mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 54
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com
Önde Olmak İstiyor musun?
Çok sâde dille zikredilmiş satırlara bir göz atın bakalım ne hissedeceksiniz?.. Hissiniz, idrakinizin seviye tesbiti olacak belki de… İman, ihlâs, idrak, îzan durumumuzu test etmiş olacağız.
Sâde… Hem de çok sâde satırlar büyük veli Abdülkadir-i Geylânî Hazretleri’nden:
«… Aman ha aman sabret; aman ha aman Allah’ın rızasını gözet; hâlini muhafaza etmeye çalış; hiç dikkat çekme; şöhret arama; kabuğuna çekil; sakin ol; sessiz ol; sakın ha sakın; kurtul ha kurtul; acele et ha acele et; hep Allah daim Allah, her zaman Allah; başını eğ, başını eğ, gözünü yum gözünü yum; haya ha haya! Ömrün hitam buluncaya kadar böyle ol.O zaman elinden tutulur, öne götürülürsün. Üzerindeki şeyler çıkarılır, sonra fazilet, ihsan ve rahmet deryasına daldırılırsın. Sonra ondan da çıkarılırsın; üzerine nur, sır, herkesin bilmediği ilm-i ledün libası giydirilir. Huzura yaklaştırılır, seninle konuşulur, kelâm edilir, zengin oluncaya kadar verilir. Sana cesaret verilir, derecen yükseltilir; sana: “Sen bugün katımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin” diye hitab edilir.»
“Hiç dikkat çekme. Şöhret arama”… Anektod’un bu iki cümlesi nefsinin duvarına hangi sertlikte çarptıysa orada dur ve müşâhede et… Bulunduğun hâl’in muhtevasına dâir ipuçları tam bu noktada bulunuyor… Müşahedeni kelâmın ötesinde bir ifade tarzıyla anlar ve anlatırsan mesele âyan olur…
Âyan olan da beyân olmuş demektir… Orada sabitkadem ol. Ayakların yere sağlam bassın. O ZAMAN ELİNDEN TUTULUR, ÖNE GÖTÜRÜLÜRSÜN…
Bu dilden anlamayanlara sözümüz yok. Anlamak istediği hâlde anlamayanlara (nefsimize) gayret ha gayret, diyoruz.

Çok sâde dille zikredilmiş satırlara bir göz atın bakalım ne hissedeceksiniz?.. Hissiniz, idrakinizin seviye tesbiti olacak belki de… İman, ihlâs, idrak, îzan durumumuzu test etmiş olacağız.
Sâde… Hem de çok sâde satırlar büyük veli Abdülkadir-i Geylânî Hazretleri’nden:
«… Aman ha aman sabret; aman ha aman Allah’ın rızasını gözet; hâlini muhafaza etmeye çalış; hiç dikkat çekme; şöhret arama; kabuğuna çekil; sakin ol; sessiz ol; sakın ha sakın; kurtul ha kurtul; acele et ha acele et; hep Allah daim Allah, her zaman Allah; başını eğ, başını eğ, gözünü yum gözünü yum; haya ha haya! Ömrün hitam buluncaya kadar böyle ol.O zaman elinden tutulur, öne götürülürsün. Üzerindeki şeyler çıkarılır, sonra fazilet, ihsan ve rahmet deryasına daldırılırsın. Sonra ondan da çıkarılırsın; üzerine nur, sır, herkesin bilmediği ilm-i ledün libası giydirilir. Huzura yaklaştırılır, seninle konuşulur, kelâm edilir, zengin oluncaya kadar verilir. Sana cesaret verilir, derecen yükseltilir; sana: “Sen bugün katımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin” diye hitab edilir.»
“Hiç dikkat çekme. Şöhret arama”… Anektod’un bu iki cümlesi nefsinin duvarına hangi sertlikte çarptıysa orada dur ve müşâhede et… Bulunduğun hâl’in muhtevasına dâir ipuçları tam bu noktada bulunuyor… Müşahedeni kelâmın ötesinde bir ifade tarzıyla anlar ve anlatırsan mesele âyan olur…
Âyan olan da beyân olmuş demektir… Orada sabitkadem ol. Ayakların yere sağlam bassın. O ZAMAN ELİNDEN TUTULUR, ÖNE GÖTÜRÜLÜRSÜN…
Bu dilden anlamayanlara sözümüz yok. Anlamak istediği hâlde anlamayanlara (nefsimize) gayret ha gayret, diyoruz.
