Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed(sallalahu aleyhu vesellem)'in Örnek Ahlakı (1 Kullanıcı)

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Bu bölümde Efendiler Efendisi Gönüllerimizin Sultanıyla ilgili hikayelere yer vermek istedim
Onun örnek ve güzel hayatından kesitleri İnşALLAH bizlerde hayatımıza geçirebiliriz
Hayatımızın her anında bize yol gösteren bir ışıktı Efendimiz...
Ondan güzel örnek ondan güzel rehber arayana şaşarım

1.Alçakgönüllü
2.Hoşgörülü
3.Hayvansever
4.Eş
5.Önder
6.Zeki
7.Nazik
8.Güvenilir
9.Kul
10.Öğretmen
11.Cesur
12.Vefalı
13.Baba
14.Şefkatli
.
.
.

Varın bu listeyi arşa kadar siz uzatın :)

Allahumme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve Ala Ali Seyyidina Muhammed


Not : Alıntılarımın bir çoğu Resullulah.org adresinden olucaktır
Bir çok güvenilir internet kaynağından ve bizzat kendi okuduğum kitaptan bölümler olucak
Hakkınızı helal edin.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Bilal-i Habeşi anlatır:

Allah'ın Elçisinin hesaplarını ben takip ediyordum. Bir fakir kendisinden yardım istediğinde bana emreder, eğer elimizde para yoksa birinden borçlanarak o fakirin ihtiyacını görürdük. Bu durumu bilen ve Hz. Muhammed (asv)'e de sempatisi olduğu zannedilen zengin bir putperest bir gün bana:

"Eğer borç para ihtiyacınız olursa, sağa sola gitme hepsini ben karşılayayım." dedi. Biz de onun sözüne ve iyi niyetine güvenerek öyle yapmaya başladık. Borcumuz bir hayli kabarmıştı. Ve zengin putperest gerçek niyetini ortaya koydu. Çarşıda rastladığı bir sırada bana:

"Ey zenci!" diye bağırdı.

"Ne var?" dedim.

"Aybaşına kaç gün kaldı biliyor musun?" dedi.

"Biliyorum, az kaldı." cevabını verince;

"Hele bir aybaşı olsun görürsün. O gün alacaklarıma karşılık seni rehin edip, yeniden köle yapacağım." dedi.

Bu tehdit çok ağırıma gitmişti. Hemen Allah'ın Elçisi'nin yanına varıp durumu anlattım. O da üzüldü. Fakat Allah'a tevekkül etti ve derhal bir çare aramaya koyuldu.

Ben çıkıp eve gittim. Fakat o gece üzüntümden gözümü kırpmam mümkün olmadı. Sabah namazı vakti, Allah'ın Elçisi’nin beni çağırdığını söylediler. Hemen kalkıp gittim. Yüzü gülüyordu. Bana kapıda duran üzeri mal yüklü dört deveyi göstererek:

"Müjde ey Bilal!.. Bunlar az önce Fedek hükümdarından hediye geldi. Hemen satıp borçlarımızı ödeyelim." dedi.

Derhal emrini yerine getirdim. Başta o putperest olmak üzere hiç kimseye hiçbir borcumuz kalmadıktan sonra, gelip durumu kendisine de haber verdim. Bana:

"Bir şey arttı mı?" diye sordu

"Evet, ey Allah'ın Elçisi! İki altın kaldı!" dedim.

"Beni o iki altından da kurtar. Sen onları da ihtiyaç sahiplerine vermedikçe ben eve gitmem." dedi.

O sırada mescidde oturuyordu. Bütün Medine'yi araştırmama rağmen ertesi gün akşama kadar o iki altını da verebileceğim gerçek ihtiyaç sahiplerini bulamadım. En sonunda Medine'ye henüz gelmiş iki yoksul yolcu için alışveriş yaparak onları da elimden çıkardım. Ve mescide gelip durumu Allah'ın Elçisine bildirdim. O da Allah'a hamd ederek, iki günlük bekleyişten sonra, nihayet kalkıp evine gitti.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Şefkatli ...

Şefkatli ...



Bir arkadaşı Ramazan ayında oruçluyken ağır bir günah işler. Sonra da Hz. Muhammed (asv)'in yanına gelerek nasıl affedilebileceğini sorar. Hz. Muhammed (asv):

"Bir köle azad edebilir misin?"

"Hayır, param yok."

"Aralıksız altmış gün oruç tutabilir misin?"

"Ey Allah'ın Elçisi, bu durum başıma oruçluyken geldi."

"Altmış fakiri doyurabilir misin?"

"Gücüm yetmez."

"Öyleyse benimle beraber bekle. Allah bir kolaylık yaratıncaya kadar..."

Arkadaşı oturup, mescidde beklemeye başlar. Ve az sonra da bir Medineliden hediye olarak bir sepet hurma gelir. Hz. Muhammed (asv) hurma sepetini bekleyen arkadaşına uzatır.

"Al bunu, yoksullara dağıt da, günahına kefaret olsun."

"Ey Allah'ın Elçisi! Bütün Medine'de benim ailemden daha yoksul bir aile tanımıyorum.”

Allah'ın Elçisi'nin yüzünde bir gülümseme yayılır

"Peki, öyleyse ailene götür de siz yiyin.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Peygamber Efendimiz(s.a.v) Yatarken ve Kalkınca hangi duaları ederdi onlara bakalım.
Hayatımıza geçirmek zor olmasa gerek
Yaptıkça ve söyledikçe dilimize yerleşecektir


Hz. Huzeyfe İbnu’l-Yemân (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girince şu duayı okurdu:

(بِاسْمِكَ اللَّهُمَّ أحْيَا وَأمُوتُ) (Bismikallahümme emüyü ve ahya )

“Allahım! Senin adınla hayat bulur, senin adınla ölürüm.”

Sabah olunca da şu duayı okurdu:

(اَلْحَمْدُ للَّهِ الَّذِى أحْيَانَا بَعْدَ مَا أمَاتَنَا وَإلَيْهِ النُّشُورُ) (Elhamdülillâhillezî ahyânâ bağde mâ emâtenâ ve ileyhi’n-nüşûr)

"Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren Allah’a hamdolsun! Zaten dönüşümüz de O’nadır.”




[Buhârî, Daavat 7, 8, 16, Tevhid 13; Tirmizî, Daavât 29, (3413); Ebû Dâvud, Edeb 177,
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Herkes kendine yakışanı yapsın

Herkes kendine yakışanı yapsın


Bir yolculuk sırasında öğle molası vermişlerdir. Uzanıp, dinlenmek için arkadaşlarının kamp kurduğu yerden hayli uzakta bir ağacın gölgesini seçmiştir. Yattıktan bir süre sonra Gavres isminde, inançsız ve kendine diş bileyen bir kabile reisi tarafından fark edilir. Gavres'in kalbi sevinç ve heyecanla dolar. Bu gafil anından yararlanıp Hz. Muhammed'i (asv) öldürecek ve bütün Araplar arasında bitmez bir üne kavuşacaktır. Heyecanlı ama sessiz, parmaklarının ucuna basarak yanına kadar sokulur. Usulca uzanarak ağacın dalına asılı olan Hz. Muhammed'in (asv) kendi kılıcını alır ve olayın farkında olmayan, gözleri kapalı Hz. Muhammed'in (asv) boğazına dayar. Soğuk çeliğin temasıyla gözlerini açan Hz. Muhammed (asv) başucunda gururla sırıtan Gavres'i görür. Gavres ise artık zaferinden emin, bu anın zevkini çıkartmak ister. Şımarık bir tavırla sorar:

"Ey Muhammed, şimdi seni benim elimden kim kurtarır?"

Görünüşte haklıdır da, çünkü elindeki kılıcı iki santim itmesi Hz. Muhammed (asv) için dünya hayatının sonu anlamına gelecektir. Fakat O'nda (asm) hiçbir heyecan ve korku eseri görülmez. Gavres'in sorusuna;

"Allah!.." diye haykırarak cevap verir.

Ve o anda "Allah" nidasının dehşeti karşısında, Gavres tepe üstü, yere yuvarlanır, elindeki kılıç fırlar gider. Sonra onun kendini toplamasına fırsat vermeden hızla kalkan Hz. Muhammed (asv), kılıcını alır ve hala sırtüstü yatmakta olan Gavres'in boğazına dayar. Az önceki durum şimdi tam tersine dönmüştür. Mütebessim ve sakin bir şekilde sorar:

"Ey Gavres! Şimdi benim elimden seni kim kurtaracak?"

Ne yazık ki Gavres'in "Allah", deme şansı yoktur. Çünkü o inançsızdır. Fakat son derece zeki bir insan olduğunu verdiği cevapla da kanıtlar:

"Ey Muhammed! Herkes kendine yakışanı yapsın."

Hayat kurtaran bu zeki cevap karşısında Hz. Muhammed (asv) kılıcını geri çeker ve:

"Haydi git, serbestsin." der.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Tebessüm ettiren bir hadise :)))

Tebessüm ettiren bir hadise :)))

NAMAZDA ACEMİ

Ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye yeni Müslüman olmuştur. Namazda konuşulmayacağını bilmemektedir ve bir gün Hz. Muhammed'in (asv) arkasında cemaatle namaz kılarlarken konuşur. Hapşıran birine:

"Allah sana merhamet etsin." der.

Namazın bozulacağından ötürü telaşlanan Müslümanlar, el işaretleri ve bakışlarıyla uyarıp, susturmak isterler. Bu durum Muaviye'yi daha da heyecanlandırır. Ve konuşmaya devam eder.

"Ne var, ne bakıyorsunuz, hiçbir şey anlamadım."

Müslümanlar bu kez de elleriyle bacaklarına vurarak Muaviye'yi sustururlar. En sonunda namaz biter. Fakat Muaviye heyecan ve suçluluk duygusundan ter içinde kalmıştır. Hz. Muhammed (asv) yanına sokulur.

"Namaz kılarken, dünya ile ilgili konuşulmaz. Namaz, tesbih, tekbir ve Kur'an okumaktan oluşmuştur." der.

Muaviye bu olayı yıllar sonra "O'ndan (asm) daha güzel öğreten birini görmedim. Beni ne azarladı, ne de kınadı." diyerek anlatır.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Mükemmel bir Eş

Mükemmel bir Eş

EN ÇOK AYŞE'Yİ (r.anha)

Kalabalık bir grup içindedirler. Bir arkadaşı uzun bir zamandır merak ettiği bir soru sorar.

"Ey Allah’ın Elçisi! En çok kimi seviyorsunuz?"

Cevapta hiçbir çekingenlik ve kompleks yoktur.

"Ayşe (r.anha)'yi."

Aynı soru evliliklerinin başında Hz. Ayşe (r.anha) tarafından da sorulur.

"Beni nasıl seviyorsun."

"Kördüğüm gibi."

Hz. Ayşe (r.anha) aldığı cevaptan o kadar hoşnut olur ki, ilerleyen yıllarda sık sık sorusunu yineler.

"Ey Allah’ın Elçisi! Kördüğüm ne alemde?"

"İlk günkü gibi!"
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
(Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerîke leh lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.)

“Allah’tan başka ilah yoktur. Birdir. Ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’nadır. O her şeye kâdirdir.”

“Bunu bir günde yüz kere söyleyen on köle azad etmiş kadar sevap alır. Bununla ona yüz hasene yazılarak ondan yüz günah silinir. Akşamlayıncaya kadar o gün şeytandan korunur. Bundan daha çok amel işleyen bir adamdan başka hiç kimse onun getirdiğinden daha faziletlisini getiremez.”

[Buhârî, 4/95. Müslim, 4/2071]​
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Hz. Ömer (ra)’tan dedi ki:

Rasûlullah (sa) şöyle buyurdu:

“Müezzin: Allahu ekber Allahu ekber deyince, sizden birisi: Allahu ekber Allahu ekber diye karşılık verse, sonra müezzin: Eşhedü en lâ ilâhe illallâh deyince sizden birisi: Eşhedü en lâ ilâhe illallâh diye karşılık verse, müezzin: Eşhedü enne Muhammedu-Rasûlullah deyince, biriniz: Eşhedü enne Muhammedu-Rasûlullah diye karşılık verirse, sonra müezzin: Hayye ale’s-salâh deyince, o da Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh diye karşılık verse, müezzin sonra: Hayye alel-felâh deyince, o da: Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh diye karşılık verirse, müezzin: Allahu ekber Allahu ekber deyince, o da: Allahu ekber Allahu ekber dese, sonra müezzin Lâ ilâhe illallâh deyince, o da kalbinden: Lâ ilâhe illallâh diye karşılık verirse Cennete girer.”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt