Va aleykum salam.Teshekkurler
Her konuda bizlerin en güzel örneği Peygamberimiz, infak ve paylaşma konusunda da hem sözleriyle, hem uygulamalarıyla bizlere örnek teşkil etmektedir. İnfak ve paylaşıma bir de onun rahmet dolu penceresinden bakalım;
“ Yarım hurma vermek suretiyle de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz. Bunu da bulamayan, güzel bir söz ile kendisini korusun .”,
“ Ey âdemoğlu! İhtiyâcından fazla olan malını sadaka olarak vermen senin için iyi; vermemen kötüdür. İhtiyacına yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı ayıplanmazsın. İyiliğe, geçimini üstlendiklerinden başla …”,
“ Kim, helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, – ki Allah, helâlden başkasını kabul etmez – Allah o sadakayı kabul eder. Sonra onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayını büyüttüğü gibi, sahibi adına ihtimamla büyütür . ”,
“Her Allah'ı n günü iki melek iner. Bunlardan biri; Allah'ım! Malını verene yenisini ver! diye dua eder. Diğeri de ;Allah'ım! Cimrilik edenin malını yok et! Diye beddua eder." ( Buhârî, Zekât 27; Müslim, Zekât 57)
“Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer. Cömert, sadaka verdikce, üzerindeki zırh genişler, uzar, ayak parmaklarını örter ve ayak izlerini siler. Cimri ise, bir şey vermek istediğinde zırhın halkaları birbirine iyice geçer, onu sıkıştırır; genişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz. ” (Buhârî, Zekât 28 Müslim, Zekât 76–77)
Seni seven Senin gibi olmalı
Senin gibi Sultanım, cömert olmalı.
Sen halkın faydalanması için esip duran rüzgardan daha cömerttin.
Dünyalık bir şey istense senden; asla olmaz demezdin.
Çünkü Sen infakla emrolunmuştun.Yoksulluktan korkmazdın.
Kim bilir kaç geceyi aç olarak geçirdin.
İsteseydin dağlar yürürdü yanında, İsteseydin Sana cennet sofraları açardı Hz. Meryem.
Sen isteseydin Ebu Talib'in sofrası gibi, Senin uzanmadığın yemeğe hiç kimse uzanmaz, Senin oturmadığın sofralara oturmazdı hiç kimse.
Ama Sen kimbilir kaç gece açlığından uyuyamadın.
Çünkü Sen öylesine cömerttin.
Bir gün Bilal'in evini şereflendirmiştin. Bilal odanın bir köşesinde hurma biriktirmişti.
Bu nedir? diye sormuştun ona.
Hurmadır Ya Rasulullah, Senin misafirlerin için saklıyorum demişti.
Ve Sen konuştun sonra.
Öyle bir konuştun ki, sesin dalga dalga, asırlarca çarpa çarpa Bilallere ulaştı:
İnfak et Bilal, infak et. Arşın Rabbi eksiltir diye korkma...
Sen cömert üstü cömerttin.
Annem ve bir kaç komşusunun paylaşımı, takdire değer.
Sık sık bir araya gelip iftarlarını, bizim bahçede çoluk çocuk hep birlikte açmak dışında;
İftar için yapılan yemek, ertesi güne de kalır. Ertesi gün bir yemek daha yapılır, ilk yapılan yemekten azıcık yenir ve o yemek yine kalır.
İşte annem ve komşuları o yemeklerini takas ediyorlar.
Yani, benim dün yediğimden artan yemeği sana veriyorum, senin dün yediğinden artan yemeği ben alıyorum.
Böylece çeşit çeşit yemek yenmiş oluyor, en önemlisi yemekler israf olmuyor.
Ne güzel, ne mutlu, ne bereketli..
Maşallah.
bende paylasmaya geldim gördümde azerbeycanda bile kardesimlerimiz var ne hos............
Chok iyi yaptiniz hatug,hosh geldiniz.Paylashmak chok guzel.Burada chok guzel paylashimlar oluyor.Evet,hepimiz kardeshiz.Bende sizin azeri kardeshiniz))
Mü'minler ancak kardeştir...
Dünyanın neresinde olursak olalım...
Kalplerimiz BİR ALLAH için atar inşallah...
Elhemdulilleh,chok dogru.Nerede yashiyorsak yashayalim,nereli oluyorsak olalim Rabbimiz tek olan ALLAH"tir.ALLAH hepimizin yardimcimiz olsun,AMIN.ALLAH hepimizden razi olsun.
evet cok güzel birsey ramazan geldi işallah hayırlı olur bizim için dualarım kabul olur
Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“Kim bir Müslüman kardeşine iftar vakti yemek yedirirse, onun sevabı kadar da kendisine sevap yazılır. Yemek yedirdiği kimselerin sevabından da hiçbir şey eksilmez.”
(Tirmizî, Savm: 82; İbni Mâce, Sıyam: 40)