündeme getirmek gerekiyor. Zira bugün inananlar, inandıklarının gereğini yerine getirmekten çok, mal ve mülk yığmakla, yazlık ve kışlık evlerine, villalara yenilerini katmakta, biriktirdikleri altın ve gümüşü koyacak banka kasaları bulamamaktadırlar.
Ebû Zer-î Gıfârî (ra) gibi yüce bir ruhu öğrenirken, bu yüce ruha gerçek enerjisini veren kaynağa (Hz. Muhammed - sav) ve bu kaynaktan zikredilen enerjiyi alarak yüce bir ruha sahip olmanın mahiyetini de (Sahabe Efendilerimiz) öğrenmek bizim için mübrem bir keyfiyettir. Ta ki, bu öfkenin, davaya olan sevdanın hangi kaynaktan geldiği anlaşılsın. Aksi halde yansıyan ışığı gösterip kaynağını gizlemek, o ışığın geldiği mahiyetin muhteşemliğini örttüğü gibi, ışığın değerinin de gerçek anlamda anlaşılmasına engel teşkil eder.
Rabbim bizleri bu güzel insanların yolundan ayırmasın
filistinunut.jpg
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
selamun aleyküm...
emeğine sağlık kardeşim,gerçekten çok doğru ve düşündürüçü bi konuya deyinmişsin...
ALLAH'u teala razı olsun inşaALLAH...
Hz.Muhammed(s.a.s)bi konuşmasında Ebû Zer-î Gıfârî (ra) ya şöyle buyurmuş:yeryüzü senin kadar dürüst bi adamı daha gölgelemedi...
selam ve dua'ile,ALLAH'a emanet olun inşaALLAH...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt