NUR;
Nur (35)
Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak (kadar berrak) tır. nur üstüne nur. Allah dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah insanlar için misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Göklerin ve yerin NURU olan Rabbul Alemin ;
Allah göklerin ve yerin nurudur.
Kainat aynasını LEVH i var eden ..
O LEVH i sırrı ile kaplayan ..
Kaynayan AŞK şerbetinin kaynaması ile HABİBİNE aşık olan.
Aşk köpügünün tortusundan LEVH i sır etti ve LEVH duvarını OL emri ile inşa etti..
Duvarda bir hücre;
Kandil oldu ADEM Mankeni..
İçine yanan bir NUR koydu o kandilin..
içinde bir kandil,
Oldu ADEM.. ADEM A.S. NUR saçan bir kandil FANUS içinde..
kandil de bir cam fânûs içinde.
NUR kapladı Alemi..
Bir yıldız misali..
Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız.
Allahu Tealanın NURUNDAN Adem Mankeninden İnsandan insana aktarılan bir NUR misali..
Güzel soydan ..
Güzel İNSANA..
Mübarek bir ağaçtan,
Ne doğudan, ne batıdan..
NURUN kaynağından ..
Akar..
ÇUKUR bir ovadan..
Cennet toprağından..
Kevser nehri kıyısından..
ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur.
Saçıldı NUR bu topraklardan..
olan zeytin ağacından tutuşturulur.
Allah C.C. İNSAN ı Aşkı İlahesinden NURU ile yarattı ve onu NURU ile şereflendirdi..
Nisa (174)
Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur'an) indirdik.
Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak (kadar berrak) tır
nur üstüne nur
AŞK NURUNDAN..
NUR..
O .. NURA ..
Allahu Tealanın Nasip ettiği vasıl olur..
Allah dilediği kimseyi nuruna iletir.
İç aşk şerbetini..
Muhammed Mustafa A.S..dan..
KURANdan..
Allahu Tealadan..
Kana kana ..
İnşallah..
Maide (15)
Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur'an) gelmiştir.
Maide (44)
Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah'a) teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb'e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah'ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat'ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.
Maide (46)
O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa'yı, önündeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil'i verdik.
Araf (157)
Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Tevbe (32)
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.
Nur (35)
Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak (kadar berrak) tır. nur üstüne nur. Allah dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah insanlar için misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Göklerin ve yerin NURU olan Rabbul Alemin ;
Allah göklerin ve yerin nurudur.
Kainat aynasını LEVH i var eden ..
O LEVH i sırrı ile kaplayan ..
Kaynayan AŞK şerbetinin kaynaması ile HABİBİNE aşık olan.
Aşk köpügünün tortusundan LEVH i sır etti ve LEVH duvarını OL emri ile inşa etti..
Duvarda bir hücre;
Kandil oldu ADEM Mankeni..
İçine yanan bir NUR koydu o kandilin..
içinde bir kandil,
Oldu ADEM.. ADEM A.S. NUR saçan bir kandil FANUS içinde..
kandil de bir cam fânûs içinde.
NUR kapladı Alemi..
Bir yıldız misali..
Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız.
Allahu Tealanın NURUNDAN Adem Mankeninden İnsandan insana aktarılan bir NUR misali..
Güzel soydan ..
Güzel İNSANA..
Mübarek bir ağaçtan,
Ne doğudan, ne batıdan..
NURUN kaynağından ..
Akar..
ÇUKUR bir ovadan..
Cennet toprağından..
Kevser nehri kıyısından..
ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur.
Saçıldı NUR bu topraklardan..
olan zeytin ağacından tutuşturulur.
Allah C.C. İNSAN ı Aşkı İlahesinden NURU ile yarattı ve onu NURU ile şereflendirdi..
Nisa (174)
Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur'an) indirdik.
Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak (kadar berrak) tır
nur üstüne nur
AŞK NURUNDAN..
NUR..
O .. NURA ..
Allahu Tealanın Nasip ettiği vasıl olur..
Allah dilediği kimseyi nuruna iletir.
İç aşk şerbetini..
Muhammed Mustafa A.S..dan..
KURANdan..
Allahu Tealadan..
Kana kana ..
İnşallah..
Maide (15)
Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur'an) gelmiştir.
Maide (44)
Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah'a) teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb'e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah'ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat'ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.
Maide (46)
O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa'yı, önündeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil'i verdik.
Araf (157)
Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Tevbe (32)
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.
Son düzenleme: