Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

≈•≈BiR kUyU, bİr YuSuF, bİr El ve BiR dUa≈•≈ (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamünaleyküm canım kardeşim ALLAH c.c. razı olsun İNŞALLAH...
emeğinize sağlık çok güzel paylaşım her zamanki gibi
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...selametle İNŞALLAH...


~*~

Ve aleyküm Selam ve rahmetullahi ve berekatühü gönlü güzel ablam..B) Beğendiğinize sevindim..Teşekkür ederim yorumunuz için değerli ablam..Dualarımla birliktesiniz..Allah c.c sizden de razı olsun inşallah..En Emin'e emanetimsiniz..Muhabbetle..B)

~*~
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
s.a kardeşim,eline sağlık,yine çok güzel bir paylaşımdı.ALLAH a emanet olun,selametle...


Ve aleyküm Selam değerli ablam..B)
Rahman c.c sizden de razı ve memnun olsun inşallah her daim..
Teşekkür ederim..
En Güzel'e emanet olunuz..Selam ve Dua ile inşallah..Hayırlı ve bereketli günler.

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamun aleykum canım kardeşim,
Rabbim razı olsun, çok güzel bir paylaşımdı.
emeğinize yüreğinize sağlık.
her şey Rab katından bir imtihan zincirinin parçalarıydı; kuyu da yusuf da el de ve sonunda dua da...O Allah ki duaları kabul eden, sevdiklerini sevgisine mazhar etmek için türlü badirelerden, türlü acılardan geçiren. Sabreden, tevekkül edenlere ne mutlu...Rabbim bizleri de şu emredildiği gibi akıp giden zaman nehrinde sabredenlerden kılsın, arınanlardan kılsın inşaAllah....
dualarınızın hepsine amiin.
selam ve dua ile....Tek ve biricik Mevla'ya emanetB) Aliyecim....



Ve aleyküm Selam can Esmacım.
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim güzel kardeşim.Maşallah beğeniyle okudum..Allah c.c razı olsun inşallah güzel kardeşim.B)
O güzel dualarınıza kalbi aminler inşallah..Rahman c.c bu mübarek gün hürmetine Mucib c.c ismiyle ahsen surette icabet buyursun..Güzel kardeşim, Cumanız mübarek, dualarınız makbul olsun inşallah..Selam ve baki muhabbetle kalın kardeşim.B)

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Sevilmekle imtihan olan Yusuf...

Yusuf,dedi Züleyha, sen benim, evvel düşen şehrimsin, ahir düşen şehrimsin. Ezel düşen şehrimsin, ebed düşen şehrimsin.

Yusuf,dedi Züleyha; kalbim sen, benimsin yalnız benimsin,kalbin ben,seninim yalnızca seninim.
Yusuf, dedi Züleyha, sen masumsun, sen de bilirsin, ben de bilirim. Şu dört duvar, şu sıkı sıkı kapalı kapı,döşemenin üzerinde ezilen sarı gülün yaprakları tanık ki suçun yok senin.
Fakat güzelsin. Güzelliğin yoruyor beni,çünkü mümkünü var,suret kasrında bir suret değilsin.

Suçlu değilsen de bana, beni suçlu kılacak kadar güzelsin. Mümkünü olan bir güzelliğin sahibiysen Yusuf, ve bu güzellik yoruyorsa beni, sen dünyanın en masum mücrimisin. Suçlu,suçunu her zaman bilerek işlemez Yusuf ve güzellik bazen suça dönüşür.

Yaratılmışların en güzeli karşısında,ruhum kadar bedenim,kalbim kadar kalbimden çıkıp da bütün bedenimi deveran eden kanım ve damarlarım,ve bütün zerrelerim akıyorsa sana, ben de dünyanın en mücrim masumu değil miyim?

Çünkü, dedi Züleyha, güzelliğin bir derin kuyu senin. Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz.Ne mutlu kalbine sen düşene,ve ne mutlu senin kalbine düşene.
Tufandan kurtulmak için kendi derinliğine akan bir ırmak gibi; akmasam sana ölürdüm Yusuf, aktım, yine öldüm. Kendi ölümümün şeklini seçmem özgürlüğümse susarak ölmeyi değil,söyleyerek ölmeyi seçtim. Tortulanarak ve bulanarak değil,taşarak ve coşarak ölmeyi istedim. Hükmümün Yusuf olduğu yerde ölümlü olduğumu bildim.

Ve yine dirilecek olmamın emniyetiyle ölümlü oluşumu çok sevdim.

Yusuf,dedi Züleyha, bütün bir hayat, kınanma, horlanma, yitirme,her şey kalbimin üzerinden geçecek ve ben kalbimin altında kalacağım. Bana dair ve bana rağmen var olan bir dünyada büyüklüğü,yitirdiklerinin çokluğuyla ölçülen bir Züleyha kalbi olacağım. Senin zindan karanlığın benim özgür aydınlığıma denk düşecek, o kadar ki karanlık olacağım Sancıyla elimi attığım fundalıklar mavi çiçeklere dönüşmedi henüz, ama aslolan kalp olacak ve hayatı sonradan bulacağım.

Yusuf,dedi Züleyha, aşk zorlu bir sınav,ben bu sınavı en baştan ve gönüllü mü kaybettim? Hayır işte! Yitirmiş görünsem de kazancımsın sen benim. Ve şer gibi görünsem de göreceksin,yitirdiğin ne varsa benim sana açtığım kuyuda,hayrın olacağım sonunda.

Yusuf,dedi Züleyha, sana, gel kaderim ol, demem. O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş, denizdeki su kadar kadersin bana.
Bak alnına, iki kaşının ortasına. Orada benim mührüm var.

Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım.
(Nazan Bekiroğlu)

leyya_lale_005.jpg



B) Güzel yüreğinize sağlık olsun canım ablam;) Çok teşekkür ederim bu kıymetli ve güzel katkınız için.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
güzel kardeşim ALLAH razı olsun gene güzel bi paylaşım sunmşsun....
çaldım:) hakkını helal et ...selam ve dua ile


Değerli Yunus kardeşim. Est. hakkımız yoktur, helal hoş olsun şayet geçmiş ise.. Allah c.c sizden de iki cihanda razı olur inşallah..Teşekkür ederim..Selam ve Dua ile..Rabbimize emanet olunuz inşallah kardeşim.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
"Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat."

(Yusuf Suresi / 101. Ayet)
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
Rabbim huzur senin gösterdiğin yoldur, beni ve bizi yolundan ayırma - ÂminRabbim o eşsiz güzellikte ki el senin, o elin yokluğunu bana yaşatma - ÂminRabbim Aşığı Maşuğundan ayrı koyup onu azap kuyusuna salma Âmin Rabbim bize gazabını gösterip bizi cehennemin narıyla yakma - ÂminRabbim her şeyim dediğim tek şeyime bir gün olsun azap kılma - ÂminRabbim onun hicranıyla beni sınama - AminRabbim biz aciz kulların dualarını eli boş geri çevirme ÂminRabbim geri çevirmez kul isterse Ve Dua bitmez kul istedikçeamin amin amin canım kardeşim gönlü güzel kardeşim emeyine sağlık çok okudum YUSUF AS min hayatını genede büyük bir keyifle okudum ALLAH CC razı olsun
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yusuf Kuyulara Mahkum Kuyular Yusuf`a Zindan


Ve bir kor düştü yüreklere acısı Yusuf olan
Ve bir feryat yükseldi göğe özünde Yakup susan
Ve bir yaş süzüldü gözden Yusuf, Yusuf damlayan
Ve bir ses duyuldu yağmuru satan bulutların ardından



YUSUF KUYULARA MAHKÛM!

YUSUF KUYULARA MAHKÛM!



Yusuf ki kuyuların eşsiz sultanı�
Yusuf ki Züleyha`nın çaresiz kurbanı�
Yusuf ki Yakup'un kurumaz çağlayanı�
Yusuf ki güzelliğin hiç yazılamamış destanı

Yusuf�



Yusuf niyazda, kuyu Yusuf`u seyranda
Yusuf ağlamakta, kuyu Rabbine niyazda
Günler Yusuf`u karartmakta, kuyu Yusuf`a yanmakta
Yusuf suya susamakta, kuyu Yusuf'a ağlamakta



Ey Yusuf!

Yazılmak üzere sana, bir destan daha;
O kuyunun mahkûmu annesiz çocuk.
Yazılmak üzere bir günah daha;
O günahkârların en güzeli olan Züleyhalar adına.




'' BÜTÜN KARANLIK BİR YUSUF'A DÜŞMAN.... BİR YUSUF BÜTÜN KARANLIĞA HAYRAN.''

emeyine sağlık şiirde harikaydı RABBİMİN CC SELAMI YUSUF AS ÜZERİNDE OLSUN
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Geç kaldığın yerde bir Yûsuf sözlü bekler seni
O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı.
Geç kalmıştı... Geç kalmaya dair lügatlerde, meydanlarda, köşelerde, şiirlerde ne kadar acı söz söylenmiş ya da yazılmışsa, hepsi birden amansız arı vızıltıları gibi doluştu kulaklarına. Kaçırılmış şeylerin hepsi, ama hepsi, bir gülücük belki, bir güzel kucaklaşma, bir tatlı bakış, kardeşçe bir dokunuş omuzlarına indi. Geç kalmışlıkların cümle pişmanlıkları alev alev cehennem olup yakasına yapıştı. Dudakları kurudu. Sesi iç çekişlerine söz olamadı utancından. Geç kalmışların, gafillerin, haksız yere unutanların, kadir kıymet bilmeyenlerin yanı başında, eşsiz bir kadirşinaslıkla suskunca bekleyen o “Ah!” sesi bile, korkup geri çekildi dudaklarından. “Ah ki, ah çekemediğime ah!” Çöllerin bile birbirine eklenerek anlatamayacağı, dağların omuz omuza verseler de güç yetiremeyeceği uğursuz bir uzaklığın beri ucunda kalakalmıştı
Görmek istediğine görünmemek için saklandı önce. Saklanmak zorundaydı. Çünkü dostluğuna geciktiğine göstereceği yüzü bir “düşman” yüzüydü. Kimliğini taşıyan yüzü “sevilmeyesi” bir yüzdü, bakışını besleyen gözü “bakılmayası” bir gözdü, umutlarını besteleyen sözü “güvenilmeyesi” bir sözdü. Saklanması o yüzdendi, o gözdendi, o sözdendi. Huzuruna vardı. Yüzünü mahçup gölgelerden çıkarıp usulca onun gözlerine bıraktı. Gül yüzünün coğrafyasında başını sokabilecek daracık bir kuytuya da razıydı ama....
Gülleri güldüren o yüz çevrildi yüzünden. Yüz bulamadı. “Kardeşim!” deyip de sarılması ne büyük cennetti ona. Cennete alınmadı. Eskiden olduğu gibi aynı memeden aynı ılık sütü içer gibi mesafesiz bir yakınlıktı umduğu. “Süt kardeşi”nin dudağındaki tek bir kıpırtı dağ gibi pişmanlıkları yıkabilirdi. Kirpiklerinin ucundan yol bulacak tek bir müşfik bakış, yüreğinin bütün yangınlarına su olabilirdi.
“Benden yüzünü çevirince, yüzünü çevirdiği tarafa geçtim. Yine yüzüme bakmadı, öbür tarafa çevirdi yüzünü. Utandım. Yakın uzak her şey beni sıkmaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ona çok sıkıntı vermiş, çok kırmıştım. O benden yüz çevirince, dostları da yüz çevirdi.”
Gülücüklerimizin hepsini borçlu olduğumuz o yüz, o sabah, Ebu Süfyan bin Hâris'e dönmedi. O gül yüzlünün yüzünden dostluk görmeyi en çok istediği, en çok hak ettiği kişiydi. Amca oğluydu. Süt kardeşiydi. Çocukluk arkadaşıydı. Ne yazık ki O'nun müjdeli çağrısını ilk reddedenler arasında oldu. Bu çağrıyı O'nu dostlarını aç ve susuz bırakarak susturmak isteyen zorbaların yanında yer aldı amcasının oğlu. Daha da ileri gidip O'nu aşağılayan şiirler yazdı.
O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı.
Ebubekir'e [ra] koştu önce.. Sonra Ömer'e [ra]... Cevapları aynı oldu: “Allah'ın elçisinin yüz çevirdiği kişiye ben dost olamam...” Olmadı. Amcası Abbas'a [ra] yalvardı. “Sana yakınlık gösterirsem, onu üzmekten ve kırmaktan korkarım...” cevabı umutlarının kanatlarını kırdı. Ali'ye [ra] gitti en sonunda. Sızlandı. Sızlandı. Ali'den [ra] de çare yoktu. Utancı kaldı sadece yanında.
Neden sonra, Ali [ra] yaklaştı. Çareyi fısıldadı. Çöllerin hepsini kurutan, dağları yerinden oynatan bir umuttu dudağından dökülen: “O'na arkasından yaklaş ve Yusuf'a [as] kendisini kuyuya atan kardeşlerinin en sonunda pişmanlıkla söylediğini söyle....”
Geç kalan adam, yüzünden yüzünü sakınan Gül Yüzlü'ye yaklaştı. Fısıldadı. Bir ayetti nefesine sımsıcak dolanan, sesine terü taze umutlar saran: “Vallahi, Allah seni bize üstün kıldı; biz sana yaptıklarımızla hatta ettik, suçluyuz.” [Yusuf, 91]
Gül yüzlü ilk defa çevirdi yüzünü süt kardeşine. Geç kalan adam ilk defa sevindi. Ama utancı daha ağırdı. Yüzü yerdeydi. Yûsuf'un [as] kardeşlerine söylediği söz yeniden ete kemiğe büründü Muhammed [asm] diye göründü, utançla kanayan kardeş yüzüne serin bir gül tesellisi olup dokundu: “Bugüne kadar yaptıklarınızdan kınanmayacaksınız. Allah sizi bağışlasın. O merhametlilerin en merhametlisidir.” [Yusuf, 92]
Geç kaldığın yerde bin Yûsuf tecellisidir; umutlarını kuyuya attığın demde bin Yûsuf tesellisidir o Gülsîma.

Senai Demirci

 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
Geç kaldığın yerde bir Yûsuf sözlü bekler seni
O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı.
Geç kalmıştı... Geç kalmaya dair lügatlerde, meydanlarda, köşelerde, şiirlerde ne kadar acı söz söylenmiş ya da yazılmışsa, hepsi birden amansız arı vızıltıları gibi doluştu kulaklarına. Kaçırılmış şeylerin hepsi, ama hepsi, bir gülücük belki, bir güzel kucaklaşma, bir tatlı bakış, kardeşçe bir dokunuş omuzlarına indi. Geç kalmışlıkların cümle pişmanlıkları alev alev cehennem olup yakasına yapıştı. Dudakları kurudu. Sesi iç çekişlerine söz olamadı utancından. Geç kalmışların, gafillerin, haksız yere unutanların, kadir kıymet bilmeyenlerin yanı başında, eşsiz bir kadirşinaslıkla suskunca bekleyen o “Ah!” sesi bile, korkup geri çekildi dudaklarından. “Ah ki, ah çekemediğime ah!” Çöllerin bile birbirine eklenerek anlatamayacağı, dağların omuz omuza verseler de güç yetiremeyeceği uğursuz bir uzaklığın beri ucunda kalakalmıştı
Görmek istediğine görünmemek için saklandı önce. Saklanmak zorundaydı. Çünkü dostluğuna geciktiğine göstereceği yüzü bir “düşman” yüzüydü. Kimliğini taşıyan yüzü “sevilmeyesi” bir yüzdü, bakışını besleyen gözü “bakılmayası” bir gözdü, umutlarını besteleyen sözü “güvenilmeyesi” bir sözdü. Saklanması o yüzdendi, o gözdendi, o sözdendi. Huzuruna vardı. Yüzünü mahçup gölgelerden çıkarıp usulca onun gözlerine bıraktı. Gül yüzünün coğrafyasında başını sokabilecek daracık bir kuytuya da razıydı ama....
Gülleri güldüren o yüz çevrildi yüzünden. Yüz bulamadı. “Kardeşim!” deyip de sarılması ne büyük cennetti ona. Cennete alınmadı. Eskiden olduğu gibi aynı memeden aynı ılık sütü içer gibi mesafesiz bir yakınlıktı umduğu. “Süt kardeşi”nin dudağındaki tek bir kıpırtı dağ gibi pişmanlıkları yıkabilirdi. Kirpiklerinin ucundan yol bulacak tek bir müşfik bakış, yüreğinin bütün yangınlarına su olabilirdi.
“Benden yüzünü çevirince, yüzünü çevirdiği tarafa geçtim. Yine yüzüme bakmadı, öbür tarafa çevirdi yüzünü. Utandım. Yakın uzak her şey beni sıkmaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ona çok sıkıntı vermiş, çok kırmıştım. O benden yüz çevirince, dostları da yüz çevirdi.”
Gülücüklerimizin hepsini borçlu olduğumuz o yüz, o sabah, Ebu Süfyan bin Hâris'e dönmedi. O gül yüzlünün yüzünden dostluk görmeyi en çok istediği, en çok hak ettiği kişiydi. Amca oğluydu. Süt kardeşiydi. Çocukluk arkadaşıydı. Ne yazık ki O'nun müjdeli çağrısını ilk reddedenler arasında oldu. Bu çağrıyı O'nu dostlarını aç ve susuz bırakarak susturmak isteyen zorbaların yanında yer aldı amcasının oğlu. Daha da ileri gidip O'nu aşağılayan şiirler yazdı.
O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı.
Ebubekir'e [ra] koştu önce.. Sonra Ömer'e [ra]... Cevapları aynı oldu: “Allah'ın elçisinin yüz çevirdiği kişiye ben dost olamam...” Olmadı. Amcası Abbas'a [ra] yalvardı. “Sana yakınlık gösterirsem, onu üzmekten ve kırmaktan korkarım...” cevabı umutlarının kanatlarını kırdı. Ali'ye [ra] gitti en sonunda. Sızlandı. Sızlandı. Ali'den [ra] de çare yoktu. Utancı kaldı sadece yanında.
Neden sonra, Ali [ra] yaklaştı. Çareyi fısıldadı. Çöllerin hepsini kurutan, dağları yerinden oynatan bir umuttu dudağından dökülen: “O'na arkasından yaklaş ve Yusuf'a [as] kendisini kuyuya atan kardeşlerinin en sonunda pişmanlıkla söylediğini söyle....”
Geç kalan adam, yüzünden yüzünü sakınan Gül Yüzlü'ye yaklaştı. Fısıldadı. Bir ayetti nefesine sımsıcak dolanan, sesine terü taze umutlar saran: “Vallahi, Allah seni bize üstün kıldı; biz sana yaptıklarımızla hatta ettik, suçluyuz.” [Yusuf, 91]
Gül yüzlü ilk defa çevirdi yüzünü süt kardeşine. Geç kalan adam ilk defa sevindi. Ama utancı daha ağırdı. Yüzü yerdeydi. Yûsuf'un [as] kardeşlerine söylediği söz yeniden ete kemiğe büründü Muhammed [asm] diye göründü, utançla kanayan kardeş yüzüne serin bir gül tesellisi olup dokundu: “Bugüne kadar yaptıklarınızdan kınanmayacaksınız. Allah sizi bağışlasın. O merhametlilerin en merhametlisidir.” [Yusuf, 92]
Geç kaldığın yerde bin Yûsuf tecellisidir; umutlarını kuyuya attığın demde bin Yûsuf tesellisidir o Gülsîma.

Senai Demirci


Selamın Aleyküm Aliye Kardeşim....

Yıkılan gönülleri onaran Yüce Rabbimiz siz değerli kardeşimizden razı ve

hoşnut olsun.Hayranlığımı her zaman dile getirdiğim Senai Demirci

beyefendinin çok güzel ve forumun içeriğine uygun yazısını zahmet verip

buraya aktarmışsınız,çok da güzel oturmuş...

Görünen eşsiz güzelliklerin sahibi Yüce mevlamız aczimize yüce

kudretiyle ihsan eyleyip anlatılmak istenen manayı anlamayı ,anladığını hayata tatbik

noktasında gayret göstermeyi nasip eylesin İnşaAllah...

En '' veli'' olana emanet olunuz...
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
selamun aleykum canım kardeşim, son eklediğiniz yazı da çok güzeldi, Rabbimiz razı olsunB)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamın Aleyküm Aliye Kardeşim....

Yıkılan gönülleri onaran Yüce Rabbimiz siz değerli kardeşimizden razı ve

hoşnut olsun.Hayranlığımı her zaman dile getirdiğim Senai Demirci

beyefendinin çok güzel ve forumun içeriğine uygun yazısını zahmet verip

buraya aktarmışsınız,çok da güzel oturmuş...

Görünen eşsiz güzelliklerin sahibi Yüce mevlamız aczimize yüce

kudretiyle ihsan eyleyip anlatılmak istenen manayı anlamayı ,anladığını hayata tatbik

noktasında gayret göstermeyi nasip eylesin İnşaAllah...

En '' veli'' olana emanet olunuz...



Ve aleyküm Selam ve rahmetullahi ve berekatühü Kıymetli Erdal abimiz.
Allah c.c sizden de her iki cihanda razı ve memnun olsun inşallah.. Değerli yorumunuz ve güzel dualarınız için, Allah c.c razı olsun.. Çok teşekkür ederim.. Muhterem Senai Demirci, yazıda ve anlatımda artık ekol olmuş bir isim.. Bir yazıyı okumaya başladığımız ilk satırlarda, nesrin ona ait olduğunu o seçkin cümlelerinden, derin, mecazlı ve naif edebi üslubundan anlıyoruz.. Allah c.c hizmetlerinden razı olsun, güzel çalışmalarını daimi eylesin inşallah..Ben de büyük bir zevkle paylaşıyorum onun o güzel nesirlerini.. Kalbi aminler inşallah dualarınıza..Selam ve baki Dua ile, En Emin'e emanet olunuz.

 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
VE DUA

Elde kalan tek sermayem. Bütün yıkılmış hayallerimi, tükenmiş umutlarımı sinesine saran rabbimin bu aciz kuluna ihsanı. Ellerimin semaya şahlanışı. Semanın ötesinden gelen sonsuz bir huzur. İnkârsız bir imanla vardığım kapı, dilendiğim tek avlu. Âşıkla Maşukun buluştuğu o kısa ve derin çizgi. Ve işte ellerimin rabbinden duaları:
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamun aleykum canım kardeşim, son eklediğiniz yazı da çok güzeldi, Rabbimiz razı olsunB)B)


Ve Aleyküm Selam Can Esmacım..B)
Allah c.c sizden de razı olsun inşallah güzel kardeşim.. Okuduğunuz için teşekkür ederim.. Ramazan-ı Şerif'iniz mübarek olsun, Rahman c.c hayırlara vesile kılsın inşallah.. Selam ve Dua ile, Rabbimize emanetimsiniz..B)

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
VE DUA

Elde kalan tek sermayem. Bütün yıkılmış hayallerimi, tükenmiş umutlarımı sinesine saran rabbimin bu aciz kuluna ihsanı. Ellerimin semaya şahlanışı. Semanın ötesinden gelen sonsuz bir huzur. İnkârsız bir imanla vardığım kapı, dilendiğim tek avlu. Âşıkla Maşukun buluştuğu o kısa ve derin çizgi. Ve işte ellerimin rabbinden duaları:

Allah c.c razı olsun ablacım..
Selam ve baki Dua ile inşallah..B)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Rabbim huzur senin gösterdiğin yoldur, beni ve bizi yolundan ayırma - Âmin
Rabbim o eşsiz güzellikte ki el senin, o elin yokluğunu bana yaşatma - Âmin
Rabbim Aşığı Maşuğundan ayrı koyup onu azap kuyusuna salma Âmin
Rabbim bize gazabını gösterip bizi cehennemin narıyla yakma - Âmin
Rabbim her şeyim dediğim tek şeyime bir gün olsun azap kılma - Âmin
Rabbim onun hicranıyla beni sınama - Amin
Rabbim biz aciz kulların dualarını eli boş geri çevirme Âmin
Rabbim geri çevirmez kul isterse Ve Dua bitmez kul istedikçe...

selamun aleykum güzel kardeşim ne kadar güzeldi sanki insan hayatının aşama aşama nesire yansıması gibi sanki bir paronoma.. ..paylaştıgın için teşekkür güzel kardeşim
rabbimizer emanetimsin
selam ve dua ile:)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
BİR YUSUF KISSASI

Benim adım; ZAMAN
Adından çokça bahsedilmiş bir kıssanın zamanıyım. Kutlu kitaplara düşş bir olayın şahidi, Yusuf’u büyüten mevsimlerin tanığıyım. Kim bilecek ne kadar yandı canım. Kim bilecek bu kadarını içimden söküp almaya ne kadar çabaladım. Çok sıcak ve soylu toprakların diyarında, doğudan doğup batıdan batarken güneş Mısırın kucağında, kendi hak ettiğim ismimle yandım.
/Benim adım Zaman;
Yusuf’un hikâyesini hazırlarken ben gerçeğim sandım…/


Benim adım; MISIR
Güzeller güzelini koynunda uyutan şehirim, adım Mısır. Her uyuduğunda ve sonrasında uyandığında, yeniden baktığında, soluk aldığında, daraldığında sonra tekrar açıldığında, gözlerinin gördüğü benim, yani koca Mısır. Nil nehrinin kıyısına süzülmüştüm ilkin. Yazıcı kulağıma fısıldadığında olacak olanı, bakmamıştım ondan tarafa. Duymamıştım, dinlememiştim. Bu hikâyeyi kaldıramaz kocaman izbelerim, mabetlerim, nehrim diye görmemiştim.
Bu hikâyeyi sindiremez içine şanlı duran ama dayanıksız olan yüreğim diye, dönmemiştim yüzümü ona. Kalem yazana kadar diye, olacak olan olmaktan vazgeçer diye, bildiğini unutur tüm bilgeler diye.
Yani Nil ağlamasaydı, bilmeyecektim…
/Benim adım Mısır;
Başıma gelecekleri karabasan sandım/



Benim adım; ZÜLEYHA
Saçlarım kadar karaydı bahtım. İki kaşımın arasına nişan edilen kaderimi adıma yakışmayan sıfatlarla tamamladım. Yusuf’u görmemişlerin gözüyle, duymamışların kulağıyla, ona dokunmamışların eliyle yağlı bir urgana asıldım. İftiranın kötü kaderini sevdiğimin heybesine doldururken, bana bakan kötü gözlerin akının tam içinde gördüğüm utanmaz benliğime, kahrederken sınandım. Oysaki kocamandı adım. Ezelden ebede bir parça kumaş beraberinde kalacaktı şanım.
Ben Yusuf’u zindanlarda çürüten kara saçlı kadın…
/benim adım Züleyha
Tırnaklarıma dolan Yusuf’un kanı, beni kurtarır sandım/

Benim adım; YUSUF
Bütün kadınların suretine tek tek ellerini doğradıkları güzel Yusuf.
Karanlıkları sevdim hep. Kuyuları, iftira çıkmazlarının gözlerime koyduğu karanlıkları. Nefsime söz geçirirken bende insandım ve unutmasın istiyordum yazıcı. Adım böyle bir hikâyenin baş listesine eklenirken, sırtımdaki tırnak izinin peşine takıldım. Biliyordum oysa sevmeyi, bakmayı, nefsimi şımartmayı. Ama kutsal kitapta adına sureler bahşedilendim ben, Yusuf’tum ben. Aynada gördüğüm yüzüm, Mısırın kadınlarının gördüklerinden ayrıydı. Bilinenden ayrı, görülenden ayrı, yüreğimin attığı kadardı. Her yer şehrimde Züleyha’yla doluydu. O cismiyle çoktu da, adıyla tekti. Yani ki yazıcı kalemini savursaydı şahsıma bedbaht, hikâyem en kara listelerin başını çekecekti.
Burası da böyle bitti…
/benim adım Yusuf
Derin zindanları hayatımın en zor sınavı sandım/

-Alıntı-

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt