Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

•˚Haram Lokma, Günahları TATTIRIR ˚• (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com

57.gif



Mü'minlerin harama ve günahlara düşmelerinde boğazından geçen gıdaların helal, haram veya şüpheli olup olmadığına dikkat etmemesinin büyük tesiri vardır. Özellikle helal ve haramları birbirine karışıp, helal ve haramların aynı tezgahlarda satıldığı bu zamanda, haramlığı açık olan ya da şüpheli olan şeylere Müslümanların dikkat etmeyerek, İslam'ın ona çizdiği helal-haram ve şüpheli sınırlarını çiğneyerek dikkatsizlik ve hassasiyetsizliği yüzünden vücudun fizyolojik ve biyolojik hassas dengesini bozmaktadır. Bu bozulma ise manevi dinamikler olan iman, sabır, gayret, şevk ve vicdan gibi manevi kuvvetleri ve hisleri zayıflatmakta, bu zayıflık ise bedende, ruhun, aklın ve vicdanın sesini ve kuvvetini bertaraf ederek, serkeş nefsin tahakküm ve hâkimiyet kurmasına sebep olmaktadır.


Nefsin, beden üzerinde hâkimiyet ve tahakküm kurmasında, insanın yedikleri ve içtiklerinin büyük bir tesiri vardır. Eğer insanın yiyip içtikleri helal lokma ise o yemekler ve nimetler nura inkilap eder. Haram ise nara inkilap eder. Helal lokmalardan dolayı insanın yediği ve içtiği, nura inkilap ettiği takdirde o nurdan hasıl olan kuvvete ruh, vicdan ve iman hükmeder, o kuvveti hak yolunda, İslam'a hizmet yolunda kullanır..Eğer yedikleri ve içtikleri nara inkilap etse o nardan hasıl olan kuvvete nefis ve heva hükmeder. O kuvveti nefis ve hissiyatlar sefahet ve haramlarda kullanır. Serkeş ve sarhoş olan nefis artık o kuvveti kullanarak sahibine biner. Beden yularını ele geçiren nefis sahibini günahlara, haramlara, isyana, dalaletlere sürer. O insanın kullukta, taatta ve helal yolda gitmesine mani olarak, iman ve Kur'an ile meşgul olmasına müsaade etmez. Ne zaman o insan, imanın ve vicdanın elinde kalan son kuvvetiyle kendini günahtan haramdan çekmeye çalışıp son bir gayretle Allah yoluna gitmeye yönelse, nefis hemen sahibinin yularını çekip, o insanı Allah yoluna girmekten alıkoyar. Gem vurulan at, nasıl sahibi ne tarafa sürse o tarafa yönelir ise, aynen nefis de yularını ele geçirdiği insanı istediği yöne çeker götürür. Haramlara, günahlara, isyanlara, şirke, dalalete sürer..Ömrünü günahta, haramda, istimal eder; zebun nefsin adi bir kölesi ve hizmetkârı olur. Nefsin hayvani arzularının kölesi olan insan; namusun, şerefin, dinin kaydından çıkar. Artık midesine, uçkuruna hizmeti en mühim bir gaye, en kudsi bir vazife ve yerine getirilmesi gereken zaruri bir hizmet görür.

Kemalatın, kulluğun ve manevi kuvvetin önündeki en büyük engel olan haram ve şüphelilere dikkat etmemek yüzünden bütün mevcudatı kendisine boyun eğdiren Rabbine ibadet, dua ve kullukla boyun eğmek şerefi yerine, nefsine boyun eğme zilletine girer. Hayatlarını ulvi bir dava yerine sufli bir amaca sarfederek bedeni ve hayatlarını hayvani bir seviyede yaşamaya mahkûm eder.


Ama Peygamber Efendimiz (s.a.v)'den hakikat ve hikmet dersini alan sahabi efendilerimiz bu haram ve şüphelilerin beden üzerindeki dehşetli tesirini ve etkisini bildikleri için haram ve şüphelilerden; yılandan, çıyandan, aslandan kaçar gibi kaçmışlar. Bazen bir şüpheli için kırk helalden vazgeçmişler.Nefsi şımartıp serkeş ve asi yapacak bütün yolları kapatmışlar.Nefsin hoşuna gidecek haramları ve şüphelileri terk ederek kullukta, sadakatte, imanda ve İslam'a hizmette en öndeki safları tutarak İslam'ın kandilleri ve rehberi olmuşlar.

Bu helal lokma düşüncesiyle analar, çocuklarını daha ana karnında besleyip terbiye ederek dünyaya hükmedecek padişahlar, sultanlar, komutanlar, herkese söz geçirip, ilmiyle onlara hakim olacak alimler yetiştirmişler.

Bu hassasiyetle babalar evlerine haramları sokmayarak ırzlarını koruyup gözetecek nezih eşler temin etmişler.Velilik makamına çıkanlar, haramları bırakın, şüphelileri bile terk ederek nefsin yalancı zevkleriyle baştan çıkmamış, lezzetlerine boğularak aldanmamışlar, doğru iştihayı bildikleri için yalancı iştihalar gelip başlarına çatmamış.''Hakiki lezzet, hakiki iştihadan çıkar.'' düsturunun sırrınca hareket ederek imanın, kulluğun, imanın, ibadetin lezzetini tam almışlar.


ALİ EREN


57.gif

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamünaleyküm güzel kardeşim

Allah razı olsun gerçekten çok önemli bir konu paylaşım için teşekkür ediyoruım emeğine sağlık...
Maalesef zamanımızda haram ve helale gereği gibi önem verilmediğini görüyorum...Duaların kabul olmasında bile helal ve haramın etkisi var...bir müslüman olarak yediğimiz içtiğimiz şeylere dikkat etmeliyiz ,şüpheli yiyeceklerden kaçınmalıyız...

Allaha emanet ol kardeşim selam ve dua ile kal...

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamünaleyküm güzel kardeşim

Allah razı olsun gerçekten çok önemli bir konu paylaşım için teşekkür ediyoruım emeğine sağlık...
Maalesef zamanımızda haram ve helale gereği gibi önem verilmediğini görüyorum...Duaların kabul olmasında bile helal ve haramın etkisi var...bir müslüman olarak yediğimiz içtiğimiz şeylere dikkat etmeliyiz ,şüpheli yiyeceklerden kaçınmalıyız...

Allaha emanet ol kardeşim selam ve dua ile kal...



Ve Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatühü güzel kardeşim:)..
Allah c.c, cümlemizden razı ve hoşnut olsun inşallah.. İlginiz, değerli ve bilgilendirici yorumlarınız için ben teşekkür ederim.. Eksik olmayın inşallah güzel kardeşim.. Bu konu benim de uzun zamandır açmayı düşündüğüm bir konuydu.. İslam ümmetinin bedenen ve ruhen bazı zaafiyetler geçirmesinde yiyecek ve içeceklerin, büyük bir etkisi olduğundan şüphe yok.. Bugün birçok gıdanın içerisinde genlerimizi dahi etkileyecek hadsiz katkı maddesi var.. Sizin de belirttiğiniz gibi dualarımızın, namazlarımızın kabulünü bile etkileyecek bir konu bu.. Ruha darlık ve kasvet veren birçok şeyde ''haramlara temayülün'' rolü fazladır..
Rahman c.c, her türlü haramdan bizleri beri kılsın, rızasından ayırmasın inşallah.. En Emin'ime emanet olunuz güzel kardeşim..B)
Baki Selam ve Dua ile inşallah.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com

Haram lokma yiyenin ibadeti ve duası kabul olmaz..

ALLAH–ü Teâlâ, Kur'ân–ı Kerim'de Mü'minûn suresi, elli ikinci ayetinde buyuruyor ki:
"Ey Peygamberlerim! Helâl ve temiz yiyiniz ve bana lâyık ibâdetler yapınız!"
İşte, Resûlullah sallALLAHü aleyhi ve sellem bunun için; "Helâl kazanmak her müslümana farzdır." buyurdu ve yine buyurdu ki: "Bir kimse, hiç haram karıştırmadan, kırk gün helâl yerse, ALLAH–ü Teâlâ, onun kalbini nûr ile doldurur. Kalbine, nehirler gibi hikmet akıtır. Dünya muhabbetini, kalbinden giderir."
Dünyâlık kazanmak için çalışmak günâh değildir. Dünyalık sevgisi, dünyaya gönül bağlamak günahtır. Sa'd bin Ebî Vakkâs RadıyALLAHü Anh dedi ki:
"Ya ResûlALLAH! Dua buyur da, ALLAH–ü Teâlâ, benim her duamı kabul etsin!"
Bu soruya cevaben buyurdular ki:
"Duanın kabul olması için, helâl lokma yiyiniz!"
Peygamber efendimiz diğer bir hâdis–i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua, nasıl kabul olunur? Haram maldan verilen sadaka kabul edilmez. Saklanırsa Cehennem'e gidinceye kadar, ona yolluk olur."

* * *
Ebû Bekir RadıyALLAHü Anh, hizmetçisinin getirdiği sütü içti. Sonra helâlden olmadığını anlayınca, parmağını boğazına sokarak kay etti, kustu. O kadar zahmetle çıkardı ki, ölüyor sandılar. Sonra şöyle dua etti:
"Ya Rabbi! Elimden geleni yaptım. Midemde ve damarlarımda kalan zerrelerden sana sığınırım." Hazreti Ömer RadıyALLAHü Anh da, Beyt–ül–mala ait zekât develerinin sütünden, yanlışlıkla verilip içtiği zaman, böyle yapmıştı.
Abdullah bin Ömer RadıyALLAHü Anhümâ buyuruyor ki:
"Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruç tutsanız, haramdan kaçınmadıkça, kabul edilmez, faydası olmaz."
Süfyân–ı Sevrî buyuruyor ki:
"Haram para ile sadaka veren, cami yaptıran, hayrat yapan kimse, kirlenmiş elbiseyi idrar ile yıkayan kimseye benzer ki, daha çok pislenir."

Sehl bin Abdullah–ı Tüsterî buyuruyor ki:
"Hakikî imana kavuşmak için, dört şey lâzımdır: Bütün farzları edeple yapmak, helâl yemek, görünen ve görünmeyen bütün haramlardan sakınmak ve bu üçüne, ölünceye kadar devam etmeye sabretmek."
Büyükler buyuruyor ki:
"Kırk gün şüpheli lokma yiyenin kalbi kararır ve lekelenir."
Abdullah ibni Mübârek buyuruyor ki:
"Şüpheli olan bir kuruşu sâhibine geri vermeği, bin lira sadaka vermekten daha çok severim."
Sehl bin Abdullah Tüsterî buyuruyor ki:
"Haram yiyenlerin yedi azâsı, istese de, istemese de günah işler.”

* * *
Helâl yiyenlerin azası, ibadet eder. Hayır, işlemesi kolay ve tatlı gelir. Helâl kazanmanın ehemmiyetini gösteren daha nice hâdis–i şerifler ve büyüklerin sözleri vardır. Bunun içindir ki, verâ sahipleri haramdan çok sakınmışlardır. Bunlardan biri Vüheyb ibni Verd idi ki, nereden geldiğini anlamadan bir şey yemezdi. Bir gün annesi, buna bir bardak süt vermişti. Sütü nereden aldığını ve parasını nereden verdiğini ve kimden aldığını sordu. Hepsini anlayınca, bu koyun nerede otlamış, dedi. Müslümanların hakkı bulunan bir yerde otlamıştı. Sütü içmedi. Annesi, oğlum, ALLAH sana rahmet etsin, iç! dedi. O'na günah işlemekle rahmetine kavuşmak istemem, dedi ve içmedi. Bişr–i Hafi'ye ne yiyip, nereden geçiniyorsun? Dediklerinde:
"Herkesin yediği yerden. Ama, yiyip de gülen ile yiyip de ağlayan arasında çok fark vardır." buyurdu.

İMAM-I GAZALİ (R.A)
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Selamun Aleyküm;

İlk yazıyı okudum,inşaAllah daha sonra ikincisinide okuyacağım kardeşim.Allah celle celalüh razı olsun.Bu arada bugün selamınızı iletebildim martıcıklara:)Sık karşılaşıyoruz dedim diyemi bilmiyorum bir nasip olmamıştı karşılaşmak.Neyseki bugün karşılaştık :)
Hayırlı akşamlar diliyorum kardeşim.Allah celle celalühe emanet olun.
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
İnsanın nefsi yemek, içmek hususunda keyfemâyeşâ hareket ettikçe, hem şahsın maddî hayatına tıbben zarar verdiği gibi, hem helâl-haram demeyip rast gelen şeye saldırmak, adeta mânevî hayatını da zehirler. Daha kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir, serkeşâne dizginini eline alır. Daha insan ona binemez; o insana biner.
Risale-i Nur
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamun Aleyküm;

İlk yazıyı okudum,inşaAllah daha sonra ikincisinide okuyacağım kardeşim.Allah celle celalüh razı olsun.Bu arada bugün selamınızı iletebildim martıcıklara:)Sık karşılaşıyoruz dedim diyemi bilmiyorum bir nasip olmamıştı karşılaşmak.Neyseki bugün karşılaştık :)
Hayırlı akşamlar diliyorum kardeşim.Allah celle celalühe emanet olun.


Ve Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatühü Kıymetli kardeşim..
Ben de diyorum, güzel kardeşim bugünlerde sanki biraz seyrek giriyor gibi:).. Martıcıklarıma ilettiğiniz Selamlarınız için çok çok teşekkür ederim.. Hal dilleriyle almışlardır Selamlarımızı, sevildiklerine inanıyorlardır, inanıyorum;).. Onlarla karşılaştığınıza sevindim güzel kardeşim.. Gizemliliklerinden olsa gerek, çekilmeleri.. Ne mutlu size, izleme imkanınız olmuş. Ara ara körfeze indikçe imkan buluyorum ben de.. Rahman c.c, ne güzel yaratmış, tefekkürlerine doyum olmuyor.. Her şey için çok teşekkür ederim kıymetli kardeşim..B)..
Konuya zaman ayırdığınız ve de ilginiz için çok teşekkür ederim.. Rahman c.c razı olsun, ecirlerinizi en hayırlısıyla lütfeylesin inşallah.. Eksik olmayın inşallah güzel kardeşim..
Hayırlı, nurlu ve bereketli akşamlarınız olsun.. Dualarda buluşmak duası ile, Rabbimize emanetsiniz.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
İnsanın nefsi yemek, içmek hususunda keyfemâyeşâ hareket ettikçe, hem şahsın maddî hayatına tıbben zarar verdiği gibi, hem helâl-haram demeyip rast gelen şeye saldırmak, adeta mânevî hayatını da zehirler. Daha kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir, serkeşâne dizginini eline alır. Daha insan ona binemez; o insana biner.
Risale-i Nur


Rahman c.c razı olsun kıymetli katkınız için, güzel kardeşim..B)
Çok teşekkür ederim, Rabbimiz c.c, sevabınızı yazsın inşallah..
Razı Olan'a emanet olunuz.. Selam ve baki Dua ile.. Hayırlı ve bereketli günler kardeşim.
 

BULENT TUNALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
2,307
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Konum
BURSA-m.k.paşa
Web Sitesi
www.bilsankimya.com
SELAMÜN ALEYKÜM ALİYE KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN GÜZEL FAYDALI BİR PAYLAŞIM OLMUŞ.ALLAH ECRİNİ VERSİN İNŞAALLAH.ALLAH CÜMLEMİZE HARAMI HELALİ TİTİZLİKLE GÖZETEREK YAŞAMAYI NASİP ETSİN.HARAM YİYİP YEDİRMEKTEN BİZLERİ MUHAFAZA EYLESİN.SELAM VE DUA iLE
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
Özellikle helal ve haramları birbirine karışıp, helal ve haramların aynı tezgahlarda satıldığı bu zamanda, haramlığı açık olan ya da şüpheli olan şeylere Müslümanların dikkat etmeyerek, İslam'ın ona çizdiği helal-haram ve şüpheli sınırlarını çiğneyerek dikkatsizlik ve hassasiyetsizliği yüzünden vücudun fizyolojik ve biyolojik hassas dengesini bozmaktadır

Selamun aleykum aliyeciğim.Haram midemizi yaktığı gibi imanımızıda yakıp küle döndürüyor.Hiç bir ibadetten bu cihetle de zevk alamıyoruz.İbrahim bin ethem (r.a) bilmeden yediği başkasının bir hurmasından dolayı ibadetlerinin tadına varamaz olmuştur taki o hurmanın sahibini bulana, helalik alana dek.İmamı azam döneminde bir koyun kaybolmuştu 40 gün imam azam ebu hanife ağzına et sürmemiştir bu yüzden...

Bizler bukadar ince olamadığımızdan takvalı ve dolayısiyle muttakilerden olamiyoruz.Olmak ümidiyle,Dua ile kal kardeşim
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Helâlinden Yemek, Helâlinden Giyinmek



Mümin bir kimse her şeyden önce helâl ve temiz olan şeyleri tüketmek zorundadır. Yediği veya kullandığı şeylerde maddî ve manevî bir kir bulunduğu takdirde yaptığı ibadetlerin kabul edilmeyeceğini Hz. Peygamber haber veriyor. Esasen Kur’an’ın ifadesine göre, ta Hz. Âdem’den beri bütün peygamberler helal ve temiz şeylerin yenmesi emredilmiştir. Allah Teâlâ,

“Ey Peygamberler! Temiz şeylerden yiyin, faydalı iş işleyin. Doğrusu ben, yaptığınızı bilirim.”

“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan maddelerin helâl ve temiz olanlarından yeyin; şeytanın peşinden gitmeyin, çünkü o apaçık düşmanınızdır” buyuruyor.


Dini bir terim olarak helâl şer’an izin verilmiş olan, hakkında yasaklama veya kısıtlama bulunmayan davranışı ve onun dini hukukî hükmünü ifade eder. Mubah ve caiz gibi terimlerle de ifade edilir; mükellefin yapıp yapmamakta muhayyer bırakıldığı davranışları belirtmek üzere kullanılır. Tayyib ise aklıselim sahibi, dengeli, erdemli, temiz tabiatlı her insanın beğendiği, hoşlandığı, temiz, güzel, iyi ve yararlı şeyler için kullanılır.



Ahirette bütün inançlarının, eylemlerinin, ümitlerinin yıkılıp gittiğini gören inkârcı müşriklerin pişmanlıklarını, çaresizliklerini, kaygı ve korkularını son derece çarpıcı ve ibret verici bir üslûpla yansıtır. Böylece Allah’ın yardım ve desteğini kaybedenlerin ahiretteki yalnızlığını ve yıkılışını gönlü hakikate açık insanlara etkili bir biçimde hissettirir.
Kur’an-ı doğru okuyabilenlere son derece değerli bir ders veren ayetlerin ardından burada da insanlar, bu dersten yararlanarak helâl ve temiz olan şeylerden yiyip-içmeye, şeytanın izinden gidip haramlara bulaşmamaya çağırılmaktadır.



Çünkü şeytan insanların düşmanı olup onlar için daima ve yalnızca kötü şeyler ister; onları haramlara, edep dışı davranışlara, Allah hakkında O’nun her bakımdan yetkinliği ve yüceliği ile bağdaşmayan sözler söylemeye kışkırtır. Kuşkusuz bu uyarılar öncelikle Kur’an’ın ilk muhatabı olan müşriklere yöneliktir. Bununla birlikte söz konusu uyarılar, bütün insanlar için hayati değerler taşıyıp müminlerin de helale harama riayet etmeleri, şeytanın kışkırtmalarına karşı daima ve ihtiyatlı davranmaları gerektiğini ima etmektedir.



Nitekim Allah Teâlâ,




“Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin; eğer kendisine kulluk ediyorsanız”

buyurmuştur.




İlim ve amel tahsili, nefsin takva üzere olarak ukubet ve azaptan muhafazası için yemek yemeli, yoksa hıfzıssıha kanunları hilâfına hayvanlar gibi her istediğini yesin diye nefsi başıboş bırakıvermek değildir. Çünkü yemek dinin zeriası, ikame ve muhafazasına bir vesile ve aletidir. Şu halde, her erkek ve kadın yiyeceği yemeği helalinden kazanıp, şeriatın mizanı ve ölçüsü üzerine, sünnet ve adabına riayetle yemeli ve böylece midesini haram ve şüpheli şeyleri yemekten de muhafaza etmelidir.



Helâlinden Yemeye Dikkat Etmek



Allah yolunda yürüyen ve O’na vuslatı arzu eden kimselerin yemelerinde, içmelerinde dikkat edecekleri birçok vazifeleri vardır. Kazancını helâlinden yaparak; helâl maldan başka ağzına bir şey almamaktır. Çünkü haram ve şüpheli şeyleri yemekle yapılan ibadetler buz üzerine bina kurmak gibidir.


ALINTI

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
SELAMÜN ALEYKÜM ALİYE KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN GÜZEL FAYDALI BİR PAYLAŞIM OLMUŞ.ALLAH ECRİNİ VERSİN İNŞAALLAH.ALLAH CÜMLEMİZE HARAMI HELALİ TİTİZLİKLE GÖZETEREK YAŞAMAYI NASİP ETSİN.HARAM YİYİP YEDİRMEKTEN BİZLERİ MUHAFAZA EYLESİN.SELAM VE DUA iLE


Ve Aleyküm Selam Değerli Kardeşim.
Yüce Rabbimiz c.c sizden de ebeden razı olsun, baki kılsın ecirlerinizi inşallah.. Amin dualarınıza kardeşim.. Rahman c.c, hayırlısıyla icabet buyursun, razı olduklarının tavırlarıyla hallendirsin bizleri.. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Rabbimize emanet olunuz.
Selam ve Dua ile inşallah.

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Haram Lokma İle İlgili Kıssalar-1

Haram Lokma İle İlgili Kıssalar-1

HARAM LOKMA

Hz. Ebu Bekir, kendisine her gün yemeğini getiren hizmetçisine her
defasında yemeği nereden getirdiğini, hangi yolla tedarik ettiğini
soruyordu.

Bir defasında sormayı unutur. İhtimal uzun zamandır açtır. Lokmayı ağzına
koyduktan sonra aklına gelir ve hizmetçisine yemeği nereden temin ettiğini
sorar. Hizmetçisi şöyle cevap verir: “Ey Allah’ın peygamberinin halifesi!
Ben cahiliye devrinde arraflık (gaipten haber veren, kahin, falcı)
yapıyordum. Halk bunun karşılığında bana para veriyordu. O dönemlerde
yaptığın arraflıktan dolayı birisinden alacağım vardı. Onu aldım ve bu
yemeği onunla yaptım.” Bunu duyan Hz. Ebu Bekir’in birden rengi atar, elini
gırtlağına kadar götürürek midesinde ve gırtlağında bulunan şeyleri dışarıya
çıkarır. Onun bu hassasiyetini gören Sahabi, “Ey Allah’ın Peygamberinin
halifesi! Bu kadarı fazla değil mi? Ne diye kendine bu kadar ızdırap
veriyorsun?” diye sorar. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir şöyle cevap verir: “Ben
Rasul-ü Ekrem’den işittim. O (sallall¢hu aleyhi ve sellem) vücudunda bir tek
haram lokma bulunan bir insanın ancak cehennemle temizleneceğini
buyurmuştu.”

Çok kötü kimseler vardır ki kazançları kötüdür, ancak bu kötü kazançları
içinde iyi kazançları, kendilerinin iyi tarafları, üstün meziyetleri, talim
ve terbiye mevzuunda takdir edilecek yönleri vardır. Bunlardan bazen iyi
evlat dünyaya gelebilir. İyi kimselerin de bazen kötü tarafları ve kötü
kazançları vardır ki, denk gelir ve o kimselerden kötü evlat da olabilir.

Dini Kıssalar ve Menkıbeler
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Büyükler buyuruyor ki:
"Kırk gün şüpheli lokma yiyenin kalbi kararır ve lekelenir."
Abdullah ibni Mübârek buyuruyor ki:
"Şüpheli olan bir kuruşu sâhibine geri vermeği, bin lira sadaka vermekten daha çok severim."
Sehl bin Abdullah Tüsterî buyuruyor ki:
"Haram yiyenlerin yedi azâsı, istese de, istemese de günah işler.”


Allah celle celalüh razı olsun Aliye kardeşim...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Özellikle helal ve haramları birbirine karışıp, helal ve haramların aynı tezgahlarda satıldığı bu zamanda, haramlığı açık olan ya da şüpheli olan şeylere Müslümanların dikkat etmeyerek, İslam'ın ona çizdiği helal-haram ve şüpheli sınırlarını çiğneyerek dikkatsizlik ve hassasiyetsizliği yüzünden vücudun fizyolojik ve biyolojik hassas dengesini bozmaktadır

Selamun aleykum aliyeciğim.Haram midemizi yaktığı gibi imanımızıda yakıp küle döndürüyor.Hiç bir ibadetten bu cihetle de zevk alamıyoruz.İbrahim bin ethem (r.a) bilmeden yediği başkasının bir hurmasından dolayı ibadetlerinin tadına varamaz olmuştur taki o hurmanın sahibini bulana, helalik alana dek.İmamı azam döneminde bir koyun kaybolmuştu 40 gün imam azam ebu hanife ağzına et sürmemiştir bu yüzden...

Bizler bukadar ince olamadığımızdan takvalı ve dolayısiyle muttakilerden olamiyoruz.Olmak ümidiyle,Dua ile kal kardeşim


Ve Aleyküm Selam değerli Nevin ablam..
Rahman c.c razı olsun, çok teşekkür ederim. Ne güzel örnekler sunmuşsunuz.. Bu hassasiyet, kulda daim oldukça Allah c.c'nin izniyle tüm günahlara karşı kendisine bir kalkan olacaktır takvası.. Takvanın en önemli adımı da, haramlardan sakınmaktır şüphesiz.. Yazdığınız bu değerli şahsiyetler gibi, bizler de yaşantımıza nakşedelim inşallah..
Amin dualarınıza ablam..
Selam ve Dua ile inşallah. Rabbimize emanetsiniz.B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
“Helâlliğinde ve haramlığında şüphe bulunan nesneyi terk eyle ve helâl olduğu muhakkak bulunan şeyleri kabul et.” (3)

Bu hadîs-i şerîf, insan bâtınını haramdan korumak için kemal-i ihtiyât üzere bulunmasının lüzumu hakkında îrâd edilmiş ise de diğer işlerine, sözlerine ve şâir muamelâtına da tatbîk için bir kaide-i külliyye tarzında bulunmuştur.

“Niyet eylediğin bir iş için kalbinde havf ve tereddüd olursa o işi yapma.” (4)


“Haramlardan sakın, insanların en âbidi olursun.” (5)

“Haram lokmadan neşv ü nemâ bulan bir vücûda lâyık olan cehennem ateşidir.” (6)

“Cibrîl bana ne zaman geldiyse şu iki duâyı emretti:
“Ey Rabbim! Bana temiz rızık ver ve sâlih amel nasîb et.” (7)



(3) Buhârî, Büyû’, 3; Tirmizî, Kıyame, 60;
(4) İbn Hanbel, Müsned, 5/252, 256.
(5) Tirmizî, Zühd, 2; İbn Hanbel, Müsned, 2/310.
(6) Ramûzü’l-ehâdîs.
(7) Müminûn Sûresi, 51. âyetin meâlinde bir duâdır.





 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Büyükler buyuruyor ki:
"Kırk gün şüpheli lokma yiyenin kalbi kararır ve lekelenir."
Abdullah ibni Mübârek buyuruyor ki:
"Şüpheli olan bir kuruşu sâhibine geri vermeği, bin lira sadaka vermekten daha çok severim."
Sehl bin Abdullah Tüsterî buyuruyor ki:
"Haram yiyenlerin yedi azâsı, istese de, istemese de günah işler.”


Allah celle celalüh razı olsun Aliye kardeşim...

Rahman c.c sizden de razı olsun kıymetli kardeşim..
Rabbimize emanet olunuz inşallah.. Selam ve Dua ile..
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
“İçi Boş Mazeretlerle Helâl-Haram Sınırı Çiğnenmemeli”

“İçi Boş Mazeretlerle Helâl-Haram Sınırı Çiğnenmemeli”

“İçi Boş Mazeretlerle Helâl-Haram Sınırı Çiğnenmemeli”


Efendim, İslâm, kapitalizm, Müslümanın kapitalistleşmesi gibi konular tartışılıyor. En genel plânda neler söylenebilir bu tartışma etrafında?

– Kapitalizmin meydan bulduğu ve yeşerdiği saha, kanaat ve tevekkülün zaafa uğrayıp da hırs, ihtiras ve ekseriyetle haksız kazancın arttığı ortamlardır. Bu bakımdan mü’min gönüller, kendilerini öncelikle ihtiras ve hırs noktasında tasavvufî bir eğitimden geçirmelidirler. Bu da kanaat ve tevekkülle gerçekleşir. Kanaat ise, gerçek zenginlik olup herkesin, mal ve mülk ihtirasına karşı esaret ve kölelikten kurtulması demektir.

Dolayısıyla bir müslüman, nefis tezkiyesi ve kalp eğitiminden geçmezse, paradan başka sınır tanımayan kapitalizmin çarkları arasında perişan olur.

Çünkü gerek kapitalist, gerekse sosyalist sistemlerin yapısında fazilet ve kalbî özelliklere yer yoktur. Birinde mülk toplumundur, birinde ferdindir. Her ikisinde de çıkarcı ve sömürücü bir zihniyet hâkimdir. Fertler, bir çarkın dişlisi hâlinde telakkî edilir. İslâm’da ise mülk, Allâh’ındır. Menfaat ve sömürmek aslâ yoktur. İslâm iktisâdı, insanın problemini çözmekle başlar. Paylaşmak ve başkalarına, bilhassa ihtiyaç sahiplerine faydalı olmak; şarttır, farzdır. Öyle ki, Cenâb-ı Allâh, bunu fakirlerin hakkı olarak îlân eder:

“Sâilin (muhtâcın) ve mahrûmun (iffeti dolayısıyla isteyemeyenin), onların (zenginlerin) mallarında muayyen bir hakkı vardır.”

(ez-Zâriyât, 19)

Bu düstur, hem parayı kullanma eğitimidir, hem de gönülleri kaynaştırma vesîlesidir. Yani İslâm’da para; bir ihtiras kaynağı değil, yerine sarf edilmesi gereken bir emanettir. Bu emanet yerinde kullanılır, yerine sarfedilir ve muhtaç ile mahrumun hakkı da gözetilirse, o zaman büyük bir ibadet kaynağıdır. Ancak böyle bir kıvam için paranın nereden ve nasıl kazanıldığı da çok mühimdir. Zîra kazanılan her şeyin bir kazanma şekli vardır ve o şekle göre insanın gönlü şekillenir. Harcamalar da bu şekillenişe göre gerçekleşir. Bu bakımdan kazancımızın şekline son derece dikkat etmemiz zarûrîdir.


OSMAN NURİ TOPBAŞ HOCAMIZB)
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
İnsanlar hangi kazanç yollarına yöneliyorlar?

İnsanlar hangi kazanç yollarına yöneliyorlar?

İnsanlar hangi kazanç yollarına yöneliyorlar?

– Bu hususta en genel mânâda iki türlü kazanç söz konusu olmaktadır:

Birisi, dînî ve vicdânî ölçüler içerisinde elde edilen kazançtır. Bunun içerisinde ilâhî ölçülere riâyet vardır. Ticâret ahlâkı vardır. Helâl, vazgeçilmez prensiptir. Menfaatperestlik ve kandırma yoktur. Bu kazanç, zâhirî bakımdan fazla bir artış göstermese bile bunun mânevî artışı devamlı yükselir. Çünkü bu servetin infakı, hayır ve hasenâtı çoktur. Ferdi, merhamet ve vicdan huzuruna kavuşturur. Böyle kullar, bütün mahlûkata karşı merhamet ve şefkatli olurlar. Bu merhamet, bize de merhamet olunmasının yegâne vesîlesidir. Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz buyururlar:

“Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin!”

Paranın kaderi, kişinin hissiyâtına dahil olur. Bir darb-ı meselde dendiği gibi, “Para yılan gibidir, girdiği delikten çıkar.”


Bir kişinin malının ne kadar hak yoldan olduğunu anlayabilmek için sarf yerini seyretmek icab eder.


OSMAN NURİ TOPBAŞ HOCAMIZB)
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Ya ikincisi?

Ya ikincisi?

Ya ikincisi?

İkincisi ise belli bir otorite ve güç etrafında elde edilen kazançtır. Bu, genellikle haksız kazançtır. Kayırma ve rüşvet gibi yollarla yığılan kanserli bir servettir. İnsanın elinde bir anda şişen balon gibidir. Bu balonların kimi dünyada patlamakta, kimi de mahşerde patlayacaktır. Bunun zahirî artışı yüksektir. Ancak mânevî tarafı, baştan sona kayıptır ve ebedî bir iflâstır. Dolayısıyla bu kazanç; infaka, hayır ve hasenâta kolay kolay sarf olmaz. Belki cüz’î bir kısmı…

Maalesef günümüzde ikinci tür kazanç yolu, herkese daha cazip gelmekte ve kapitalist nizam da bunu iyice körüklemektedir. Ne hazin ki, nice mü’min gönüller de bu akıntıya kapılmaktadırlar. Çok kimse, önce kazanmanın derdi ve hırsı içine girmektedir. Oysa önce elde edilecek kazancın, dünya huzuru ve âhiret hesâbını yapmak şarttır. Kalpler ihtirastan katılaşıp âhiret düşünülmediğinde, insanoğlu hak-hukuk tanımayan, gaspçı ve acımasız bir varlığa dönüşebilmektedir. Yani kapitalizm, insanları ihtirastan vahşîliğe itmektedir. Bu gerçeği görmek için dünyada yaşananlara şöyle bir bakmak yeter. Para uğruna bugün yapılan istismar ve zulümler, hangi insanlığa sığar? Bir bomba atılıyor, bitki-hayvan, çoluk-çocuk, hasta-yaşlı ayırt etmeden perîşan ediliyor. Ne merhamet var, ne şefkat! Masum ve mazlum kanlarıyla boyanan kanlı para, hangi insanlığı îmar ve inşa edecek?

Yani acımasız kapitalizm, gün geçtikçe insanı, sadece paraya râm ederek, parayı bir put hâline getiriyor.


OSMAN NURİ TOPBAŞ HOCAMIZB)​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt