RECEB-I KAMER
Kayıtlı Kullanıcı
Evet ey insan! Sen, nebatî cismâniyyetin cihetiyle ve hayvanî nefsin itibariyle; sagîr bir cüz, hakir bir cüz'î, fakîr bir mahluk, zaîf bir hayvansın ki; bütün dehşetli mevcûdât-ı seyyalenin dalgaları içinde çalkanıp gidiyorsun. Fakat muhabbet-i İlahiyyenin ziyasını tâzammun eden îmânın nuruyla münevver olan İslâmiyetin terbiyesiyle tekemmül edip; insâniyyet cihetinde, abdiyyetin içinde bir sultansın ve cüz'iyyetin içinde bir küllîsin, küçüklüğün içinde bir âlemsin ve hakaretin içinde öyle makamın büyük ve daire-i nezaretin geniş bir nâzırsın ki, diyebilirsin: Benim Rabb-ı Rahîm'im dünyayı bana bir hâne yaptı. Ay ve güneşi, o hâneme bir lâmba; ve baharı, bir deste gül; ve yazı, bir sofra-i nîmet; ve hayvanı, bana hizmetkâr yaptı. Ve nebatâtı, o hânemin zînetli levâzımâtı yapmıştır.
Sözler
Sözler