Gülüşü Yaralı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 6 Şub 2008
- Mesajlar
- 5,741
- Tepki puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Konum
- ha bura :)
- Web Sitesi
- www.facebook.com
(Dr. Nihat Kaya)
Panikatak, başta "Panik Bozukluk" olmak üzere, birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda
(Tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşüklükleri, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık gibi...)
görülebilen; beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı,
bunaltı, korku karışımı bir nöbettir.
Bu nöbet kişiye öylesine yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaşatır ki, kötü bir şey olacağı
veya sonunun geldiğini, öleceğini hisseder. Bu korku fırtınasını yaşayan insan, doğal olarak o
ortamdan ve durumdan kaçma, uzaklaşma davranışı gösterir, bir an önce yardım alınabilecek
bir sağlık kuruluşuna müracat edilir. Çoğu kez de hastane, doktor gördüğünde kişide rahatlama
olur ve nöbet geçebilir.
Panik atağı yaşayanların bazıları, o esnada kalp krizi geçirdiklerini ve öleceklerini hissederler.
İlk defa hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide, kendisini ölüme yakın hisseden kişi, büyük bir
korku ve dehşet yaşar. Bazısı o an kim varsa, ona vasiyetini söyler. Telaş ve kaygıyla bir an önce
acile-doktora yetişmek için etrafına yalvarır. Kimisi aklını kaçıracağını, felç geçireceğini, kontrolünü
yitireceğini, düşüp bayılacağını hisseder.
Panik atak geçtikten sonra; kişi üzerinden kamyon geçmiş gibi hisseder. Müthiş bir yorgunluk,
isteksizlik, sese, gürültüye, kalabalığa, ışığa karşı tahammülsüzlük ortaya çıkar. Yatmak, dinlenmek
en iyi bir seçim olur. Yanında güvendiği birisi olsun ama soru sormasın, fazla konuşmasın istenir.
Bunlar zaten bir "harpten çıkmış" insanı daha da yorar.
.

Panikatak, başta "Panik Bozukluk" olmak üzere, birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda
(Tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşüklükleri, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık gibi...)
görülebilen; beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı,
bunaltı, korku karışımı bir nöbettir.
Bu nöbet kişiye öylesine yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaşatır ki, kötü bir şey olacağı
veya sonunun geldiğini, öleceğini hisseder. Bu korku fırtınasını yaşayan insan, doğal olarak o
ortamdan ve durumdan kaçma, uzaklaşma davranışı gösterir, bir an önce yardım alınabilecek
bir sağlık kuruluşuna müracat edilir. Çoğu kez de hastane, doktor gördüğünde kişide rahatlama
olur ve nöbet geçebilir.
Panik atağı yaşayanların bazıları, o esnada kalp krizi geçirdiklerini ve öleceklerini hissederler.
İlk defa hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide, kendisini ölüme yakın hisseden kişi, büyük bir
korku ve dehşet yaşar. Bazısı o an kim varsa, ona vasiyetini söyler. Telaş ve kaygıyla bir an önce
acile-doktora yetişmek için etrafına yalvarır. Kimisi aklını kaçıracağını, felç geçireceğini, kontrolünü
yitireceğini, düşüp bayılacağını hisseder.
Panik atak geçtikten sonra; kişi üzerinden kamyon geçmiş gibi hisseder. Müthiş bir yorgunluk,
isteksizlik, sese, gürültüye, kalabalığa, ışığa karşı tahammülsüzlük ortaya çıkar. Yatmak, dinlenmek
en iyi bir seçim olur. Yanında güvendiği birisi olsun ama soru sormasın, fazla konuşmasın istenir.
Bunlar zaten bir "harpten çıkmış" insanı daha da yorar.
.