Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Okullu Başı Boş Gençler… (1 Kullanıcı)

Mekkavi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Nis 2012
Mesajlar
100
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
82
Web Sitesi
www.ibrahimbeser.com
B i s m i l l â h i r r a h m a n i r r a h i m
Esselâmu aleykum.

Konu : Okullu Başı Boş Gençler…

Okullarımızda din eğitimini gereği kadar verebilseydik okullardaki devamsızlıklar olmazdı. Çocuklarımızın beyinlerinin tahribat görmesini önler, her türlü provokatif eylemlerden uzak kalmaları sağlanırdı. Böylece ilk öğretim kapılarına kadar dayanan çirkin olaylar ve diğer ahlâki çöküntülerden korurduk. Art niyetli bazı Gençler de okul çağındaki bazı kız çocuklarını kollarına takarak türlü çirkin görüntüler olmazdı.

Üzülerek ifade etmek gerekir ki, bazı gençlerimiz ve inanç nedir bilmeyen insanlarımız ailede, çevrede ve okulda, din Kuran ve İslâmiyet adına hiç bir şey öğrenmedikleri için, Allah ve peygamber buyrukları olan güzel değerlerden uzak kalmışlardır.

İslâm’ın temiz hasletleri, davranışları, yaşam şekli, konuşma tarzı ve giyim biçimleri artık onlara fazlasıyla yabancı gelmektedir. Böylece dünyanın süslü, konforlu ve tatlı yaşamı da onların vazgeçilmezi olur ve ilk sırada yerini alır.

İslâm dininin ise yaşantılarında hiç yeri yoktur. Ezan sesleri de onları rahatsız edecektir. Her fırsatta Allah ve peygambere isyan etmeyi de başarı sayarlar. Bu yüzden belki de İslâm dinini kendi istek ve arzularına göre uygulayacaklar veya Müslümanları karalayacaklar yada alay konusu ederek psikolojik olarak rahatlamaya çalışacaklardır.

Çoğu gençlerimiz İslâm ve iman kültüründen uzak kaldıkları için beş duyu ile baş başa kalmışlardır. Bunların kulakları ise öğütlere karşı kapalı hale gelmiştir. Din eğitiminden uzak kalan gençlerimizin okul disiplinini, aşk hayatı, Internet kafeler, gazinolar, barlar, sevgi parkları ve futbol büyük çapta engellemektedir. Burada şeytanın ve dış güçlerin esas gâyesi gençlerin enerjilerini ve düşüncelerini ülkeye yararlı olmayan başka yerlere kanalize etmektir.

Allah c.c. ve peygamberi unutturmak için gösterilen türlü çabalar sonucunda yanlış bilgilerin etkisi altında kalanlar ben yalnız gördüğüme inanırım diyen ve Allah’a karşı saygısızca davranan bazı zavallılar, haşa ben Allah’a inanmam Melek, cin gibi şeyler yoktur, olsaydı görürdüm derler. Böylece kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

Halbuki bilmiyorlar mı? Dünya üzerinde yaşayan insanların bazılarının baş aşağı, bazılarının yan ve bazılarının da dik pozisyonda durduklarını ve böylece yaşamlarına devam ettikleri halde bunun farkında bile değiller.

Biz kâinatta Allah’ın yaratmış olduğu tüm varlıkların çok az bir bölümünün isimlerini biliyoruz ve tanıyoruz, oysa büyük bir bölümünün ne ismini biliyoruz ne tanıyoruz, nede teşhis edebilecek güce sahibiz, bu gerçek ortada iken bu yaratıklar halen varlıklarını sürdürmeye devam etmektedirler.

İşte hava, havadaki oksijen, ışık, elektrik akımı ve diğerleri de aynen böyledir. Gözlerimizle görmediğimiz halde bu olaylar dünya var olduğu müddetçe devam edecektir. Çünkü onlar madde değildir, ama var oluşları bir gerçektir.

Bizim beklentimiz ; zeki, uyanık ve her alanda başarılı, Allah’ına, peygamberine, ailesine saygılı, milleti ve memleketi için yararlı faaliyetlerde bulunan gençleri görmektir. Hem genel kültür hem din eğitimi noksanlığı gençlerimizin çoğuna varlık nedenini unutturmuştur.

Bazı İnsanlar ise İslâmiyet’i ve ibadeti kendilerine göre yorumlayarak doğru yolda olduklarını sananlar, hayır sever, yardım sever olarak geçinirler. Dindarlığı kimseye bırakmazlar. Mevlit okuttururlar, lokma tatlısı döktürürler, Hatim duasını yaptırırlar, bayram namazlarını da kılarlar, en yakınlarının cenaze namazlarını da cami dışına bekledikten sonra kılarlar, sonra da Allah’a karşı görevlerini yerine getirdiklerini zan ederler.

Yukarıdaki hususlar çok güzeldir ama bunları yapmış olmakla kişi Allah’a karşı kulluk görevini yerine getirmiş olmaz. Bu anlayışa sahip olan bazı insanlar, Yüce Allah’ın ve peygamberin buyruklarını yerine getirmekten imtina ederek İslâm’a aykırı olan yaşamlarına aynen devam ederler.

Bazılarının ise davranış biçimleri şöyledir :
Bilinçli olarak baş örtüsü yasağını savunurlar, bazıları ramazan ayında ellerinde sigara ile oruca saygısızlık yaparlar, Allah’ın buyruklarını inkâr edenleri de kendilerine dost edinirler. Makyajlarından ve giyinik çıplak kıyafetlerinden de vaz geçmezler, hangi devirde yaşıyoruz! Doğru olanda budur derler, İnananları yeren eylemlere de, her fırsat bulduklarında alkış tutarlar, yıl başını da en güzel şekilde kutlayarak, ellerinde kadehlerle yeni yıla girerler, böylece yeni yılın ülkemiz için hayırlı ve bereketli olmasını beklerler. Sonrada elhamdülillah Müslüman’ız derler. Sen kâlp temizliğine bak doğruyu görmek yeterlidir mantığı ile kendilerini avuturlar.

“Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları kendilerine dost edindiler. Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını sanıyorlar.” (Araf sûresi 30.âyet)

“Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.” (duhan sûresi 16. âyet)


Yukarıdaki hususlar : Hangi devirde yaşıyoruz? bu devirde Oruç tutulur mu? Namaz kılınır mı? Baş örtüsü takılır mı? Veya Allah buyruklarından her hangi birini inkâr ederek bu olmasa da olur demek suretiyle uygulanmasına mani olanlar ve onlara uyanlar için geçerlidir.

Ben inanıyorum Allah ve peygamber emirlerinden, bir bölümünü yapıyorum bir bölümünü yapamıyorum Allah affetsin ileride yapmayı nasip etsin diyenler için geçerli değildir. Bu anlayışa sahip kişiler yukarıdaki Allah c.c. buyruklarına inanıyorlar da uygulamıyorlar ise günah işlemiş olurlar. Eğer tövbe edip Allah’u teâlâ’nın hidâyetine mazhar olurlar ise günahlarını affedebilir.

“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin, çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer sûresi 53. âyet)

Annelerin, babaların, öğretmenlerin bu konuda ihmalleri vardır ve Allah indinde sorumludurlar. Özellikle öğretmenler bu konuda çok ağır sorumluluk ve vebal üslenmektedirler.

Peygamber Efendimiz s.a.v. hadisi şerifinde ;
“ Hepiniz raidir (koruyucudur) hepiniz sahip olduğunuz her şeyden ve elinizin altındakilerden sorumlusunuz: Başkan raidir halkından sorumludur, erkek ailesinin raisidir koruması altındakilerden sorumludur, kadın kocasının evinde raidir riayeti altındakilerden sorumludur, hizmetkar beyinin evinde raidir onun malından sorumludur, erkek babasının malının raisidir oda riayetinden sorumludur ve hepiniz raisiniz hepiniz de riayet ettiklerinizden sorumlusunuz.” ( Faydul kadir hadis no 6370 )

Cenabı Allah müminleri Kuran ve peygamber yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzellikleri nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt