AcizBirKul.
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Ağu 2012
- Mesajlar
- 635
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 34
Ebû Mûse’l-Eş’arî anlatıyor:
Re*sû*lul*lah ile birlikte bir eve gelmiştik. Bana:
“Kapıda dur ve kimseyi izinsiz içeri alma!” buyurdu.
Biraz sonra Ebû Bekir çıkageldi.
“Ey Allah’ın Resûl’ü!” dedim, “Gelen, Ebû Bekir’dir.” Buyurdu ki:
“İçeri al ve kendisini cennetle müjdele.”
Sonra Ömer geldi. Ona da aynı şeyi söylememi emretti.
Daha sonra Osman geldi. Onun için şöyle buyurdu:
“İçeri al ve onu da başına gelecek belalardan dolayı cennetle müjdele!” buyurdu. Böylece, Hz. Osman’ın hem cennetle müjdelenenlerden, hem de ilerde başına pek çok musibet gelecek birisi olduğunu ifade etmiş oldu.[4]
Hz. Osman, bütün arzusuna rağmen Bedir Savaşı’na katılamamıştı. Zira ha*nımı Hz. Rukiyye ağır hasta idi. Peygamber Efendimiz mazeretini kabul ettiği hâlde, o, kalbinde Bedir’e iştirak edememenin üzüntüsünü hissediyordu. Hz. Rukiyye yakalandığı hastalıktan kurtulamadı, vefat etti. Bedir’de Müslümanla*rın zaferi Hz. Osman’ın bu derin üzüntüsünü sevince çevirdi.
Re*sû*lul*lah (a.s.m.), Bedir’den döndükten sonra Hz. Osman’a bir müjde daha verdi:
“Sen Bedir’e katılmadığın hâlde bir şehit ecri aldın.”
Daha sonra Peygamberimiz, diğer kızı Ümmü Gülsüm’ü de Hz. Osman’a nikâhladı. Bundan sonra Hz. Osman “iki nur sahibi” manasında “Zinnûreyn” la*kabıyla anıldı.
Ümmü Gülsüm’ün vefatından sonra da Peygamberimiz, “Eğer 40 tane kı*zım olsaydı, onları birer birer Osman’la evlendirirdim!” buyurarak, hayâ timsali olan damadını teselli etti.''
Re*sû*lul*lah ile birlikte bir eve gelmiştik. Bana:
“Kapıda dur ve kimseyi izinsiz içeri alma!” buyurdu.
Biraz sonra Ebû Bekir çıkageldi.
“Ey Allah’ın Resûl’ü!” dedim, “Gelen, Ebû Bekir’dir.” Buyurdu ki:
“İçeri al ve kendisini cennetle müjdele.”
Sonra Ömer geldi. Ona da aynı şeyi söylememi emretti.
Daha sonra Osman geldi. Onun için şöyle buyurdu:
“İçeri al ve onu da başına gelecek belalardan dolayı cennetle müjdele!” buyurdu. Böylece, Hz. Osman’ın hem cennetle müjdelenenlerden, hem de ilerde başına pek çok musibet gelecek birisi olduğunu ifade etmiş oldu.[4]
Hz. Osman, bütün arzusuna rağmen Bedir Savaşı’na katılamamıştı. Zira ha*nımı Hz. Rukiyye ağır hasta idi. Peygamber Efendimiz mazeretini kabul ettiği hâlde, o, kalbinde Bedir’e iştirak edememenin üzüntüsünü hissediyordu. Hz. Rukiyye yakalandığı hastalıktan kurtulamadı, vefat etti. Bedir’de Müslümanla*rın zaferi Hz. Osman’ın bu derin üzüntüsünü sevince çevirdi.
Re*sû*lul*lah (a.s.m.), Bedir’den döndükten sonra Hz. Osman’a bir müjde daha verdi:
“Sen Bedir’e katılmadığın hâlde bir şehit ecri aldın.”
Daha sonra Peygamberimiz, diğer kızı Ümmü Gülsüm’ü de Hz. Osman’a nikâhladı. Bundan sonra Hz. Osman “iki nur sahibi” manasında “Zinnûreyn” la*kabıyla anıldı.
Ümmü Gülsüm’ün vefatından sonra da Peygamberimiz, “Eğer 40 tane kı*zım olsaydı, onları birer birer Osman’la evlendirirdim!” buyurarak, hayâ timsali olan damadını teselli etti.''